Emrullah KILIÇ

Emrullah KILIÇ

Adem ve Havva ile başlar insanlığın hikayesi.

Yani bizim hikayemiz.

İlk yaratılış, secde bahsi, şeytanın itirazı ve asiliği, Havva'nın yaratılışı, Havva-Âdem aşkı, ilk günah ve şeytanın ilk günaha sürükleyen fısıltısı, dünya sürgünü, Habil ve Kabil çekişmesi ve son olarak Kabil’in kardeş katliamı....

Ve bunu en güzel biçimde anlatan bir kitap;

Nazan Bekiroğlu’nun,  Sonsuzluk Hecesi: LÂ kitabından bahsediyoruz.

En karmaşık olanın en yalın bir şekilde anlatılması.

 Âdem ile Havva. Yaratılışın aşk hamuruna kendince tatlar katmış yazar.

Kanaatimce modern kadın yanılgıların esiri olmadan cesurca hakikati ve aşkı anlatmış.

Ne Hıristiyan teolojisinin günahkâr kadın tasviri, ne modern düşüncenin ürettiği kadın. Nazan Bekiroğlu’nun resmettiği tuvalde olması gerektiği gibi göstermiş yüzünü Havva.

İlk günah ve ilk günahtan sonra sergilenen Âdem’ce tavır. Şeytanın itaatsizliği karşısında suçunu öteleyerek başkasına atması ve isyanı karşısında Âdem’in suçunu ikrarı ve tövbe etmesi. Ders almasını bilenlere öğretilen muazzam bir ders.

Ve aşk…

Yazar için rahatlıkla şunu söyleyebiliriz.

Sırların sırrı olan aşkın sırrına ermiş.

Âdem Havva’nın yurduydu derken de,  Havva özüne muhabbet etti derken de, Havva Âdem’in sükûn bulması için yaratılmıştı derken de aşkı anlatıyordu.

Hiçbir komplekse kapılmadan, cesurca şu cümleyi kurabiliyor yazar;

 '' Havva böğründen çıkıp da yanına uzandığında, anlamsız erkek oluşu bir anlam kazandı. Varlığın özü muhabbet; gizliydi Âdem, aşikâr kılındı.''

Âdem-Havva bütün insanlığın hikâyesiydi.

''Rabbiniz size bu ağacı, sırf siz melek olursunuz veya cennette ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı.” (A’raf 20)

Yazar bütün edebi gücünü kalem kaslarına yükleyerek okuyucuya bir nevi kendi öz hikâyesini okuduğunu hissettiriyor.

Ve dikkatimizi çekeceğini bildiği için en baştan tedbirini alıyor.

 Neden ''Lâ'' yı kullanmıştı yazar? Onun açıklamasını kitabın ''Lâ Sahifesi'' bölümünde yapıyor. Çünkü İllallah demeye Lâ ile başlarız. Demek ki yok diyerek başkaldıracak sonrasında bilinçli kabul kelimesini ardından getireceğiz: İllallah

Âdem itaatkâr kul yoluna giderken önce Lâ durağına uğramıştı yasak meyveyi ısırarak. Yazar Âdem’in isyanını en gerçekçi haliyle anlatırken vurgulamak istediği ve sonsuzluk hecesinden kastı aslında Kabil'in isyanı oluyor. Asilikte kardeşini öldürerek liste başı olan Kabil'i bu sebeple hikâyesinin gizli en önemli kişisi yapıyor.

Resim ve şiirin imkânını sonuna kadar kullanarak tasvirleriyle, tarzıyla dimağlarda hoş esintiler bırakıyor.

Bir ömür boyu aradığım hece “Lâ” diyor.

Bir başkaldırı serbestîsi, bir sonsuzluk eki.

Ve yaratılmışların en güzeli  “ahseni takvim” olmak için illallaha götürecek tek hece…

Bu yazı toplam 1738 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
  • ünal garip kılınç / 23 Temmuz 2010 Cuma 17:54

    Syn hocam siz kiyabtan bahsetmişsinizama o cümlelerin hepsine katılmanız ayrıca reklam yapmanız güzel bir sunum olmamış.eğer adem ile havva kıssasına bakarsan şeytan adem le havvayı ayırmamış Allah ile ademi ayırmıştır. havvadan olan ayrılık ademe allahı tekrar büyük maşuk kabul etmesi için allahın ona vermiş olduğu bir cezadır.mecnuna leylayı getirdiklrinde leylayı istememiş gerçek aşkı bulduğunu söylemiştir.ayrıca ''Rabbiniz size bu ağacı, sırf siz melek olursunuz veya cennette ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı.” (A’raf 20)ayetini tek sadece alırsanız allahın bu olaylara ademi zorladığını çıkartırsınız. ayrıca şundanda söz etmenizi isterdim gerçek düşman olan şeytanı daha güzel bir şekilde anlatıp okuyucularınıza özellikle doğru yolda olan insanlara adem ile hava kıssasından örnekle uyarmanızı arzu ederdim.önceki yazılarınızda sizde kültürel emperyalizmizin bir parçası igbi yazmışsınız.artı la nın hakiki mana sını ilhın ne olduğunu sizden duymak isterim.yanlış cümleler kurduysam türkçemizin zayıf olmasına bağlıdır.

    Yanıtla (0) (0)