Su üzerine yapılan aşk ve sır dolu bir sanat olan Ebru"nun kökleri nereye, ne zamana kadar gitmektedir kimse bilememektedir. Tahmin edildiği kadarıyla yüzlerce yıl öncesine kadar gitmektedir. Ebru sanatçılarımız ebru üretmekten olsa gerek vakit bulamadıklarından ebrunun tarihini yazmayı ihmal etmişlerdir. Bugün elimizde belge olmamsına karşın sanatımızla ilgili bilgilerin çoğu üzülerek ifade etmek gerekirse batı orijinli kaynaklardır. Ancak Orta Asya"da doğduğu konusunda ebru tarihçileri ittifak etmektedirler. Bir resim sanatı olmakla birlikte şiirsel ve ezgili anlatımlarıyla su, üzerinde dans eden figür olan ebrunun görsel güzelliklerinin yanı sıra çıplak gözün göremeyeceği ilginç güzellikleri de terapistim demektedir.

Adıyla bağdaşan ebru sanatında suyun yalınlığı, renklerin düğünü, insanın duyguları bir aradadır. Kendine has mistisizmini de yitirmeyen ebru zanaat anlayışını sürdürmekle beraber, soyut sanat gibi de algılanmaktadır.

Üstadımız Necip Fazıl Kısakürek

" Anladım işi sanat Allah"ı aramakmış,

Marifet bu, gerisi çelik çomakmış"

Mısralarıyla sözün özünü anlatırken ithal kültürler altında ezilen kendi estetik varlıklarımıza bir göz atalım istemiştik de.

Ne diyelim belediye başkanlığı için AA'larının bol olduğu güzel Çubuk"un yurdum insanlarına selamların en güzeli ile…