ŞİMDİ YA DA ASLA
ŞİMDİ YA DA ASLA
Şimdi ya da asla bu hafta sonu izlediğim ve beni derinden etkileyen bir film. Başrollerinde Jack Nicholson ve Morgan Freeman oynuyor. Son derece etkileyici ve derinden düşündüren bir film. Doğrusu bu filmi izledikten sonra hayata bakış açım biraz değişti. Kısacası çok etkilendim.
Filmin konusu kısaca şöyle. Altmışlı yaşlarda biri biraz huysuz bir milyoner, diğeri de kendi halinde bir araba tamircisi. İkisi de kanser ömürlerinin son demini yaşıyorlar ve bu hastalık onları bir araya getiriyor. Bu yaşlarına kadar yapmak istedikleri ama yapamadıklarını bir liste halinde hazırlıyorlar ve yapıyorlar. Mutlu da oluyorlar.İzlemek isteyenleri düşünerek daha fazla konusunu anlatmayayım. Şimdi kendi adıma düşünüyorum iki gündür acaba ben de aynı durumda olsam nasıl bir liste hazırlardım ve neler yapardım. Düşünmesi bile zor aslında, ama bir o kadar da aklımızdan çıkarmamamız gereken bir konu. Ölüm.
Ölüm var ve biliyoruz ki her canlı birgün ölümü tadacaktır. Peki hem bu dünya hem gerçek dünya için ne kadar hazırız ölüme ve neler yapıyoruz. Bu herkesin kendi vicdanında vereceği bir cevap ama geç kalmak kadar geri dönülmez bir yol yok ki. Aslında herkesin biraz geç kalmışlığı yok mudur? Küçücük sorunları gözümüzde dağlar kadar büyüterek içinden çıkılmaz bir hale getirmez miyiz çoğu zaman. Bu hataya ben de zaman zaman düşerim. Terzi kendi söküğünü dikemezmişya. Olsun yine de paylaşmak bir nebze de olsa faydalı olabilmek için yazıyorum işte. Allah kimseye dermansız dert vermesin tıpkı yazıma başlarken anlattığım filmdeki insanların dertleri gibi. O halde yol yakınken kendimizi yeniden sorgulayarak, hayatı, yaşadıklarımızı, yaşamak istediklerimizi düşünerek adım atmak gerekmez mi? Çok sevdiğim bir söz vardır. Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile, tek bir adımla başlamak zorundadır. (Lao Tzu). Öyleyse ölüm çok yakında gelecekmiş gibi yaşamalı, hem hayatımızı hem inançlarımızı, zor değil bir adımla başlıyor her şey. Zoru zor yapan aslında kendi zihinlerimiz değil midir? Zihnimize hükmedebilmek ise bizi biz yapar.
Bazen bizi öylesine üzen olaylarla karşılaşırız ki hemen peşin hükümlü davranıp hayatımızı keser biçeriz, tıpkı bir kitabın ilk sayfalarını okuyup hoşlanmadıysak, devamını okumadan vazgeçmek, o kitabı rafa kaldırmak gibi. Oysa bilemeyiz ki içinde ne hazineler var bize yol gösterecek. Belki de bir ışık. Hayatımız hakkında da peşin hükümlü olmadan, kilometrelik yolculuklara tek bir adımla başladığımız gibi bir adım atarak, kitabı okumadan tozlu raflara kaldırmayarak, hayatımızda yapmak isteyip de yapamadıklarımızı yakında gidecekmişiz gibi düşünerek listeleyerek bir yerlerden başlayabiliriz. Ben kendi adıma kafamda ufak ufak oluşturmaya başladım listemi. Herkesin listesindeki tüm isteklerini gerçekleştirebilmesi dileği ile .