Hayatı Gereğinden Fazla Ciddiye Almayınız
Gözünüzdeki pembe gözlüğü çıkarın. Gururunuzun kusurlarınızı örtmesine izin vermeyin.
Sadece kendinize, içinizdeki bu güce güvenin, başkasına bel bağlamayın. İçinizdeki güç sizi utandırmayacaktır ve yüzünüzü kara çıkarmayacaktır.
Acele etmeyin. Öncelikle kendinizi ve durumunuzu başkalarıyla karşılaştırmanız büyük bir hatadır. Çok sabırlı olun, başkalarını kıskanmayın. Zengin olanlar bırakın servetleri içinde oyalansınlar. Hayatı gereğinden fazla ciddiye almayın.
KUSURLU KUMAŞ
Ünlü bir dokumacı, dokuduğu kumaşı satmış. Daha sonra o kumaş parçasında bir kusur görülmüş ve geri çevrilerek bedeli istenmiş. Dokumacı parayı vermiş, fakat gözlerinden yaş gelmiş. Sormuşlar:
- Niçin ağlıyorsun? Kumaşı geri verdik diye ise üzülme. Alıp gidelim ve paranı geri verelim.
Dokumacı:
Hayır, kumaş için ağlamıyorum, demiş. Onun bir kusuru görüldü ve geri çevrildi. Fakat ya ömür boyu yaptıklarım, Allah"a arz olunduğu zaman, böyle bir kusur yüzünden geri çevrilecek olursa, ne olur benim halim? Ben bunu düşündüm de ağladım. Hayat, kumaş gibi değil ki, düzeltilsin, ya da tekrar dokunsun. O, sadece bir kere gelip geçer.
Vazife, büyük şey yapmak değil, ne kadar küçük olursa olsun gerekeni yapmaktır.
TAVA KÜÇÜKMÜŞ
Adam deniz kenarında balık tutmaktadır, tutmasına da bir gariplik vardır. Tuttuğu balıkları eliyle karışlıyor ve daha sonra denize atıyor. Bir iki derken devamlı olarak yakaladığı balıkları denize atan adama şaşkın bakanlardan biri:
- Hemşehrim, bir sürü zahmetle yakaladığın balıkları neden gerisin geriye denize atıyorsun? O zaman yakalama.
- Yakaladığım balıklar oldukça büyük, oysa benim balık kızartma tavam küçük, onun için ölçerek geri atıyorum. Belki tavama uygun bir balık tutatarım
Dostlar, sokağı süpüren işçiye, bir kolay gelsin! demek.. Otobüste ağır paketleriyle ayakta bekleyeni, yer verip sevindirmek.. Bir kalem, bir kağıt, sonra bir zarf sadece; ya da bir telefonla çoktandır sormadığın dostlarına seslenmek ne kadar önemlidir. Kendinize bir isim listesi hazırlayın ve bugüne kadar işten veya bir başka sebeple arayamadığınız, ihmal ettiğiniz dostlarınızı arayınız. Vakit çok geçmiş olsa da bunu yaparsanız, siz hiçbir zaman "Eski dostlar!" şarkısını söylemek zorunda kalmazsınız.
Şu gerçeği unutmayın; tek önemli vakit vardır; içinde bulunduğunuz an
En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez; ve en önemli iş iyilik yapmaktır, çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur.
Unutmayınız, bir insan bir işi başarabiliyorsa, siz de başarabilirsiniz