CEMALETTİN SÖĞÜT

CEMALETTİN SÖĞÜT

İSKEÇE – KAVALA - SELANİK ( 1 GÜN )GEZİ NOTLARI-3

Kavala’dan ayrılış vakti gelmişti. 153 km’lik mesafede Selanik’e gitmek için yine ücretli otobanı kullanmalıydık. Çok rahat ve konforlu idi. Ödeyeceğimiz miktar 2,5  civarıydı. Peki bunu navigasyonda nasıl bilecektik.

Zira navigasyon sizi kısa mesafe deyip devlet yolundan rotanızı verebiliyordu. Google Maps’den rotanızın "E" harfiyle başlayan yol numaralarının "Uluslararası Yollar”, "O" harfiyle başlayan yol numaralarının "Otoyollar”, "D" harfiyle başlayan yol numaralarının "Devlet Yolları" anlamına geldiğini biliyor muydunuz ?

Biz bilmiyorduk. İş başa düşünce öğrenmiş olduk. 21 Temmuz 2024 günü, gece 23.00 gibi Kavala’dan Selanik’e başlayan yolculuğumuz, son 40 km kala yorgunluktan direksiyonu eşime teslim etmiştim. Böyle zamanlarda çok yararını görüyorum.

Gece konaklaması için Kavala mı, yoksa 129 km uzaklıkta, Selanik’te mi olmamız gerekiyordu? Zira Booking uygulamasından konaklamayla ilgili, şehirler arası fiyat karşılaştırması yaptığımızda Kavala ’da konaklama fiyatları yüksek, Selanik’te daha uygun fiyatlar çıkıyordu. Bunun üzerine Selanik’te “Thess Rooms Agion Panton 12” apart/pansiyonunda günlük, 3 yetişkin 39,54 ’ya, 4 yetişkin 1 genç 5  kişilik aileyi de 76,14 ’ya rezervasyon yaptırarak, uygulamaya tanıttığımız kredi kartı ile ödeme yapmıştık. Apart sahibi bize uygulama üzerinden  mesaj atarak ne zaman geleceğimizi sordu. Biz de gece 23.00 demiştik. Geri dönüş alamayınca, hocamız ile telefonla görüştürdük. Bina kapısının girişinde şifreli bir anahtar kutusu olduğunu, kutunun şifresini söylediği şifre ile açılması gerektiğini, 11-22-23 dairelerinin bize ayrıldığını, 11 numaralı dairenin mutfağında diğer 22-23 nolu dairelerinde anahtarının bulunduğu bilgisini vermişti.

ekran görüntüsü, ofis malzemesi, telefon, iç mekan içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu metin, metre içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 24 :  Selanik’teki dairenin şifreli anahtarlık kutusu.

Konaklama yapacağımız apart dairelere gelince kapının yanında ki şifreli anahtar kutusundan dairenin anahtarlarını aldık. Eve girdiğimiz de klimaların bizim için açık olduğunu  ve çalıştığını görüyoruz. Gündüzleri 45-50 derece sıcaklığa varan şehirde klimalar çok iş görüyordu. Evde her şey mevcuttu. Memnun kaldık.

Sabah kahvaltısı için bizdeki kahvaltı kültürü yoktu. Börek kültürü çok yaygınmış. Oradaki hemen hemen herkes her köşe başında bulunan börekçilerden, paket yaptırıp alıyor ya da orada yiyordu. Börekçiler saat, 12.00 – 13.00 gibi börek satışlarını bitiriyordu. Biz de daireden eşyalarımızı araçlarımıza yerleştirip, hemen yakındaki börekçi de 7-8 çeşit olacak şekilde her birinden ayrı ayrı tattık. Yanında demleme çayı maalesef bulamıyorsunuz. Bunun yerine sallama poşet çayı içiyoruz.

Selanik merkezin çok yoğun nüfus ve trafiği nedeniyle araçlara park yeri bulmanın zorluğunu biliyorduk. Öyle ki şehir merkezinde 4 tur atmasına rağmen otoparklar dahil araçlarına yer bulamadıklarını yeşil pasaportlular grubu yorumlarından okumuştuk.

Bu durumda, araçlarımızı mevcut konaklama yerinde bırakarak, merkeze şehir içi otobüs biletleri alarak 3 kişi 4,5  gitmiştik. Dönüşte  de UBER uygulaması üzerinden çağırdığımız taksi ile 6,4 Euro’ya geri döndük. Zamandan kazanmamız çok iyi oldu.

Burada camilerin kiliselere yada müzelere dönüştürüldüğünü görüyoruz. Selanik isminin de Thessaloniki olarak değiştirildiğini, 1997 senesinde Avrupa Kültür Başkenti olmak için aday gösterilen şehir, sahip olduğu tarihi doku sayesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer aldığını öğreniyoruz.

Selanik’te türünün en eski hamamı olan Bey Hamamı, 1444 yılında yapılmış. Osmanlı’dan Selanik’e miras bırakılmış önemli bir mimari eser. Hamam, Osmanlı şehirde Osmanlı mimarisini en güzel şekilde yansıtan hamamlardan biridir. Hamamın yapımı II. Murad dönemindedir. 1968 yılına kadar, aktif olarak kullanılmış, sonra kaderine terk edildiğini öğreniyoruz.

bey hamam

FOTO 29 : Selanik’te Bey Hamamı.

1430’da Sultan II. Murad tarafından fethedilen Selânik’te fethin hemen arkasından Eskicuma Camii olarak adlandırılmış sonradan Agia Sofia/Ayasofya adını alan camiinin yanına, bir minare ve avlusuna bir şadırvan yapıldığını görmekteyiz.

Evliya Çelebi 1078 (1667-68) yılında çıktığı seyahatte uğradığı Selânik’te en meşhur caminin Ayasofya-yı Kebîr olduğunu bildirdikten sonra, bu mâbedin biraz küçük olmakla beraber İstanbul’daki Ayasofya’ya benzediğini ve Trabzon’daki Ayasofya büyüklüğünde olduğunu yazar.

Sultan V. Mehmed Reşad 1911 yılındaki Rumeli seyahatinde Selânik’e uğradığında ilk cuma selâmlığını burada yaptığını öğreniyoruz. Evliya Çelebi’nin bahsettiği “yeşil somakiden zümrüt gibi mücellâ kürsü” ise yekpâre yeşil Tesalya somakisinden (verde antico) yontulmuş ve işlenmiş bir Bizans vaaz kürsüsü olup camide de kürsü olarak kullanılmıştır. Bizde öğle namaz vaktinin girmesi üzerine, Ayasofya camiinin bahçesinde bulunan  çeşmede abdestlerimizi alarak, avluda son cemaat kısmında namazlarımızı eda ediyoruz.

Agia Sofia Kilisesi | Gezimanya SELANİK'TE GEZİLECEK YERLER | Biz Evde Yokuz

FOTO 30 : Selanik, Agia Sofia / Ayasofya Camii.

 

Ayasofya camiinden, Aristotoles meydanından ilerlerken karşımıza Roma Agora kalıntı eserleri karşımıza çıkıyor. Meydan, toplantı yeri, meclis gibi anlamlara gelen Agora 5.000 yıllık tarihiyle sosyalleşmenin, halk tartışmalarının, dini ritüellerin, ticaret gibi birçok kullanım amaçlı olan ana meydan.

 

dış mekan, bina, gökyüzü, harabeler içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu FOTO 31 : Selanik Roma Agorası

 

Ve hemen sahilin kenarında Beyaz Kule’nin yanına gidiyoruz. Kanuni Sultan Süleyman döneminde eski Bizans Kulesi yerine inşa edilen Beyaz Kule'nin mimarının Mimar Sinan olduğuna dair bilgiler var. Kulenin içi ziyarete açık, kuleye içimizde ki gençler çıktı. Manzarasının güzel olduğunu ifade ettiler.

Diğer ziyarete gidilecek yerler için, o günün Pazartesi olması nedeniyle müzelerin kapalı olduğunu öğreniyoruz.

Dinlenmek ve yöresel içecekleri tatmak için bir kahvecide oturuyoruz. Bölgede “Frappe” olarak adlandırılan bu yöresel içeceği tadıyoruz. 1957'de Selanik'te Nescafe temsilcisi Dimitris Vakondios tarafından deney yoluyla icat edilmiş. En popüler kahve türleri arasında yöresel içecek olarak ayırt edici özelliği haline gelmiş. Bildiğiniz soğuk, nescafe tadında.

yemek, gıda, fincan, kupa, masa, içecek içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 33 : Selanik’te yöresel en çok içilen frappe.

 

  1. KUZEY MAKEDONYA – MANASTIR/BİTOLA – STRUGA - OHRİ (2 GÜN)

Selanik’ten ayrılarak 206 km sonra, Kuzey Makedonya Niki Sınır Kapısı’na gelmiştik. Önümüzde 5-6 araç vardı. Pasaportlarımızı göstererek hemen sınırdan geçtik. Bir mola verelim dedik. Yine gümrükte vergisiz alışveriş mağazasına baktık. Telefonumuzun uygulamasına baktığımızda akşam vaktinin girdiğini görüyorduk. Seccadelerimizi şiddetli rüzgar olmasına rağmen zoraki serdik. Artık kuzeye doğru ilerledikçe hava serinlemeye başlamıştı. Namazları bitirince bir de baktık ki ezan sesi duymaya başladık. Sınır gümrük kapısından tepenin eteğindeki köyü, camiyi minareyi görüp, ezan sesini duyunca çok heyecanlanmıştık. Namazlarımızı tekrar yeniden cemaat halinde kılarak yola revan olduk.

dış mekan, gökyüzü, taşıt, araç, kara taşıtı içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 34 : Kuzey Makedonya Niki Sınır Kapısı

Kuzey Makedonya’nın en büyük ikinci şehri Manastır yani oradaki ismi ile Bitola. Makedonya'nın ekonomi ve sanayi merkezi haline geldiğini, ülkedeki büyük şirketlerin bir çoğunun burada olduğunu, tarım bölgesi olması nedeniyle, Makedonya'daki büyük gıda üretimin buradan yapıldığını, Yunanistan sınırına 14 km kuzeyinde olup, şehir, Adriyatik Denizi ile Ege Denizi arasında kavşak noktasında ve Balkanlar ile Orta Avrupa arasındaki geçiş güzergâhı üzerinde olduğunu, şehrin içinden Dragor Nehrinin aktığını, mektebi idadi ve II. Meşrutiyet’in burada ilan edildiğini öğreniyoruz.

Ohri’de yine Booking uygulaması üzerinden Stan IVA dairesinden yer rezervasyonlarımızı 3 yetişkin 35 Euro’ya yaptırmıştık. Yine bize hemen, uygulama üzerinden rezerveyi yapınca saat kaçta geleceğimiz soruluyordu. Bizde yine gece 23.00 demiştik. Söylediğimiz saatte orada olmak için, biraz da hızımızı artırarak Ohri’ye girdiğimizde saatimiz 23.30’u gösteriyordu. Ohri şehrinin girişindeki benzinlikte mola verdik. Benzinlikteki saate baktığımızda 22.30’u gösteriyordu. Kuzey Makedonya saat olarak, bizden bir saat daha geri. Yani daha randevumuza evin anahtarını almak için 30 dakika vardı. Sevincimiz yüzlerimize yansımıştı. Zira ev sahibi bizi karşılayacak, anahtarı elden teslim ederek, ücretini yine elden alabileceğini belirtmişti. Benzinlikten bize uygulama üzerinden telefon numarası ve e-mail adresi vardı. Biz de yol tarifi için benzinlikten telefonunu arattık. Siz orada bekleyin biz sizi almaya geliyoruz demesi üzerine 7-8 dakika sonra gelmişti. Bu nezaketi ve jestinden dolayı mutlu olmuştuk.

Telefonumuzda internetin kesilme sebebinin, ülke değişikliğinde dolayı çalışmadığını, sonradan anladık ki hücresel veri de, otomatik aramayı kaldırıp, menüel arama ile GSM operatörünü kendiniz ayarlamamız gerekiyormuş. Bunu yapınca internet geldi. Demek internet olmadan da olabiliyormuş. Benzinliklerde sizlere her konuda yardımcı olmaya çalışıyorlar.

Ohri’de yine sabah kahvaltısını börekçiden börek alarak yaptık.

Ohri merkezde Ali Paşa camiine öğle namazları niyetlenmiştik. Araçlarımızı park ettik. Saat başı 40 Makedon dinarı olan park ücreti, 5 saat için 200 Makedon Dinarı ödedik. Bizdeki 110-120 TL karşılığı fiyatlar uygun. Döviz bürosundan döviz verip dinara dönüştürerek alışverişlerimizi mümkün mertebe dinar üzerinden alışveriş yapmıştık.

Ali Paşa Camii tarihi bir camii olup avlusunda canlı çiçekler, şadırvanında ayak havlu sepetlerinin olması gerçekten bizleri etkilemişti. Bunun örneğini başka bir yerde görmemiştik. Caminin iç kısmı da gerçekten çok güzeldi.

 

FOTO 35 : Ohri’de Ali Paşa Camii.

Ohri’nin çarşı merkezinde sahile doğru yürüyüş yaptık. Çok turist gelmiş. Sonra kaleye çıkalım dedik. Yürüyerek kaleye çıktığımızda saatimiz 15.50 idi. Bizden istenilen kişi başı 4,5 euro için, grup halinde 8 kişi olduğumuzu bazılarının 18 yaşından küçük olduğu için indirimli olması gerektiği ile ilgili görüşme yaparken, fiyat için anlaşma sağlayamamıştık. Bu arada görevlinin yanında bulunan bayan 10 dakika sonra kapanacak demesi. 10 dakika için girdiğinize değmez deyince bizde tamamen vazgeçtik. Bu bayana da minnettar şekilde teşekkür ettik. Bu arada kalenin kapısının girişinde fotoğraf çekilirken, görevli bizleri kalenin içini görmeye davet etti. Hiç ücret almadan süreyi de 30 dakikaya kadar uzatması bizleri şaşırtmıştı. Herhalde bize bu yapılır mı dememiz vicdanına dokunmuş olmalı. Sonra gönlümüzü almak, eksik bilgi verdiğinin mahcubiyetini telafi etmek için bizleri kaleye aldı. Bu da bizi çok mutlu etmişti.

dış mekan, göl, su, ağaç içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 37 : Struga’da nehrin göle birleştiği yer.

 

Ertesi sabah kahvaltı sonrası Ohri’de bir göle girelim dedik. Şort ve yüzme malzemelerini alıp, yüzme sporunu böylelikle bir buçuk saat yaptık. Gölün dalgasız suyu ve hemen derinleşmeyen sahili güzeldi. Artık Ohri’den ayrılış vakti gelmişti. Eşyalarımızı araçlara yerleştirerek Üsküp’e yola revan olduk.

 

 

Bu yazı toplam 1275 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.