CEMALETTİN SÖĞÜT

CEMALETTİN SÖĞÜT

BALKANLARDA OSMANLI ŞEHİRLERİ SEYEHATİ ( GEZİ N O T L A R I )-1

KENDİ ARACIMIZLA (15- 28 TEMMUZ 2024) ;

ANKARA - ESKİŞEHİR- BURSA - ÇANAKKALE – GELİBOLU – İPSALA – DEDEAĞAÇ – GÜMÜLCİNE – İSKECE – KAVALA – SELANİK – MANASTIR – OHRİD – STRUGA – GOSTİVAR – ÜSKÜP – KOSOVA – PRİŞTİNA – PRİZZEN – TETEVO – ÜSKÜP – SOFYA – FİLİBE – KAPIKULE -  İSTANBUL - ANKARA

        BAŞLARKEN:

Her şey, Ocak 2024 ayında evimize misafirliğe gelen bir aile dostumuzun ziyaretiyle başladı. Kendisi Ankara Hilton Otelinde teknik müdürlük yapıyordu. Yaz aylarında nerelere seyahat edilmeli konusu açılınca Çanakkale Gelibolu Hilton Hamyton otele kendisinin 3 yıldır gittiğini ve memnun kaldığını söylemişti. Bunun üzerine bizde 15-20 Temmuz 2024 tarihleri arasına rezervasyonumuzu yapmıştık. Yıllardan beri Balkanlar seyahati planlayıp, bir türlü gerçekleştirememiştik. Balkanlar gezisi yapan turizm firmaların turlarını takip ediyor, burada ki Osmanlı şehirlerine gidip gelenlere soruyor, fikir alıyorduk. Çanakkale Gelibolu rezervasyon tarihi yaklaşınca eşimin madem oraya kadar gideceğiz, gitmişken İpsala sınırdan giriş yaparak Balkanlarda ki Osmanlı şehirlerini de görelim şeklinde ifade etmesi üzerine artık gezi programını netleştirmiştik. Zira Yüce Rabbimiz Ankebut Suresinin yirminci ayetinde “Yeryüzünü dolaşın.” buyuruyordu.

Kendi aracımızla yapacağımız Balkanlar’da Osmanlı Şehirleri ziyaretleri ile ilgili hazırlıklara başlamıştık.  Öncelikle gezi rotasını oluşturmak için tarihe bir sayfa açalım istedim:

Osmanlı Padişahı, Sultan Reşad’ın  5 Haziran 1911’de İstanbul’dan başlayarak Çanakkale - Selanik – Manastır- Üsküp – Priştina - Kosova - olarak bilinen Balkanlar seyahatini seçkin ve kalabalık bir Osmanlı heyeti ile bu rotayı takip ettiğini biliyoruz. Rumeli Seyahati ’ne iştirak eden heyetin içinde, birçok devlet ve hükûmet erkânı ile birlikte, Bediüzzaman’da vardır. Kendileri, Sultan Reşad’ın bu seyahatine Şark Vilayetlerini temsilen katılır. Sultan Reşad’ın 3 hafta süren bu Balkanlar Kosova seyahati ile, Osmanlı tebaasında bulunan Sırp, Bulgar, Rum, Arnavut topluluklarıyla yüz yüze temasta bulunmak, fakirlere, mabetlere, eğitim kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına bağış yaparak gönüllerini kazanarak, mevcut Osmanlı topraklarını  muhafaza etmekti. Seyahatin özellikle Priştine bölümü, bölgeyi fetheden dedesi I. Murad’ın kabrinin etrafında, 120 bin kişinin katılımı ile Cuma namazı kılınarak, dua edilerek görkemli ve heyecanlı geçtiğini öğreniyoruz.

Bu seyahatle, amacı Balkanlar da farklı uluslardan müteşekkil ve birbirleriyle muhtemel çatışmaların önlenip birlik ve beraberliğin sağlanması, dış güçlere bu mesajın verilmesi idi. Nitekim Sultan Reşad’ın bu seyahati, Selanik’te sürgünde bulunan ağabeyi II. Abdülhamid’e gönderdiği elçilerin görüşme neticesinde amacına ulaşmayacağı mesajını veriyor. Seyahat kısmen amacına ulaşıyor. Barış kısa bir süreliğine sağlanıyor. Ancak bir yıl sonra başlayan Balkan Savaşları neticesinde Edirne dışındaki bütün şehirler imparatorluktan ayrıldığını görüyoruz.

Bediüzzaman muhtelif mektuplarda bu tarihî seyahate atıflarda bulunur, Emirdağ Lâhikası’nda şunları ifade eder: “İttihatçılar zamanında Sultan Reşad’ın Rumeli’ye seyahati münasebetiyle Kosova’ya gittim. O vakit Kosova’da büyük bir İslâmî Dârülfünun tesisine teşebbüs edilmişti. Ben orada hem İttihatçılara, hem Sultan Reşad’a dedim ki: ‘Şark, böyle bir darülfünuna daha ziyade muhtaç ve âlem-i İslam’ın merkezi hükmündedir.’ O vakit bana vaat ettiler. Sonra Balkan Harbi çıktı. O medrese yeri (Kosova) istilâ edildi. Ben de Van’a gittim. Ve bin lira ile Van Gölü kenarında Artemit’te temelini attıktan sonra Harb-i Umûmî çıktı, tekrar geri kaldı.” Hutbe-i Şâmiye isimli eserinin ortalarında bahsini ettiği “iki mütefennin muallim” ile olan muhaveresi de, işte bu tarihte ve trenle (şimendiferle) yapılan Rumeli seyahati esnasında vuku’ bulmuştur.

Bizde “Balkanlar’da Osmanlı Şehirleri” seyahatimizin rotasını, Sultan Reşat’ın rotasından esinlenerek “Çanakkale – Gelibolu – İpsala – Dedeağaç – Gümülcine – İskece -Kavala – Selanik – Manastır – Ohrid – Struga – Gostivar – Üsküp – Kosova – Priştina - Prizren-Tetevo-Üsküp-Sofya-Filibe- Kapıkule” şeklinde oluşturmuştuk.

harita, metin, atlas içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 1 : Seyahat Rotası

SEYEHAT HAZIRLIKLARI:

  1. Pasaport: Bilindiği üzere Avrupa Birliği ülkeleri kendi ülkelerine girişte tekli/çoklu “schengen vizesi” istiyor. Yeşil pasaportunuzun olması durumunda vize almadan doğrudan seyahat edebiliyorsunuz. Shengen vizesinin, çoğunlukla reddedildiği böyle bir zamanda yeşil pasaportlu olmanın büyük bir avantajını görmüştük. Burada pasaportunuzun bitiş süresinin son aylarına doğru, sürenin bitmesine yakın olmaması gerekiyor.
  2.  Aracınızın Ruhsatı: Gümrüklerde aracın kendi adınıza olup olmadığına bakılıyor. Sizin kendinize ait değilse noterden muvafakat name almanız gerekiyor.
  3. Yeşil Sigorta: AB ülkelerinde kaza durumunda karşı, tarafın maddi hasarının karşılanması için, yeşil renkli kağıda basılı poliçe en az 15 günlük yaptırmanız gerekiyor. Ücreti Türkiye geneli aynı, bütün sigortacılarda sabit fiyat;  47,5 Euro (15 günlük)
  4. Yurt Dışı Çıkış Harcı: Zorunlu olup kişi başı 150 TL, (Şimdi 500 TL oldu)
  5. Kasko Zeyilname(İsteğe Bağlı): Yurt dışında kendi ve diğer aracın hasarını karşılamak için zeyilname düzenletebilirsiniz. Her ihtimale karşı 1250 TL vererek kendi isteğimle zeyilnameyi yaptırmıştım.
  6. Yurt Dışı Sağlık Sigortası (İsteğe bağlı): Zorunlu olmayıp isteğe bağlı. Biz yaptırmadık. Allaha şükür ihtiyaç da olmadı.
  7. Sosyal Medya’da Yeşil Pasaportlu Gezginler Grubu: 90 küsur bin takipçisi olan bu grupta yurt dışı seyahatinizle ilgili anlık bilgiler, yorumlar alıyorsunuz. Biz çok faydasını gördük.
  8. İnternet/Data Paketi: Bununla ilgili epey araştırma yaptım. Yurt içinde faaliyet gösteren 3 GSM operatörü ile görüşerek yurt dışı paketlerini sordum. Bir kısmı, yurt içi paketimi gideceğim Balkan ülkelerinde de kullanabileceğimi, günlük 180-220 TL arası faturaya yansıyacağını, diğerleri de 450-550 TL aralığında ancak 1-3 GB internet  ve konuşma paketi verebileceklerini söylediler. Önemli olan internet paketi idi. Yeşil pasaportlular grubunda yurt dışına çıkanların, telefonları  e SİM(Elektronik Sim)’e uyumlu ise, hiç hattınızı çıkarmadan e SİM’i devreye koyarak daha çok ve ucuz internet paketimi alabileceğimi öğrendim. En yaygın olan ve tavsiye edilen “MobiMatter” uygulamasını indirdim. Yurt dışı AB ülkelerinde (Türkiye dahil) 30-365 gün geçerli olan  5-10-15-20-30-60 GB paketi, 11,99-41,99 Dolara alabilme imkanınız var. Telefonum e SİM ‘e uyumlu olduğu için AB ülkelerinde geçerli olan 5 GB alarak  yükledim. Paketi denedim. Gayet güzeldi. Yurt dışına çıkmadan da yurt içi kullanmaya başladım. Kızımın telefonuna da aynı e SİM paketten aldım. Bu durumda; Kendimin eşimin, ve kızımın GSM hatlarını, bağlı olduğumuz operatörün müşteri hizmetlerini arayarak  “uluslararası dolaşıma” kapattık. Zira bazı programlar kendi kendini güncellediği için yurt dışı dönüşte, yüksek faturalarla karşılaşabilirdik. Eşim de yurt dışına çıktığımızda WİFİ olan yerlerde cihazını kullandı. Bütün benzinliklerde, restoranlarda, konaklama yerlerinde bu hizmet veriliyordu. Şayet sizlerin de telefonu e SİM’e uyumlu ise, hem sizin hem bizim indirimden faydalanabilmemiz CSOGU85753 İndirim Kodunu kullanmayı önemle tavsiye ediyorum.
  9.  Konaklama: Yurt dışına çıkmadan önce en çok tereddüt ettiğimiz konaklama konusu, Hollandalılar tarafından geliştirilen “Booking” çevrimiçi uygulaması ile en kolay hale geldi. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından 2017 yıllarında haksız rekabetin önlenmesi amacıyla açılan dava sonucu Booking’in Türkiye’den çekilmiş. Uygulama ile yurt dışında ki otel ve konutları kiralamak için rezervasyon yaptırabiliyorsunuz. Dedeağaç’tan kişi sayısı, şehir merkezine uzaklığı, otoparkı, kahvaltı olup olmaması göz önünde bulundurarak 20 gün öncesi yer rezervasyonunu 3 yetişkin 35 Euro’ya yaptırmıştım. Konaklama tarihine 5 gün kalana kadar ücretsiz iptal edebiliyorsunuz. 2 gün sonrasına da aynı fiyatı verince erken bir rezervasyonun avantajı olmadığını görünce 10 gün öncesinden iptal ettik. İptal etmemiz de isabetli oldu. Zira daha çok yer ziyaret etmek için konaklamamızı Gümülcine’de yaptık.  
  10. Google Çeviri (Google Translate): Belki de en çok kullanım yapacağınız bir uygulama. Yurt dışına çıkmadan önce gideceğiniz ülkenin yerel dilini Google çeviriden indirmeniz gerekiyor. Yunanca, Makedonca, Boşnakça, Arnavutça, Bulgarca gibi dilleri uygulamadan indirip yükleme yaparak kullanıma hazır hale getiriyoruz.
  11. Maps Mee (Çevrim dışı) : Çevrimdışı çalıştığı için internet olmayan yerlerde avantajlı oluyor. Gidilecek seyahat rotasındaki şehirlerin haritalarını, trafik ve yol bilgilerini almak için gitmeden önce WİFİ ile telefonumuza indirdik.
  12. UBER Uygulaması: Türkiye dışında çok yaygın olarak kullanılmakta olan uygulama ile cep telefonunuzdan bulunduğunuz konuma taksi çağırıp, yolculuktan önce ne kadar bedel ödeyeceğinizi önceden görerek, gerekirse kartla ödeme yapabildiğiniz uygulama kolaylık sağlıyor. Bunun faydasını gördük.
  13. “BGTOLL” Uygulaması: Bulgaristan ücretli otoyolları geçişi için geliştirilmiş Türkçe dili de olan bir uygulama. Uygulama üzerinden de alabileceğiniz gibi gümrük sınır kapısında gişelerden plakayı söyleyerek kendiniz de alabiliyorsunuz. Aracınızın yeşil sigortasını yaptırınca uygulama sizin plakayı ancak o zaman tanımlıyor. Bizde ki HGS’nin karşılığı oluyor. En az 3 günlük sınırsız otoyolu kullanımı için 5 Euro vinyet bedeli ödeyerek aldık.
  14. Döviz/TL Dönüştürücü Uygulaması: Bu uygulama ile anlık gittiğimiz ülkenin yerel para birimi ile Türk Lirası arasında bağlantıyı ve oranı bularak alışverişte karar vermenizde çok yararını görüyorsunuz. Makedon Dinarı, Bulgar Leva’sı gibi para biriminin olduğu yerlerde faydalandık.

 

Hizmet İhracatçılarına Yeşil Pasaport

Foto 2 :  Yeşil Pasaport ve Yeşil Sigorta

 

YOL ARKADAŞLIĞI

Balkanlar kültür seyahat programını, geçtiğimiz yıl hacca birlikte aynı kafilede gittiğimiz, öğretim üyesi hacı arkadaşıma bahsettim. Kendisinin eşi ile birlikte tur firmasına ait otobüsle önceki yıllar gittiğini, ancak tam anlamıyla lezzetini alamadığını söyledi. Çok sıkışık programdan dolayı gezip göremediklerini, 3 yetişkin çocuğunun Balkanlar’da Osmanlı şehirlerini görmesini istediğini belirtti. Bizim programımıza uygun görülürse kendi araçları ile katılabileceklerini ifade edince bizler de memnun oluruz diyerek yol arkadaşımızı bulmuştuk. Öyle ya Hz. Resulullah’ın “Tek başına yola çıkmayın yanınıza bir yol arkadaşı alın” tavsiyesi de bu şekilde vuku bulacaktı elhamdülillah. Yine Yüce Rabbimiz “Bu [topraklarda] hem geceleri hem de gündüzleri güven içinde seyahat edin!” [dedik]. (Sebe süresi Ayet: 18 ) buyruluyor. Bizde Balkanlarda Osmanlı coğrafyası olan şehirlerde gece ve gündüz seyahatimiz devam edecekti.

Seyahat yapılacak Osmanlı şehirlerin rotasını, konaklama yerleri, diğer gidilecek yerlerin taslak planını yaparak tahmini bir bütçe oluşturmuştuk. Yol arkadaşımızın da tasvibini aldık.

FOTO  3 : Gezi Taslak Program

Taslak planda Bosna Hersek ve Saraybosna da yer alıyordu. Yolun çok uzun olacağı eşimin oraya gidilirse, dönüşte kendisinin uçakla dönmesinin sağlığı açısından daha iyi olacağını, başka bir zaman, hava yolu ile gitmenin uygun olacağını söyledi. Bu arada emin olmak için, Kuzey Makedonya’da Üsküp’te ikamet eden tanıdığımızı telefonla aradık, rota hakkında bilgi aldık. Kuzey Makedonya Ohrid’ten Bosna Hersek arası 11-12 saat kadar yol mesafesi sürebileceği ve çok yorucu olacağını söylemesi üzerine gezi planından bu şehirleri çıkartarak nihai halini vermiştik. Bosna Hersek ve Saraybosna gezimizi de hava yolu ile başka bir zamana ertelemiş olduk.

ANKARA’DAN ÇIKIŞ

Gün geldi 14 Temmuz 2024 Pazar günü akşam üzeri yola revan olduk. Polatlı da yolun kenarında Yeni Mahalle camisinde cemaate uyarak akşam namazlarımızı kılmıştık. Eskişehir şehir merkezinde Porsuk çayı kenarında bir mola verdik, bozamızı içtik. Güzeldi. Bölgenin yöresel ürünleri ile beslenme yaptık. Bursa Ulu Camiine geldiğimizde saatimiz 01.30 u gösteriyordu. Ulu caminin namazgahında yatsı namazlarımızı eda ettik.metin, işaret, yazı tipi, levha, plaka içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu insan yüzü, adam, insan, bina, kişi, şahıs içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 4 : Bursa Ulu Camii

Çanakkale’ye gidiş güzergahı olarak Balıkesir Edremit yolu üzerinden feribotla Gelibolu’ya geçerek sabah 10.30 gibi otelimize varmıştık. Geçtiğimiz güzergahta, 4608 metre uzunluğu ile dünyanın en uzun büyük köprüsü olan muhteşem “1915 Çanakkale Köprüsü”nün altında kısa bir mola verip hatıra fotoğraf ve videolarımızı çektik. Emeği geçenlere şükranlarımızı iletiyoruz.

gökyüzü, dış mekan, su, asma köprü içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 5 : 4608 metre Uzunluk ile Dünyanın En Uzun, Çanakkale Köprüsü Gece Resmi

 

BALKANLARDA OSMANLI ŞEHİRLERİ

  1. GELİBOLU ( 6 GÜN )

İstanbul’un fethinden tam 99 yıl önce 1354 yılında Osmanlı topraklarına katılan Gelibolu, Osmanlıların Rumeli’ye geçiş ve yerleşme sürecinin en önemli basamağını oluşturmaktaydı. Avrupa'ya geçmek isteyenler için, eşi bulunmaz bir köprü vazifesi gören Gelibolu, Osmanlı Devletinin deniz üssü haline gelmiş, burada bir tersane inşa edilmiş, böylece Osmanlı'nın Akdeniz'e açılan kapısı olmuştur.

Gelibolu’da 1385 yılında Sultan Murat Han tarafından yaptırılan Gazi Süleyman Paşa Camiini ziyaret ediyoruz. Orhan Gazi döneminde, Rumeli fatihi Gazi Süleyman Paşa tarafından 1358’de yaptırılmış. Caminin köşesindeki minaresi kesme taştan yapılmış ve tek şerefeli. Ayrıca minare çeşitli geometrik motiflerle bezenmiş. Gazi Süleyman Paşa Camii’nde yaklaşık 635 yıldır kesintisiz olarak ibadete ediliyor. 

Trakya bölgesinin en gözde camileri arasında yer alan GAZİ SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ, asırlar geçmesine rağmen, sağlam yapısı ve mimarisi ile günümüzde de ibadete açık. Cuma ve bayram namazlarında kılıçla hutbelerin okunduğu tarihî cami, Gelibolu’nun timsâl yapılarından biri olarak ön plana çıktığını görüyoruz.

Bizde 26 Temmuz 2024 Cuma günü, Cuma namazı hutbesinin kılıçla okunduğunu görmek için Gazi Süleyman Paşa Camiine Cuma namazına gidiyoruz. Gerçekten de camii imam hatibinin hutbeye kılıçla çıkması, akabinde kılıçla inmesi ve namazı kılıç yanında iken kıldırması milli ve manevi duygularınızı harekete geçiriyor. Bu şehirlerin kılıçla fethinin gerçekleştiğinin gelecek nesle taşıyan en güzel sembollerinden biri idi. Cuma namazımızı huşu içinde kıldık. Rabbim kabul eylesin.

 giyim, kişi, şahıs, insan yüzü, mikrofon içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu dış mekan, bina, gökyüzü, pencere içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 6 : Yüzyıllardır Kılıçla Hutbe Okunan Gazi Süleyman Paşa Camii

   Gelibolu da ikinci durağımız Dünyada yalnızca iki tane olan biri Konya Mevlana’da diğeri Gelibolu da mevcut olan MEVLEVİHANE’Yİ ziyaret ediyoruz. 17. yüzyılda kurulan Mevlevihane bu on beş asi tane içinde en geniş araziye ve en haşmetli Semahaneye sahiptir. Mevlevihaneler tarihte bir edep ve irfan merkezi olarak insanların manevi ihtiyaçlarını karşılamalarının yanında aynı zamanda bir kültür ve sanat merkezi olarak da işlev görmüşler. Binalardan bugüne kalanlar, Hamza koy askeri bölge içinde ve deniz kenarına yakın alanda bulunan semahane-türbe ve taç kapıdan ibarettir. Şuan kullanım ve denetimi Gelibolu İlçe Kaymakamlığınca sürdürülmekte olup, Mevlevihaneler, Mevleviliğin Osmanlı Coğrafyasında yayılmasını sağladığını, Valilikçe Şeb-i Aruz törenlerinin yapıldığını öğreniyoruz.

 

bina, giyim, dış mekan, kişi, şahıs içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 7 : Gelibolu Mevlevihanesi

Gelibolu'da diğer bir durağımız; YAZICIZADE CAMİİ. Hacı Bayram Veli’nin talebelerinden olan Mehmet Bican Efendi ile Ahmet Bican Efendi’nin namına yaptırılan bu camii, ilk Fatih dönemine ait. Ancak zamanla değiştirildiğini ve hemen yanı başında Yazıcızadelerin kabirlerini görüyoruz. İki kardeşler. Her ikisi de Gelibolu’da yaşamış ve ömürlerinin sonuna kadar birçok eser yazmışlar.

Yazıcızade Mehmet Efendi’nin mezarı Hamzakoy’a giden Keşan Caddesi üzerinde kendi adıyla anılan Yazıcızade Mezarlığı’nın içinde ve yine kendi adını taşıyan bir mescidin bitişiğindedir. Üstü açık tek sandukalı bir yapıdır. Kardeşi Ahmedi Sican’ın mezarı ise 50 metre kadar uzakta, caddenin karşısındaki Yazıcızade Çeşmesi’nin yanındadır. Fatihalarımızı okuyoruz.

dış mekan, gökyüzü, ağaç, giyim içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu bina, dış mekan, gökyüzü, kilometre taşı içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu metin, levha, plaka, dış mekan, anma plaketi içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 8 : Gelibolu Yazıcızade Camii

Gelibolu’da diğer bir durağımız ÇİLEHANE; Tasavvuf yoluna girenlerin manevi olgunluğa ulaşmak için insanlardan ayrılıp küçük bir odada yalnızca Allah’ı düşünmek, ona ibadet etmek, onun isimlerini anmak, susmak, az yemek, az içmek gibi uygulamalar ile zihnin Allah düşüncesinde yoğunlaşma yeteneği elde etmesinin sağlandığı bilinmektedir. Bu uygulamanın temelinde Peygamber Efendimizin (S.V.S) peygamberlik gelmeden önce Hira Mağarası’nda bir süre insanlardan uzak kalması, yine Ramazan aynın son 10 gününde itikafa çekilmesi esas alınmış. Yazıcızade Mehmet Efendi, çilehanedeyken rüyasına Peygamber Efendimizi gördüğünü ve kendisinden onu anlatan bir eser yazmasını istediğini belirterek yedi yılda Muhammedî’ye isimli eserini 1449 yılında burada yazdığını kitabeden öğreniyoruz.

 

dış mekan, bitki, ağaç, yer içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu yarıda bırakılmış, vazgeçilmiş, duvar, iç mekan, bina içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 9 : Gelibolu Çilehane

BAYRAKLI BABA Gelibolu da belkide en çok ziyaretçi akınına uğrayan bir kabir ve mekan. Karacabeyin Osmanlı Donanması’nda bayraktarlık yaptığını, 1410’da düşmanla karşı karşıya gelen ve direnen Karacabey, kurtuluşu olmadığını anlıyor. Ancak bayrağı düşmana teslim etmek istemez. Çünkü bayrak önemlidir, namustur. Efsaneye göre; bayrağı anında parça parça koparır ve yutar. Bu sırada takviye kuvvetleri gelir, karşı savunma ile düşman uzaklaştırılır ve Karacabey yaralı olarak kurtulur. Kendisine sancağı ne yaptığı sorulur. Düşmana teslim etmemek için yuttuğunu söyler. Komutanın kendisine inanmadığını gören Karacabey, elindeki keski ile karnını yarıp kanlı bayrak parçalarını midesinden çıkararak komutana uzatır. Yaptığı işin gururu ile son nefesini verirken; “Beni buraya gömün ve üstümden bayrak hiç eksik olmasın” der ve şehit olur...

Fotoğraf  dış mekan, gökyüzü, ağaç, yer içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Foto 10 : Gelibolu Bayraklı Baba Kabri

KİLİTBAHİR KALESİ; Gelibolu Yarımadası’na 50 km mesafedeki Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir Köyü’nde de bu coşku en üst düzeye ulaşıyor. Kalesi ile ünlü Kilitbahir İskelesi’ne denizden yanaşırken görebileceğiniz, yamaca adeta kanaviçe gibi dokunmuş olan ‘Dur Yolcu!’ anıtı, Çanakkale’den bindiğiniz feribottan henüz daha inmeden sizi etkisi altına almaya başlıyor.

Kilit-ül-bahr’ yani boğazın kilidi anlamına gelen Kilitbahir Kalesi’ni 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet yaptırmış. Boğazı kontrol altında tutmak ve düşman gemilerine geçit vermemek için Boğaz’ın en dar yerine inşa edilmiş üç yapraklı yonca biçimli bu kale. Çanakkale Savaşları’nda çok önemli rol oynayan bu kale, 14 Kasım 1980’de Kültür Bakanlığı tarafından ‘Korunması Gereken Kültürel Varlık’ olarak tescil edildiğini öğreniyoruz.

dış mekan, bina, gökyüzü, su içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu Hava fotoğrafçılığı, bina, kuş bakışı görünüm, dış mekan içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

FOTO 11: Çanakkale Kilit Bahri

Bu yazı toplam 2151 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.