Dr.Muhammed Bozdağ
Cennetten kovuldular mı?
- Âdem babamız ve Havva anamız günah işlediler ve Cennetten kovulup dünyaya gönderildiler. Bu dünyada tövbe ettiler, tövbeleri kabul gördü ve ait oldukları cennete tekrar döndüler. Peki onları günahları yüzünden dünyaya gönderen Allah neden biz günah işleyince bizi Cehenneme gönderiyor?
-Öncelikle onlar esas tövbelerini dünyadan önce cennette yaptılar. “Dediler: "Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz!"(A’raf, 23) Yoksa onlar imtihanını kaybedip kafa tutmayı sürdüren kibirli şeytan gibi kovulsalardı ebedi cehennemlik olurlardı.
-Cennetteki imtihan dünyadaki imtihandan farklıdır: Atalarımız, yasaklandıkları ağaca yaklaşarak, bu tek yasağı bir kereliğine çiğnediler, hemen ardından da tövbe ettiler. Böyle bir günah şeklinin sonucu cehennem olamazdı ve hiçbir zaman da olmayacak. Çünkü Allah bizi günah işleyebilir yarattı ve boyun eğip tövbe edersek de bağışlayacağını vadetti. Cennetten dünyaya geliş tövbe edilen bir günahın sonucudur; cehenneme gidiş ise dünyada bir ömür tekrarlanan ve tövbe edilmeyen günahların sonucu olacak.
-Dünyadaki imtihanın belirttiğiniz olaydan farkı bir ömür boyunca sürmesi ve her ne günah işlerse işlesin insana son zamanına kadar pişmanlık ve af dileyip durumunu düzeltme fırsatı verilmesidir. Yürekten tövbe Allah’ın büyük ve benzersiz lütfudur. Bu lütuf kapısı sadece günahı, bile bile, nasılsa bir gün tövbe ederim gibi bir bakışla küçümseyene ve Allah’a inadına, kibirle ve bile bile savaş açanlara kapatılır. Onların kalpleri mühürlenir ve tövbeyi kendilerine yakıştıramazlar. Gelecekte edeceklerini zannettikleri tövbeye de fırsat bulamadan ölüm ansızın kapılarını çalar.
-Bu açıdan Allah bizi işlediğimiz herhangi bir günah yüzünden değil, günahlarımızın sevaplarımızdan ağır gelmesi yüzünden cehenneme düşürür. Müminin cehenneme düşmesi çok zordur ve bu zorluğa rağmen cehenneme düşmesi için çok kötü niyetli olması lazımdır. Şöyle ki, samimi tövbe ederse zaten affediliyor. Diğer yandan Allah günahı bir yazdırırken, sevabı kat kat fazla yazdırıyor. Buna rağmen günahı sevabından ağır getirmeyi başaran demek ki azgın bir zalimin teki imiş.
-Atalarımız dünya imtihanına bizim gibi, aynı haklarla geldiler. Buradaki yaşantılarında Cehennemlik asiler gibi isyan edecek olsalardı, onlar da cehenneme giderlerdi. Onları cehennemden kurtaran cennetteki günahlarından tövbe etmeleri değil, yeryüzünde temiz yaşamalarıdır. Allah imtihanda kimseyi kayırmamıştır. Dünya imtihanının sonunun cennet ve cehennem olarak ikiye ayrılması tüm insanlık için bir kaderdir ve Âdem-Havva atalarımız bu kadere dâhildir.
-Ayrıca, Âdem-Havva çiftinin Cennetten dünyaya gelmesi bizim dünyaya gelmemizdir. Onlar cennetteki fıtratları itibariyle topyekûn insanlığın tümünü içeriyor idiler. Bizim varlığımız onların bedeninde nasıl içkindi, anne-babadan doğmamış ilk iki canlı olarak, bedenleri Cennette nasıldı? Fiziksel mi idiler, metafiziksel mi? Tüm bunlar Kuranın detay vermediği hususlardır. Diğer deyişle bizim var olmamız, bizim potansiyelimizden gerçeğe çıkış kapımızın açılması atalarımızın o ağaca yaklaşmasıyla oldu. Atalar o ağaca yaklaşmasalardı biz potansiyelden fiili varlığa çıkamayacaktık.
-O ataların dünyaya gönderilmelerine ben ceza olarak bakmıyorum ayrıca... Bir vesile üzerinden bir görevlendirme olarak bakıyorum. Allah Âdem-Hava’yı dünyaya gönderecekti, çünkü onları bizim yaradılışımızın vesilesi olmaları için yaratmıştı. “Ey insanlar, sizi tek bir nefisten yaratıp, ondan da eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip yayan Rabbinizden çekinip sakının. (Nisa, 1) ayetinin anlattığı süreç budur. İlk insanı iki insana dönüştüren Allah bu iki mübarek insanı cezalandırmadı, onları görevlendirdi. Bu şekilde görevlendirilmeleri Allah’ın dilediği bir durumdu. Sadece yüreklerinin fazla acı çekmesini engelleyecek bir sebebe sahip olmalarını diledi. Cennetten vesile olmadan gönderse bu sorumluluğu almaları çok acı verici olabilirdi. Allah onları insanlığın ataları olmaları için görevlendirdi.
-Onlar dünyaya gönderilmemiş olsaydı biz yaratılmamış olacaktık. Çünkü cennet türeme yeri değildi. Cennet içinde yaratılanlar için değil, orayı şeytanla savaşarak kazananlar için yaratılmıştı. Hak ve adaletin yerini bulması için cennete imtihan kazanılarak gidilmesi gerekiyordu. Cennetin fıtratı buydu ve atalarımız orada bir imtihandan geçmeden var oldular. Yani oraya liyakatleri henüz vaki olmamıştı. Allah hem onların dünya toprağından geçerek Cenneti kazanacak ameller yapmalarını ve hem de bizim doğumumuza vesile olmalarını diledi. Allah onlardan ve imanla ölen tüm atalarımızdan razı olsun ve bizi onların gittiği yoldan büyük başarıya kavuşsun. Muhammed Bozdağ