NEVZAT LALELİ
KUTSİYETPENAHLARI (!)
Katolik Hıristiyanların etrafında toplandığı Papa, Müslüman Türkiye’nin Cumhurbaşkanı tarafından yazılan mektupta, “Kudsiyetpenahları – kendisine sığınılacak insan” kelimeleri ululaştırılarak Türkiye’ye davet edildi.
Papa 28 – 30 Kasım tarihleri arasında Papa önce Ankara’da bazı programları yerine getirdi, sonra da İstanbul’a geçerek asıl maksadını da açığa vurdu ve; “Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’una, Kontantinopolis” diyerek, Katolik ve Ortodoks Hıristiyanları arasında 950 yıldır devam eden ihtilafları gidererek ve Fener Rum Patriği Bartholomeos’u Ekumenikliğini (Bütün Ortodoksların lideri) ilan etti.
Azıcık tarih bilgisi ve şuuru olan bir insanın kalben büyük yara aldığı bu ziyaret, kısa bir zaman sonra Roma’daki Kataliklerin Vatikan Devletinde olduğu gibi İstanbul’un göbeğinde de bir “Fener Rum Ortodoks devletinin kurulacağının” işaretlerini taşıyordu.
Hemen ifade edelim ki İslam’da bırakın din adamını Peygamber de olsa kendisine sığınılamaz. Ancak Allah’a sığınılır ve ancak ondan yardım istenir. Bunu “İyyake nağbudu ve iyyake nesteiyn – Yalnız sana kulluk eder, ancak senden yardım isteriz” ayetinde görebiliriz.
Lütfen bir düşünelim. Lozan’da yapılan anlaşmayla İstanbul fener Rum Patrikliği sadece İstanbul ve civarında ki Rumların dini ihtiyaçlarına cevap verecek bir Patriklik olarak kabul edilmişti. Patrikliğe muhatap olarak da TC Fatih Kaymakamlığı gösterilmişti. Patriklik gayrimenkullerinde bir artış yapamayacaktı.
PATRİKHANEYİ BÜYÜTEN ÇALIŞMALAR
Patrik Bartholomeos, bu arada Koç Holding sahibi ve Vehbi Koç’un oğlu Mustafa Koç’un özel yatıyla Karadeniz’e açıldı (2001) ve Kırım’da ki Batum’u ziyaret etti. Zira Rusya’da ki Patrik İstanbul’da ki Patriğin Ekumenliğini (Dünya Ortodokslar başkanlığı) kabul etmiyor, Ortodoksların Ekumenliği benim diyordu. Batum ziyareti Rusya Patriğini bir yumuşatma ve Patrik Bartholomeos’un Ekumenliğine ikna operasyonu oldu.
Fener Rum Patriğinin devletin üst kademelerle teması AKP hükümetleri ile başladı. Bütün azınlıklar AKP’yi oylarıyla destekledi. AKP’de Fener Rum Patriği Bartholomeos’u zamanlı zamansız yemekli toplantılara davet etti. Hükümetin Başbakanı ile muhatap olan Patrik artık bütün iş ve isteklerini Başbakan’a direkt olarak iletme imkânı buluyordu. Bunu da ABD ve AB üst düzey yetkilileri her ülkemizi ziyaretlerinde AKP Hükümetinden istiyorlardı. Artık Fatih Kaymakamlığı tamamen devre dışı kalmıştı.
Bu arada vakıflar kanununda bir değişiklik yapan AKP iktidarı (2006) azınlık vakıflarına büyük yetki ve imkânlar verdi. Bu yetkiler arasında yeni gayrimenkuller alma, bunları Patrikhane adına tescil ettirme, yurt dışına üye olma, yurt dışından üye alma, yurt dışına para gönderme, yurt dışında para alma gibi yetkileri sıralayabiliriz.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül eski Papayı Türkiye’ye davet etti (2013). Tabii bu ziyaret ülkemizde Devlet protokolü ile karşılandı. Eski papa göstermelik birkaç ziyaretten sonra asıl maksadı olan Fener Rum Patrikhanesini ziyaret ederek Patrik Bartholomeos ile dostane(!) bir görüşme yaptı.
Sırada “Ruhban okulunun açılışı” na izin verilmesi gerekiyordu. AB insan hakları mahkemesi karar verdi, AKP hükümeti bu kararı yerine getirdi. (2014) yılı başı itibariyle bu da gerçekleşti. Şimdi artık Ortodoks âleminin bütün patrik ve papazları İstanbul’da yetiştirilecekti.
Bu, kara cübbeli ve kara vicdanlı adamlar artık ülkemizde yetişecekti. Papazların Müslüman düşmanlıklarını 19 Haçlı seferine gördüğümüz gibi en son (1974) Kıbrıs’ta, Papaz Makaryos’un masum insanları ve çocukları (cesetleri banyo küvetine doldurmuştu) katletmesiyle bir kere daha görmüştük.
PAPA ZİYARETLERİ
2014 yılının ortalarında, Rusya Patriği de dâhil olmak üzere Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Güney Kıbrıs Patrikleri 8- 10 kişilik bir Patrikler toplantısı İstanbul’da yapıldı. Anlaşılan o dur ki Rusya Patriği İstanbul’a gelerek Fener Rum patriğinin davetine icabet etmiş ve onu fiilen Ekumenik olarak kabul etmişti.
Ve 2014 yılı sonu… Yeni Cumhurbaşkanının “Kudsiyetpenahları – kendisine sığınılacak insan” diyerek yaptığı daveti, yeni yapılan 1000 odalı Sarayı ile ve ilk yabancı konuk olarak artık yeni Papa ağılanabilinirdi.
Ve bu “Çılgın proje” gereği yeni Papa’da Devlet töreniyle karşılandı. Göstermelik ziyaretlerini tamamladı ve esas gayesi olan fener Rum Patriğini ziyaret etti. Bu karşılamaya ait törenleri hepimiz televizyonlardan nefesi kesik olarak takip ettik.
Artık sadece Fatih kaymakamı değil Başbakan Ahmet Davutoğlu bile Patrik Bartholomeos’un muhatabı değildir.
Fener Rum Patrikanesinin, Roma’da Vatikan Devleti gibi İstanbul’un göbeğinde bir devlet kurmasına artık bir adım kalmıştır. Bizim terör gibi, PKK gibi, Suriye veya Irak’a asker sevk etme gibi bir sıkıntılı bir anımızı kollayacaklar ve ilk fırsatta “Ortodoks Fener Rum Devletini” ilan edeceklerdir.
Ve böylece 1453 de Sultan fatih’in fethetmesiyle ortaya çıkan ve adına İstanbul denen o Eyyup El Ensari’lerin metfun olduğu şehir, AKP İktidarının en güçlü olduğu bir zamanda korunamamış olacak, Papanın dediği gibi İstanbul, Kostantinopolis haline getirilmiş olacaktır.
İKTİDAR VE MUHALEFET PARTİLERİ
Bütün bunlar olurken ABD, AB, Vatikan, AB insan hakları mahkemesi ve Fener Rum Patriği bu programı canla başla yürütürken iktidar ve muhalefet partileri ne yapıyorlardı?
İktidar Partisi Başbakanı Ahmet Davutoğlu Gümüşhane ve Erzurum il teşkilatlarının Genel kurullarına katılmış, ana muhalefet partisine laf yetiştirmeye çalışıyordu. Ana muhalefet Partisi Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Diyarbakır il örgünün Genel kuruluna katılmış AKP ve MHP yi tenkit ediyordu. MHP Genel Başkanı Tunceli’ye bir çıkarma yapmış eski Dersim’in yaralarını kaşıyor ve hatta onları kanatıyordu.
Ülkenin sürüklenmek istendiği badirelere ışık tutan ve yapılan Papa karşılama törenlere karşı çıkan tek parti Genel Başkanıyla ve Hanımlarının şehir içi toplantılarıyla yaptığı açıklamalarla Saadet partisi yapıyordu.
GİK üyeleri toplantısında Papa'nın Türkiye'ye gelişini değerlendiren Genel Başkan Prof. Dr. Mustafa Kamalak:"Türkiye’de istenmeyen olaylar meydana geliyor. Papa Türkiye’yi ziyaret ediyor ama ‘Türkiye’yi ziyaret ediyorum’ demiyor, ‘Konstantinapolis’i ziyaret ediyorum’ diyor. İki kilise arasındaki ittifakları gidermek için geleceğini söylüyor. Bu millet İstanbul, Konstantinapol olmasın diye 450 bin şehit verdi. Bu ifadeler Papa’nın zihniyetini ortaya koymaktadır. Bu bir turistik gezi değildir. Çok önemli hedefleri ve amaçları vardır. En önemlisi de Ekümenik diyerek patrikhaneye özel statü vermektir. Papa Türkiye için değil, Cumhurbaşkanı’nın daveti için değil, Patrikhane için geliyor” dedi.
Bu gerçeklere rağmen, Cumhurbaşkanı’nın Papa’ya hitaben yazdığı davet mektubunda “kutsiyetpenahları” diye hitap etmesini eleştiren Kamalak; “Cumhurbaşkanı hiç lüzum yokken yazdığı mektupta ‘kutsiyetpenahları’ diye hitap ediyor. Kutsiyetpenahı sığınılacak yer, sığınılacak merci anlamına geliyor. Bizim inancımızda kimseye kutsiyet atfetmek yoktur. Bizim inancımızda peygamberler bile önce kuldur. Bu yüzden ‘abduhü ve rasulühü” diye geçer. Yani önce kul, sonra resul” diyordu.