Av.İbrahim TAŞKESTİ

Av.İbrahim TAŞKESTİ

ENGELLERİN KALKTIĞI AN...

 

3 Aralık günü engelliler günü olarak kutlandı

bu günün anlam ve mahiyeti ile

ilgili toplantılar, paneller, çeşitli programlar tertip edildi.

kimileri görevi gereği bu tür etkinlik ve törenlere zoraki katıldı,

kimileri ise engellileri,

engellilerin dünyasını yüreğinde hissetti.

Ancak bu günde ve her geçen günde

hiçbir kimse bir engelli annesi gibi

bu günü yaşamamıştır, hissetmemiştir.

Çünki  “ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” özdeyişini

vefakar, fedakar ve cefakar analar yazmıştır.

sözü uzatmadan sözün özü olan

bir çığlığa

bir haykırışa

bir ibrete

bir ders almaya

madde ve menfaati aşmaya

bir başka dünyaya açılmaya…ne dersiniz?

gerçek hayatta yaşanmış bir mektubu

tüm engellilere ve annelere ithaf ediyor, bu vesileyle

tüm annelere minnettarlık duygularımı,

saygı ve hürmetlerimi arz ediyor,

tüm engellilere bir anne gözüyle bakılmasının

bu güne en güzel anlamı katacağını düşünüyorum.

Selam ve saygılarımla…

 

.. ..

 

 “Ben 71 yaşında iki tane Zihinsel engelli çocuğu olan ve son bir buçuk yıldır vakfınızda maddi manevi gönüllü olarak çalışan bir anneyim. Anneyim diyorum ancak; 3 yaşında iken annemi kaybettiğimden ve iki çocuğumda zihinsel engelli dünyaya geldiğinden ne anne diyebildim ne de çocuklarımdan anne sözcüğünü duyabildim.

 

Ancak Yüce Allah’ım bu mukaddes yardıma muhtaç çocukların barındığı vakfı karşıma çıkarınca bir anda bana anne diyen 50 çocuğum oldu. Benim durumumda olan bir anne olarak ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Sizlerin rehberliğinde bu çocuklar için ne gerekiyorsa yapmaya çalıştım. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğim.

 

       Özürlü de olsalar her çocuk anneleri için kutsaldır. Nasıl olursa olsun her anne çocuklarını karşılıksız sever. Ben de çocuklarımı böyle seviyorum ve onlara 45 yıldır bakıyorum. Ancak kızım Semiha’yı 45 yaşında kaybettim. Bana hiç anne diyemese de o benim evladım ve inanın ben onu çok seviyordum onun adını yaşatmak için bir hayır kurumu yaptırmak istedim ancak maddi gücüm buna yetmedi. Sonra bu mukaddes yer karşıma çıktı ve Semiha’nın adını yaşatabilmek için buraya bir şeyler yaptım. Son olarak ta eşim ve bana ait bir daire, bir yazlık, banka kasasında bulunan altın ve mücevherlerim ile bir adet otomobilimi vakfınız hizmetlerinde kullanılmak üzere vasiyet ettim. Tüm bunları burada kalan çocukların rahat ve huzuru ile rahmetli kızım Semiha’nın isminin böyle mukaddes bir vakıfta yaşatılması. Eğer bunu bu mutluluğu bana bahşederseniz ömrü boyunca hiç bahtı ve yüzü gülmemiş bir anneyi çok mutlu edersiniz.

 

Ne olur bu mutluluğu benden esirgemeyin ve bu mukaddes mekana kızımın adını verilmesinin ilelebet böyle hayırlı ve güzel mekanda yaşatılması benim için mutlulukların en güzeli olacaktır.  ANNE” 07/12/2007

 

 

Bu yazı toplam 997 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar