Abdurrahim Somuncu   (Emekli Müftü)

Abdurrahim Somuncu (Emekli Müftü)

ZEKÂT

                                                

                  Zekât, İslamdininin beş şartından birisidir. Zekât hicretin ikinci senesinde emr olunmuştur. Zekât mali bir ibadettir. Zekât zenginin malından, fakirlere belli bir miktarın ödenmesidir. Zariyat suresi ayet 19. “Onların(zenginlerin) mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi”  buyrulmaktadır. Bu ayetin anlamı doğrultusunda, zengin sanmasın ki, zekâtı, kendi malından veriyor, o malda bulunan, fakirin hakkını ödemiş oluyor. Malının zekâtını vermeyenler, fakirlerin haklarını gasp etmiş oluyorlar.                                                                                     

            Zekât, fakirle zengin arasındaki boşluğu dolduruyor ve sosyal dayanışmayı sağlıyor. Zekât; zenginle fakir arasındaki sevgi bağlarını da, güçlendiriyor. Zekât kur’anda Bakara süresi 110. ve tövbe süresi 103 ayetlerinde de yer almaktadır.                                                                                                                        

              Zekât vermekle malın azalmadığını “Sebe” süresi ayet 39 “ Siz Allah için ne verir seniz, Allah onun yerine (daha iyisini) verir” buyuruyor. Zekât verildiğinde, alanda verende kazançlı oluyor. Peygamber efendimiz (s.a.v) bir hadisi şeriflerinde “Müslüman’ın bir uzvunda ağrı, sızı olduğunda o,vücuttaki, ağrı ve sızıyı diğer uzuvlar,  paylaşırlar.” buyrulmaktadır. Başka bir hadisi şerifte de, “ yanı başında aç yatan var ilken tok yatan bizden değildir” buyrulmaktadır. Mülüman’ın diğer muhtaç Müslümanlara yardım elini uzatmalarını, fakirliğin verdiği sıkıntıları duymaları gerekmektedir.                                                                                              

                Zekât vermekle mal eksilmemektedir, nasıl ki meyve ağaçları, üzüm kütüklerinin, dalları budanınca daha çok verim alınıyorsa, zekâtta verilince, malın verimi artmaktadır. Bu doğrultuda bakara süresi ayet 261 de “Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine fazlasını verir. Kat kat verir. Allah’ın lütfu geniştir. O her şeyi bilir.” Buyrulmaktadır. Müminun süresi ayet 1 de felaha, kurtuluşa, erecek olanların “ gerçekten müminler kurtuluşa ermişlerdir.” 4. ayetinde ise “ Onlar ki, zekâtını verirler”  buyrulmaktadır.                                                                               

                Kimler zekât vermekle yükümlüdürler. 1.Müslüman olmak. 2.Erginlik çağına gelmiş olmak. 3.Akıllı olmak. 4.hür olmak. Buna göre aklı dengesi yerinde olmayan, erginlik çağına gelmemiş olanlar ile Müslüman olmayanlara zekât verme yükümlülüğü yoktur.5.Borçlar düşüldükten sonra, nısap miktarı servete sahip olmak.  6.Mevcut nisap miktarı malın, üzerinden bir yıl geçmiş olmak.Nisap miktarında olan bir malın zekâtı, daha sene dolmadan erkene alınarak verilebilir. Sonradan ödenecek olan bir borcu öne alıp acele ödemek esasına dayanır. Bu fakirler için yararlı olanıdır.Böylece zekat  mükellefiyetinde olandazekat borcundan kurtulmuş olur.                                   

               Nisap nedir? İslamiyet’e göre zenginlik ölçüsü demektir. Zenginlik ölçüsü: Borcundan ve asıl ihtiyaçlarının dışında, servete sahip olmasıdır. Altın cinsinden nisap;80,18. gr. Para cinsinden ise, altının, nisabı tutarında olmasıdır. Koyun ve keçi, cinsinden 1/40, sıgırdan1/30,Deveden 1/5, Nakit parası olandan 1/40 (yüzde iki buçuk) olmak üzere zekât ödenir.                                                                

                Zekât kimlere verilir ve kimlere verilmez? Zekât verilecek olanlar: 1.Fakirler,(Nisap ölçüsünde bir servete sahip olmayanlar). 2.Miskinler (Hiçbir malı olmayanlar). 3. Borçlular.4.yolcular.5.Allah yolunda olanlar.6. Amca dayı, teyze, halalar ve bunların çocukları fakir iseler zekât verilir.                                                          

                Zekât; kimlere verilmez. 1.Usul ve furu’a zekât verilmez. Bunlar kimleredir. Usul: ana, baba, anneanne. Dede… Yukarı doğru. Furu ise şunlardır. Oğlu, kızı ve bunların çocukları aşağı doğru kendi sulbünden olanlara zekât verilmez. 2.İslami ölçülere göre, zengin sayılanlara. 3.Müslüman olmayanlara. 4.Cami, çeşme, yol, köprü gibi yerlere zekât verilmez. Bir fakirin borcuna mahsuben yapılan yardım sayılır, alacak, zekât’a mahsup edilmez.                                                                                                                 

                  Zekâtta niyet ve temlik şarttır. Zekâtlık değerdeki mallar, önceden hesap edilir, daha sonra yerine verilir. Borç verilmiş tahsil imkânı bulunan mallardan da, zekât verilir. Her hangi bir iş yerinin, alet ve edevatından, kullanılan malzemelerinden zekât verilmediği gibi, bir fabrikanın da, makinelerinden, arabalarından kullanılan malzemelerinden zekât verilmez. O fabrikanın yıllık kazancından o, kazanç nisap ölçüsüne ulaşırsa, zekât verilir. Bir evin ihtiyacı olan kullanılan araba ve eşyasından da, zekât verilmez. İhtiyaç dışı olanlar, zekâta mahsup edilir. Satılık daire ve arsaların, değerlerinden zekât verilir.                                       

                  Zekâtın yararları:1.Toplumu, fakiriyle zenginini kaynaştırır.2.Malı, günah kirlerinden temizler.3.Mal sahibini kul hakkından kurtarır. 4.Zenginin aşırı hırsını önler.5.Cimriliği giderir. 6.Kalbin katılığını giderir fakirlere karşı şefkatli yapar.7.Ruh ile bedenin dengesini sağlar.8.İbrahim (a.s) cömertliği derecesine yükseltir.9-Toplumsal barışı sağlar 10-Malı çoğaltır... Allah’a emanet olunuz                                                      

Bu yazı toplam 4568 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.