DOKUZ FİDAN
DOKUZ FİDAN
Dokuz fidanı söktü kanlı eller toprağından, ayırdı anasından, yarinden, yavrusundan. Daha kaç fidan kuruyacak böyle, kanlı eller daha ne kadar alkış tutacak. Kaç ananın yüreği yanacak, daha ne kadar ağıt yakılacak, kaç bebe yetim kalacak, kaç ocak sönecek daha. ???
Kanlı pusu kurulmuş, fidanları sökmek için kökünden, toprak her daim can verirken, bu kez pusuları gizler olmuş, ve Mehmetçiğimiz üstünden geçerken.
Dokuz şehit vermişiz yine, şanlı vatanımıza. Allah rahmet eylesin.
Artık kan dökülmesin, binlerce Mehmetçiğimizi şehit verdik, artık analar ağlamasın, bütün vatan ağlamasın.
Bu acıya yürek dayanmaz, hele ki yaşamayan hiç anlamaz.
Bizim yüreğimiz yanıyor ama ya o şehitlerin anaları, eşleri, yavruları, onların yerine koyabilir miyiz kendimizi, ne kadar anlayabiliriz onların yürek yangınlarını.
Ateş en çok düştüğü yeri yakıyor.
En büyük acı ölüm acısı, yaşamayan bilmez derler ya. Ne günahı vardı Mehmetçiğin.Onlar vatan borcunu ödüyorlar. Vatan borcu namus borcu. Gocunurmu bir Türk genci bundan hiç. Vatan sağolsun derken o analar, babalar, hangi millette vardır bu kadar metanet. Allah sabırlar versin.
Artık bu savaş bitsin.
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü Bayrağım, sen sonsuza dek dalgalanacaksın bu göklerde, dokuz fidanımız kökünden söküldü, ciğeri yandı Türkün. Ama bizim ormanlarımız var daha. El değemez hiç kimse gökyüzünde dalgalanan Al Bayrağımıza.
Allah şehitlerimizin ailelerine ve tüm Türk halkına sabır versin.