CEMALETTİN SÖĞÜT
5- OHRİ – GOSTİVAR – KALKANDELEN (TETEVO) – ÜSKÜP - KOSOVA – PRİŞTİNA – PRİZREN – KALKANDERE - ÜSKÜP (2 GÜN)
Ohri’den yola çıktığımızda hava kapalı idi. Sonradan yağmur taneleri aracımızın camına düşmeye başlamıştı. Ardından bir şiddetli yağmur başladı ki maşallah, tabiri caizse bardaktan boşanırcasına yağıyordu.
Yolumuz üzerinde, Makedonya’nın en büyük milli parkı olan Mavrova Milli Parkı levhası gördük. Girelim mi girmeyelim mi derken, 6 km kadar görmek için girdik. Baktık ki daha da uzuyor. 15 -20 km kadar daha içeri girilmesi gerektiğini öğrendik. Zaman darlığı nedeniyle geri döndük. Yola devam ettik. İkindi namazı yaklaşmıştı. Yol levhasında Gostivar şehrine geldiğimizi gösteriyordu. Şehir merkezine girdiğimizde Türkiye’de gibi hissettik kendimizi. Çünkü bütün levhalar Türkçe idi. Sonradan öğrendik ki Kuzey Makedonya en çok Türklerin yaşadığı şehir Gostivar imiş. Dondurmacıda dondurmalarımızı yedik. Ezan yaklaşınca saat kulesi ve camisine namaza yetiştik. Namaz sonrası cami görevlimize Türkiye’den geldiğimizi söyleyerek tanıştık. Caminin yapılış tarihiyle ilgili bizlere güzel bilgiler verdi. 1566 yılında dönemin padişahı tarafından yaptırılan Saat Kulesi, şehrin merkezinde bulunuyor. Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan kule yıllar içinde çok kez restorasyona uğruyor. Bugünkü görünümünü alıyor. Saat Kulesi’nin hemen yanında camii de Saat Kulesi Camii olarak anılmaya başlıyor.
Foto 38 : Gostivar’da Saat Camii ve Kulesi.
Gostivar’dan ayrılıp Üsküp’e devam ederken Kalkandere’ye (Tetevo) girelim istedik. Şiddetli yağış olmasından dolayı, girdiğimiz yoldan trafik ilerlemeyince geri döndük.
Akşama yakın Üsküp’e gelmiştik. Küçük bir şehir turu yaparak, Türk Çarşısı karşı bulvara araçlarımızı park ettik. Yürüyerek karşıya geçip Türk Çarşısı olarak bilinen çarşıya gelmiştik. Çoğu mağaza ve dükkanlar kapanmıştı. Restoran aradık. Tam istediğimizi bulalım derken, akşam ezanı okundu. Namaz için doğruca camiye gittik. Namazları kılıp caminin imamı ve müezzini ile tanıştık. Müezzine yemek yiyeceğimiz güzel bir restoranı sorunca sağ olsun güzel bir restorana getirdi. Kapanacak olmasından dolayı başka bir yere giderek orada kebap olarak adlandırılan köftelerimizi yemiştik.
Türkiye’de iken telefonla görüştüğümüz, Gazi Üniversitesi mühendislik fakültesini bitirip, Üsküp’e yerleşmiş tanıdığımızla yatsı namazı müteakip Mustafa Paşa camiinde buluşalım istedik. Ezan okununca en yakın camiye namaza yetişelim diye Balaban Camiine gitmişiz. Yatsı namazlarını kıldık. Çay evinde oturduk. Telefonla görüştüğümüz arkadaş bir arkadaşını daha tanıştırmak için getirmişti. Memleketi Erzincan olan ODTÜ İnşaat Mühendisliğini bitirmiş arkadaşı ile tanıştırdı. Güzel hatipliği ile bizlerin ziyaretini cihadı manevi olarak nitelendirmesi bizleri duygulandırarak onure etmişti. Üsküp ve Makedonya hakkında genel bilgiler ve vermesi akabinde ortak arkadaşlarımızın da çıkması da ayrı bir güzellikti. Bir sonraki gün gezi planımızla ilgili profesyonel rehber talebimiz olmuştu. Sağ olsun bizlere bir rehber önermişlerdi. Rehberi telefonla aradığımızda ertesi gün müsait olduğunu, ücreti mukabilinde profesyonel rehberlik hizmeti verebileceğini ifade etmişti. Sonraki gün rehberle sabah 8.00 de buluşmak üzere randevulaşmıştık.
Konaklama yerini yine Booking uygulaması üzerinden S Apartman adında 2 + 1 daireyi, 3 yetişkin kişi 35 Euro kiralamıştık. Hemen ev sahibi ile WhatsApp’tan mesaj atarak, ne zaman, saat kaçta geleceğimizi sordu. Bizde 23.00 dedik. Evin kullanımı ile ilgili hususları ve talimatları içeren WhatsApp’tan mesaj atmıştı. Evin konumu, açık adresi, anahtarının daireye ait posta kutusuna bıraktığını, Wİ-Fİ şifresini, ödemenin kendine elden yapılacağı gibi hususları bildirmişti. Eve gittiğimizde bize hazırlık olması için klima çalışır vaziyetteydi. Dairenin ev eşyaları yeniydi. Çok beğenmiştik. 2. gün içinde rezerve yaptırarak burada memnun şekilde 2 gün kaldık.
Ertesi gün sabah kahvaltısı için profesyonel rehberimizle buluştuk. Üsküp merkezde gezilecek görülecek yerler için 50 euro’ya anlaşmıştık. Öncelikle 6 gündür yapmadığımız serpme kahvaltı yeri aradık. Orada sabah kahvaltılarında börek kültürü olduğundan, serpme kahvaltı her yerde bulunmadığını ve zahmetli olduğunu öğreniyoruz. Kahvaltıyı yaptıktan sonra ecdat yadigarı Üsküp Osmanlı şehrini rehberimiz bizi gezdirmeye başlıyor.
Makedonya’nın başkenti Üsküp, Vardar Nehri’nin iki kıyısına kurulmuş. Makedon dilinde Skopje olarak adlandırılan şehir, tarihi ve kültürel özellikleri ile tam bir Osmanlı Şehri. Kendinizi yabancı değil ev sahibi gibi hissedersiniz. Osmanlının uç merkezlerinden biri olan Üsküp, 1392’de Yıldırım Beyazıt’ın Paşalarından Paşa Yiğit Bey tarafından alınmıştır. Şehrin bir yakasında Arnavutlar ve Müslümanlar yaşarken diğer tarafta Ortodoks Hristiyanlar yaşıyor. Bu nedenle şehrin Eski Türk Çarşısı bölümünde çok sayıda Osmanlı eserini görüyoruz.
Şehirde yer alan Vardar Nehri kenti ikiye ayırmış. Bu iki bölge Hristiyan ve Müslüman toplulukların bulunması ile birbirinden farklıdır. Nehrin üzerinde yer alan Taş Köprü kentin simgesidir. Padişah 1.Murat döneminde yapılan eşsiz mimari yapı; 1963 yılında meydana gelen depremde büyük bir hasar alan Üsküp şehrinde ayakta kalmayı başarabilmiştir. Türk Çarşısı aynı zamanda Old Bazaar’da olarak da anılan çarşıda esnafın birçoğu Türk’tür ve burada en çok konuşulan dil Türkçedir.
Üsküp Türk Çarşısı’nın hemen üst kısmında, 1492 yılında Yavuz Sultan Selim'in veziri olan Mustafa Paşa tarafından yaptırılan ve Paşanın adını alan camiî girişindeki kitâbede bulunuyor. Mustafa Paşa Camii, kendisine özgün yapısı ve ihtişamını halen devam ettirmektedir. Tarihî dönemde camiye herhangi bir ekleme yapılmamış, mevcut yapısı aynen korunmuştur.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.