NEVZAT LALELİ
MEDYA HAKKIN EMRİNDE -6
Medyayı bir müddet takip eden insanlar, takip ettikleri medya gibi düşünmeye ve yaşamaya başlarlar.
En güçlü silah, kitabımdan
Bir haberi veya bir olayı en kısa zamanda, en çok insana ulaştırabilen vasıtalara medya denmektedir. İlk insan Adem (a.s) dan günümüze medya kullanılmış, günümüzde ise gelişen teknoloji ile birlikte medya, çok büyük boyutlara ulaşmıştır.
Âdem (a.s) Allah’tan (c.c) aldığı emir ve yasakları çocuklarına, torunlarına ve onların torunlarına ulaştırabilmek için hiç şüphesiz, konuşma da olsa bir vasıta kullanmıştır. Daha sonraları insanların sayısı artmış ve bunlar başka ülkelere göçmüşlerdir. Diğer Peygamberler ve özellikle ahir zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed (s.a.v) döneminde değişik yerlerdeki insanlara “Hakkın tebliğ ve davetini yapabilmek” için mektup, tellal (medya) kullanılmıştır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) İslamı, yakın aile fertleri başta olmak üzere bütün Mekkelilere duyurması gerekince, yakın ailesini bir yemekte toplamış, İslamı onlara tebliğ etmiş (duyurmuş) ve bu yemeği vesile kılarak onları İslam’a davet etmiştir.
PEYGAMBERİMİZ MEDYAYI KULLANDI
Bir mağruf (bilinen) Hadis-i Şerif de, Peygamberimiz bütün Mekkelileri bir araya toplayarak onlara; “Şu dağın ardında size doğru gelmekte olan bir düşman ordusunun varlığını haber versem, ne dersiniz?” deyince, Mekkeli Müşrikler;
“Sen Muhammed’ül eminsin (güvenilen Muhammedsin) sana inanırız” demişler. O zaman Peygamberimiz (s.a.v) Aynı katiyetle söylüyorum ki her şeyi yaratan ve yaşatan bir Allah vardır ve ben de onun Resulüyüm (elçisiyim), ona da inanın, buyurmuştur.
Mekkeliler arasında bulunan şedid (küfründe inatçı) Müşrikler, “Bizi bunun için mi topladın” diyerek onu kalabalık içinde onu yalanlamaya çalışmışlardır.
Bu olayda dikkat etmediğimiz bir önemli nokta, Peygamberimizin Mekkeli Müşrikleri bir araya nasıl topladığıdır. İki insanı yan yana getirmenin, zamanımızda bile büyük problem olduğu bilinirken, Peygamberimiz bütün Mekkelileri bir araya nasıl toplamıştır?
Bu soruya vereceğimiz cevap, Peygamberimizin Mekkelileri toplamakta bir vasıtayı kullandığıdır. Yani Peygamberimiz Mekkelileri toplarken medyayı kullanmıştır.
İslam’dan önce Mekkeliler, bir deprem, yangın, düşman istilası gibi bütün Mekkelileri ilgilendiren konuları birlikte görüşebilmek için, bir araya gelmenin zaruretini hissetmişler ve bunu temin etmek için yüksekçe bir tepenin üzerine bir çan koymuşlardır. Bir tehlike anında bu çan çalınır ve çanın sesini duyan Mekkeliler hemen ellerinde ki işlerini bırakarak çanın yanına koşarlarmış. Orada konu konuşulur alınan karar hep birlikte uygulanırmış.
İşte Peygamberimiz, Mekkelileri bir araya toplayabilmek için bu çanı çalmış, böylece en kısa zaman da en çok insana (Mekkelilere) İslam’ı duyurabilmiştir.
Peygamberimizin bu kullandığı vasıtaya, zamanımızda medya denilmektedir.
MEDYA SİLAHININ TESİRLERİ
Medya olarak incelediğimiz bu konunun adı “Medya, en güçlü silah” tır.
Bildiğiniz gibi silah, korunma ve taarruz (hücum) maksatlı olarak kullanılan ve karşı tarafı güçsüz ve tesirsiz bırakan bir alettir. Burada silahın, karşı taraf üzerinde ki tesiri (etkisi) konuşulmaktadır.
Zamanımızda silah olarak tabanca, tüfek, makineli tüfek, miteralyöz, top, füzeler, atom başlıklı füzeler gibi aletler kullanılmaktadır. Bu vasıtalarla, eğer hücum ediyorsanız, düşmanın gücünü yok ediyor ve ülkesine giriyorsunuz. Yok, düşman size hücum ediyorsa onun gücünü kırarak, onun sizi istila etmesini önlüyorsunuz.
Hâlbuki zamanımızda insanları öldürmeye, onların mallarını imha etmeye ihtiyaç duymadan onları istila ve esir etmeniz, mallarını, canlarını, ırzlarını, yer üstü ve yer altı servetlerini ele geçirmeniz ve hem de çok para kazanmanız mümkün olabilmektedir.
Yapılacak iş gayet basittir. Gözünüze kestirdiğiniz ülkede para, makam, rütbe ile satın aldığınız bazı işbirlikçilerle birlikte çalışırsınız. Onlara “çok satan büyük gazeteler” yayınlatırsınız. Reytingi çok (seyredilme oranı yüksek) televizyonlar kurdurursunuz ve başlarsınız yayına…
O ülkenin milli değerlerini, milli kahramanlarını, tarihini, inancını hafife alacak, hatta alay konusu yapacak olayları haber yaparsınız, açık oturumlar tertipler, satılık adamları bu açık oturumlarda konuşturursunuz. Satılık kalemlere makaleler yazdırır, yorumlar yaptırırsınız. Bir müddet sonra bu medyayı takip eden insanlar da, okuduğu ve seyrettiği medya gibi düşünmeye ve yaşamaya başlar. Yani onların beyinlerini artık siz esir almış olursunuz. Artık kendi işbirlikçilerinizi onlara tanıta tanıta yüceltir, milli değerleri bağlı insanları ve kuruluşları kötüleyerek, onları halkın gözünden düşürürsünüz.
Eh… Sisteminiz de demokrasi ise ve devleti yönetecek insanlar seçimlerle geliyorsa, işiniz iştir. Siz, işbirlikçilerinizi (ne kadar kötü idare ediyorlarsa etsinler) istediğiniz kadar seçtirerek hükümetin başına uzun yıllar tutabilirsiniz.
Bu haliyle medya, bir işgalde kullanılan silahlardan daha tesirli değil midir?