Sorulara Cevaplar 3
Onsekiz bin Alem : Alem, dünya demektir. Varlık kategorilerinden her birisine verilen addır. Allah Rabbülâlemîn (Varlıkları yaratan, rızıklandıran, geliştiren ve yetiştiren)dir. Kâinatta sayısız varlık vardır. Canlılar âlemi, cansızlar âlemi; ruhlar, melekler, cinler âlemi; yıldızlar, gezegenler âlemi vb. Yerlerin ve göklerin yaratıcısı, sahibi Allah"tır. Yerlerin ve göklerin orduları Allah"a aittir: Göklerde ve yerde ne varsa Allah"ındır. İşler dönüp dolaşıp
Allah"a varır. (Al-i İmran 109) Göklerin ve yerin orduları Allah"ındır. Allah azizdir,hakîmdir. (Fetih 7)
Onsekizbin alemin yaratıcısı ifadesi daha çok tasavvufî metinlerde geçen ve Allah"ın büyüklüğünü, azamet ve kudretini anlatan bir ifadedir. Kur"an"da ve hadislerde âlemle ilgili beliri bir sayıdan söz edilmez. Allah"ın nimetinin sayılamayacak kadar çok olduğundan (İbrahim 34) ve denizler mürekkep olsa Allah"ın sözlerini (ilim ve hikmetini) yazmaya yetmeyeceğinden bahsedilir.(Kehf 110)
O halde Allah"ın yarattığı varlıkları belli bir sayıyla sınırlandırmak doğru değildir. Onsekizbin âlem, Allah"ın yarattığı varlıkların sayısının sınırsız olduğunu, dolayısıyla O"nun gücünün sonsuz olduğunu vurgulamak için tasavvuf erbabının kitaplarında sıkça zikredilen, sohbet ve vaazlarda devamlı tekrar edildiği için de halk arasına yerleşen bir deyimdir.
Kur"an"da şifre var mı? Kur"an, mübîn (beyan eden, açıklayan) bir kitaptır. Yalnız, Arap dili ve edebiyatının bütün inceliklerini kapsayan mûciz (özlü) ve mu"ciz (şair ve edipleri, onun bir benzerini getirmekten aciz bırakan) bir özelliğe sahiptir. Onun için haber verdiği olaylar hârikulâde olaylar olduğu gibi bu olayları haber veriş biçimi de hârikulâdedir. Yani Kur"an"ın lafızlarında, cümlelerinde, ifade şekillerinde de beşer sözünden farklı üstünlükler vardır.
Kur"an âyetleri manasının açık olup olmaması bakımından iki kısma ayrılır: Muhkem ve Müteşabih. Muhkem, manası herkes tarafından anlaşılan, hükmü açık, konusu belli âyetlerdir. Kur"an"ın büyük çoğunluğu böyle âyetlerden oluşur. İman, ibadet, muamelât konularıyla, peygamberlerin inkârcılarla mücadelesini anlatan âyetler muhkem âyetlerdir. Bir de Allah"ın eli ve yüzü nden söz eden, Allah"ın arş üzerinde kurulduğunu ifade eden, manası tam açık olmayan âyetler vardır. Bunlara müteşâbih denilir Sûre başlarında hurûf-ı mukatta"a denilen elif-lâm-mîm, hâ-mîm, tâhâ, tâsîn-mîm gibi anahtar kelimeler de müteşâbih (hakiki manası Allah"tan başka kimse tarafından bilinemeyen) âyetlerdendir. Mü"minlerin Kur"an"ın muhkem olanlarına uymaları, müteşabih olanlarına mana vermek için kendilerini sıkıntıya sokmamaları, zira muhkem olan âyetlerin onların dünya ve âhiret mutluluğunu sağlamaya yeteceği bildirilmiştir: Sana Kitabı indiren O"dur. O"nun (Kur"an"ın) bazı âyetleri muhkemdir ki bunlar Kitab"ın esasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu te"vil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun te"vilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık: Hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar.(Al-i İmran 7)
Ebced hesabı, cifr hesabı gibi arap harflerinin sayısal değerlerini kullanarak Kur"an"dan gayb ile ilgili bazı bilgilere ulaşılacağını iddia etmek, Kur"an"ı buna âlet etmek son derece veballi bir iştir. Bunun Kur"an tefsiri ile ilgisi yoktur. Bununla uğraşmak, Kur"an"ın indiriliş amacına da aykırıdır.