Tarık Sezai Karatepe

Tarık Sezai Karatepe

Patagonya’nın Sesi Radyosu Sunar!

 

İtalya"nın kuzeyinde ayrılıkçı terör, bağımsızlık talebiyle can yakmaya devam ediyor!

NATO üyesi olmasına rağmen;  terör örgütü,  üye ülkelerde yuvalanmış durumda;

terörün hedefinde; İtalya"nın kuzeyinde laik, Marksist bir devlet kurmak var!

Ülke, bu günlerde bir ses kaydıyla çalkalanıyor. İddialara göre İtalyan yetkililerden biri, terör örgütüne seslenerek:

“Kamusal alanda isteklerinizi biz gerçekleştirmedik mi? Ha sağ, ha sol ne fark eder; hepimiz laik değil miyiz?

Ortak amacımız: Birimiz legal, diğerimiz illegal yollardan; halkı hristiyanlık değerlerinden koparıp,  ateist bir sınıf meydana getirmek değil mi?

Televizyonunuzda gördük ki, bizim okullarda yaptığımız gibi; dağa kaçırdığınız hristiyan gençleri, önce inançlarından soyutluyor, sonra manevi kimliklerinden uzaklaştırıyorsunuz. Dini hiçbir ritüele müsaade etmiyorsunuz, biz de öyle…

Geçenlerde okullarımızdan birinde, öğretmene “hristiyan selamı” verdi diye,  beş öğrenci uzaklaştırma aldı.

 İkna odalarımız işe yarıyor; dinsel kıyafetlerle içeri girmek hayal! Siz de dağlarda ikna merkezleri kurmuşsunuz. Adı Maria  olan bir kıza, “Luici” kod adıyla sesleniyormuşsunuz.

“Biz, hristiyanlıktan kopamayız!” diyen sekiz militanınıza:

“Marksist devlet, sizin gibi geri kafalıların çocuklarına katsayı uygulayacak, görürsünüz!” diye  gözdağı vermişsiniz.

Yarım asırdır kaynaklarımız heba oldu; nasıl olsa siz, ana dilinizi çarşı pazarda konuşmuyor musunuz?

Özelleştirmelere karşı olmanız, politik manevra… 

Ama, güvenlikte olmayan bölgelerde, stratejik müttefikimiz Yehova Şahitleri, toprak satın almakta çekingen davranıyorlar.

Madem yeni silahlar deneyeceksiniz, teröre hiç bulaşmamış bakir alanlar ne güne duruyor?

Örgütünüzün ikinci adamı:

 “Yeni dünya düzeni , bize teşekkür etsin; eğer biz olmazsak, İtalya"nın kuzeyine radikal hristiyanlar hakim olur; bu daha mı iyi?” demedi mi?

Tamam işte; farklılıklarımızı asgariye indirerek gül gibi geçiniriz. Elinizdeki stoklar eriyene kadar, biz bağrı yanık İtalyan gençlerini cepheye yollarız; siz de ezilmişlik bahanesiyle, köylerden militan toplarsınız.

Nasıl olsa doğum kontrolü yapıyoruz; bu da nüfusu azaltmanın bir yöntemi!”

Ayrılıkçı örgütün etkili ve yetkili ismi, “derin” muhatabına seslenerek:

“Her rejim, iktidara gelene kadar dini figürleri kullanır; biz de hristiyanlıkla sosyalizmi sentez yaptık, sonra birini hayatımızdan çıkardık.

Sanki siz sentezci değil misiniz? Bizans – Hristiyan sentezini, okullarda öğretmiyor musunuz?

“Ulus devlete geçtik!” övünç kaynağınız değil mi? Biz de ulusçuyuz, siz de!

Yehova"nın hizmetlerini nasıl unuturuz, sadece bizlere değil, herkese lojistik destek sağlıyorlar.

Kimi rahipler, kiliselerde vaaz veriyorlarmış:

Zalim, hain ve kafirmişiz;

Zalimmişiz, çünkü: Kundaktaki bebekten, ak sakallı ihtiyara kadar, acımadan katlediyormuşuz. Ayrıca; yolları, köprüleri  tahrip ediyormuşuz.

Hainmişiz, çünkü: Asırlardır birlikte yaşadığımız halkları bölmeye, fitne tohumu ekmeye çalışıyormuşuz.

Kafirmişiz, çünkü: Hiçbir dini değeri kabul etmiyormuşuz. İnsanlar maymundan geldi, diyormuşuz; yaratılışı inkar ediyormuşuz;

“İnanç, Allah ile kul arasında vicdan işi; kamusal alanda inanca yer yok!” diyormuşuz.

Sizin ders kitaplarınızda, aynısı yok mu?

Böylesine kafası aydınlanmış(!) din adamının birini, kilisenin içinde astık.

Ne gülüyorsun, sanki siz, vaktiyle gezici mahkemeler kurup, daha alasını yapmadınız mı?”

“Öyle de, köprünün altından çok sular geçti; şimdi dünyanın gözünün önünde, bilmem ki!”

“Sıkma canını, dünya dediğin, BM"de veto hakkı olan beş ülke; hepsi de bizden…”

“Bak, bunu düşünmemiştim; ama içim sızlıyor, biliyor musun; alışık değilim böyle konuşmalara; yine de, artık bir son vermeli..”

“İki saat önce, Napoli"de bir düğün konvoyunu vurdu, bizimkiler”

 “Napoli"nin neresinde? Garcia köyüne yakın mı?”

“Tam da orası; damadın adı Berlusco Alfroni; geline acıdım, pek gençti!”

“Derin”lerde saf tutan adam, biraz sendeledikten sonra kendine gelmiş, teyze oğlunun katline emir verenle konuştuğunu anlamış,

 -hala kaldıysa- insanlığından(!) utanmış; revölveri, ani bir hareketle “topraklarının yabancısı”na boşaltmıştı.

Bu ne yaman çelişkiydi! Berlusco, az mı dil dökmüş;  “Sakın ha, kirli savaşa taraf olma!” diye dilinde tüy bitmiş,

cebindeki düğün davetiyesinin mürekkebi henüz kurumamıştı.

Palermo"ya pirince giderken, Roma"daki bulgurdan olmak buydu demek!

 

Bu yazı toplam 3171 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum