Bu gün seçim olsa tablo ne olurdu?
Bu gün seçim olsa tablo ne olurdu?
Seçim süreci başladığından beri yazılı ve görsel basında, internet ortamında yönlendirici farklı oranlarda seçmen tercihleri yayınlanıyor. Kesinleşen seçim takvimi, ilan edilen bölge milletvekili sayılarının ardından merakımdan dolayı bir araştırma da ben yaptım. Bu sonuçlar anketlere dayanmıyor. Zaten anketlerin fazla bir önemi de yok. Seçimin ertesi hafta bir seçim daha yapılsa emin olun ki iki seçim sonucu aynı olmaz, sadece yaklaşık olur. Siyasette seçmen tercihi denen duruma bağlı toplum bireylerinin tercihleri önemlidir. Verdiğim bu tahmini seçim sonucu sadece şuan ki tabloyu göz önüne getirmekten ibaret olup, seçimlere kadar geçecek sürede olan siyasi ve ekonomik gelişmeler, sosyal olaylar, adayların seçim kampanyaları, bu tabloyu elbette etkileyecektir. Bu tablo taraftar seçmenden ziyade sağduyulu ve seçimlere katılmayacak olanlarla marjinal siyasi tercih kullanmayı düşünen halkımıza milli menfaatlerimiz yönünden bir fikir olması, sağduyularıyla hareket etmeleri için hazırlanmıştır.
Verilen tabloda ülke genelinde alınan oyun yüzdelik sonucu yerine il bazında çıkma ihtimali olan millet vekilleri sayıları verilmiştir. Tablo hazırlanırken bir önceki seçim sonuçları, bölgesel demografik hareketler, seçim zamanı, üniversitelerin kapalı olduğu seçimin yaz tatili olması gibi sonuçları etkileyebilecek veriler; Araştırma Teknikleri, İstatistik Yöntemleri, bölgesel Siyasi ve Sosyolojik Yapısal olgular, siyasi partilerin evlilikleri, ittifak meyilleri vb kriterler göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır.
Üniversite yıllarında bir dersimizde Cumhuriyet tarihimizden itibaren olan tüm siyasal seçimler, propagandalar, sonuçlar ve olgular üzerine geniş çaplı araştırma yapıp sonuçlarını tartışmıştık. Sağduyulu ülkesini seven biri olarak, siyasi ve ekonomik açıdan ülkemiz için en hayırlısının biri Cumhuriyetçi Muhafazakar Parti, diğeri Cumhuriyetçi Sosyal Demokrat Parti olmak üzere nerdeyse aynı eksende bulunan iki tane merkezi büyük partinin mevcudiyetiyle, sağlam bir siyasal zemin ve sistemde, ülke ekonomi ve siyasi sürecini %5’den daha fazla etkileyemeyecek yapıda seçimler yaparak sonuçlarını yaşamak olduğuna yürekten inanıyorum. Ancak bu şekilde yapay sorunların yerine, gelecek nesillerin eğitim ve sağlık sorunlarının geliştirilmesi, küresel ısınmanın ülke halkına olan olumsuz etkilerini en aza indirgeyecek çözüm yolları bulma, erozyonla savaş, doğal kaynakların optimum kullanılması, düşman yabancı ülkelerle olan ilişkilerin milli çıkarlarımız doğrultusunda idaresi gibi konuların üzerine gidebiliriz.
Seçime ramak kaldı. Çok sayıda siyasi parti seçime katılıyor. Hülle evlikler yapılıyor, geçici ittifaklar kuruluyor, daimi birleşmeler yaşanıyor, ama gelecekle ilgili olarak elle tutulur siyasi ve ekonomik program açıklayabilen bir parti yok. Entrikalar ve karalamalar üzerine oturtulmuş propaganda süreci yine başladı. Düşündürücü olan, tam ikili siyasi hayata geçmek üzere iken sanki cepleri yeşillerle doldurularak görevlendirilen siyasetten YILMAyan birileri ekip olarak tekrar sahneye çıkmaya başlıyorlar. Devlet imkanları o kadar bol ki, “devlet malı deniz, yemeyen domuz” misali, milyarlarca ABD doları hortumlandı ama, üzerlerinde hortumların kiri temizlenmemiş olanlar bile tekrar piyasaya çıkmaktan utanmıyorlar. Kritik seçim dönemlerinde devlet imkanından maddi ve siyasi pay almak için yurt içinden ve yurt dışından karanlık odaklarca siyasi partilere nakden milyonlarca dolarlar kayıt dışı verilmek suretiyle seçim kampanya ve aday gösterilmelere müdahale edildiklerini geçmiş yıllardan biliyoruz. Aynı senaryo tekrar gösterime girmiş bulunuyor. Tabloyla ilgili çalışmamın temel sebebini de ülkemle ve nesillerimizin geleceğiyle ilgili duyduğum endişe oluşturmuştu zaten. Aslında seçimde oy vermeyi bile düşünmüyorken bu son zamanlardaki hülle evlilikler, bağımsız seçim kampanyası başlatmalar, siyaseten kovulmuşların ekip halinde emrivaki listelere girme çabaları, bu Pazar beni Aydınlıklevler’den seçim kaydımı buraya aldırmama neden oldu. Vicdanımın sesiyle 22 Temmuzda oyumu kimsenin vebalini almadan sağduyumla vereceğim artık.
Tabloda en az dört grubun TBMM çatısı altına girdiği rahatlıkla görülebiliyor. Sonuçları en çok etkileyecek olan seçmen kesimimiz; geçen seçimlerde oyunu kullanmamış olanlar ile sağduyu dışı yanlış kullananlar. Tahmini tabloyu bölgesel bazda hazırlamış olmam nedeniyle, MHP’nin baraj civarında seyrediyor olması diğer siyasi üç partinin durumunu eşit oranlarda etkiliyor. Acı olan tahmini sonuç Bağımsızlar Grubu. Bağımsızların tamamına yakınını kanlı yaramız bölücü örgütle bir şekilde ilişkili diye biliyoruz. Pek çok ulusal basın tahmininde Ak Parti 240 civarında vekille dışarıda tutulmak kaydıyla, kilit durumunda Bağımsızlar Grubunun kuracağı parti gösteriliyor. Yorumlarda da yıllardır belediyelerde hizmeti ön planda tutmuş insanlar vatan haini gibi gösterilirken, kanlı olaylarla organik bağları yıllardır devam ettiği bilinenlerin grubu siyasal arenada söz sahibi yapılmaya, cumhurbaşkanı seçiminde son kararı veren durumuna getirilmeye çalışılıyor. ABD den Avrupa’ya, yeniden toparlanan Rusya’dan İsrail’e kadar bizim dışımızda bizden başka herkes geleceğimizle ilgili politikalarımız üzerinde söz sahibi olmak için bu seçim sürecinde de faaliyetini alenen ve azami şekilde sürdürebiliyor.
Sayın Baykal olmasa, belki tüm solun kabul edebileceği Sayın Ahmet Necdet Sezer misali biri bulunarak “Cumhuriyetçi Sosyal Demokrat Parti” ile, her daim her söze icraat yerine sözle karşılık veren Sayın Erdoğan ılımlı olabilse merkezi sağda “Cumhuriyetçi Muhafazakar Parti” sıfatıyla karşılıklı ülke menfaatleri için etik kurallar çerçevesinde toplumsal sorunlara çözüm bulmak için faaliyet yürütülen siyasi bir arena oluşabilecek. Dış ve hain iç mihraklar, borazanlarıyla pek çok basındaki tahminlerde Sayın Erdoğan’a kısaca “belki daha çok oy alarak az farkla iktidara aday olabilirsin, ders almış olduğunu umuyoruz, yoksa emin ol ki, en azından vekil satınalma yoluyla ve/veya başka pek çok siyasi ve hukuki olayla, devlet zenginliğini paylaşmayı bilmezsen bu iktidarı sana yar etmeyiz” diyorlar. Ama ateşli bir şekilde hem bölücülük faaliyetleri destekleniyor, hem de siyasal birleşmeler adı altında bütün Millet bölünmeye çalışılıyor.
Halkımızın sağduyusuna olan sonsuz inancımla doğru günde sağduyu ile doğru karar vereceğine şahsım adına yürekten inanıyorum.
Sağlıcakla kalın.