Hülya Uğur
Yarın Hiç Gelmeyecek!
“Yarın yaparım… Yarın yazarım… Yarın giyerim… Yarın giderim… Yarın söylerim… Yarın… Yarın… Yarın…”
Garip ama hayatımızın çoğunu yarına erteliyoruz, kullandığımız cümlelerin çoğu yarın diye başlıyor. Ya “yarın” yoksa?.. bugün ömrümüzün son gününü yaşıyorsak ne olacak? İyisimi hayatımızı yarına ertelemeyelim, yapacağımız bütün güzel işleri bugün yapalım. Çünkü hayat o kadar kısa ki.
Allah Resulü diyor ki:
“Bu dünya hayatı neye benzer bilir misiniz? Bir yolcunun uzunca bir yolda bir ağacın gölgesinde şöyle konaklayıp bir-iki su içimi oturup, sonrada kalkıp gitmesi gibidir. O ağacın altında oturduğun an kadardır.”
Hiç düşündünüz mü bilmem, doğduğumuz zaman kulağımıza ezan okunur ama namazı yoktur. Öldüğümüzde ise namazımız kılınır ama ezanı yoktur. İşte hayat ezanla namaz arasındaki zaman kadardır.
“Hayatı ertelerseniz, sadece yaşayamadıklarınızı çoğaltırsınız.” Diyor çok sevdiğim edebiyatçı Yavuz Bahadıroğlu. Yaşayamadıklarımız koskoca bir dağ olur ve yüreğimize abanır. İşte orada pişmanlıklar ve eğerler başlar:
“Eğer bir daha dünyaya gelseydim… Eğer bir fırsat daha yakalasaydım…” öyle yaşamalı ki, bugün son gün, bu fırsat son fırsat olsun!
Ashabdan biri Resulullah Efendimize, yoldan geçen birisini gösterip:
“Şu gideni çok seviyorum ey Allah\'ın Resulü” demiş.
“O bunu biliyor mu” diye sormuş Efendiler Efendisi.
“Hayır.”
“Öyleyse hemen arkasından yetiş ve onu sevdiğini söyle.”
Sevdiklerinize sevdiğinizi söylemeyi de yarına ertelemeyin olur mu?
Çoğu zaman hayatı ıskalıyoruz. Kimi zaman gücümüzü göstermek için… Kimi zaman korkmadığımızı ispatlamak için… Kimi zaman da olmadık gururumuz yüzünden… Sonrada “Keşke bir daha geriye dönebilsem” diye yakınıyoruz. Ne yazık ki hayatın geri dönüşü yok, aldığımız şu nefes son nefes, bir daha aynı nefesi alamayacağız, hayatın her anı son kez yaşanır.
Çok sevdiğim bir söz:
“Dün tecrübedir öğren. Yarın tahmindir planla. Bugün fırsattır kullan.”
Dünden çıkartmamız gereken çok ders var, bugün aynı hataları yaşamamak için. Çünkü o kadar çok “keşke”ler var ki avuçlarımızda. O kadar yakıcı “ah!..”larımız var ki yüreğimizde.
Şimdi ahlarımızı ve keşkelerimizi bir kenara bırakıp, yarına ertelediğimiz bütün güzellikleri bugünden yapalım, çünkü dediğimiz gibi “Yarın hiç gelmeyecek!”
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.