GERÇEK GÜNDEM ÜLKE SATIŞI

 

                                           

 

 

Güncel olaylar yazı serisi                                                          

Önce medyayı (gazete ve televizyonları) sonra da halkımızı meşgul eden olaylara veya söylemlere gündem diyoruz. Bazı gündemler birkaç gün içinde gelip geçerken bazıları günlerce hatta aylarca insanımızı meşgul etmektedirler.

Yazılarımda ben pek gündemi takip etmem. Benim yazılarım gündem değişince eskiyen, aktüalitesini kaybeden yazılar değil deha çok fikir ve yorum yazıları şeklinde olur ve ne zaman okunsa tazeliğini muhafaza ederler. Gündem değişince o gündemi yazan ve yorumlayanların yazıları da gündem ile birlikte değişir, eskir ve artık okunmaz olurlar.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere gündemler iki şekilde olurlar. Ya halkın bizzat kendisini ilgilendiren gündemlerdir ki bunların ortaya çıkmasıyla halkın o derdinin çözümüne çare aranır. Kamuoyu dediğimiz halk, bu derdinin çözülmesini ülke idarecilerinden bekler.

Halkın dertleri olan gündemler, mesela ücretler ve maaşlara yeni zam verilmesi, işsizlik meselesi, ahlaksızlığın eriştiği büyük boyutlar ve ailelerin yıkılması, trafik kazalarının giderek artması gibi bire bir halkı ilgilendiren ve çözülmesi elzem olan konulardır.

Bir de sahte gündem oluşturulmaktadır. Bu gündemler ile halkın gerçek gündemlerinin üzeri örtülür, halk bu sahte gündemle meşgul edilirken, bir “Ali Cingöz oyunu” ile halkın ihtiyaçları en azından ertelenir. Bazen de bu sahte gündemler, duyulduğu zaman halkın tepkisini çekecek olaylar ve kararların halktan gizlenmesi maksadıyla sahte gündemler oluşturulur.

Son yıllarda bilhassa bu sahte gündemler çokça görülmekte, halkın dertleri ile alası olmayan “kellem kellem la yenfeu (konuş, konuş hep boş şeyler)” veya “Dam üstünde saksağan. Vur beline kazmayı…” cinsinden uydurma gündemler bizleri meşgul etmektedirler.

Sahte gündemi oluşturanlar çoğu kere kendilerinin kullanıldıklarını ve bu gündemin “konu mankeni” yapıldıklarını bile bilmezler. Bir oyuna gelirler ve sahte gündemin oluşmasını sağlarlar.

İKİ GÜNDEM AYNI ANDA ÇIKAR

Halkın duymasından ve vereceği tepkiden korkan ülke yöneticileri, kendi çıkarlarını koruyan medya ile gerçek gündem ve sahte gündemi hemen hemen aynı anda gazete ve televizyonlarında servis ederler. Halkımız sahtesi ile oyalanırken, halkın aleyhine olan gerçek gündem uygulanır. Halkın bundan haberi bile olmaz. Hatta halk gerçek gündemi bilmediği için sahte gündemde sağlanan bir başarı varmış, gibi ülke idarecilerini alkışlar.

Sizlere bir örnek olması için aynı tarihlere rastlayan (4 ile 7 Mayıs.2012 arası) biri sahte diğeri gerçek iki gündem takdim edeceğim. Sizler de bunun sahtesi ile gerçeğini ayırabilirsiniz umudundayım.

İlk gündem CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in istifası olayıdır.

Sizlerin de yakından bildiğiniz gibi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in istifası büyük olay oldu. Gazeteler manşetler atarak, televizyonlar saat başları haberlerinde defalarca vererek bu haberi halkımıza ilettiler.

Hepimiz ne oluyor bu CHP’ye dedik. “Yoksa CHP çözülüyor mu idi” Çünkü rastgele bir CHP’li değil, CHP’nin idareciliğine kadar yükselmiş, CHP Genel Başkan yardımcısı olmuş bir kişinin istifası gerçekten önemli bir gelişme olarak algılandı.

Bir iki gün ortam bu haberle çalkalandı. Sonra sanki “dağ fare doğurdu” Sayın Tekin, “Ben CHP’liyim ve CHP’li kalacağım” diyerek bir açıklama yaptı. Daha sonra da CHP gurup toplantısında en ön sırada Genel Başkanının yaptığı konuşmayı dinliyordu.

Peki, bu istifaya sebep neydi? Maden tekrar CHP’de çalışmalarını sürdürecekti de niçin istifa etmişti?

Öte yandan Sayın Başbakan gittiği hemen her yerde ve her konuşmasında sözlerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile başlıyor ve Kemal Kılıçdaroğlu ile bitiriyordu.

Büyük halk kitleleri de “Aferin be Başbakanımıza… Bak ne güzel konuşuyor… diye takdir ediyorlardı. Başbakan; “Bunlar yarım porsiyon aydın…” deyince de Başbakanın muhiplerinin (sevenleri) kalbi de kat kat yağ bağlıyordu.

BİR DİĞER GÜNDEM

Aynı günlerde büyük ulusal gazetelerin iç sayfalarında bir küçük haber olarak veriliyordu. Haberi birinci sayfadan manşete taşıyan tek gazete Milli Gazete oluyordu. Milli gazete bu haberi “Toprak kayıyor” büyük başlığıyla veriyordu.

Haberi aynen alıyorum. Alt manşette haber “Yabancıya satışta üst sınır 25 dönümden 300 dönüme çıktı” şeklinde verilmekteydi. Haberin devamı ise;

Yabancılara mülk satışına ilişkin tasarı TBMM'de kabul edilirken, böylelikle yabancılar kişi başına 300 dönüm taşınmaz elde edebilecek.

Ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde, Bakanlar Kurulu'nca belirlenen ülkelerin vatandaşı olan yabancı uyruklu gerçek kişilere Türkiye'de taşınmaz satılmasına imkân sağlayan kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.

Tapu ve Kadastro Kanunu'nda değişiklik yapan kanuna göre, ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde, yabancılara Türkiye'de taşınmaz satışına imkân sağlanıyor. Böylelikle, Bakanlar Kurulu'nun, Dışişleri Bakanlığı'ndan görüş alma şartı kalkacak.

Bu taşınmazların toplamı, özel mülkiyete konu alanlar için ilçe yüzölçümünün yüzde 10'unu, ülke genelinde de kişi başına 300 dönümü geçemeyecek. Bakanlar Kurulu, 300 dönümü 2 katına çıkarabilecek. Daha önce, yabancıların ülke genelinde alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü 25 dönümü geçemiyordu.”

Bir hakiki ve hükmi şahısın alabileceği toprak miktarıdır bu kanunlaşan miktar. Büyük İsrail’i kurmak için uzun yıllar çalışan ve elinde “sonsuz para” bulunan İsraillilerden 100 tanesi veya iki yüz tanesi bir araya gelerek sizin metre karesi 1000 TL olan arsanıza veya tarlanıza 5000 lira ödeme yapsalar siz gayrimenkulünüzü satmaz mısınız?

İşte Yahudiler Filistin de ki toprakları da böyle satın almışlar, sonra da Filistinlere “terk edin İsrail topraklarını” demişlerdi.

Bu ikinci gündemden sizin haberiniz oldu mu? Sizce gündemin hangisi gerçek, hangisi sahte… Ne dersiniz?

 

Bu yazı toplam 3091 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar