Neler Oluyor?

Hepimiz dönme dolaba döndük. Ankara’da, ana çemberin dışında olmama rağmen, benim bile başım döndü. En dar çemberdeki Çubuklu hemşehrim ne yapsın.

Yerel seçimler yaklaşıyor, ama her gün yeni bir süprize uyanıyoruz. Gündemi yakalayabilene aşk olsun.

Çubuk’un yerel gündemi her gün yeniden yazılıyor. Eski yöneticiler hakkında iddianameler adliye koridorlarında dolaşırken, belediye koltuklarının yeni sahibi olmak için inanılmaz bir ateşle beslenen hırs, siyaset koridorlarını sarmış vaziyette. Bu insanoğlu, bazen acayip anlaşılmaz oluyor.  Bu yolda kırk yıllık dostlar bir birini tanımıyor, evrensel değerlere inananların bile arasına coğrafi haritanın sınırları giriveriyor.  “Büyük koltuk”lara aday şahsiyetler “küçük koltuk”ların sırası için bile insanlara ağır ithamları en üst perdeden seslendirmekten çekinmiyor, hem de ithamın yanlışlığı durumunda “müfteri” olacağını iyi bilmelerine rağmen. Yakın akrabalar birisinin boşalttığı yeri doldururken de, kadim ahlakın damarlarını çatlatmaktan imtina etmiyor. Siyasette etik kuralların sınırı  gerçekten yok mu?

Kısacacası Çubuk’ta bu seçim siyasetin resmi  oldukça karışık. Renkler bir birine girmiş. Van Gogh gelse bile bu resmi çizemez:

Mağlublar, yeni isimler ile tekrar sahnede. Eski tüfekler saf değiştirmiş. Kaderin cilvesi, daha önce ön seçim kaybetmiş bir aday, aymaz bir-iki hata ile kendini saf dışı bıraktırmış. Saf değiştirenlere özenme tereddütü geçirirken, Ankara’daki dostlarının mutassarıflığı ile mazlum bir küsküne dönen  kişi; yirmi dört saatte meslektaşlarının yetmiş iki saatlik performansını gösteren kişinin, evi yerine genel merkeze geçmesi ile yaptığı saat 01:00  operasyonu sayesinde iddialı bir aday olmuş!

Harekette bereket var diyenlerdenseniz, farklı ve hareketli bir  seçim yaşadığınızı söyleyebilirim. Bu anlamda bir çok yere göre daha hareketli bir görüntü var Çubuk’ta. Dengeler her gün değişiyor. Ama bereketin kalite ile anlam ifade ettiğine inanıyorsanız, sorgulamanızı doğru veriler ile yapmanızı salık veririm.  

Karar vermeniz için ise, daha önünüzde otuz beş gün var.

Hadi hayırlısı!