Gerçek Alevilik
Bu günkü yazımda Hollanda"nın Den Haag şehrinde yaşayan ve Avrupa İslam Üniversitesine Ehl-i Beyt Yanlısı Kaynaklarda İbadet Anlayışı (Namaz Örneği) konulu Master tezi sunmuş olan Alevi Dedesi Mehmet İstanbullu" yu ve tezini tanıtacağım. Hepimizin, özellikle Çubuk"ta birlikte yaşadığımız Alevi kardeşlerimizin alevi kökenli bu ilim adamımızdan istifade edeceğini umuyorum.
Önce kendi ağzından Mehmet İstanbullu:
"1937 Antakya doğumluyum. Dedelerim Arap alevilerindendir. 1966 Yılından beri Hollanda'da yaşıyorum. Hollanda'ya geldiğimden beri elimden geldiği kadar ilmi araştırma yapmaya çalışıyorum. Beş tane basılmış eserim vardır. 1978 Yılında Hacca gittim. 1981 Yılında Avrupa'da ilk Ehl-i Beyit Mescidini kurdum ve başkanlığını yaptım. 2000 Yılından beri de Den Haag şehrinde kurduğum İmam Aliyyü'l-Mürteza vakfının başkanlığnı yapıyorum. 2000-2002 Yılları arasında Rotterdam İslam Üniversitesinde ilmi çalışmalar yaptım. 2006 Yılında Avrupa İslam Üniversitesinden Lisans diploması aldım. Son olarak 5.5.2008 tarihinde hazırladığım Master tezini Üniversiteye sunarak İslam Mezhepleri dalında Master diploması aldım. Hedefimiz imkanlarımız dahilinde milleti kucaklayacak şekilde Ehl-i Beyt ve Aleviliğin hakiki temellerinin ne olduğunu otyaya çıkarmaktır. Tezim yayınlandığında bu çalışmamızın önemi daha iyi anlaşılacaktır."
Yazar Mehmet İstanbullu tezine, dedelerinden kendisine intikal eden beşyüz yıllık arapça el yazması kitaplardan örnekler ekleyerek tezindeki görüşleri takviye etmiştir. Mesela ek 1 deki el yazması Mecma'u'l-Ulum adlı Arapça Ehl-i Beyt kaynağında Şeyh Zübari şöyle rivayet ediyor:
"Namaz dinin direğidir: Namazı kılan kimse dini ayakta tutmuş, namazı terkeden kimse, dinini yıkmış olur."
Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur:
"İman ile küfrün arası(ndaki sınır) namazı terk etmektir." (Vesailu'ş-Şia, c. 1, s. 6: Şeyh Ali İstanbullu, Yazma büyük tarih kitabı s. 341, Antakya)
"Küfe şialarından bir topluluk Cafer el-Sadık'ın yanına geldi. Ona dediler ki: "Ey Peygamber torunu! Neden deden Hüseyin oğlu Ali'ye özel olarak "Zeyn el-Abidin" (İbadet edenlerin en iyisi) ismi verildi. Hepiniz ibadet edenlerden değil misiniz, bu fark niye? Cafer el-Sadık onlara şu cevabı verdi:
"Yazıklar olsun size, Allah'ın buyruklarını duymadınız mı? Allah şöyle buyuruyor: "Biz kullarımıza istediğimiz dereceleri (mertebeleri) veririz. Peygamberlere bile farklı mertebeler vererek onları birbirinden faziletli kıldık." İmam Zeynelabidin bu sözüyle Allah'ın gerçek kulluk yapanların derecesini yükselteceğini ifade etmiş oluyor.
Allah'ın Hz. Muhammed (as.)a gönderdiği son ve mükemmel Din İslam, bütün müminlerin kardeş olduğunu ilan ederek müminler arasındaki ihtilafları yasaklamıştır. Bu bakımdan bu yüce dini bize getiren ve mutluluk yollarını gösteren Peygamberimize ve O'nun yolundan giden aline, ashabına, Ehl-i Beytine uymak yegane kurtuluş yoludur.