İlçenin en önemli sorunlarından birisi de trafik ve otopark sorunudur. Cadde ve sokaklarda insanlardan fazla araç var.

Seksen bini geçen nüfusuyla İlçemiz, cadde ve sokaklarında trafik işin içinden çıkılmaz bir boyut almıştır.  Mahalle aralarında yapılan inşaatlarda-apartmanlarda cadde ve sokaklardan çekme mesafelerinden sonra kalan kısmında yeşil alan, oyun alanları, park ve otopark alanları yıllardır ihmal edilmiştir. Cadde ve sokak aralarında da trafik tamamen bir çıkmaz içine girmiştir. Yol kenarlarında park edilen otomobillerden dolayı trafikte ciddi aksamalar bulunmaktadır. Allah korusun bir yangın veya bir afet durumunda tehlikenin boyutu çok daha vahim olacaktır.

Gelişmiş kentlerde bulunan çok katlı otoparklar şehirdeki trafik park sorunlarına çözüm olmuştur. Çok katlı otoparklarda yüzlerce  araç park edebilmektedir. Hatta çok katlı otoparklarda etraf tamamen açık olduğu için LPG’li araçlar bile rahatlıkla park edebilmektedir.

Kent merkezinde veya bazı mahallelerde yapılan birçok apartmanda otopark bulunmamaktadır. Olanlarda göstermeliktir.

Belediyeler, otoparkı olmayan ev ve apartman yapan vatandaş ve müteahhitlerden yıllarca daire başına para almıştır. Hemen hemen tüm kentlerde böyle bir uygulama vardır. Bizde de böyle bir uygulama olmuştur. Bu alınan paralarla hangi mahallelere, ne kadar metrekare otopark yapılmıştır? Belediye bu konuda geçmişe dönük bir araştırma yapıp halkımızı bilgilendirirse çok iyi olur.

TRAFİK ARAP SAÇINA DÖNDÜ

Yaya ve trafik yolu adeta iç içe.. Yayalarla araçlar neredeyse kol kola hareket ediyorlar.

Cadde ve sokaklar zaman zaman karşılıklı birer ikişer sıra halinde araçlarla doluyor. Kimi yerlerde park eden araçlar yüzünden yayaların adım atacağı yer olmuyor.

İlçede otopark sorunu Arap saçına dönmüştür. İlçede artan araç sayısıyla birlikte otopark sorunu da giderek büyüyen bir sorun olmaya başladı.

Çarşı İçi’nde, Adnan Menderes Bulvarı ve Ankara Bulvarı’nda bile yan yana iki sıra park yapmanın fazla bir yaptırımı yok.

Kıbrıs Caddesi tek yönlü trafiğe açıldı. Fakat burada da araçlar saatlerce tek sıra park edebiliyor.

İlçe’de trafik çok hareketli.. İnsanlar bir kibrit, bir ekmek almak için araçlarını kullanıyorlar. Bir zamanlar evlerinin önünde bir eşeği bile olmayanların bugün evlerinin önünde iki-üç araçları bulunmaktadır. Gözümüz yok, Allah daha çok versin… Bu ne saltanat, bu ne tantanadır? Ne günlere kaldık Allah’ım… Bir tarafta ekmek bile bulamayanlar varken, insanlar Perşembe Pazarı’nda çöplerden meyve ve sebze toplarken, bir tarafta ise israfın feriştahı kol geziyor, adeta cirit atıyor…

Kaç dairelik bina yaptıysanız o kadar da parkı yeri yapmanız gerekir. Örneğin 15 dairelik bir  bina yaptıysanız 15 araçlık otopark yapmak zorundasınız. Ama ne mümkün..     

Yeni yapılan inşaatlarda göstermelik 4-5 araçlık park yeri var. Bu da iskân ruhsatı için kâfi oluyor.

                        DEVLET YOLU BİLE TEK ŞERİTTEN İŞLİYOR

Devlet yolunda bile, trafik zaman zaman tek şeritten işliyor. Ankara Bulvarı üzerindeki Harikalar Diyarı ve Başgimpa’nın önündeki üç şeritli yol ile Çarşı İçi ve Adnan Menderes Bulvarı’ndaki iki şeritli yol bunlara çarpıcı birer örnektir.

Başgimba ve Harikalar Diyarı önündeki üç şeritli yolda trafik devamlı olarak tek şeritten işliyor.

Yine Çarşı İçi’nde yol iki şeritli araçlar sağlı-sollu işyerlerinin önlerine park ediliyor. Trafik ortadan işliyor. Keza Adnan Menderes Bulvarı da öyle..

Buralarda vatandaşlar araçlarını çapraz olarak, bazen de ikili olarak park ediyorlar. Ayrıca buradaki marketlerin zaman zaman stantlarını uzatarak yaya yolunu bile tıkadıkları oluyor. Market sahipleri araçlarını park edenlere, “marketimizin arkasında park yerimiz var, oraya park edebilirsiniz” diye ikaz ediyorlarmış ama, dinleyen kim? Ne hikmetse; Ne zabıta ve ne de trafik ekipleri bu yanlış uygulamaya ses çıkartamıyorlar. Kimden veya kimlerden korkuyorlar buna bir anlam veremiyorum. Ama Çarşı İçi’ndeki veya diğer cadde ve sokaklarda ise en ufak bir hatayı bile affetmiyorlar. Peki,  bu çifte standart olmuyor mu?

Market ve işyerlerinin önleri park etmiş araçlarla dolu.. Gören de onları alışveriş yapıyor zanneder. Bırakın hepsini, yarısı veya dörtte biri alışveriş yapsa bu market ve işyerleri köşeyi döner. Bazı araç sahipleri de sabahları araçlarını buralara park edip işlerine gidip, akşam da gelip araçlarını alıyorlarmış.. Yine satılık araçlarda buraları ‘galeri’ olarak kullanıyor, araçlarını bedava teşhir ediyorlar..

 Üstelik İlçe Kaymakamı, İlçe Belediye Başkanı ve diğer yetkili bürokratlar her gün yukarıda saydığım yerlerden en az iki defa geçiyorlar. Ama lütfedip araçlarından inerek bu nasıl bir uygulamadır deyip, görevlileri ikaz etmiyorlar.

            ARAÇ SAHİPLERİ HIRSIZLARA DAVETİYE ÇIKARTIYOR…

Araçlarını rastgele park edenler bazen istemeyerek de olsa hırsızlığa davetiye çıkartıyorlar. Özellikle de kamyon, otobüs, traktör ve dolmuş sahipleri… Şöyle ki; Bunlar bina ve işyerlerinin önüne park ederek birinci katları istemeyerek de olsa kamufle ederek hırsızlara gündüz bile olsa rahatlıkla iş yapma imkânı sağlıyorlar. Bir başka ifade ile hırsızlara menfaat sağlıyorlar. İlçedeki hırsızlık vakalarının çoğu bu şekilde oluyor.

Araç sahipleri bazen de öyle ileri gidiyorlarmış ki, kendilerine ait olmayan yerlere bile rahatlıkla araçlarını park edip, sanki babalarının çiftliği gibi istedikleri yerde saatlerce araçlarını orada bırakıyorlarmış.. Hatta evlerinin veya işyerlerinin önünde park yeri olduğu halde başka ev ve işyerlerinin önüne araçlarını rahatlıkla park edebiliyorlar. Çünkü onlar kendilerini sonsuz yetkiye sahip olarak görüyorlar.

Kendilerini haklı olarak, “buraya park edemezsiniz” diye uyaran vatandaşlara da siz de kim oluyorsunuz burası devletin yolu istediğimiz yere park edebiliriz” diyerek hakaret ediyorlarmış.. Bu tip araç sahipleri daha da ileri giderek tek başına yaşayan yaşlı insanların evlerinin önüne bile, yapılan müteakip uyarılara rağmen araçlarını park ediyorlarmış. Bu insanlar bakıma muhtaç insanlar. Aynı zamanda da onların evlerinin önlerine acil olarak her an ambulans gelebilir. Peki, o ambulanslar nereden ve nasıl o insanlara ulaşacaklar? Bu nasıl bir insanlıktır, bu kanun tanımaz insanlar bu cesareti nereden ve kimlerden alıyorlar?  Yazık, çok yazık.. Etkililer, yetkililer ve vatandaşların sorumsuzluğu ve vurdumduymazlığı ne zamana kadar devam edecek? Unutmayınız ki siz de bu ilçede yaşıyorsunuz. İlçedeki trafik sorunları sizlerin ilgi alanına girmiyor herhalde..

TRAFİK MAGANDALARINA KİM VE NASIL DUR DİYECEK?

Birtakım sürücüler trafik kurallarını günde onlarca kez çiğneyebiliyorlar. Ankara Bulvarı asfaltının yeni ve üç şeritli olması onları aşka getirdi. Hız limitini fazlasıyla aşıyorlar. Allah ne verdiyse basıyorlar…Kent Merkezi’nde süratli araç kullanmak adeta bir moda oldu. Bu magandalara, “dur, sen ne yapıyorsun”, diyen yok .

Yine geceleri, birtakım kendini bilmezler Kent Merkezi’nde bile öylesine hızlı araç kullanıyorlar ki, asfalt adeta ağlıyor. Bu tür örneklere hemen her gün rastlamak mümkün.. Bu konuda vatandaşlardan, “Nöbetten geldik ertesi gün işe gideceğiz gürültüden uyuyamıyoruz. Çocuğumuz uyuyamıyor, annemiz babamız hasta rahatsız oluyorlar” diye çok şikâyet var.

Denetim olmadığı için Çubuk-Esenboğa Yolu arasında da hız limiti fazlasıyla aşılıyor. Bu yolda çok kaza oldu. Ölen ve yaralananlarda var. Ama kimse kıssadan hisse çıkartmıyor. Sürücüler bildiklerinden şaşmıyorlar.

Hastane ve okulların önlerinde ‘Hız Tümsekleri’ olmadığı için, sürücüler aşırı hız yapıyor.

“Sorumsuz sürücüler tabiri caizse trafik canavarları, “köpeksiz köyde çomaksız geziyorlar.” Çünkü, ilçede MOBESE ve “Plaka Okuma ve Tanıma Sistemi” yok.  Bu yokluk ise onlara ayrıcalık tanıyor. Böyle bir uygulama ise, ‘Çağdaş ve Modern Çubuk’a hiç mi hiç yakışmıyor.

Bazen ya iki araç birbirine giriyor veya bir direğe kravat oluyorlar. Bunun sonucunda da yaralananlar ve hatta hayatını kaybedenlere de rastlamak mümkün.. Bu trafik magandalarına kim ve ne zaman dur diyecek?

Çubuk Belediyesi Zabıta ekipleri ile Çubuk Emniyet Müdürlüğü trafik ekiplerinin görevi ne? İlçe Trafik Ekipleri bu yanlış uygulamalara ne zamana kadar göz yumacaklar?  

                       TRAFİK IŞIKLARINA RİAYET EDİLMİYOR

Kent Merkezi’nde birkaç yerde trafik ışığı var. Birtakım sürücüler buna bile riayet etmekte zorlanıyorlar. Daha doğrusu tenezzül bile etmiyorlar. Kırmızı ışıkta bile basıp geçiyorlar. Trafik ışıkları, trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda trafik akışını düzenleyen, hayatımızı kolaylaştıran ve zaman kazandıran son derece yararlı bir teknoloji ürünüdür.

Trafik ışıklarının yanmaması durumundaki kaosu, kaza ve kavgaların çıkmasını önlemek için, şu basit kuralların bilinmesi son derece yararlıdır. Işıkları yanmayan bir kavşağa gelindiğinde, her yönde 'DUR' işareti varmış gibi davranılmalıdır. Bu durumda, kavşağa önce giren taşıtın, iki taşıt aynı anda giriyorsa sağdaki taşıtın önceliği olduğu unutulmamalıdır. 

Her gün giderek daha sık olarak karşılaştığımız bir diğer sorun da ‘Kırmızı Işık’ ihlalleri dikkatinizi çekmiştir. Bazı sürücülerin kırmızı ışığı hiçe sayarak yollarına devam ettikleri herhalde dikkatinizden kaçmıyordur. Sarı ışık yandığında kavşağı terk etmek için hızlanarak sınırları zorlayanlar değil, kırmızı ışık yanarken geçen uyanıklardan bahsediyorum. 

Son dönemlerde artan araç sayısı ve onunla orantılı artırılamayan trafik görevlisi sayısı ve denetimler, bu türden ihlallerin giderek artmasına yol açmaktadır. Kuralı ihlal edenler, herhangi bir ceza almadıklarından, bir kaza olmadığı sürece, bunu bir kazanç gibi görmekte, kazaların birçoğunun, sürücülerin ilk ve bazen son kazaları olduğu gerçeğini görmezlikten gelmektedirler.

ÇİFTE STANDART UYGULAMALARA SON VERİLMELİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde trafikten söz ederken trafik polislerine, “Kimsenin mevkiine, makamına, gözünün yaşına bakmayın. Basın cezayı” diye seslendi. Bu söze aynen katılıyorum. Yalnız ceza uygulamasında adalet ve eşitlik kavramına göre hareket edilmesi gerekir. Kimseye farklı bir muamele ve ayırım yapılmamalı,,

Anayasamızda, “Herkes kanun önünde eşittir.” “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadır.” Denilmektedir.

Bu nedenlerle, kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı.. Trafik kurallarını çiğneyen milletvekili bile olsa cezası ne ise hemen kesilmeli..

Trafikte bazen çifte standart uygulamalar da oluyormuş: Modeli düşük araçların sahipleri daha fazla ikaz alırken, modeli yüksek araç sahipleri ikaz bile edilmiyormuş..Aynı güzergahta arka arkaya yanlış park etmiş iki araçtan modeli düşük olana cezai müeyyide uygulanırken, modeli yüksek araç bundan muaf tutuluyormuş. Bu tür uygulamalar kulağıma geliyor, bazen ben de şahit oluyorum.

 İlçe Trafik Ekipleri yanlış ve rast gele park edenleri kimi zaman anonsla, kimi zaman da sözle sürekli olarak ikaz ediyorlar. Bu ikazlardan tabiri caizse kimse tınmıyor. Araç sahipleri kesilen aldırış etmiyor veya gülüp geçiyor. Çünkü cezalar maalesef caydırıcı olmuyor. Trafik cezaları daha da artırılmalı.. Hatta Ceza Kanunlarına indirgenmeli.. Bakalım o zaman kim aşırı hız yapacak veya kim kaza yapacak?

                        TRAFİKTE SORUNLAR BİRLİKTE ÇÖZÜLMELİ…

İlçe Belediyesi ve İlçe Trafik otopark sorununa birlikte köklü bir çözüm bulmalılar…

Şehir Planlaması yapılırken otopark sorunu göz önünde tutulmalı..

Belediye İmar planlarındaki otoparklarla ilgili hükümlerin uygulanmasını sağlamalı..

Şehir planlamalarında otopark alanlarının talebi karşılayacak şekilde yapılması için çalışmalara öncelik vermeli.. Bu konuda kesinlikle taviz vermemeli..

Belediye ve müteahhitler otopark sorununun çözümü için projeler üretmeli..

Belediye, hali hazırdaki boş yerlere otoparklar yaparak, bu otopark ücretlerini düşük tutup sürücülerin otoparkları kullanmasını sağlamalı..

Ayrıca Belediye ‘pos cihazlı’ görevliler tayin etmeli. Yanlış yere park eden araçlara saati bir liradan park ücreti kesmeli..

Şehir Merkezi’nde ivedi olarak Belediye çok katlı otoparklar yapmalı..

Tatillerde okul bahçeleri otopark olarak kullanabilir. Bu suretle okul bahçeleri tatilde gelir bahçesi olabilir.

İlçe Trafik, “İlçede trafik ve park sorununun çözümü ile ilgili olarak, sivil toplum örgütleri ile bir toplantı yapmalı, konuyla ilgili olarak çözümler üretmeli tavsiye kararları alınmalı..

Trafikte yanlış yere park edenler, hız limitini aşanlar yetkililere haber verilmeli. Bu bir vatandaşlık görevi olmasına rağmen, aynı zamanda da tarihi bir görev olmalı.. Ya da böyle algılanmalı..

Trafik ve Otopark Sorunu’nun çözümü için ilçede hepimiz el ele vermeliyiz…