İnsanların aile hayatı, ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem (a.s.v) ile başlamıştır. Aile, karı, koca ve çocuklardan meydana gelen birlikteliktir. Aile bir toplumun çekirdeğidir. Toplumun sağlamlığı, Ailenin sağlamlığı ile eş değerdir. Peygamber efendimiz (s.a.v) birçok hadislerinde, huzur ve mutluluk yerinin, aile ocağı olduğuna işaret etmiştir. Ailede fertlerin sağlamlığı ise, dini ve milli eğitimden, geçmeleriyle elde edilir. Bu nedenle Hz. Peygamber (s.a.v) “ilmi beşikten mezara kadar tahsil edin”    buyurmuşlardır.  

       Peygamber efendimiz (a.s.v) ekonomik durumu iyi olmayan ve evlendiğinde Ailesinin nafakasını temin edemeyecek olanlara, evlenmemelerini tavsiye etmiştir. Peygamber efendimiz (s.a.v) “Sizin hayırlınız hanımlarınız için hayırlı olanınızdır” buyurmuşladır. Arafatta, Veda hutbesinde yüzyiğirmi bin sahabeye hitaben “Kadınların, erkekler, üzerinde, erkeklerinde kadınlar, üzerinde, hakları vardır” buyurmuşlardır. Bakara süresi ayet 187 de “...onlar(kadınlar) sizin için birer elbise, sizde onlar için birer elbisesiniz…”buyrulmaktadır.  

       Hz. Peygamber (s.a.v) Hazreti Hatice’nin vefatından sonra, gelen dostlarına ve akrabalarına, ikramda bulunurdu. Oğlu İbrahim’in doğumunu müjdeleyen, Ebu rafi’eye hediyeler vermiştir. Hz. Peygamber, Yeri ve zamanı geldiğinde de ağlamıştır. Oğlu İbrahim öldüğünde ağlamış, Rasulullahın, ağladığını gören Abdurrahman ibni AVF “Yaresulallah! Sendemi ağlıyorsun” dediğinde “Benim ağlamam, şefkatten ve merhamettendir, yasak olan, naralar atıp yaka paça yırtarak ağlamaktır” buyurmuşlardır. 

        Sahabeden Enes ibni malik “Ben Rasulullahın on sene hizmetinde bulundum, bana kırıcı hiçbir söz söylememiştir” demiştir. Rasulullah efendimiz (s.a.v)  bir defasında Muhterem eşi, Hz. Ayşe validemizle yarış yapmışlar, Yarışta Rasulullah efendimizi, Hz. Ayşe(r.a) geçmişti. Başka bir yarış koşusu yaptıklarında, bu defasında Hz. Peygamber efendimiz (s.a.v ) Hz. Ayşe (r.a) yı geçmişlerdir.

     Hz. Peygamber (s.a.v) pek çok işini hanımlarıyla paylaşır ve her şeyin en iyisini ben bilirim demezdi ve istişare ederdi. Bu konuda bir hadislerinde “üç şeyi yapan aldanmaz. 1.İktisat yapan. 2.istişare yapan.3. İstihare yapan.” Buyurmuşlardır.                                      

     Hıra mağarasında, kendisine ilk vahiy geldiğinde, Mağaradan evine dönüşünde, mağarada, başından geçen olayları, Hz. Hatice  (r.a) ile paylaşmış ve cevap olarak ta, Hz. Hatice (r.a) mağarada, kendisine gelenin bir melek olduğunu söylemiş ve kendisini teselli etmiştir. Ayrıca Hz. Peygamberi, meseleye kesin çözüm bulacak ve doğru teşhis koya bilecek, zamanın bilginlerinden biri olan, Varaka b. Nevfel'e götürmüştür. 

      Peygamber efendimiz, birçok hadisinde, ailenin önemine işaret etmiş ve onun bir huzur yeri olduğunu belirtmiştir. Bir baba olarak çocukları dünyaya gelince sevinmiş; vefatlarında ise üzülmüştür.  Kadınlar hakkında, Allah'tan korkulmasını, onlara haksızlık yapılmamasını istemiştir.                                                                                     

          Kocasını şikâyet için Rasulullah’a gelen kadınların sayısı artınca, “kadınlara bu tür davranışta bulunanların iyi ve makbul kimseler olmadığını “ söylemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) torunları Hz. Hasan ve Hüseyin-i severken de eşit muamele yapmıştır. Hz. Hasan-ı, sağ dizine, Hz. Hüseynide (r.a.m) sol dizine oturtmuşlardır. Allah’a emanet olunuz.

                                                                                 Abdurrahim SOMUNCU

                                                                                              Emekli Müftü