Yine Ölüm Düştü Yadıma

    Ne çok yazmışızdır ne çok sözler sarf etmişizdir hayata ve ölüme dair. Hayat dediğimiz nedir ki, başı ve sonu belli olmayan bir kitap. Oku okuyabilirsen… Çöz çözebilirsen… Ne var ki, ne başı tam bu kitabın nede sonu. Ama inadına tutunmaya çalışıyor yürek. İnadına bende, bende diyor. Kendine düşen payı istiyor hayattan. Ama Nafile… Elleri bağrında kalan gene sen oluyorsun. İstemekten korkar oldum, hayal etmekten, yaşamaktan, ümitlenmekten, beklemekten. Beklenen hiçbir şeyi vermiyor hayat. Tam tersi hayal ettiklerini bir bir batırmak için elinden geleni yapıyor. Sen hayata inat kardelen çiçeği gibi bütün olusuzluklar içinde yaşamaya çalışıyorsun, işte bende varım dediğiniz bir anda ummadığınız bir yel kırıyor çiçeklerinizi. Ama yinede her şeye rağmen önümüze sunulan bu hayatı yaşamak zorundayız, güzellikleri keşfederek. Çünkü aldığımız her nefese kıymet veren var. Bilirim ki bir nefes daha aldıran var. Bir şiirde geçiyordu “Sınamayı seversin bu Senin eski oyunun…” diyordu. Hayatın bir sınav olduğunu unutmamak gerekiyor heralde ve Hz. Adem\'den bu güne bütün insanlar bişekilde sınanıyor. Hz. Adem(a.s.) dünya ile, Hz. Nuh(a.s.) ailesi ile, Hz. İbrahim(a.s.) evladı ile, Hz. İsmail(a.s.) bıçak ile, Hz. Muhammet (s.a.v.) kafirler ve müşriklerle hatta amcası Ebu Lehep ile sınanıyordu. Biz ne ile sınanıyoruz peki? Hayatı bir şekilde yaşamak zorundayız .    

    Hayatı yaşanır kılan olayların farkına varmak yada hayatın güzelliklerini keşfe çıkmak. Çünkü kolay vazgeçmek olmaz, kolaya kaçmak bize yakışmaz. Hayatın önümüze çıkardığı her bir ağır taşı kaldırmak, her bir zor yokuşu tırmanmak hayatı daha heyecanlı kılar ve bizi daha kuvvetlendirir. Sabırla işlemek gerekiyor hayatı beklide. Allah\'ın Rasulü Sevgili Peygamberimiz: “Nefsim kudreti elinde bulunan Allah\'a and olsun ki insanoğluna sabırdan geniş nimet verilmemiştir” buyurmakta.       

 

   “Eski zamanların birinde bir adam hayatin anlamının ne olduğunu merak etmiş.
Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya
karar vermiş.. Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş.Fakat mutlaka bir cevabi
olmalı diyormuş..Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş..
Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor
tabi ki ... Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona
-Su karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yasar!
İstersen ona git belki o sana aradığın cevabi verebilir. " demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yasadığı eve ulaşmış adam..
Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye Hayatin anlamının ne olduğunu sormuş
..
Bilge sana bunun cevabini söylerim ama önce bir sınavdan geçmen
gerekiyor demiş ...
Adam kabul etmiş..
Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de
silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş.
Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel ... Yalnız dikkat
et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse
kaybedersin... Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge
bakmış evet demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?
Adam şaşkın.. Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere
bakmadım ki... Simdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde
olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş Bilge...
Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş muhteşem
bir bahçedeymiş çünkü ...
Geri geldiğinde bilge, adama bahçe nasıldı diye sormuş ... Adam
gördüğü güzellikler karsısında büyülendiğini anlatmış..
Bilge gülümsemiş ,ama kaşıkta hiç yağ kalmamış demiş ve eklemiş :
"Hayat senin bakışınla anlam kazanır ya sadece bir noktayı görürsen
hayatin akıp gider sen farkına varmazsın.. Yada görebileceğin tüm
güzelliklerin tam ortasında hayati yasarsın akıp giden zamanın anlam
kazanır ...
Hayatinin anlamı senin bakışlarında gizlidir"

 

 

Bu yazı toplam 4882 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum