Şuayip Yaman       Görünen Köy

Şuayip Yaman Görünen Köy

TRAFİK LEVHALARINA UYMAYANLARA CEZA ÇÖZÜM MÜ?

İlçede Oto Park yok. “Oto Park’a Gider” levhası yok. Ama sürücülere trafik levhalarına uymamaktan ceza kesiliyor...

 

Kurallara uymayanlara tabii ki cezai müeyyide uygulanmalı...

 

Uygulanmalı da; İlçenin trafik düzeni dört dörtlük mü? Trafik levhaları yeterli mi? Sürücüler hata yaptıklarında önceden uyarılıyor mu? Yoksa direkt olarak cezai işlem mi uygulanıyor? Öncelikle bunlara bir çözüm bulmak gerekmez mi?

 

İlçede trafik levhalarına uymayan sürücülere ceza kesiliyor. Özellikle de ilçe dışından gelenlere...

 

İlçeye turistik amaçla gelip, özellikle de turşu ve et almaya gelenlere bankadan para çekmek, kasaptan, marketten, turşucudan alışveriş yapmak isteyenlere 3,5 dakika müsamaha göstermek zor olmasa gerek.

 

Oysa trafiğin yoğun olduğu yerlerde ilçe de yaşayan sürücülere müsamaha edilirken, dışarıdan gelenlere de 3-5 dakika müsamaha gösterilse kötü mü olur?

  

İlçemiz 17 yıldır Metropol İlçe.

 

İlçemizde bir taraftan trafik levhalarına uymayanlara ceza yazılırken, diğer taraftan ise özellikle sınırlı süreli park levhalarının önüne sabahtan akşama kadar araçlarını park edenlere, kaldırımlara araç park edenlere, bina girişlerine araç park edenlere, Devlet yolu üzerinde çift sıra ya da kaldırıma dikey ya da çapraz olarak aracını park ederek yolu tek şeride düşürenlere neden ses çıkartılmaz, hiçbir müeyyide uygulanmaz. Bu uygulama çifte standart değil mi?

 

Oysa bir kural herkese şamil olduğu zaman adaletli ve etik bir uygulama olur.

 

Adaletsiz uygulamalardan en çok da ilçe dışından gelen sürücüler şikâyetçi...

 

SINIRLI SÜRELİ PARK LEVHASI...

 

İlçemizde Atatürk Caddesi (eski Askerlik Şubesi’nin önünden eski Şabanözü Kavşağına kadar olan) ve bu caddenin bağlantılı olduğu Kıbrıs Caddesi ile Santral Sokak da “Sınırlı Süreli, Park Levhaları” var.

 

Peki, nedir bu Sınırlı Süreli Park Bölgesi Levhası?

 

Park etmenin ücretli ya da ücretsiz şekilde belirli bir süre ile sınırlandırılmış olduğu bir bölgeye girildiğini gösterir. Trafik levhasının altında bulunan süre sınırlarına ve sınırlama sistemi yani parkmetre, park diski gösterileceği için bunlara dikkat edilmesi gerekir.

 

Trafikte park etme ve duraklama işaretlerinin kullanımı sürücülerin araçlarını park edecekleri yerlerin ya da belirli süreyle durabilecekleri yerlerin denetimini ve düzenlemesini yapmakta olur.

 

Caddelerin ve sokakların bir kısmında park eden araçlar bazı sorunlara ve tehlikelere neden olabilir. Bu yüzden böyle riskli yerlere park etmek yasaklanmalı ya da park etmek düzenlenmelidir. Bazı yerlerde ise, park etmek oldukça tehlikeli olabileceğinden, duraklama ve park etme yasaklanmalıdır.

 

Sürücülerin bu şekilde uygun olmayacak şekilde park etmesinin önlenmesi amacıyla, park edilebilecek yerlerin düzenlenmesi ve sürücülerin uygun olan park yerlerine yönlendirilmesi gerekmektedir.

 

Park edilecek yerlerin bu şekilde park işaret levhaları ile gösterilmesi gerekmektedir. Ancak bu levhaların çok aşırı derecede kullanılması da bunlara uyulma oranını azaltabilir. Bu nedenle iyi etüt edilmesi gerekir.

 

Caddelerde, sokaklarda konulan park işaret levhasıyla gösterilen park etme izni, başka bir işaret bulunmuyorsa, bir sonra gelen kavşağa kadar devam etmektedir.

 

 Ancak bu bütün “P” grubu trafik işaret levhalarında bir sonraki kavşağa kadar konulan başka bir işaret levhası olursa, bu levhada sona erer. Birde belirli süre park etme sadece yolda tek yönlü olarak uygulanır. Bu yolun sol yönü için geçerli olur. Yani Sınırlı Süreli Park Bölgesi Levhası yolun soluna konulur.

 

Sınırlı Süreli Park Levhaları ile ilgili yıllardır haber yapmama rağmen halen bu levhaların önünde park sürelerini belirten levhalar konulmamıştır.

 

Bu yüzden de sürücüler araçlarını bu park levhalarının bulunduğu yerlerde saatlerce park etmekte, bunlara hiçbir cezai müeyyide de uygulanmamaktadır.

 

İlçe Belediyesi’nin bu konuda UKOME’den bir talep de bulunması gerekmez mi? İlçe Belediyesi 20 yıldır UKOME’ ye müracaatta bulunmamıştır. Bu iş bu kadar mı zor?

 

TÜM CADDE VE SOKAKLAR OTOPARK...

 

İlçenin tüm sokak ve caddeleri oto park.

 

Allah aşkına “Metropol İlçe” olduğumuz 27 Temmuz 2004 tarihinden bu yana İlçede hiç “Oto Parka Gider” levhası gördünüz mü?

 

Oto park olamayınca tüm cadde ve sokaklar oto park... Hatta kaldırımlar bile. Yeni yapılan inşaatlarda bile daha düne kadar iskân ruhsatı almak için 4-5 araç için otopark yeri yeterliydi. Şimdi bu uygulama da ortadan kalktı. ,

 

15-20 daireli oto park yeri olan binalarda bile bina sakinleri üşengeçlikten araçlarını yola veya kamuya ait kaldırımlara park ediyorlar. 

 

Apartman sakinleri kamuya ait kaldırımları sanki babalarının yeri gibi araçlarına oto park yapıyor, hemen yanı başına da  “Yabancı araçlar park etmeyiniz” şeklinde levha asıyorlar...

 

Ve hatta apartmanların garaj girişine bile elektrik şirketi tarafından trafo konulabiliyor. Bu nasıl bir zihniyettir?

 

Etkililerin ve yetkililerin bundan haberi var mı?

 

Maalesef yok...

 

Çünkü bunları görmek için sahaya inmek lazım. Ayrıca bu uygulamayı takip etmek için de özel bir ekip kurmak lazım.

 

Oysa 100 bin nüfuslu bir ilçenin trafik düzeni kısıtlı personel ve ekip aracı ile büyük bir özveri ile sağlanmaya çalışılıyor.

 

Emniyet teşkilatı eldeki bu kısıtlı imkânlarla ilçenin trafik, asayiş ve güvenlik sorunlarını ne zamana kadar yürütebilecek?

 

Hatırlarsanız siyasiler ilçenin asayiş ve güvenliği ile ilgili olarak yıllar önce; Personel, araç gereç sayısını artırma sözü verdikleri halde henüz değişen bir şey olmadı. Bu vaatler hep havada ve sözde kaldı.

 

Emniyette görev yapanlarda insan... Onlarında bir yere kadar dayanma gücü var; Hastalığı var, raporu var, izni var. Çoluk çocuğu ile gezip-dolaşma hakkı var. Bu nedenle trafik ekip ve personel sayısının ivedilikle artırılması gerekir.

 

Keza asayiş ve güvenlik sorunu da öyle...

 

İlçe sadece 7 merkez mahalleden ibaret değil. Köyden mahalle olan 77 yerleşim yeri daha var ve 1248 km2. Alana yayılmış durumda. Kısıtlı imkânlarla geniş bir yerleşime sahip olan ilçenin asayiş ve güvenliği de bu kısıtlı imkânlarla nereye kadar ve nasıl sağlanacak? Allah esirgesin ilçenin bir köyünde bir olay olsa bı kısıtlı imkânlarla nasıl ulaşılacak? Ya da “ölen ölür kalan sağlar bizimdir” mi diyeceğiz?

 

HER YER OTOPARK...

 

Devlet Yolu olan Ankara Bulvarı’nda bile sürücüler araçlarını mağazaların önünde kaldırıma dikey olarak park ediyor. Bazen bu parklar çift sıralı oluyor. Trafik tek şeritten işliyor. Ama ne hikmetse bunlar etkililer ve yetkiler tarafından maalesef görülmüyor...

 

Ve yine Atatürk Caddesi’nde sağlı sollu park edip, (bazen iki sıralı park ediliyor)

Araçlar sabahtan akşama burada park ediliyor. Bunlara kimse dur diyemiyor?

 

YABANCI ARAÇLARA CEZAİ MÜEYYİDE UYGULANIYOR...

 

Özellikle İlçeye gelen yabancı araç sürücülerine “Park levhalarına uymamaktan dolayı” para cezası kesiliyormuş. Zaman zaman bu konuda sürücülerden şikâyetler alıyorum.

 

Cezai müeyyide uygulanmadan önce araç sürücülerinin aşağıdaki hususlarla ilgili olarak bilinçlnedirilemesi veya aydınlatılması daha uygun olur kanısındayım.

 

Şöyle ki;

 

  • İlçedeki trafik işaret ve levhaları yeterli ve görünecek şekilde mi?
  • İlçede oto parka gider levhası var mı?  
  • Sınırlı Süreli Park Levhaları’nın bulunduğu yerlerde Belediyece süre belirtilmiş mi?
  • Bunların olmadığı yerde para cezası nereye kadar caydırıcı olur?

 

İLÇEDE OTO PARK SORUNU HAD SAFHADA...

 

İlçede otopark ihtiyacı had safhada, trafik ve park yeri çilesi yıllardır bitmek bilmiyor. Bazen trafik arapsaçına dönüyor. Ama ilçenin etkili ve yetkililerden çözüm için bir caba hala yok.

 

Gayri nizami araç parkları ilçede yaşamı olumsuz bir şekilde etkilemeye devam ediyor.

 

Öyle ki ilçenin ana caddeleri dâhil her taraf açık otopark haline gelmiş durumda. Durum böyle olunca kent adeta kent olmaktan çıkmış, İlçe tamamen bir pazar yeri haline gelmiştir.

 

İlçe Trafik Komisyonu’nun kısıtlı imkânlar yüzünden bu konuda yeterli kararları alamaması ve alınan kararların da etkili bir şekilde uygulanmaması nedeniyle cadde ve sokaklar ile birlikte kaldırımlar bile araçların park yeri haline gelmiştir. 

 

İlçede yeterli otopark olmadığı için cadde ve sokaklarda çift taraflı oto parklar oluşuyor. Kimse aracının emniyetini düşünmüyor.

 

Ara sokaklara bakıldığında çift taraflı parklar nedeniyle başka bir aracın geçmesi bile sıkıntı haline gelebiliyor. Yollarda sağlı sollu yapılan araç parkI yüzünden trafik bazen sarı renkli Çift Yol Çizgisi üzerinden işliyor.

 

Bir zamanlar otoparka kapatılan Çarşı İçi’nde (Atatürk Caddesi) bile araç park etmek de onca engellemeye rağmen artık serbest oldu. Sokak ve caddeler sağlı sollu araç parkından geçilmiyor. Buralarda insandan fazla araca var.

 

Araç sahipleri izinsiz olarak apartmanlarının önlerine araçlarını park edebiliyor. Hatta kamu malı olan kaldırımları bile kafalarına göre parselleyip çizerek (sanki babalarının malı gibi oto park olarak kullananlar var. Hatta bu konuda daha da ileri giderek “Yabancı araçların park etmesi yasaktır” levhaları bile koyabiliyorlar. Bu cüreti gösterenler bu yetkiyi kimlerden ve nasıl alıyorlar?

 

Ne hikmetse bunlara “dur” diyecek bir yetkiliyi henüz görmedim, duymadım.

 

Allah esirgesin bir apartmanda bir hasta olsa ambulans, bir yangın çıksa itfaiye dahi yaklaşamaz.

 

Bazen de bir işyerinin önüne araçlarını park ederek, o işyerinin önünü kapatıyorlar. Vatandaş işyerinin önüne mal indiremiyor.

 

TRAFİK TEK YÖNLÜ İŞLEMELİ...

 

Araç trafiğine çift yön olarak açılan cadde ve sokaklarda her iki tarafa da park edilen araçlar yüzünden karşıdan gelen araçlar zor anlar yaşıyor (iki araç yan yana geçemiyor. Biri diğerini beklemek zorunda kalıyor.)

 

Ankara Bulvarı ve Çarşı İçi’nde trafik ekipleri ikili park edilmesine izin vermiyor. Trafik ekibi gidince sürücüler fırsatı ganimet sayıp araçlarını tekrar park ediyor...

 

Araçlar ve yayalar trafik yolunda neredeyse kol kola yürüyor...

 

Ankara Bulvarı üzerinde Devlet Yolu tek şeritten işliyor. İlçenin etkili ve yetkileri her gün buradan birkaç kez geçiyor; Buradaki trafik kargaşasını herhalde görmüyorlar...

 

Vatandaşlar yaya kaldırımını kullanamıyor.

 

Bu kaldırımların geneli de işyerleri tarafından işgal edilmiş durumda. İnsanlar bir ekmek, bir gazete ve hatta bir kutu kibrit almak için 30-50 metrelik mesafeye bile araçla gidip geliyor.

 

Ondan sonra da yokluktan ağlıyorlar veya hastalıktan şikâyet ediyorlar. Araç, tabii ki bir ihtiyaç, hayatın olmazsa olmazı. Ama yerinde ve zamanında kullanmak lazım, her yere araçla gitmek ise israftır ve aynı zamanda da lükstür.

 

İLÇEDE “OTO PARKA GİDER” LEVHALARI YOK...

 

Evet, yanlış duymadınız ilçede bir tane dahi “Oto Parka gider” levhası yok.

 

 Ama İlçe trafik ekipleri kent merkezinde park etmek isteyen araçlara, “aracını bulunduğu yerden çek”, “devam et”, “aracınıza cezai muamele uygulanacaktır” ikazlarda bulunarak, bazılarına da cezai müeyyide uyguluyor.. Peki, bir işyerinde, ya da bir bankada 3-5 dakika işi olan sürücü aracını nereye park edecek?  Yetkililer buna neden bir çare bulamıyor?

 

 ÇOK KATLI OTO PARKLAR YAPILMALI...

 

İlçede çarpık kentleşme yüzünden oto park sorunu yaşanıyor. Şu andaki yapılaşmada buna çare değil. Üstelik sorun üzerine sorun çıkıyor. Bu nedenle çok katlı oto park yerleri tespit edilmeli ve ivedi olarak hizmete sokulmalıdır.

 

YOLLAR KAMERA SİSTEMİ İLE DENETLENMELİ...

 

Gelişmiş Batı ülkelerinde tüm yollar kamera sistemi ile denetleniyor. Bir kaza olduğunda ise  ekipler bir dakika içinde olay mahallinde ve anında müdahale ediyor.

 

İlçemiz 27 Temmuz 2004 tarihinden beri Metropol İlçe mademki 19 yıldır personel araç ve gereç takviyesi yapılmıyor İlçemizde de böyle bir uygulama neden olmasın...

 

İlçemizde etkililer ve yetkililer ilçenin asli sorunları dururken genel olarak görüntüye yönelik (alt yapısı olmayan yerlere asfalt atmak, ilçe merkezinde 60-70 yıllık binalara dış cephe kaplama yapmak gibi) hizmetlere öncelik veriyor. İlçe halkı da bundan son derece hoşnut oluyor ve alkış tutuyor...

 

DEVLET YOLU BİLE İŞGAL EDİLİYOR

 

Yollar birtakım işyerlerince işgal ediliyor. Özellikle de Devlet Yolu (Ankara Bulvarı).. Ankara Bulvarı üzerindeki trafik iki şerit yerine ne hikmetse tek şeritten işliyor. Bu işyerleri neye dayanarak devlet yolunu işgal ediyor?  Etkililer ve yetkililer ise buna seyirci kalıyor...

 

Trafik ekipleri kısıtlı imkânlar yüzünden denetimlerini yeteriş kadar yapamıyor. Çünkü İlçe Trafik Amirliği, personel ve araç yönünden yeterli değil.

 

1.248 km2. Yüzölçümü ile ilçemiz Başkentin,  Polatlı’dan sonra en fazla yüzölçümüne sahip yerleşim yeri... Kısıtlı imkânlarla ancak bu kadar görev yapılabilir.

 

İlçe siyasilerinin buna ivedi olarak bir çözüm bulması gerekir.

 

Trafik ekipleri yanlış park eden araç sahiplerini ancak anonslarla ikaz edebiliyor. Ama dinleyen kim? Dünün caydırıcı özelliği olan çekiciler bile tarihe karıştı… Önceden çekiciler çare değildi ama caydırıcı bir özelliği vardı. Şimdilerde çekici olsa kaç yazar. Çünkü ilçede araç sayısı eskiye nazaran kat kat arttı.

 

ARAÇLAR GÜRÜLTÜ VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ YAPIYOR...

 

İlçede inşaatlar mantar gibi büyüyüp-yükseliyor. Ama bunların genelinde otopark yok. Olanlar da yetersiz.

 

 Örneğiz 10 dairelik bir apartmanda formalite icabı 4-5 araçlık otopark var. Bu da iskân (oturma) ruhsatı için tabiri caizse formalite icabı yapılıyor. Böyle olunca da araçların çoğu apartman önlerindeki cadde ve sokaklara park ediliyor. Belediye yetkilileri bu inşaatlara hangi kıstasa göre “İskân Raporu” veriyor?

 

İlçe halkı egzoz, patinaj ve araçlardan yükselen müzik seslerinden rahatsız oluyorlar. Bu konuda şikâyetler oldukça fazla. Özellikle gece geç saatlerde hastalar, ertesi günü işe gidecek, okula gidecek vatandaşlar uyuyamıyormuş.

 

Rahatsız olan vatandaşlar ‘155 Polis İmdat’ı arıyorlarmış, ama onlarda polisin sorduğu sorulardan şikâyetçiler. Oysa vatandaşlık görevini yapmak istiyorsanız polise yardımcı olmak zorundasınız.

 

Sürücülerin çoğu bırakın trafik kurallarına uymayı, sigara küllüklerini dışarı dökerek çevre kurallarına da uymamakta çevreyi kirletmekte, bu konuda kendilerini uyaranları da terslemekte ve daha da ileri giderek hakaret etmekte ve üzerlerine giderek dövmeye bile yeltenenler var...

 

 Bazıları da araç kullanırken dakikalarca cep telefonu ile konuşmayı sürdürüyor. Bunlara sürekli tanık olmak mümkün. İsterseniz bunlara bir müdahale edin de başınıza gelecekleri görün...Bu tür tiplerin özelliği nedir?

 

Yeni ehliyet alan sorumsuz ve vurdumduymaz gençler ise maalesef saygısız ve kural tanımaz. Daha dün bir, bugün iki demeden hemen birer trafik canavarı olup çıkıyorlar.

 

Bunlara kim dur diyecek?

 

Garibanı cezalandırmak kolay...

 

Sürücü kurslarında kursiyerlere trafik kurallarının yanı sıra ahlaki ve manevi eğitim de verilmeli.. 

 

Ehliyet alanlar genelde araca biner binmez (bazı istisnalar hariç) anında “Trafik Canavarı” oluveriyor. Ne yapalım, diyecek bir şey yok. Onlara aileleri başta olmak üzere dur diyen de yok. Netice de üzülen de onlar oluyor. Ama iş işten geçtikten sonra.. O zihniyette olanları Allah’a havale ediyorum. Nasıl biliyorsa öyle yapsın...

 

İnsanlar trafik eğitimini sadece sürücü kurslarında değil, öncelikle ilköğretim yıllarında almalı..

 

KIRMIZI IŞIK İHLALLERİ HAD SAFHADA...

 

Özellikle eski Şabanözü Yolu Kavşağı ile Yeni Şabanözü Yolu arasında kırmızı ışığa yakalanmamak için hız limitini aşan araçlara rastlamak mümkün. Bu nedenle bu yol üzerinde zaman zaman yaralanma ve ölümle biten kazalara rastlanıyor.

 

Bu nedenle bu yol üzerlerine “Hız Ölçer Radar Sistemi” kurulmalı veya Kamera Sistemi kurulmalı... Bu konuda da sürekli yazılar yazdım...

 

Ama etkili ve yetkililerin umurunda değil. Çünkü onların bazıları hala görüntü peşinde...

 

TRAFİK CEZALARI CAYDIRICI DEĞİL...

 

Çünkü; 100, 150, 500 liralık cezalar vatandaşları hiç mi hiç etkilemiyor. Bu nedenle trafik cezaları, ceza kanunlarına indirgenmeli..

 

Bir araç sahibinin aracını durduran trafik polisine, “Cezana geçer sözün, cezamı kes, benim işim var. Gideceğim. Seni şikâyet edeceğim” şeklindeki konuşmalara sizler de şahit olmuşsunuzdur.

 

Trafik kurallarına riayet eden, başkalarının haklarına saygı gösteren sürücüleri tenzih ederim. Onlara kazasız ve belasız yolculuklar ve sürekli sabır dilerim. Çünkü çok ihtiyaçları var.

 

İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı… İlçede trafik ile ilgili olarak toplantılar yapılmalı, kesin ve kalıcı çözümler üretilmeli, hemen hayata geçirilmelidir. Yoksa trafik terörüne engel olamayız.

 

 TRAFİKTE SORUNLAR BİTMİYOR...

 

İlçe nüfusu dengesiz bir şekilde arttıkça sorunlar da üst üste katlanıyor. Etkili ve kalıcı çözümler üretmek gerekir. Ama kim, kimler veya nasıl ve ne ile?

 

Herkes adam sendeci olmuş, “bana dokunmayan yıla, bin yıl yaşasın” zihniyetiyle hareket eder olmuş ve böyle olunca da her şeyimiz Allah’a emanet… 

 

Çubuk’ta dün Sünlü’ye kadar şimdilerde de Çoşkun Petrol’e kadar siyaset yapıldığı için hiçbir sorun çözülmez..

 

Çubuk halkı ufak-tefek hizmetlere bile alkış tutuyor. Tabiri caizse elma şekeri ve horoz şekerine bile razı oluyorlar. Hani ‘Ankara’da ne varsa Çubuk’ta da o olacaktı?’

 

Oysa Çubuklular hizmetin en iyisine, en güzeline ve en fazlasına layıktır.

 

Bunun içinde önce istemesini bilmek lazım. “Ağlamayan çocuğa emzik (meme) vermezler”. Hizmetin ayağımıza gelmesini beklersek, boşuna bekleriz. Ya da gelen hizmetle yetinmek zorunda kalırız.

 

1960’dan beri “İktidar”, 1994’den sonra da Büyükşehir”den her yere hizmet gider, ilçemize ise en son sıra gelir. Çünkü Başkentin Kuzeyindeyiz.

 

 

Çoğu zaman unutuluyoruz. Siyasiler seçimden seçime Çubuk’u hatırlıyor. Zaman zaman gelenler de gezip, dolaşıp gidiyorlar.

 

Milletvekilimiz yok. İlçenin sorunlarını çözecek bürokratımız da yok.

 

Bugün 50 bin nüfuslu Kızılcahamam’ın 3 milletvekili var iken,  Kızılcahamam ilçesinin nüfusundan fazla oyu olan (65 bin) ve 100 bin nüfuslu ilçemizde neden bir milletvekilimiz yok? Neden bir bürokratımız yok? Şapkamızı önümüze alıp bunu düşünmemiz lazım...

 

Çünkü ilçe siyasetine fitne-fesat var. Genel olarak babası oğlunun, kardeş kardeşin iyi olmasını istemiyor.

 

 Böyle giderse Çubuk İlçesi “Oy Deposu” olmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

 

BU GİDİŞLE İLÇEYE KİMSE GELMEZ...

 

Yüz bin nüfuslu ilçede “Oto Park” olmadığı için dışarıdan gelen sürücülere birkaç dakika bile müsamaha edilmediği şikayetler arasında...

 

İlçe merkezine gelen araç sahipleri alışveriş için aracını birkaç dakika park edip markete, kasaba girmesin mi? Fırından ekmek alıp önündeki yoldan ana yola çıkmasın mı?

 

Market önünde park edip alışveriş yapmasın mı? O zaman turistik amaçla gideceği Çubuk 2 Barajı’nda veya Karagöl de ne yesin ne içsin?

 

O zaman İlçe Mücavir alan girişlerine büyük tabelalar koyalım ve üzerine büyük puntolarla yazalım ve diyelim ki;

 

“Çubuk 2 Barajı ve Karagöl gibi mesire alanlarına gelenlerin dikkatine;

 

Yiyecek ve içeceklerinizi lütfen kendi yörenizden tedarik ederek geliniz”

 

Ne güzel olur. Değil mi? O zaman bizim esnafımız da sinek avlar...

 

Çünkü birileri bunu istiyor. Herkese kendilerine muhtaç olsun...

 

Peki, ilçe esnafı ürünlerini kime satacak? Çubuklulara mı? İlçe emekli kenti oldu. Eskiden evine bir kilo et götürebilen vatandaşlar şimdilerde 10 liralık kıyma alır oldu. Ekonomik durumu iyi olmayan insanların çöplerden son kullanma tarihi geçmiş; Süt, ayran, meşrubat, yumurta kolisi, tavuk, meyve ve sebzelerin çürüklerinin içinden sağlamlarını seçip evine götürdüğü görüntülere zaman zaman şahit oluyorum...

 

Neyse, konumuza dönelim...

 

MÜEYYİDE UYGULANSA CEZA YAZILMADIK ARAÇ KALMAZ...

 

İlçede trafik kurallarını ihlal eden araçlara adaletli ve eşit bir şekilde cezai müeyyide uygulamaya kalksanız ilçede ceza yazılmadık araç kalmaz...

 

İlçeye dışarıdan gelen ve alışveriş için bir kasaba veya markete giren yabancı sürücüler plakalarına para cezası yazılarak, arkalarından gönderildiğinden dert yanıyorlar...

 

Peki, bu vatandaşlar bir daha Çubuk’a gelir mi? İlçede oto parka gider levhası bile yok. Bu sürücülere nasıl yardımcı olacağız. Sadece ceza yazarak mı?

 

Bu konularda şikâyetler oldukça fazla... İlgililere ve yetkililere önemle duyurulur... 

 

Her yerel seçim dönemi tüm adayların seçim beyannamesinin ilk maddesini şehirdeki trafik sorunu oluşturur. Çünkü gerçekten çözüm bekleyen en önemli sıkıntılardan biridir.


Bu nedenle vaatler “İş başına gelir gelmez şehrin trafik keşmekeşliğine son vereceğiz” diye başlar.

 

Ancak gelin görün ki bu sadece o beyannamede yer işgal etmekten başka hiçbir işe yaramaz.

 

Trafik sorunları çözülemediği gibi hayatımıza bir de olmadık yere konulan dubalar girdi. Nereye giderseniz gidin gözleri tırmalayan ve çoğu yerde hiçbir işe yaramayan o turuncu renkli dubalar var.


Sanki birisi belediyeye bu dubaları hediye etmiş ve “Kente renk katar, hem bu renk doğada yok farkınız olsun” demiş. Onlarda buldukları yere bu dubaları manzara diye koymuş.


Elbette böyle değildir, onlara ciddi paralar ödenmiştir. Esasen itirazım gelişi güzel her yere konan bu dubalara değil. İtirazım, koskoca kentin trafik sorununu iki dubayla çözdüğünü sananlara.


33 ay geçti. Ama gözle görülür bir hizmet göremedik.  Hadi ondan da geçtik bari şu trafik sorununu çözseydiniz de bizde farkınızı görüp eleştirenlere iki satır laf edebilseydik.


Hazır iki laf demişken birde aynayı bu kentin sürücülerine tutalım.

 

İlçede trafik kurallarından bihaber sürücüler var. Sanki tüm yollar sadece onlara tahsis edilmiş. Kırmızı ışıktan geçen mi istersiniz, ters yola giren mi? Trafikte sıfır tolerans yaşanan tek ilçe sanıyorum bu kenttir.
 

Kentteki otopark sıkıntısının hat safhada olmasına birde bu ilçede yaşayan sürücüler eklenince, trafik içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

 

Otopark sıkıntısında birde belediyenin belirli yerlere diktiği ve de şimdiye kadar hiçbir işe yaramayan “sınırlı süreli park levhaları var.”

 

Konuyla ilgili birkaç defa yazmama rağmen baksanıza “Burada park süresi 15 dakikadır.” Süresini belirten bir levhayı bile koyamadılar.

 

Bu tür yazılar yazıldığında, park süresini aşanlara görevliler tarafından belirli bir ücret alınırsa bu miktar bir havuzda toplanır; gençler veya fakir fukaraya yardım için kullanılabilir.

 

Ama böyle bir uygulamayı kim yapacak?


Aslında trafik sorununun çözüme kavuşmasının bir adımı daha var. O da ilçedeki sürücülerin çoğuna sil baştan bir trafik eğitimi verilmesi. Zira bu kentte eğitimlisi de aynı eğitimsizi de. Hatta ehliyet sınavına giren yeni sürücülere ders veren eğitmenlerde…


Kuralımız kuralsızlık. Hepimizin bir acelesi var. Empati yok, bol küfür, sataşma ve tartışma var.


Resim bu olunca ne gerek var trafiği düzenlemeye. Biz çalalım oynayalım. Parasını verdiğin her yer sana otoparktır…

 

HIZ LİMİTİ AŞILIYOR...

 

Sorumsuz ve vurdumduymaz sürücüler Ankara Bulvarı’ nda özellikle eski Şabanözü Kavşağı’ndan Yeni Şabanözü Yolu Kavşağı’na kadar lambalara (kırmızı ışığa) yakalanmamak için adeta hız limitini aşarak araç kullanıyor. Bu hız genelde 100’ü aşıyor...

 

Bir yazımda özellikle Hastane önüne “Hız ölçer” radarları konmalı demiştim. Birileri alay etti.

 

Allah esirgesin kaldırımdan veya orta refüjlerden bir insan karşıdan karşıya geçmeye kalksa her an bir aracın altında kalabilir... Zaman zaman da burada yaralamalı ve hatta ölümle biten kazalar oluyor.

 

Ne hazindir ki etkililer ve yetkililer bunu da görmüyor...   

 

OTOPARK VE TRAFİK SORUNLARI KOORDİNE İLE ÇÖZÜLMELİ...

 

İlçe Belediyesi oto park ve trafik düzenlemesi için başta İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube

Amirliği ve şehirleşme konusunda da sivil toplum örgütleri ve müteahhitlerle koordineli  çalışmalı ve birlikte çözüm aramalı.

 

  • İlçe Belediyesi ve İlçe Trafik Ekipleri otopark ve trafik sorununa birlikte köklü bir çözüm bulmalı.
  • Şehir Planlaması yapılırken otopark sorunu göz önünde tutulmalı.
  • Belediye İmar planlarındaki otoparklarla ilgili hükümlerin uygulanması sağlanmalı,
  • Şehir planlamalarında otopark alanlarının talebi karşılayacak şekilde yapılması için çalışmalara öncelik verilmeli.. Bu konuda kesinlikle taviz verilmemeli,

 

Belediye, hali hazırdaki boş alanlara otoparklar yapmalı, otopark ücretlerini düşük tutup sürücülerin otoparkları kullanmasını sağlamalı.

 

Sınırlı Süreli Park Levhaları’nın kaldırılması mümkün değilse özellikle Ankara Bulvarı, Adnan Menderes Bulvarı, Hükümet Caddesi, Cengiz Topel Caddesi, Berat Caddesi, Selimiye Sokak, Şeyh Şamil Bulvarı, Çay Sokak, Mevlana Sokak, Karagöl Caddesi gibi işlek caddelere de bu levhalardan konulması ve buralarda park sürelerinin belirlenmesi sağlanmalı.

 

  • Belediye ‘pos cihazlı’ görevliler tayin etmeli. Yanlış yere park eden araçlara park ücreti kesilmeli.
  • Belediye müteahhitlerle birlikte otopark sorununun çözümü için birlikte projeler üretmeli.
  • Belediye Şehir Merkezi’nde çok katlı otoparklar yapmalı..
  • Tatillerde okul bahçeleri otopark olarak kullanabilir. Bu uygulama tatillerde okullara ek bir gelir sağlayabilir.

 

İlçe Trafik, İlçede trafik ve park sorununun çözümü ile ilgili olarak, sivil toplum örgütleri ile bir toplantı yapmalı, konuyla ilgili olarak çözümler üretmeli tavsiye kararları alınmalı..

 

Trafikte yanlış yere park edenler, hız limitini aşanlar yetkililere haber verilmeli. Bu bir vatandaşlık görevi olmasına rağmen, aynı zamanda da tarihi bir görev olmalı.. Ya da böyle

algılanmalı..

 

Trafik ve Otopark Sorunu’nun çözümü için herkes el ele vermeli…

                           

SÜNLÜ’YE KADAR SİYASET...

 

Çubuk”ta Sünlü’ye kadar siyaset yapılıyor. İlçe siyasetinde tabiri caizse ilçede kısır döngü hâkim. İktidar yetkilileri “nasıl olsa vatandaş bize oy veriyor” rahatlığı ile asli sorunlar yerine göze hitap hizmetlere ağırlık veriyor.

 

Muhalefet ise hala Kış uykusunda..Bu zihniyetle ağzıyla kuş tutsa ilçe halkından oy alamazlar.

 

Çünkü ilçe halkı yıllardır daldaki kuşa değil, eldeki kuşa bakıyor....

 

Bu zihniyetle ilçenin hiçbir sorunu çözülmez.  Çubuklular ufak şeylere şükür eder hale getirildi. Tabiri caizse elma şekeri ve horoz şekerine razı oluyorlar.

 

İlçede yaklaşık sekiz bin kişi ‘Sadaka Kültürü” ile yaşamlarını sürdürüyor. Siyaset de buna göre dizayn ediliyordu. Şimdi bu da bitmek üzere...

 

Oysa Çubuklular hizmetin en iyisine ve en büyüğüne layıktır.

 

Bunun içinde önce istemesini bilmek lazım. “Ağlamayan çocuğa meme vermezler”.

 

Hizmetin ayağımıza gelmesini beklersek, boşuna bekleriz. Ya da gelen hizmetle yetinmek zorunda kalırız. Şimdilerde olduğu gibi İktidar ve Büyükşehir”den her yere hizmet gider. Çubuk’a en son gelir. O da gelirse...

 

OTO PARKSIZ METROPOL OLUR MU?

 

METROPOL bir kentin; Yolları düzgün, binaları estetik, sokakları temiz, kent möblesi, yeşil alanı boldur. Her şeyden önce her yaşam alanı belli bir ruha sahiptir. İçinde yaşayanlarda güvencededir. Bu durum aynı zamanda modern ve gelişmiş olmanın göstergesidir.

 

İlçemiz 27 Temmuz 2004 tarih ve 2531 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5216 sayılı Büyükşehir Belediye kanunu sonucu “METROPOL İLÇE” olmuştur

 

Metropol İlçe olalı 17 yıl geçmesine rağmen Çubuk İlçesi henüz Metropol’e benzeyen bir özelliğe maalesef sahip olamamıştır. Kısacası ilçede Metropol’den eser yok.

 

Böyle giderse Çubuk İlçesi “Oy Deposu” olmaya devam edecek...

 

Zaten ilçemiz 1960’dan beri oy iktidarların oy deposu değil mi?

 

Çubuklular hala elma şekeri ve horoz şekeri ile kandırılmaya devam ediyor...

 

Baksanıza Pursaklar ve Akyurt ilçeleri bizi fersah fersah geçtiler.

 

Akyurt bize bağlı bir nahiye iken 20 Mayıs 1990 yılında ilçe olmuş. Pursaklar ise bir zamanlar Çubuk’a bağlı bir köy iken 1987 yılında belde, 2008 yılında ise ilçe olmuş, Çubuk İlçesini fersah fersah geçmiştir. Neden acaba?

 

Başkanı olduğum Çubuk Düşünce (Platformu) Derneği tarafından hazırlanan; “ÇUBUK İLÇESİ PARK YASAĞI, TRAFİK AKIŞI VE YENİ TRAFİK GÜZERGÂHLARI YAPILANMASI İÇİN” ÖNERİLER VE ÇÖZÜMLER RAPORU”NU,

 

Gereği için:

 

  • Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına (10.05.2021/4),
  • Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanlığına  (10.05.2021/5 ),

 

  • Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanlığına (10.05.2021/6),
  • Büyükşehir Belediye Meclisi MHP Grup Başkanlığına (10.05.2021/7),
  • Büyükşehir Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkanlığına (10.05.2017/8),
  • Çubuk Belediye Başkanlığına (26.05.2021/4413),

 

Bilgi için;

 

  • İlçe Kaymakamlık Makamına, (28.05.2021/10),
  • İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne (28.05.2021/11)

 

Göndermemize rağmen ilçe trafiğinde şimdiye kadar henüz bir değişiklik olmadı.

 

Her şeye rağmen Trafik işaret ve levhaları ile diğer kurallara uyanları tenzih ederim. Sözüm kural tanımayanlara...

20211010-131212-vertt1.jpg20211013-150036-tile1.jpg20211024-150002-tile2.jpg20211027-132757-tile3.jpg20211102-135624-tile3.jpg20211107-154108-tile4.jpg

 

 

Bu yazı toplam 6359 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum