İlçemiz Çubuk'un Sorunları
1- Ulaşım
İlçemizin ulaşım ile ilgili sorunlarını dile getirmek için şöyle geriye doğru bir bakmak gerekiyor. Bu noktaya nasıl gelindi. Bu gün yaşı 45 ve üzerinde olanlar bilir. 1970"li yıllarda ilçemizin Ankara ile ulaşımını şahıs otobüsleri ve dolmuşları sağlardı.O zamanlar otobüs terminali yoktu, otobüs ve dolmuşlar şimdiki Köse Petrolün ve Benli iş hanının bulunduğu yerden kalkarlardı. Benli iş hanının olduğu yerde kahvehane ve önünde uzun salkım ağaçlarının bulunduğu bir bahçe, bahçe içinde de herkesin su içtiği otobüsçülerin araba yıkadığı bir su musluğu vardı. O zamanlar Çubuğun suyu çok temizdi. İnsanlar musluktan kana, kana su içerlerdi. Garajın arkasında ve karşısında birkaç tamirci ve yedek parçacı vardı.
O zamanlar bazı şeyler çok güzeldi ama iyi hatırlarım, ulaşım o zamanda sorunlu idi.İlçemizin nüfusu 8-9 bin civarında, yolcu sayısı da bu güne göre çok azdı.Fakat o zaman ki otobüsçüler tamamen kendi başlarına hareket ederdi. Garajı şahıs işlettiği için hiçbir kontrol yoktu.Belediye sadece bilet ücretlerini belirler, onun dışında neredeyse hiçbir şeye karışmazdı, yada biz öyle bilirdik. Bayramlarda biletler iki misli fiyata satılırdı. Otobüs sahipleri yolcuların yanlarında getirdikleri ufak eşyalardan bile ek para isterlerdi, bazen pazarlıklar tatsızlığa dönüşürdü. Köylü vatandaşın yoğurdunu önce almak istemezler, sonra yalvar yakar bin bir naz ve ek ücret ile kabul ederlerdi, muavin görmeden yoğurdu ile binen vatandaşa ağır hakaretler edilir, olmazsa yol ortasında arabadan indirilirdi. O zamanlarda sabah ve akşam yoğun saatler de balık istifi arabalara binilir, eğer sıradaki araba sizi alamamışsa, tam bir saat hatta bazen daha uzun saatler beklerdiniz.Son otobüs kuyruklarında kavgalar olur, eğer son otobüsü kaçırırsanız bir daha bulamazdınız. Duraklara pek riayet edilmez, yolcu indirmelerde sık, sık anlaşmazlıklar ve kavgalar yaşanırdı, indi bindi ücretlerinde çok tartışmalar olur, bazen otobüsçü yolcuyu yolda arabadan indirirdi.
Sonra rahmetli Ali YURT Belediye Başkanı seçildi ve Almanya"dan eskide olsa Belediye otobüsleri satın aldı.Şimdiki İlçe Milli Eğitimin önünde Belediye otobüs durağı, taş binanın yanında da otobüs kademe binası vardı. Şimdiki su tahsilat bürosu da Belediye otobüs Terminali idi. Belediye otobüsleri buradan kalkar, çaya paralel parkın ortasından geçen yoldan, ana caddeye çıkardı. Şahıs otobüs ve dolmuşları da eski garajdan kalkarlardı, şimdiki Ziraat Bankasının köşesinde beklerler, Belediye otobüsünü görünce,hemen önünden yola koyulurlar, şahıs yolcuyu toplar gider, Belediye de arkasından kalanlarla yetinirdi. Belediyenin otobüs işletmesi kurması Çubuklu için o güne kadar yapılan en büyük Belediye hizmeti oldu. Yolcular rahat bir nefes aldı. Halk lacivert pantolon, açık lacivert gömlekli ve kravatlı Belediye otobüs şoförleri ve muavinlerinden pek memnundu.Çubuklu o yıllarda ve daha sonraları işi acele değilse, duraklarda şahıs otobüsüne binmez, sırasını feda eder Belediye otobüsünü tercih eder, beklerdi. Çünkü Belediye otobüsleri hem yeni, hem hızlı, hem de temiz ve personelin davranışı şahıs otobüslerine göre düzgündü. Hakikaten terminal personelinin hepsi de disiplinli idi. Yolda biletler kontrol edilirdi. Ne demişler, yiğidi öldür, hakkını yeme Çubuk"lu Ali YURT" un bu hizmetinden çok memnun kalmıştı ve Ali YURT ikinci kez Belediye Başkanı seçildi. Sonra yeni otobüsler alındı, uzun süre ulaşım sorunsuz yürüdü ama Çubuk büyüyordu. Yolcu çoğalıyordu yeni Terminal binası yapıldı, şahıs otobüsleri kooperatif kurdular, bu otobüsler de Belediye Terminalinden kalkmaya başladılar. Şahıs otobüslerine Halk otobüsü plakası verildi. Bu plakaların satışı sırasında çok dedikodular duyuldu, rüşvet iddeaları ortalıkta dolaştı.
Netice itibariyle özel ve Belediye ye ait otobüsler aynı terminali kullanmaya, bir özel iki belediye otobüsü olmak üzere kalkmaya devam ediliyordu.Bu birlikte çalışmanın sonucu, özellerin tesiri ile belediye personelinin ahlakı bozuldu. Nasıl özel otobüsün şoförü tıraş olmuyor, serbest giyiniyorsa Belediye personeli de onu örnek aldı. Vatandaşa davranışından tutunda, otobüsün temizliği ve diğer kurallara uyma hususu dahil, belediye personeline zararı oldu.Özel otobüsler yavaş, yavaş yolcuyu toplayarak, Belediye otobüsü ise arkasından hızlı ama boş gelir gider oldu.Özeller Belediye binasının önünde keyfi beş dakika bekler, otobüsü doldurur, ömür dedeye kadar şoför tabiri ile yatarak gider iken ,belediye normal giderdi, sonuçta Belediye ulaşımda zarar eder hale geldi.
1996 yılında işletme müdürü olduğumda bütün buları görerek, evvela bir terminal yönetmeliği hazırladık ve Belediye Meclisinden geçirdik. Durak isimlerini ve yerlerini resmi karara bağladık. Çubuk-Ankara arasını 1 saat şartına bağladık, gecikene seferden men cezası verdik, 1 saatten erken gelen Belediye şoförünü ikaz ettik. Çünkü hızlı geliyor, duraklarda yolcuyu almıyor, hızlı geldiği için duraklar boş oluyor, Yenicede özel otobüsü solluyor ama ay sonu hasılatı düşük oluyordu. Belediye önüne ve ömür dedeye, Ankara dan ise Mevki hastanesi ile Dört yola kontrol görevlisi tayin edip, Belediye önü ve Mevkii hastanesini 5, ömür dedeyi 10, Dört yolu 15 dakikada terk şartına bağladık, gecikene para cezası verdik. Sabah kalabalık saatlerde otobüs sefer sayısını, bilet, yol ve temizlik kontrolünü artırdık. Tüm otobüslerin kılıflarını Çubuk Devlet hastanesinin ve Çubuk İmam Hatip Lisesi pansiyonunun çamaşırhanesinde yıkattık, kumaşı eskiyenlerin kılıflarını yeniledik. Sonra işletmeye bir adet sanayi tipi çamaşır makinesi aldık. Tüm otobüslerin motor rektefiyesini ve boyasını o dönemde yeniden yaptık. Bütün bunları Belediye kademesinde, belediye personeli ile yaptık.Sivillerden de aynı şeyleri yapmalarını ve otobüslerini gençleştirmelerini istedik. Aylık en fazla yolcu taşıyan Belediye otobüs şoförünü yarım, muavinini çeyrek altın ile ödüllendirdik. İşletmenin hasılatı aydan aya artar oldu.Kademe ambarına kart sistemini getirdik.Her malzemenin giriş çıkışını kontrol altına aldık. Tabi biz bir yıl çalıştık, daha sonraki yollarda bu uygulamalar terk edildi.
Peki şimdi ne oldu ? Metropole dahil olduk. Çubuk Belediyesi otobüs seferlerini kaldırdı, ulaşım EGO"ya devir edildi. Siviller otobüsleri küçülttü, yol kontrolleri kalktı. Balık istifi yolcu taşımalar, geç gelmeler, şoför ve muavinlerden kötü muamele, her seferde, her otobüste kavga eksik olmuyor. Kontrol yok, biletler pahalandı, işçi memur paso indirimleri kalktı, duraklara uyan yok, indi bindi fiyatlarında yolcu eskisine göre zararda. Büyük şehir seferleri sadece sabah ve akşam belirli saatlerde, yolcu rağbet etmiyor, biletli yolculuğa alışamadık, çünkü sadece belirli saatlerde sefer var, diğer ilçelere göre biletler pahalı, hakkımızı arayan yok. Tabiri caizse ulaşımda yolun başına döndük, eskiye, geriye, kötüye dönük. Siviller etek dolusu para ile otobüsleri değiştirdiler, durumlarının bir garantisi yok. Muavinleri ve şoförleri eğitimsiz, halka kötü davranıyorlar, otobüsteki yolcuya kulak vermiyor, yollardaki yolcuya bakıyorlar, hizmette kalite gözlüğü yerine, kar gözlüğü ile bakıyorlar.
Peki çözüm ne? Madem Büyükşehir bizi Metropole dahil etti, metropolün tüm hizmetlerini bize de vermesi lazım.Büyükşehir otobüsleri her 5 dakikada , bir özel, bir belediye kalkması lazım.Bilet fiyatları diğer ilçelere göre makul seviyeye indirilmesi lazım.Ankara içi gibi kontrollerin yapılması lazım. Sivil otobüslerin şoför ve muavinleri eğitim kurslarına gönderilerek halkla ilişkiler konusunda eğitilmeleri lazım. Ankara"nın 40 km kuzeyinde, yanı başında taşımacılıkta her gün yaşadığımız bu olumsuz görüntüler Türkiye"nin başkentine yakışmıyor. Kültürlü insan, medeni insan, muhafazakar, dindar, dinini diyanetini bilen, çağdaş,aydın her türden ilçe insanımıza otobüslerde yaşanan manzaralar yakışmıyor. İnsan eşi, kızı, kız kardeşi ile bu otobüslerde gönül rahatlığı ile yolculuk yapamaz. İnsanımızın zengini var, fakiri var, öğrencisi, işçisi, memuru var, herkesin toplu taşımadan faydalanma hakkı var. Ulaşım şartlarının iyileştirilmesi lazım.
Yazıma son vermeden tüm hemşerilerimin ve İslam aleminin kurban bayramını
tebrik eder, sağlıklı, huzurlu nice bayramlar dilerim.