Şakir Arıkan
Jivkovun Çoraklaştı ramadığı Topraklar
Jivkov"un Çoraklaştıramadığı Topraklar
İki ay içinde bir kaç defa ziyaret etmek durumunda kaldığım Sofya"da, şehir de insanlar da yavaş gelişiyor.
2005 yılından bu yana fazla bir değişiklik olmamış. Yaşarken insanların soğuk ve serin tavırları sıradanlaşmış. Hava eski zamanları çağrıştıryor.
Haziran ayında tüm şehri saran ıhlamur kokusu gideli çok olmuş, ama Vitoşa Bulvarındaki iki kestane ağacı, kıyametin habercisi gibi duruyor . Takvim Eylül"ün ortasına doğru ilerken, kuru yaprakların arasında çıkan sürgünler baharı karıştırmış. Bulvardaki diğer kestane yaprakları kurumaya yüz tutarke, bu iki ağaçtaki buket büyüklüğünde çiçekler, görenlerin şaşkınlığı na aldırmadan açık çiğdem renginde parlıyor.
Atalarımızın beş yüzyıldan fazla hüküm sürdüğü Balkanlarda, Ramazan ayının farklılığını yaşattığı için Koca Sinan"ı bir çok seyahate birlikte çıktığım dostumla birlikte tekrar yad ediyoruz. Dostum saygısını kendinden beklenmeyecek bir manevi yatla katlıyor.
Bulgaristan"da son yirmi yıldır hava farklı esmeye başladı, aynı Bosna"da , Makedonya"da, Arnavutluk"ta olduğu gibi.
Bu topraklar Balkan Savaş"ından sonra en büyük zulmü komunizmin son döneminde gördü. Karanlığın en kesif olduğu zaman şafağın habercisiydi ve...
Bir kanunla tüm Müslüman Türk isimlerini Bulgar isimleri ile değiştirmek isteyen Jivkov"un başlattığı zulüm pek çoğumuzun hafızasındadır. Tam 300.000 müslüman Türkiye"ye göçmek zorunda kalmıştı.
Perestroyka dalgasının Balkanlara izdüşümü, ülkeden ülkeye değişik yansımıştı. Kuzey komşusu Romanya libo-kapitalist devrimi binden fazla kişiyi gösterilerde kaybederek yaşarken, Bulgaristan kapitalizme geçişi en sorunsuz yaşayan ülke olmuştu. Avrupa Birliği"ne hızla yaklaşmaya başlayan Bulgaristan, biz kapıdan 50 yıldır beklerken, AB"ye Romanya ile birlikte en son giren ülke olmuştu.
Bulgaristan gerek ekonomisi, gerek hayat kalitesi olarak AB"nin en geri ülkesi. Bir çok açıdan Türkiye"nin de gerisinde . Sofya"nın her ne kadar tarihi dokusu büyük oranda korunmuş olsa da şehrin özellikle kaldırımları dökülüyor.
Geçen yıl Varna"da gördüğüm bir mahalle var ki, Slumdog Milyoner filminin Bombay banliyölerini andırıyordu. Uluslararası yatırımcıların Bulgaristan da ilgi gösterdiği en önemli sektör deniz turizmi olmuş ve kısa zamanda Burgaz"ın yatak kapasitesi 180.000 artmış. Varna ve Burgaz zıtlıkları en fazla yaşayan iki Bulgar şehri.
Ramazan"a denk gelen seyahatimizde otelimizden çıkıp kısa bir akşam yürüyüşü yaparak ulaştığımız Kadı Seyfullah Efendi Camii"nde karşılaştığımız manzaranın Jivkov"un kemiklerini en derin sızılar ile sızlattığından hiç şüphe yok. Akşam vakti olmasına rağmen camii neredeseyse ağızına kadar doluydu. İşte İslam"ın göğsümüzü kabartan zenginliği bize Sofya"da da bir ders veriyor. Yanda saf duran Bilal-i Habeşi. Sofya"da 1567 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan camide siyahi bir müslüman ! Koca Sinan"a bir kez daha selam!
Hemen hemen tamamı Pomak Türk"ü olan cemaat dışarı çıkarken iki genç, iftariyelik kumanya dağıtıyor ve camiinin havlusuna bağdaş kurarak oruçlarını orada açıveriyorlar.
Balkanlarda Türk"ün ve İslam"ın tarihi ansiklopedilere sığmayacak kadar uzun ve derin bir meseledir. Bugün Bulgaristan"da demokrasinin de yerleşmeye başlaması ile Türk azınlığı temsil eden Hak ve Özgürlükler Partisi uzun süre koalisyon ortağı olmuş. Bu Partinin on yıldan fazla kaldığı hükümetteki gücünü bi-hakkın kullanamadığı kamuoyunun ortak kanısı. Kişisel değerlendirmelerini yakından yaşadığı tecrübelere dayandıran ve görüşlerinin samimi ve objektif olduğuna inandığım Bulgar arkadaşım da, bu Parti"nin Bulgaristan kamuoyuna temsiliyet ve başarılarından daha çok, ticari ilişkiler ile yansıdığını üstüne basa basa anlatıyor. Bu Parti son seçimde 530.000 oy alırken bu oyun 193.000"i Türkiye"den gelmiş.
Sultan Murat"ın torunları, Nakşi ve Bektaşi şeyhlerinin el verdiği dervişler değiller mi yoksa?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.