Yaşadığımız dünyada, çeşitli sıkıntı ve musîbetlerle sınanıyoruz. Yalanlar, sahteler, oyunlar ve zulümlerin yoğun olduğu bir global düzende, maratoncu gibi, çok zor aşamalardan geçerek imtihan veriyoruz. Yâni imtihan dünyası, baştan sona mücadele gereken bir dünya.

          Genelleme yapmak doğru değildir. Elbette istisnalar vardır, ama şu bir gerçek ki, ülke ve dünya ölçeğinde umumî manzara; KUKLALAR VE PİYONLAR DÜNYASINDA yaşadığımızı gösteriyor. Kukla liderler, yöneticiler ve önderlerin güdümündeki kitleler, sürüler halinde piyon gibi yönetiliyor ve tabiatıyla çeşitli oyunlar oynanıyor, tezgâhlar kuruluyor.

          Maddî güç ve silahı elinde bulunduran ABD öncülüğündeki emperyalistler, batılı haçlılar ve Siyonistler; ellerindeki siyasî, askerî, ekonomik ve medyatik imkânlarla, birçok ülkeyi kuklalarla yönetmekte ve satın aldıkları bu maşalar kanalıyla yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürerek, kitleleri piyon gibi kullanmaktadırlar.

          Sömürgeci emperyalistler, iplerini elinde tuttukları KUKLALAR vasıtasıyla, milyonlarca zavallı biçare insanı sömürmekte, yurtlarından yuvalarından, hatta canlarından edip, sürüler halinde sefalete mahkûm etmektedir. Kuklaların yönetimindeki akılsız, mefkûresiz halk kitleleri; kralımız, liderimiz, emîrimiz, efendimiz, başımız gibi düşüncelerle teslimiyet içinde PİYON durumundadır.

          KUKLALAR, diktatör veya zavallı biri de olsalar, sömürgeci efendileri onları medya gücüyle makyajlarla parlatır, yüceltir ve makbul adam olarak ağırlarlar. Kuklaların yönetimindeki kitleler ise, yönetime başkaldırmadığı ve piyonluğu kabullendiği sürece dost, özgür ve makbul halk sayılırlar.

          Fakat emperyalist şer güçlere kukla olmayan vatanperver yiğit liderler; millete öncülük edip halkın oyları ile seçilseler bile, kendilerine boyun eğmedikleri takdirde, bu sömürgeci emperyalistlerce hemen karalama, yıpratma ve yıkma kampanyaları başlatılır, medya ve sair propagandalarla DİKTATÖR ilan edilirler. Gerekirse bir sürü yalan ve provokasyon ile ülkesini işgal eder, zulüm ve katliam uygularlar.

          PİYON olmak istemeyen ve bu maksatla örgütlenerek emperyalizme ve kuklalarına karşı mücadeleye girişen guruplar ise hemen TERÖRİST damgası yerler. Nitekim bir zamanlar Fransızların sömürüsüne karşı direniş mücadelesi veren Cezayirli Müslümanlara TERÖRİST denilerek bombalar yağdırıldığı gibi, bugün de Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de ve diğer sömürüye direnen ülkelerdeki halka terörist denilmektedir. Ama PKK ve benzeri ayrılıkçı bölücü gerçek terör örgütleri desteklenmektedir.

          Sonuç olarak: Kuklaların ve piyonların dünyasında kukla ve piyon olmamak için; imanlı, şahsiyetli, bilinçli dik duruş gerekir. Bu ise yönetenlerin cesaretli ve dirayetli, halkın da şuurlu olmasıyla mümkündür. Şer güçlerin sözlüğünde “Diktatör” ve “Terörist” ne anlama geldiğini kavradığımızda uyanmışız demektir. Yani emperyalistler kimin yanındaysa ondan uzak dur. Onlar kimin karşısında ise o safta yerini al, yeter.