Yürüyüş yolu son bir haftadır çöpten geçilmiyor.

Büyükşehir görevlileri de buralarda görülmüyor...

Birlerine göre de buradaki çöp poşetlerini köpekler çevreden taşıyormuş...

Peki, oturma banklarının altındaki çekirdek kabuklarını ve sigara izmaritlerini de mi köpekler taşıyor?

İlçe Kaymakamı ve Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün koordinesi ile birlikte tasarlanan ve Ankara Bulvarı üzerindeki ‘Işıklı Reklam Panosu’nda gün boyu yayınlanan “Lütfen Yürüyüş Yolunu Temiz Tutalım. Yerlere Çöp Atmayalım” şeklindeki sürekli ikazları da caydırıcı olmuyor.

Sabahtan akşama Ankara Bulvarı’ndan binlerce insan ve araç geçiyor. Dolaysıyla yol kenarındaki panoyu da herkes görüyor. Ama Yürüyüş Yolu’ndaki çöplüğü ne hikmetse kimse görmüyor...

Mesleki Eğitim Merkezi ile Meliha-Hasan Ali Bostan Çubuk Fen Lisesi’ne giden (Veli Neşeli Caddesi ile) şose yol bağlantılı Emniyet Müdürlüğü’nün bulunduğu Kars Sokak arasında kalan “Yürüyüş Yolu” Yaz aylarında Büyükşehir Belediyesi temizlik işçisi tarafından gündüzleri temizleniyor ve her gün sulanıyordu. Geceleri ise çöpten geçilmiyordu. Ertesi gün yine temizleniyordu. Bu işlemler her gün tekrar ediliyordu.

• Yürüyüş Yolu kenarlarındaki Büyükşehir Belediyesi’nin yeşil ve doğa ile ilgili sloganların bulunduğu maketlerin üzerlerinin bir takım yaratıklar tarafından boyanarak yazıların okunamayacak hale gelmesi,

• Yine Yürüyüş Yolu kenarındaki kaldırım üzerindeki ağaç diplerinin çöplük haline getirilmesi Metropol bir ilçe insanına hiç mi hiç yakışmıyor.

Yürüyüş Yolu, spor tutkunu insanların yürüdüğü, yoğun iş temposunda ve sonrasında soluk aldığı doğa harikası bir noktadır. Ama bu nokta bir bitişin değil, sonrasında gelecek başlangıcın noktasıdır.  

Buranın güzel ve şirin misafirleri de var. Sincaplar.. Onların da zaman zaman oynarken fotoğraflarını çekiyorum...

Oysa o günlerde ‘Yürüyüş Yolu’nun temizliği, Büyükşehir Belediyesinin temizlik işçisi tarafından sabah-akşam her gün süpürülüyor. Çevredeki çimler ve ağaçlar sulanıyordu.

‘Yürüyüş Yolu’nun temizliği, Büyükşehir Belediyesi temizlik görevlisi tarafından bir hafta öncesine kadar her gün yine itinalı bir şekilde yapılıyordu.

Ama insanlıktan nasibini almamış birtakım yaratıklar da temizlenen bu yerleri inadına kirletmek için adeta birbirleri ile yarışıyorlardı...

Kısacası birileri çevreyi temizlemeye gayret ederken, birileri de inadına kirletmeye devam ediyor...

Yürüyüş Yolu’nda spor yapanlarında en az temizlikçiler kadar titiz olması, izmaritleri ve ellerindeki çöpü bankların yanındaki çöp kovalarına atmaları bir insanlık görevi olmalı idi.

Yürüyüş Yolu üzerinde aynı zamanda sağlı-sollu oturma bankları var.

Her oturma bankının yanında çöp kovaları varken, duyarsız yaratıklar tarafından çekirdek kabukları, sigara izmaritleri, bisküvi-kraker jelâtinleri sürekli yerlere atılmaya devam ediliyor.

Yine birtakım insanlar burada spor yaparken,  aynı anda da çekirdek çitliyor veya sigara içiyor. Kabuk ve izmaritini de spor yaptığı aletin altına atıyor.  Nasıl spor yapmaksa?

Bu tür manzaralara neredeyse her gün rastlamak mümkün...

Kendilerini uyaran veya ikaz eden duyarlı vatandaşlara, “temizlik işçilerinin görevleri ne, dünyanın maaşını alıyorlar, temizlesinler” şeklinde cevap veriyor ve hatta hakaret edip, “size ne “ diyerek üzerlerine yürüyorlarmış..

Fitness aletlerinin altı veya çevresi bile çöpten geçilmiyor.

Çevredeki çöplere aldırış etmeden spor yapanlar var. 

Dünyanın neresinde çöplerle kol kola spor yapılıyor.

Üstelik Yürüyüş Yolu’nun hemen yanında ilçenin ‘aynası’ olan Ankara Bulvarı var. Herkesin gözü burada...

İşin ilginç yanı Belediye görevlileri de her gün buradan geçiyor. Ama araçla, transit olarak geçtikleri için görmüyorlar.

İlçe bürokratları da ‘Yürüyüş Yolu’nda zaman zaman spor yapıyor. Şimdilerde yapmıyorlar herhalde. Yapsalardı bu çöplüğü görür, yetkilileri uyarır, önlem aldırırlardı.

İlçe Kaymakamı çeşitli önlemler aldırıyor. Sorumsuz yaratıklar maalesef bunları da  dikkate almıyor...

Temizlik, insan ve toplum için çok önemlidir. Bu bakımdan her birey çevre temizliği konusunda çok dikkatli ve titiz olmalı, bunu da bir görev bilmelidir...

Oysa ‘Yürüyüş Yolu’  bin bir meşakkatle Yerleşke’den kopartılmış ve İlçe halkının hizmetine açılmıştı.

Tekrar söylüyorum; Şayet buraya sahip çıkılmayacak ve gerekli güvenlik, koruma ve bakım önlemleri alınmayacaksa tekrar Yerleşke’nin sınırları içerisine dâhil edilmesinde yarar var.

Hiç değilse Yıldırım Beyazıt Üniversitesi yetkilileri sahip çıkar. Çünkü burası ilçenin aynası konumunda...

Çözüm:

İlçe Belediye yetkilileri, zaman zaman zahmet edip, araçlarından inip çevreye bir baksalar ve hatta Kabahatler Kanunu’na göre yerlere çöp ve izmarit atanlara 30-40 lira cezai bir müeyyide uygulasalar, kıyamet mi kopar? 30-40 lirayı bırakın 10 lira ceza yazılsa, bir daha yerlere çöp ve izmarit atarlar mı?

Belediye ve zabıta ekiplerinin yaptığı uyarılar şimdiye kadar hep kulak arkası edilmiştir. Çevreye baktığınızda bunu görmeniz mümkün...

 O zaman sorumsuz ve duyarsız vatandaşların anladığı dilden konuşmak lazım...

Bakalım cezai müeyyideler ile karşılaşan sağduyusuz ve sorumsuz vatandaşlar yerlere bir daha çöp ve izmarit atabilecek ya da rast gele tükürebilecekler mi?

Zannedersem başka bir çözüm yolu kalmadı. Tek yol kaldı o da cezai müeyyide uygulamak...

Üstelik kurallara uyan sağduyulu vatandaşlarla, uymayanlar arasında bir fark olması da gerekmez mi?

Yaşam kalitesinin bozulmasını istemeyen bir insan, çevre kirliliğini yaratan unsurlardan uzak durur. Bu da insan hayatının akışını etkileyen önemli bir unsurdur. Yaratılan çevre kirliliğinden dolayı, gerilen insan yaşamı, hep daha temiz ortamlara ihtiyaç duyar.
 

Tabi bu ortamı en güzel yaratacak olanlar da yine insanlardır.

Tabii ki ilçemizde de duyarlı insanlar yok değil. Ama sayıları çok az...

Çevre kirliliği hassasiyet ve duyarlılık gösterilmesi gereken bir konudur. Doğal çevre bilinciyle, daha temiz bir ortamın sağlanması, düzenli ve sürekli yapılan kontrollerle daha iyi sağlanır.

Bu konuda eğitim ve bilinçlendirme ön safhada tutulursa dengeler daha iyi korunur. İyi korunmayan bir çevrede yaşamak, kırılan veya kaybolan oyuncağına ağlayan bir çocuğun hüznüne konan bulanık bir gözyaşına benzer. Bu bulanık gözyaşını daha çok bilinçsizlik ve eğitimsizlikten kaynaklanan kültür yaratır.

Bir kültürde sağlığı tehdit eden bütün sorunlar, ben varım duyumuyla yarısı çözülmüş olur. Birde buna bütün insanların ben varım duyumu eklenirse çevre kirliliği sorunu tamamen çözülür.

Çubuk halkının da temiz ve güzel bir çevre de yaşamak hakkı yok mu?

Sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamak Çubuklular için çok lüks mü olur?

Ne diyeyim; Bir zamanların cennet ilçesini cehenneme çevirenler ile bunların her yaptığına

hala alkış tutanlar utansın...

Ev ve okul dışında yaşadığımız çevrenin temizliğine de dikkat etmeliyiz. Cadde, sokakları, park ve bahçeleri, ormanları piknik yerlerini temiz tutmak, kirletenleri uyarmak hepimizin görevidir.

Bilmeliyiz ki;

Çevreyi kirletenleri uyarmalı ve bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için gayret göstermeliyiz. Bunu yaparken nezaket kurallarına dikkat etmeli, karşıdaki kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz.

Aynı zamanda kendimiz de çevre konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda insanlara örnek olmalıyız.
 

Kısaca sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşamak için çevremizi temiz tutmalıyız. Bunun için çevre temizliğine hem kendimiz uymalı hem de başkalarını bu konuda uyarmalıyız.

Temiz bir toplumda yaşamak hepimizin hakkı olmalı. Temiz bir toplumu oluşturmak için önce herkes kendi dükkânının ve evinin önünü süpürmelidir.

Bir Çin Atasözü vardır, “Herkes kapısının önünü temizlerse tüm mahalle temiz olur.” 

Oysa bunun bir Müslüman atasözü olması gerekmez miydi?

Yüce Peygamberimiz (sav), “Temizlik İmandandır” buyurmuşlardır.

''Temiz bir dünya, temiz bir çevre'' hem kendimiz için, hem de bizden sonra gelecek nesiller için çöp sorunu çok önemlidir...

Çubuk Belediyesi’nde birileri şimdilerde Kış uykusunda...

Onlar yaptıkları 45 milyonluk yatırımın meyvesini vermesini bekliyorlar. İnşallah o yatırımlar biterde Çubuk İlçesi de tüm sorunlarından bir an önce kurtulur. “AMİN”