Emrullah KILIÇ
İNSANLIĞIN KALBİNE YOLCULUK
Bu günlerde evinizde, ailenizde, çevrenizde mutlaka tatlı bir telaş vardır.
Hem Hz İbrahim"in çağrısına uyarak sefere çıkacak olanlar, hem de yakınları için tarif edilemez bir heyecan ve mutluluktur bu sefer.
Bu sefer, tüm diğer seferlerden farklı bir seferdir. Bu insanın Allah"a doğru bir seferidir çünkü.
Hac, insanın tüm diğer libaslarından sıyrılıp Takva libası ile donanmasıdır.
Hac, insanın kendisini Allah'tan uzaklaştıran bütün ihtiyaç ve arzularından sıyrılmasıdır.
Tüm iktidar tutkularından, servet hırslarından kaçıp kurtulmadır.
Hac Allah"ın evini ziyarettir ki, o ev senindir.
İnsanlığın kalbidir. Arz"ın merkezidir.
Gönüllerini orada bırakanların tekrar gitme tutkusu ile yanıp tutuştukları bir mekandır orası.
Gönüllerine Kâbe"yi koyanların duasının kabul olduğu mübarek beldedir.
Hac, İncik boncuk yolu değildir.
Gidenlerin temiz bir kalp ve yeni bir başlangıçla arınmış olarak beraberlerinde tazelenmiş bir iman getirdikleri yerdir.
Maksadını idrak edene zemzem yeter.
Hani İbrahim (as) İsmail'ini Hâcer anamız ile bırakmıştı çölün ortasında. Yavrucak susamıştı da su aramaya çıkmıştı çölün ortasında Hâcer annemiz, Safa ile Merve arasında gidip gelmişti, çabalamıştı. Yorgun bitap düşmüş lakin su bulamamıştı. Allah sahipsiz bırakmamıştı İsmail'i. Annesinin çabası da boş değildi. Yorgun argın döndüğünde İsmail"ini suyun yanında buluvermişti. Rabbi sahipsiz bırakmamıştı İsmail"ini. Sa"y a karşı zemzemi vermişti. Bitmeden bereketle akan o mübarek su.
Ey insan! Her bulduğunu zemzem sanma!
Ve her neyi zemzem zannedip uğrunda çaba gösterdiğini bir düşün!
Hac bir semboldür.
Ali Şeraiti"nin Hacc kitabını okuyanlar hatırlar mutlaka. Onun ifadesiyle Hac bir sahne gösterisidir. Gösteride Allah, sahnenin yöneticisidir. Âdem, İbrahim, Hacer ve şeytan başlıca karakterlerdir. Sahneler Mescid'ûl Haram, Arafat, Mina.... Kostümse ihram... Hacc'a giden kişiler erkek, kadın, genç ve yaşlı siyah beyaz ne olursak olalım, Allah'la şeytan arasındaki karşılaşmada Âdem, İbrahim ve Hacer'in rolü tarafımızdan oynanır.
Mesela İbrahim'in sahnesi Mina'dasın. Ne yapmalısın? İbrahim gibi davranacaksın. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Peki, bizim İsmail'imiz Kim veya Ne? Bizi kör ve sağır ne ediyorsa işte odur kurban edeceğimiz.
O halde Hac'da şunlar şöyle yapılmalı böyle yapılmalı gibi şeylerden ziyade Hacc'ın Müslümanlara niçin farz olduğu üzerinde durulup öğretilmesi daha elzem gibi. Hac dönüşü hayatlarını değiştirmeyenlere hayıflanmak yerine, Hacca gitmeden önce bakış açısını değiştirmek gerekiyor. Diyanet yetkililerinin artık turizm ve otelcilik! işletmeciliğinin yanında asıl vazifelerine de yönelmeleri gerekmez mi?
Ne dersiniz?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.