Engelli bir birey olarak, engellilerle ilgili tüm farkındalık konularını ve hayatta azmi ile başarı sağlamış engelli dostlarımın röportajlarının da yer alacağı konuları haftalık yazı dizisi olarak önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım.

Bu hafta ilk konu olarak engelleri kaldırmak konusundan yola çıkacağım.

Engel deyince akla ilk olarak farklı düşünceler gelebilir.

Türkiye’de 8 buçuk milyon engelli vatandaşımız mevcuttur. Bunlar ortopedik, görme, işitme ve zihinsel olarak 4 grup halindedir. Bu engel gruplarının birbirinden farklı birçok zorlukları vardır.

Engelleri aşmak, engelliye engel olacak sorunları ortadan kaldırmak sadece engellinin azimli olmasıyla veya sadece devlet yöneticilerinden destek beklemekle olmamalı.

Öncelikle halkın engellileri engel gruplarını yakından tanıması gereklidir. Genelde ülkemizde bir engel türü başımızda olmayınca onun zorluğunu görmeyiz ve bu konuda hassasiyet derecesi düşüktür.

Bu konuda en önemli nokta halkın engelliyi tanımasıdır. Burada ise en büyük rol biz engelli vatandaşlara düşüyor. Her türlü zorluğa rağmen evlere kapanmadan bir şekilde sokakta, mağazalarda, konserlerde, siyasette, sporda, sanatta v.s. hayatın her noktasında var olmalıyız ki, insanlar bizleri tanısın ve yaşadığımız birçok mimari, fiziki ve sayabileceğimiz birçok sorunu yakından görebilsinler.

Tabi ki bu saydığım alanlarda başarılı olan engelleri aşmış dostlar mevcuttur. Ama bu sayı yetersizdir. Ayrıca özgüveni eksik kendini geri planda tutan birçok engelli dostlar da mevcuttur.

Engelleri aşmada ilk görev aileye düşüyor. Aile engelliye özgüven aşılamalı ve her koşulda onların yanında olmalı...

İnsanlar engelli bireyleri yakından gördükçe sorunlarına ve dertlerine de daha çok ortak olup duyarlılık göstereceklerdir.

Unutmayalım ki hiçbir fırsat durup dururken bizleri bulmaz. Herkes kendi fırsatını kendisi oluşturur.

Haftaya bir sonraki farkındalık konusunda sizleri çok şaşırtacak belki de hiç düşünmediğiniz bir konu ile karşınızda olacağım.