Aşı sorumluluktur. Ben aşı olmazsam önce kendime sonra da aileme,  yakınlarıma ve sevdiklerime zarar veririm diye düşünmek gerekir.

Bunun meali aşı olursanız önce kendinizi sonrada en yakınlarınızdan başlamak üzere diğer insanları korumuş olursunuz..

Ülkemizin çeşitli yerleşim alanlarında aşı ile ilgili kampanyalar yapılırken, Başkentin yanı başında ve üstelik de Metropol olan ilçemizde Kaymakamlık dışında aşı olmaya teşvik edici açıklama yapan henüz hiçbir etkili ve yetkili yok...

Vaka sayısı 20 bin sınırından daha üst seviyelere, hayatını kaybedenlerin sayısı ise son günlerde 200’ün üzerinde seyretmekte.

Buna rağmen hala aşı olmamakta direnenler var.

Sorumsuz ve vurdumduymaz vatandaşlar;

• Kısırlık yapıyor.
• Hastalık yapıyor.
• Aşı yaptırmak günah.
• Bu yaşıma kadar aşı vurulmadım. Bundan sonra da vurulmam.
• Aşının koruyuculuğuna inanmıyorum.
• Yerli aşı TURKOVAC’ı bekliyorum” gibi bahanelerin arkasına sığınarak aşı olmamakta ısrar ediyor.

Aşı olmamakta ısrar edenler hala kendi hayatlarının yanı sıra yakınlarının ve sevdiklerinin de hayatlarını tehlikeye attıklarının farkında değiller...

İLÇEMİZDE DE AŞI KAMPANYALARI DÜZENLENMELİ...

Ülke genelinde aşıyı teşvik edici kampanyalar yapılıyor.

İlçemizde sadece İlçe Kaymakamı’nın sağduyulu davranarak herkesi aşı olmaya davet etmesi ile salgın önlenemez. Hemen herkesin başta aileleri olmak üzere aşı olmayanları ikna etmesi için elinden geleni yapması gerekir....

Aşı olma konusunda kararsız olanların ikna edilmesi konusunda başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere ilçede faaliyet gösteren STK’lara da çok büyük görevler düşmektedir.

Bu aynı zamanda bir yurttaşlık görevi olmalıdır.

İLÇE KAYMAKAMI’NIN AŞI İLE İLGİLİ FAALİYETLERİ...

İlçe Kaymakamı Adem Keleş, Kaymakamlık Bahçesi’nde düzenlenen Bayramlaşma Töreni’nde, Covid-19 salgınına işaret ederek, salgının alınacak tedbirlerle durdurulabileceğini vurgulayarak, “Maske, Mesafe ve hijyenin yanı sıra salgına karşı alınacak en önemli önlem aşıdır. Tedbirleri elden bırakmamak gerekiyor. Herkes aşısını yaptırmalı. Bu konular ihmale gelmez. Tedbirleri bırakırsak artış yaşanabilir ve kısıtlamalar gelebilir” uyarısında bulundu. (27.07.2021)

İlçe Kaymakamı Adem Keleş muhtarlarla yaptığı bir toplantıda ise, “Sizden ricam mahallelerimizde aşı olmayan vatandaşlarımızı tespit ederek aşılanmasının sağlanması konusunda yardımcı olmanız. Alınan tüm bu tedbirler neticesinde bu sene inşallah vaktinde okulların açılması sağlanacak.” İfadelerini kullanarak muhtarların aşı konusunda duyarlı olmalarını istemişti.  (26.08.2021)

İLÇEMİZDE AŞI İLE İLGİLİ RAKAMSAL DEĞERLER...

İlçemiz geçtiğimiz Temmuz ayı ortalarında Ankara’nın 25 ilçesi içerisinde aşılama oranına göre % 57 ile 24. sırada iken, İlçe Kaymakamı’nın Çubuk kamuoyunu aşı olmaya davet eden açıklamalarından sonra aşılama sayısında bir artış gözlemlenmiştir. Ama yeterli değildir.

İlçede aşılamada hedef nüfus 73.087 olarak baz alınmıştır.

İlçemizde en az bir doz aşılananların oranı % 71.48,

Tam aşılananların oranı ise % 55.53’dür.

Hastane, Aile Sağlığı Merkezleri ve İlçe Sağlık Müdürlüğü ekiplerinin özverili çalışmaları sonucu yapılan toplam aşı sayısı ise 95.615’dir.

Buna rağmen aşılamada Ankara ortalamasının gerisindeyiz.

Bu durumda “Toplumsal Bağışıklık” oranının yükseltilmesi gerekir.

İlçe Kaymakamı’nın talimatıyla yukarıda adı geçen ekipler vatandaşın ayağına ve hatta köylere kadar gidip aşı vuruyor.

Fakat vatandaş çoğu zaman evinde bulunmuyor. Aşı ekipleri evlere gittiğinde çoğu kez evin kadını misafirliğe gitmiş, erkeği ise Çubuk’a gitmiş oluyor. Buna rağmen aşı ekipleri görevlerini bıkmadan usanmadan görevlerini en iyi şekilde yapmaya devam ediyor...

İlçe Kaymakamlığı dışında aşı kampanyası ile ilgili bir kurum veya kuruluştan herhangi bir açıklama henüz yok.  Bu da Metropol bir ilçeye yakışmıyor...

“30-50 YAŞ ARASINDAKİ YOĞUN BAKIM HASTALARININ HİÇBİRİSİNİN AŞISI YOK”

Uzmanlara göre yoğun bakımda doluluk oranı % 60-70 civarında. Bunların genelini ise aşı yaptırmayanlar oluşturuyor.

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Ayşe Özcan da son aylarda gençlerin de yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındığını belirterek, “Şu anda en genç hastamız 31 yaşında ama 77 yaşına kadar hastamız var. Hastalarımızın yüzde 50'si 30 ila 50 yaş arasında. Bu 30 ila 50 yaş arasındaki hastalarda dikkatimizi çeken, herhangi bir ek hastalıklarının bulunmaması ve hiçbirisinin aşısının olmaması.”

Özcan, vatandaşların aşılara ilişkin yanlış bilgileri dikkate almamaları gerektiği uyarısında bulunarak, “Aşı olalım, aşı olmadığımızda hastalığı ağır geçirme riskimizin olduğu aklımızda olsun. Aşı olduğumuzda da hasta olabiliriz ama aşı olanların hastane yatışı gerekmeden hastalığı atlattıkları ortaya konuyor, bu çok önemli.

Hastalığı evde geçirmek ile yoğun bakımda, hastanede her gün iyiye mi gidiyorum yoksa kötü mü oluyorum endişesiyle geçirmek arasında büyük fark var. Aşıyı hem kendimiz için hem özlediğimiz o eski, güzel günlerimize kavuşmak için hem de toplum için, birlikte yaşadığımız insanlar için mutlaka olmalıyız. Salgının sonlanması için en etken mücadele aşı olmaktır...”

Bilim adamlarına göre aşı olanlarda ölüm riski % 99 daha azdır.

Son günlerde vaka sayıları artarken hayatlarını kaybedenlerin sayısı da maalesef 200’ün üzerinde seyretmektedir. Bu da birtakım tereddütleri beraberinde getirmektedir.

Tarih:                                       Vaka Sayısı:                     Vefat Sayısı:

18 Eylül 2021                                 26.161                                   221

17 Eylül 2021                                 27.692                                   237

16 Eylül 2021                                 28.118                                   262

15 Eylül 2021                                 18.224                                   248

14 Eylül 2021                                  27.802                                  276

13 Eylül 2021                                  24.613                                  231

12 Eylül 2021                                  21.352                                  243

11 Eylül 2021                                  22.923                                  259

10 Eylül 2021                                  23.562                                  214

9 Eylül 2021                                    23.846                                  257  

8 Eylül 2021                                    23.914                                  262

7 Eylül 2021                                    23.638                                  274

6 Eylül 2021                                    20.962                                   271

5 Eylül 2021                                    19.391                                   269

4 Eylül 2021                                    20.033                                   278

3 Eylül 2021                                    22.857                                   276

2 Eylül .2021                                  23.496                                    283

1 Eylül 2021                                   23.946                                    290

31 Ağustos 2021                             23.946                                    290   

30 Ağustos 2021                             19.557                                    245

29 Ağustos  2021                            17.332                                    255

28 Ağustos  2021                            17.912                                    245

27 Ağustos  2021                            18.340                                    244  

“Aşılamanın artmasına rağmen vaka ve vefatlar sayıları neden yükseliyor?” Konusunda durumun çok net olduğunu söyleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bu aşısızların salgını olmaya devam ediyor. Yeni dönemde vakaların yüzde 83'ü aşısını tamamlamayanlar, hastanede yatanların yüzde 90'ı aşısını tamamlamayanlar" ifadelerini kullandı.

Bakan Koca ayrıca 65 yaş ve üzeri i aşı % 90 koruyucu, % 10 ise koruyucu değil. Yani aşı virüse karşı % 90 koruyucu, % 10 koruyucu değil...

Vatandaşlar ricasız aşı yaptırmalıdır.

Aktif vakaların % 81’i vefatların % 90’ı aşısı olmayanlardan oluşuyor. Dolaysıyla aşısızların salgını devam ediyor.

İnaktif aşı için üçüncü doz aşı çok önemli.

(İnaktif Aşı: Hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan etkisizleştirilmiş, cansız virüs veya bakteri aşılarıdır.)

Bakan Koca Twitter hesabından; “Kayıplarımız var. Salgın hastalık bizleri sevdiklerimizden ayırıyor. Dikkatli ve tedbirli olmalıyız. Aşı ile başaracağız.

Tedbirli olmaz ve aşı olmazsak salgını durdurmak çok uzun sürebilir. Ödediğimiz bedelleri, kaybettiğimiz sevdiklerimizi düşünün ve aşınızı olun” açıklamasında bulunmuştur.

Bu arada aşısız olanlar ve aşısı tam olmayanlar için “PCR Testi” uygulaması başladı.

.

Bakan Koca, “Son bir hafta bizi uyarıyor. Kurallara uyup, aşımızı olalım” dedi.

“TÜRKİYE'DE 2 KİŞİDE ‘MU VARYANTI’ TESPİT EDİLDİ”

Bakan Koca, '”Mu Varyantı”nın Türkiye'de 2 kişide tespit edildiğini söyledi.

Koca, “Şu ana kadar bizim yeni varyant olarak tespit ettiğimiz 2 vaka dışında olmadı. Ağırlıklı olarak Delta ve Delta Plus şeklinde. Bu varyantlarda da yüzde 90’ı geçen oranlar söz konusu. Aşılama oranının artışıyla vaka sayılarının düşeceğini düşünüyorum” diye konuştu.

“2 AY İÇİNDE YERLİ AŞIDA SERİ ÜRETİM OLABİLİR”

Aşı tedarikinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını belirten Koca, yerli aşı için de tarih verdi.

Koca şöyle konuştu: “Seri üretime önümüzdeki 2 ay içinde geçmek istiyoruz. Biz hatırlatma dozunu genel gönüllü grupta yapıyoruz. Dolayısıyla hatırlatma dozunun sonuçları da 3-4 hafta içinde çıkmış olur. Onu da açıklarız. Yerli aşı, Sinovac ile kıyaslamalı yapılıyor. O kıyası da görmüş olacağız.”

“OKULLARI KAPATMAYI DÜŞÜNMÜYORUZ”

Sağlık Bakanı, vakaların artması nedeniyle okulları kapatmak istemediklerini de sözlerine ekledi.

Aşı kozunun bulunduğuna dikkat çeken Bakan Koca, okullarda hangi durumda ne yapılması gerektiğinin de belirlendiğini söyledi.

Koca, Bilim Kurulu’nun gündeminde yeni kısıtlamaların olmadığını belirtti.

.

Bakan Koca yine bir Twitter hesabından:

“...Okullar açıldı. Büyük şehirlere dönüş başladı. Sosyal hareketlilikle risk artacak. Maske ve mesafe kuralı daha da önemli. Nihai çözüm aşı! Aşılarımızı tamamladığımız zaman Covid-19’a karşı özgürlüğümüze kavuşacağız.” ifadelerini kullandı.(6 Eylül 2021)

ABD’DE YAPILAN BİR ARAŞTIRMA...

ABD’ de yapılan bir araştırmaya göre; Covd-19 aşısı yaptırmayanların hastalanma riski aşı yaptıranlara göre 4,5, ölüm riski ise yaklaşık 11 kat daha yüksektir.

ASO HAK-İŞ’ AŞI ÇAĞRISI...

Ankara Sanayi Odası (ASO) ve HAK-İŞ Sendikası işçi ve işveren temsilcilerinden “AŞI OLUN” ve  “GÜVENDE OLUN” çağrısı geldi.

UĞUR ŞAHİN’DEN 3. DOZ AÇIKLAMASI...

 “Hayat kurtarabilmek gerçekten de çok güzel bir duygu” olduğunu ifade eden Dünyanın ilk etkili mRNA bazlı koronavirüs aşısını geliştiren BioNTech firmasının kurucusu Prof. Dr. Uğur Şahin,  2. Doz aşı vurulanların 3. Doz aşıyı da vurulmaları gerektiğini söyledi.

DİYARBAKIR’DA AŞI OLMAYAN 9 HAMİLE KADIN HAYATINI KAYBETTİ...

Diyarbakır'da, pandemi hastanesinde 2 ay içinde 9 hamile kadın hayatını kaybetti. Uzmanlar, aşının hamileler için de güvenli olduğunu, bu nedenle hamilelerin de kaygı duymadan aşılarını olmaları gerektiğini vurguluyor.

Diyarbakır'da pandemi hastanesi olarak hizmet verilen Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma 

Hastanesi'ne farklı tarihlerde başvuran 9 hamile kadının COVID-19 testleri pozitif çıktı.

Sağlık durumları ağırlaşan hamile kadınlar, hastanede tedavi görmeye başladı.

2 Temmuz-1 Eylül'de aşılanmamış ve yaşları 26 ile 35 arasında olan 9 hamile kadın, tedavi gördükleri pandemi hastanesinde yaşamını yitirdi.

Kadınların gebeliklerinin 30 hafta ve üzerinde olduğu öğrenilirken uzmanlar, gebelikte de aşı yapılması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

“AŞILAR GEBELER İÇİN DE GÜVENLİ”

Yurt dışı çalışmalara bakıldığında hastaneye başvurmak durumunda kalan COVID-19'a yakalanmış hamilelerin yüzde 99'undan fazlasının aşı olmamış kişilerden oluştuğunu söyleyen üzmanlar, “Aslında hamileler ilgili şu ana kadar gözlemlerde uygulanmakta olan aşıların inaktif aşı ve gerekse mRNA teknolojisiyle üretilen aşıların canlı aşı olmamaları nedeniyle diğer kişilerden farklı yan etki olmadığını ortaya koymaktadır.

Dolayısıyla aşıların gebeler için de güvenli.

Bu nedenle hiçbir kaygı duymadan hamileler aşı olmaları gerekiyor. Aksine hastalığı ağır geçirdikleri için daha ölümcül sonuçlarla karşı karşıya kaldıkları için gebelerin mutlaka aşılanmalarını öneriyoruz.

Özellikle çok riskli bir durum oluşturmaktadır. Hem hastalığı ağır geçirme hem ölümcül sonuçlar nedeniyle hamile kadınlara mutlaka aşılanmalarını öneriyoruz.

Aşıları tamamlanmamış hamileler ne yazık ki yaşamlarını yitirmektedir. Aşıların diğer kişilerden farklı bir yan etkisinin olmadığını biliyoruz. Bu nedenle aşı gebeler için de candır ve kurtarır” diyor...

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan; “Hamileler mutlaka aşı olmalı. Çünkü Delta varyantı çocuklarda daha fazla etkili Bu yüzden hamileler ve emziren anneler mutlaka aşı olmalı...”

YENİ VİRÜSÜN ADI: NİPAH

Hindistan'ın Kerala eyaletinde 12 yaşındaki çocuk, yarasa kaynaklı Nipah virüsü yüzünden hayatını kaybetti.

The Sun'da yer alan habere göre  Hindistan'ın Kerala kentinde 12 yaşındaki bir çocuk yarasa kaynaklı Nipah virüsüyle enfekte olduktan sonra hayatını kaybetti.

Polis, çocuğun evinin etrafındaki alanı kordon altına aldı ve Malappuram ve Kannur'da alarm durumuna geçildi.

Hayatını kaybeden çocuk ile temaslı 188 kişi tespit edildi, bu kişilerden 20'si ise 'yüksek riskli' olarak sınıflandırıldı.

Kerala Sağlık Bakanı Veena George, enfeksiyonun Cumartesi günü (04.09.2021) Ulusal Viroloji Enstitüsü (NIV) tarafından doğrulandığını söyledi.

Dünyanın en tehlikeli virüslerinden biri...

12 yaşındaki çocuk geçen hafta yoğun ateşle hastaneye kaldırılmış, durumu hafta sonu daha da kötüleşmiş ve hayatını kaybetmişti.

Nipah, COVID-19'dan 75 kat daha ölümcül olduğu için dünyanın en tehlikeli virüslerinden biri olarak kabul ediliyor.

Uzmanlar daha önce, şiddetli beyin şişmesi, kusma ve nöbetler gibi semptomlarla (belirti) ortaya çıkan virüsün, potansiyel olarak bir pandemiyi tetikleyebileceği konusunda uyarmıştı.

İNSAN SAĞLIĞI ÇOK ÖNEMLİ...

Devrinin tüm zenginliklerinin yanı sıra asrının en kuvvetli devleti Osmanlı İmparatorluğu’nun tahtında oturan Kanuni Sultan Süleyman; “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” dizeleriyle; Bir nefeslik zamanda sağlığın var olan bütün servet ve kaynaklardan daha üstün olduğunu anlamlı bir şekilde bu mısralarla dile getirmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü ise sağlığı; “Yalnızca hastalık veya sakatlık değil; bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik halidir” şeklinde tanımlar.

Buna göre hastalıktan sayılmayan küçük bir baş ağrısı, gaz sancısı, görme bozukluğu, hafif bir bulantı değil; sosyal hayatta sıkıntı oluşturan basit bir mesele, ruhen ve bedenen yaşanan ya da yaşanması muhtemel en küçük bir dengesizlik sağlıksızlık olarak kabul edilir.

Bedenen sağlıklı doğan, kendisini güvende hisseden bir bebeğin, yine sağlıklı bir biçimde büyüyüp yetişmesi, yaşamını kendisi için hazırlanmış, sağlığın korunması için gerekli önlemlerin alındığı bir dünyada yaşaması, ona kendisini değerli, huzurlu ve güvende hissettirir. Yani en temel insan ihtiyaçlarından biri olan güvenlik, doğumdan ölüme, sağlığın da temel şartıdır.

Bizi yaratan Allah'ın sayısız nimetleri içinde en şükredilmesi gereken ikinci şey sağlıktır. Bizi sağlıklı olarak kendine halife olarak dünyaya gönderen Allah, bizden onu korumam ızı, emanet olarak verdiği bedene sahip çıkmamızı, aldığımız her nefeste verilenin hakkını koruyup, hukukuna riayet etmemizi bekler.

İnsanın sağlıklı olması hem kendisine, hem ailesine, hem içinde yaşadığı topluma hem de Allah'a karşı sorumluluklarını yerine getirebilmesi için önemlidir. Bu açıdan sağlık, görevleri yerine getirebilmek için de korunması gerekli yegâne hazinedir.

Sorumluluk sahibi hiçbir bireyin veya ebeveynin vücudu, baba ve annenin vücudu yalnızca kendisine aitmiş gibi hareket etmek, mesuliyetsizce davranmak lüksü yoktur.

“Bundan da ne olacak, hep yaptığımız iş, her zaman dokunduğum düğme, hep soluduğum gaz...”  gibi boş vermeler acılı eşlerin ve boynu bükük, gözü yaşlı yavruların haklarını ödenemez kılabilmektedir.

Peygamber Efendimiz ( s.a.v)'in; “Allah'tan sağlık isteyin. Çünkü hiç kimseye, imandan sonra sıhhatten daha hayırlı nimet verilmemiştir” ifadesi, istemenin de hükmünü anlatmaktadır.

Yani insan, sağlıklı olmak için, sağlıklı olmaya uygun davranmalı, yemeli içmeli, hareket etmeli; kendisi ve çevresinin güvenliğine, güvenlik koşullarına uygun davranarak yaşamalıdır.

Realiteye bakıldığında 1 (bir) rakamını yanına konan sıfırlar gibi elde tutulan her türlü kuvvet ve zenginlik ancak sağlık durumu iyi olduğu takdirde anlam ifade eder.

Hakikatte öyle hastalık sahibi kimseler vardır ki bütün servetlerini harcadıkları halde kendilerini esenliğe kavuşturacak koşulları oluşturamamaktadırlar

SAĞLIK HAYATIMIZA DEĞER KATAR...

Kültürel trendler (eğilimler), insanların hayata bakışını derinden etkiliyor. Dünyanın hemen yer yerinde insanlar zenginliği hedefleyerek yaşamlarını organize ediyor.

Oysa her gün işe gidebilme kabiliyeti, sabahları erken uyanabilme gücü, araç kullanma becerisi, insanlarla kuracağımız iletişim gibi birçok temel ihtiyaç sağlıklı olmamıza bağlı.

Sağlığımızın yoğun risk altında olduğu bir hayat, huzurumuzu, mutluluğumuzu, hayata bakışımızı derinden etkilemektedir.

Sağlığımız sahip olduğumuz en önemli birkaç şeyden birisidir. Hangi yaşta olursak olalım, sağlıklı olmak bize gündelik hayatımızda etkinlik yapma imkânı sunar.

Öğrenciler için sağlık, onların okula gitmesine, bilgi edinmesine ve karakterlerinin oturmasına yardım eder. Sağlıklı bir vücut, yaşamdan zevk almamızı mümkün kılar.

Hayatta en önemli şey insan sağlığıdır. Çünkü insanın olmadığı yerde yaşamdan söz edilemez.

Ailemiz, yakınlarımız ve sevdiklerimizle birlikte yaşamak ve yaşlanmak istiyorsak, Lütfen!  Aşılarımızı olalım, olmayanları uyaralım...