CEMALETTİN SÖĞÜT

CEMALETTİN SÖĞÜT

BALKANLARDA OSMANLI ŞEHİRLERİ SEYEHATİ ( GEZİ N O T L A R I ) - 3

  1. OHRİ –  GOSTİVAR – KALKANDELEN (TETEVO) – ÜSKÜP - KOSOVA – PRİŞTİNA – PRİZREN – KALKANDERE - ÜSKÜP (2 GÜN)
  2. Bir ara TRT 1 de yayınlanan Balkan Ninnisi dizi çekiminin yapıldığı dükkanların önünden geçiyor orada hatıra fotoğraf ve video çekimi yapıyoruz.

dış mekan, bina, giyim, ayakkabı içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 40: TRT ‘de “Balkan Ninnisi” dizi çekiminin yapıldığı mekan

Üsküp şehir merkezine yapılan Suluhan, Ankara Ulus’ta bulunan Suluhan projesi ile aynı. Kervansaray olarak kullanılan bu han, üst katı müzeye çevrilmiş. O dönemlere ait eserleri görebilirsiniz.

dış mekan, bina, gökyüzü, bitki içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 41: Üsküp’te Suluhan.

Başlangıçta banisinin adı Müezzin Hoca hanı adıyla anılan, 16. yüzyılda inşa edilmiş, 21. yüzyılda, piramit şeklindeki kubbelerinin kurşun ile kaplanmasından sonra Kurşunlu Han olarak bilinen kervansaraya giriyoruz. Tarihî Üsküp Çarşısı içinde bulunuyor. Dikdörtgen planlı ve iki avlulu yapı, toplam 2800 m²’lik bir alanı kaplamakta olduğunu, 28'i zemin katta, 32'si ise üst katta olmak üzere 60 oda, inşaatında yapı malzemesi olarak tuğla ve taş kullanıldığını öğreniyoruz.

bina, kemer, harabeler, kemer altı içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 42: Üsküp’te Kurşunlu Han.

Üsküp şehir merkezinde gezimize devam ederken, Davut Paşa Hamamını görüyoruz. Taş Köprü’nün yanında bulunan çifte hamam olarak bilinen hamam İsa Bey Hamamı ile birlikte Üsküp'te ayakta kalabilen iki tarihi hamamdan birisi olduğunu, II. Beyazıt döneminde sadrazamlık yapmış olan Davut Paşa tarafından yaptırıldığını, 1489-1497 tarihleri arasında inşa edildiğini, 2013 yılında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı(TİKA) Başkanlığı tarafından onarıldığını öğreniyoruz. Binanın dış cephesi yapıldığı zamanki şeklini aynen koruduğu belirtiliyor.

bina, dış mekan, ev, tavan içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 43: Üsküp’te Davutpaşa Hamamı.

Yerel Rehberimizin Osmanlı şehir planlaması ve mimarisini anlatırken konuya Kuran-ı Kerimde geçen “Düşünmez misiniz? Akletmez misiniz?” ayetini açıkladıktan sonra şehir mimarisi olarak dünya için Kurşunlu Han, temizlik için Davut Paşa hamamı, ahiret için de hemen yanında bulunan  camii üçü bir arada olmasının enfes yorumunu yapıyordu.

dış mekan, gökyüzü, anıt, abide, bulut içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 44 : Üsküp’te taşköprü üzerinde mihrap

“Makedonya Devleti” 1991 yılında, Yugoslavya Sosyalist Cumhuriyeti'nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiş.  Makedon-Yunan İmparatoru Büyük İskender'in kurduğu bölgenin ismi olan 'Makedonya'yı, Yunan kültürünün bir parçası olarak gören Yunanlar, Slav olan Makedonların bu ismi kullanmasını istemiyorlar. Kurucusu Büyük İskender’in Makedon olması, Yunanistan’da Makedonya ismine itiraz ederek 2018 tarihinde Makedonya isminin “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” olarak değişmesi üzerinde anlaşmaya varıldığını öğreniyoruz. Bu itibarla İskender’i yetiştiren süt veren anne, eğitimini veren rahipler ve İskender’in heykelleri şehir meydanına görkemli şekilde konuşlandırılmış.

gökyüzü, dış mekan, bulut, bina içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 45 : Üsküp’te İskender Anıtı.

Yerel Rehber Üsküp şehir için gezisinin saat 11.00 gibi tamamlamıştı. Daha gidilmesi gereken, Kosova, Priştine, Prizzen, Kalkandere, Matka Kanyonu planlaması vardı. TİKA’da çalışan bir arkadaşımızla telefonla görüşüp bölgenin görülmesi gereken yerleri ile ilgili bilgi aldık. Kosova’da Prizren’in muhakkak görülmesi gereken bir yer olduğunu tavsiye ediyordu. Rehberimiz şehir dışı rehberlik için ilave 100 Euro daha istemişti. Yarım gün içinde biz kendimiz Kosova, Priştine, Prizren, Kalkandere, Matka Kanyonu yetiştirmemiz mümkün değildi. Matka Kanyonu ziyaretini bir sonraki güne bırakalım dedik. Saat 11.00 de çıkarsak Kosova, Priştine, Prizren, Kalkandere (Tetevo) akşam saat:20.00 ye yetiştirebileceğini söylemesi üzerine anlaşmaya vardık. Araçlarımıza binerek Kosova sınır kapısına gittik. Sınır’da 15 euro’ya yeşil sigorta yerine geçen bir sigorta yaptırmıştık.

Kosova’ya girdiğimizde modern otoyollar, viyadükler göze çarpıyordu. Zira Kuzey Makedonya’da otobana hem girerken hem çıkarken çift ücret ödemenize rağmen Kosova da otoban için sizden hiçbir ücret almıyordu.

İlk durağımız başkenti Priştina oldu. Şehir’in hemen yakınında Sultan Reşad’ın dedesi Birinci Murat Hüdavendigar’ın kabrinin ve yanındaki müzenin mescidinde öğlen namazları için mola veriyoruz. Bu mekân aynı zamanda Sultan Reşad’ın Kosova ziyaretini yaptığı ve burada 120 bin Müslüman halkın katılımı ile Cuma namazının kılındığı yer.  II. Mahmud dönemine kadar hiç seyahate çıkmayan Osmanlı Sultanları, Sultan Reşad’ın 3 hafta gibi uzun bir Rumeli, Balkanlar seyahati çok önem arz ediyordu. O döneme ait orijinal resimler ve yazılar halen muhafaza edilmekteydiler. Yerel rehberimizin Sultan Birinci Murat Hüdavendigar’ın Kosova’yı almadan önce yaptığı duayı orada bana sesli olarak bütün ziyaretçilerin huzurunda bizlere okutması şahsımıza ayrı bir heyecan vermişti.

 

Foto 45 : Yıldırım Bayezıd’ın babası 1.Murat Hüdavendigar kabri.

Sultan-ı Muazzam Murâd Han 8 Ağustos 1389’da Berat Gecesi’nin gününde Kosava Sahrası’nda düşmanla karşılaştığında, askeri yorgun olduğundan o gün istirahat vermiş. Fakat o sakin yaz gününde, akşam olup karanlık basınca öyle bir fırtına çıkıyor ki, tozu dumana veriyor. Kimse, kimseyi seçemez oluyor. Hava böyle giderse sayıca üstün olan kâfirin işine gelecek, bu durumda Rabbine dua etmekten başka çaresi olmadığını anlıyor.

Sultan Murad bu mübarek berat gecesinde abdest alıp iki rek’at hacet namazı kılıyor. Sonra ellerini açıp, Cenâb-ı Hakk’a göz yaşları içinde şöyle yalvardı: “Ey ilâhî! Seyyidî! Mevlâ!.. Bunca kerre hazretinde duamı kabul ettin. Beni mahrum etmedin. Gene benim duamı kabul eyle! Bir yağmur verip, bu zulümâtı ve gubârı (tozu) defedip alemi nuranî kıl, ta ki kâfir leşlerini rahat görüp yüz yüze cenk edelim! Ya ilahî! Mülk ve kul senindir. Sen kime istersen verirsin. Ben dahi bir aciz kulunum. Benim fikrimi ve esrârımı sen bilirsin. Mülk ve mal benim maksadım değildir. Hemen halis ve muhlis senin rızanı isterim.

Ya Rab! Beni bu Müslümanlara kurban eyle! Tek bu mü’minleri küffar elinde mağlup edip helak eyleme! Ya ilâhî! Bunları mansûr ve muzaffer eyle! Bunlar için ben canımı kurban ederim. Tek sen kabul eyle! Asâkir-i İslâm için teslim-i ruha razıyım. Tek bu mü’- minler ruhuna benim ruhumu feda kıl! Amin”

Çok geçmeden rahmet bulutları peydâ olur. Gelip Kosova Sahrası üzerine boşanırlar. Rüzgar diner, toz kalkar, göğün yüzü açılır. Osmanlı askerinin, İslâmiyet’i yok etmeye gelmiş haçlıları dağıtmasıyla, Osmanlı kılıcının keskinliğini bir kez daha gören düşman kaçmaya başlar.

Osmanlılar az bir askerle, sayıca çok asker ve kuvveti olan Sırplara karşı büyük bir zafer kazanmış. Sırp Prensi Lazar da bu savaşta ölmüştü. Düşmanın bozguna uğrayıp kaçmasından sonra, Birinci Murad harp sahasını dolaşmaya başlıyor. Zafer için Allah'a şükrediyordu.

Bu sırada savaşta yaralanmış olan Sırp despotunun damadı Miloş Obiliç, Müslüman olacağını ve önemli bilgiler vereceğini söyleyerek hükümdarın yanına gelmiş. Bir hançer ile Murad Hüdavendigâr'a saldıran Miloş Obiliç, hükümdarı yaralayarak attan düşürüyor. Saldırgan, hükümdarın etrafındaki adamlar tarafından hemen öldürülüyor.

Birinci Murad'ın yaralandığı yerde bir çadır kurularak hükümdar tedavi altına alınıyor. Ancak yarası ağır, hayatından ümit kesildiği için büyük oğlu Yıldırım Bayezid çağrılıyor. Sultanın şehit olmasından sonra Yıldırım hükümdar ilan edildi. Bu hadiseden sonra Osmanlı hükümdarlarının huzuruna çıkacak yabancıların, devlet görevlileri tarafından iki koluna girilmek suretiyle padişahın eteğini öpmelerine izin veriliyor.

Kosova sahrasında Sultan Murad'ın iç organlarının gömüldüğü türbe Rumeli Türkleri için kutsal bir ziyaretgâh hâline geliyor. Sultan Murad Meşhedi, yani şehitliği diye anılıyor. Osmanlı padişahları Rumeli fatihi hükümdarlarının türbesine büyük önem veriyor. Sultan İkinci Abdülhamid, türbenin yanına, ziyarete gelenler için bir misafirhane yaptırıyor. Türbe Osmanlı döneminden TİKA aracılığı ile günümüze kadar tamir ediliyor. Emeği geçen herkese kalbi teşekkür, tebrik ve dualarımızı iletiyoruz.

iç mekan, duvar, iç mekan tasarımı, sedir, kanape içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 46 : Yıldırım Bayezıd’ın babası 1.Murat Hüdavendigar müzesi.

25 Temmuz 2024 günü saatimiz 22.00’yi gösterdiğinde konaklama için Üsküp’e dönüyoruz. Konaklama dairemize giderken Gece 23.00 ‘de Halkbank Şubesi önünde halk oyunları müsabakalarını görüyoruz. Avrupa ülkesinden yarışmacıların katıldığı ve Türkiye’nin de yer aldığı folklor oyun ekibinin başarısını alkışlıyoruz. Akabinde 24.00 civarı Türk Çarşısı’nda halen çorbacıların açık olduğunu görüyoruz. Midelerimizi rahatlatmak için çorbaları yudumluyor, akabinde konaklama için dairemize geçiyoruz.

 

 

Bu yazı toplam 179 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.