BURHAN AYETİ

BURHAN: Kanıt belge delil iz senet gösterge dayanak aydınlık gerçeklik doğruluk olgu eşyanın tabiatı “sünnetullah” demek olan BURHAN DİNİ anlamda hakkı batıldan doğruyu yanlıştan güzeli çirkinden temizi pisten faydayı zarardan ayıran bir AYIRAÇ bir BİLGİ bir BELGE bir ISBAT yükümlülüğü demektir.

“EĞER DOĞRU söylüyor iseniz DELİLİNİZİ gösterin” ayeti

Hem sosyolojik olarak hem epistemolojik olarak hem ontolojik olarak ve hem de teolojik olarak her EYLEMİN her SÖZÜN ve de her OLAYIN ve de her İMANIN bir delilinin bir belgesinin bir ispatının bir göstergesinin olması lazım geldiğini bizlere DİKTE etmektedir.

Bu AYET bizlere ve de insanlığa çok önemli bir DAVRANIŞI AHLAKI DİSİPLİNİ METODU kısaca dosdoğru tertemiz gerçekçi arı duru şeffaf ve berrak bir AKİDE üzerinde yükselen güzel bir HAYAT tarzını tavsiye etmektedir.

BURHAN ayeti öylesine bir “sünnetullah” ayetidir ki hem EŞYANIN tabiatını hem İNSANIN tabiatını ve hem de ALLAHIN tabiatını “sünnetullahı” bizlere bildirmektedir.

İMAN doğru bir inanışı gerekli kıldığı gibi AMEL doğru bir ilişkiyi ve de EŞYA doğru bir ıs batı gerekli kılmaktadır.

Doğru İMAN şirkten arınmış küfürden korunmuş ve nifaktan uzak bir arı duru saf BAĞLANIŞI ifade etmektedir.

Doğru AMEL iyilik güzellik fayda ve temizlik temeline oturtulmuş HARAM ve HELAL sınırları ile tayin edilmiş bir dizi iradi sosyolojik ilişkiyi zorunlu kılmaktadır.

EŞYANIN ıs batı ise tabiatında mündemiç olup deney tecrübe ve gözlemi gerekli kılmak kayıt ve şartı ile VARLIĞIN israfı ifsadı kirletilmesi ve de zararlı hale getirilip kullanılmasını MEN etmektedir. Aksi halde eşya ve varlık bir BÜMERANG etkisi yaparak içinde barındırdığı ve de yaşattığı HAYATI her canlıya ZİNDAN yapabilecek bir “sünnetullah” yasasını işletmekte ıztırari olarak bir mecburiyet içinde olacaktır.

KISACA söylemek gerekir ise

İNSAN varlık ilişkisi

İnsan İNSAN ilişkisi

İnsan ALLAH ilişkisi

Böylesine sağlam ve apaçık bir BURHAN A delile ve ıs bata dayandırılmadan sağlıklı bir İMAN ilişkisi sağlıklı bir SOSYOLOJİK ilişkiler yumağı ve de sağlıklı bir EŞYA ve VARLIK ilişkisinden bahis açmamış mümkün gözükmemektedir.

ALLAH eşyaya ve canlı varlığa koyduğu bu “sünnetullah” yasasını İNSANI kuşatan ve üç boyutlu bir ekseni olan İNSANIN hayat tarzının temeline koymuş bulunmaktadır.

Yüce YARADAN BİZLERDEN

Her olayın deney tecrübe ve gözlem ile belgelenmesini her işin incelenmesini takibini ve kontrolünü her sözün ve her bilginin kaynağının doğrululuğunun test edilmesini ve her fiil ve eylemin iyilik güzellik fayda temelinde haram ve helal hükümlerine tabi olduğunu bildirmekte ve de her iman ve bağlanışın şirkten küfürden nifaktan uzak saf bir bağlanış olmasını ARACILAR ve ORTAKLAR karıştırılmamasını katıksız ve saf olarak istemektedir.

Öylesine bir SELEKTÖR “sünnetullah” ayetidir ki

BİZLERDEN sürekli ve nihayetsiz olarak bir eleme bir ayrıştırma bir arıtma bir saflaştırma bir ıs bat istemekte ve her SEYİ eşyanın ve fıtratın yapısına uygun selekte etmemizi istemekte ve asla İFRAF İFSAD ŞİRK KÜFÜR NİFAK yalan haram hile hurda aldatmaca kandırmacadan uzak bir hayat tarzı içinde ve ispatsız hiç bir iman amel fiil ve eylem istememektedir.

BÖYLELİKLE

İSLAM

“Bilgi iman ve amel sistemi” ile

Davranış kodları “emir ve nehiy hükümleri” ile

Güzel ahlakı disiplinleri ile

İNSANLIĞA dünyada yaşanabilir ve sürdürülebilir bir HAYAT tarzı sunmakta ahirette ise SAADET bahşetmektedir.

Delile ve ıs bata dayanmayan bilginin ZANNİ bilgi olduğunu söyleyerek BİLGİNİN “ilmel yakin aynel yakın ve hakkel yakın” olmasını istemekte

İyilik güzellik ve fayda temeline oturmayan ve de kendini emir ve nehiy sınırlarına tabi kılmayan AMEL ve EYLEMLERİ men etmekte

Sonuç olarak şirkten küfürden nifaktan ve de tüm aracılardan ve kurtarıcılardan uzak bir İMAN ve saf bir BAĞLANIŞ istemektedir.

ALLAN varlık ve eşyanın KADERİNİ

“sünnetullah” gereği bir MİZANA bir ÖLÇÜYE bir DENGEYE ıztırari olarak bağlamıştır. Bu KADER bağlanışı İNSANI DA kuşatmaktadır. Ayrıca ve ilaveten YERYÜZÜNÜN sorumlu varlığı olan İNSANI ve onun sosyolojik yasalarını da kolektif İRADE ADALET EMANET ŞURA EHLİYET ve LİYAKAT gibi ihtiyari ve iradi esaslara bağlamıştır.

Sonuç olarak “bu BURHAN ayeti”

DOĞRU bir iman ı sahih bir AKİDE ile

SAHİH bilgi yi delile ıs bata senede dayalı belge ile

Güzel AMEL İ ise helal ve haram hükümlerine tabi iyilik güzellik ve fayda ile süslenmiş israf ve ifsattan uzak bir fiil ve eylem olarak tüm MÜ MİNLERE ve de tüm İNSANKLIĞA tavsiye etmektedir.

Bu GÜNLERDE en çok ihtiyaç duyduğumuz ve “at izinin it izine” karıştığı bu ZOR geçiş dönemlerinde “sünnetullah” ın “BURHAN yasasını” tüm kamuoyuna arz etmek istedim.

Vesselam