Tarık Sezai Karatepe
Sınırları Aş da Gel!
Despot bir zorbanın eseridir, insanı insana kem gözle baktıran her ne var ise!
Ne ki bize tahakküm ediyor, kaldır aradan. Vahyi kuşansın, davete koşsun engin yürekler. Batıldır, kavuşmayı engelleyen bahaneler. Fasit bir dairedir yapay sınırlar, cetvelle çizilen.
İnsan, insana sınır mı kormuş? Nerde kaldı, maziden atiye köprü kuran yiğitler? Topyekun Hakka yürüyen bir topluluk çıkmaz mı, aramızdan? Fetihler devrini kapatan neden?
Arapın, Türkün, Kürtün, Peştunun, Hintin Endülüse yelken açtığı, Istanbula sefer eylediği , hayalini Yesribde, gerçeğini Baküde, Kandaharda, Gaznede gördüğü ahi pazarına ne oldu?
Yüz Yıl Savaşlarıyla Eski Kıtada lanetin imparatorluğunu kuranlar sınırları kaldırmışken Atinada bisikletine binen, sorgusuz süalsiz Manşa varırken, sana dayatılan ne? Yetmedi mi acı, göz yaşı, kaos?
Sınırın öte yakasında koca bir coğrafyayı fırına verip bir milyon ahitdaşı hile ve desise ile kara toprağa düşüren, ülkene de ölüm kusan makinalarını salan güç(!) kimden alıyor cesareti, aymazlığı?
Sorunlu bölgeler kimin icadı? Bir vakitler medeniyet fışkıran vahalarda, şimdilerde kardeşi kardeşe kırdıran, hangi jeopolitiğin makus planı?
Kalk gidelim!
Gidelim, Orhanın Yurduna gidelim. Selamın nice kapılar açtığı İznik pazarına gidelim. Şemsin dergahında soluklanalım. Alaaddinin şehre her sabah tepeden baktığı esenlik diyarına.
Özgüvenini yitirmiş Altmış Dokuz Ruhlulara:
Her geleni aldınız içeri. Yolu bozuğu sahiplenip, Kol kırılır, yen içinde kalır dediniz. Lakin otokontrolden uzaktınız. Bundandır, halktan zekat miktarı aldığınız destek. Kiminiz çile çekti, kiminiz yükünü katar katar
Bir de baktınız ki, gurbetçinin, dar gelirlinin kıt kanaat biriktirdiği tuz buz olup uçmuş aradan. Ne hakem, ne hukuk işlemiş.
Gemisini yürüten kaptan! arsızlığı, Üstüne bir bardak su için!e dönmüş. Kimi, Elim kırılaydı da . iç geçirmesiyle vah tüh arasında tutmuş evinin yolunu Kimi gerçekle yüzleşmeyerek, İnsan değil mi, çiğ süt emmiş. Her yerde olur bunlar! diyesiymiş.
Cesaretle bilenmişi, gün görmüşü celallenip:
Her yerde olur, doğru. Fakat sende olmamalı. Artık, sokağa yeni bir nizam vermenin vaktidir. Temiz bir sayfa açmalı, işte şeffaf, servette adil, çilede ortak. Hem yöneten, hem yönetilen olmak.
Yararlanmamalı değerlerimizden, bilakis yaşatmalı. Şu halimizle sevgiyi nefrete dönüştürüyoruz.
Baksanıza, Başkentte bir akl-ı evvel çıkmış, Kübadaki işkence yuvasıyla, yerli baronları bir tutmuş. Mazlumla zalimi koymuş bir kefeye. Düpedüz redd-i mirasmış, kırk yıllık emeğe.
Maraşa düşer mi yolumuz?
Düşer elbet! Erdemin toprağında Sebep Ey! seslenir, bir eski zaman Maverasından. Bir anı kalmıştır, vefasız torunlara Sütçü İmamdan. Şehadeti fazilet bilmiş, Nur Otuz Bir uğruna.
Frenkin, lime lime etse, etini demir taraklarla kemiğinden ayırsa baş edemeyeceği bir halka:
Şimdi hak, özgürlük, adalet, onur! deyip bizim mahallenin çocuklarını(!) zor duruma düşürmeyin! ikna odaları reva görülmüş, tekelci fetvabazların eliyle.
Anlaşılan, biz değişmeliyiz önce. Şu halimizle, bırakalım Dünyaların Fethini, yüreğimizi fethedemeyiz. Aile meclisinde kazanmalı gönülleri, İl Genel Meclisinde kazanmadan Sırada beklemeyi öğrenmeli, sıraya adam sokmadan.
Bir sabahçı kahvesinde özgüvenimizi toplayıp çarşılarda yürümeli, Erganide, Licede, Mardinde. Müzekentleri keşfetmeli, Ömerden, Ebubekirden kalan.
Adaletin Beşiğine, Kutlu Nebinin Yoldaşına kulak vermeli, Hilvanda, Tilloda, Batmanda.
Sıra Gecelerinde Dünya gözümde Kerbaladır! dan bir esinti kalmalı Kazancı Bedihten. Put Kıran İbrahimi anlatmalı İsmailin çocuklarına.
Hakktan gelen emre teslim olmuş bir yiğit tanımalı, kahramansız kalmış çorak toprağın adamları, çok zamandır.
Halepçede, Mişelden miras Baasın tiranlaştığı sokaklarda yaraya merhem olmalı. Sabaha uyandığında, iyilik dolmalı, kanı silinmiş duvarlara. Haykırmalı: Irkın farkın değildir, farkındır takvan Hakk katında!
Hüseyinin yolunda nefsine kırbaç vurana:
Yazık etme kendine. Hıncını, kapısı kırılıp iffeti pay-i mal edilen Felluceli Fatımanın, Diyalalı Asiyenin, Zaholu Nesibenin ırzı için sakla! Seninkisi bir yaman çelişki! Anlasana!
Sınırlar sinirleri bozmadan
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.