Hayatın Anlamı

Annemin vefatı dolayısıyla başsağlığı dileklerini ileten kardeşlerime teşekkür ediyorum. Allah Teala ölümü ve hayatı hangimizin daha güzel ve faydalı iş yapacağımızı görmek için yaratmıştır:

“Allah, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.” (Mülk 2)

 O halde hayatın anlamlı olabilmesi için ölüm gereklidir. Bu dünyada yaptıklarımızın bizim için mutluluk kaynağı olup olmadığı ancak ölümden sonra anlaşılacaktır.

Asıl olan, ölümden sonrası için bu dünyada neler yaptığımızdır. Şirkten uzak bir iman ve ihlaslı bir amel bizim ölüm sonrası için hazırlayacağımız en büyük sermayemiz olacaktır.

Yüce Allah:

 “Ey iman edenler! Allah"tan korkun ve herkes, yarın için ne hazırladığına baksın. Allah"tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”  buyuruyor.(Haşir 18)

Zalimlerin cezasız kalmaması, iyilik yapanların ödüllendirilmesi için ölüm gereklidir. Ölümden ancak kafirler, münafıklar ve zalimler korkar ve korkmalıdır da. Çünkü ne yaptıklarını çok iyi bilmektedirler. Mümin olan ve iyilik peşinde koşan kimselerin ölümden korkması için bir sebep yoktur. Onlar ancak yaptıklarının Allah katında makbul olup olmadığı endişesi içindedirler. Bu yüzden devamlı tevbe ve istiğfar ederler. Riyadan uzak durmağa çalışırlar ve iyi amellerini artırırlar. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmek için gayret gösterirler.

Bugünün cihadı, Müslümanların dost ve düşmanını tanıyarak birlik içinde çalışması; günümüzün ilim ve teknolojisiyle donanmış nesiller yetiştirmesidir.

Kur"an-ı Kerim"de müminlerin ölüm anı ile kafir ve zalimlerin ölüm anı bizlere ibret olması için şöyle tasvir edilir:

“Müminler, meleklerin "size selam olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir.” (Nahl 32)

“Kendilerine haksızlık ederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler: "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk, diyerek teslim olurlar. (Melekler onlara şöyle der): "Hayır, Allah sizin yaptıklarınızı elbette çok iyi bilendir. O halde, içinde ebedi kalacağınız cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!” (Nahl 28,29)