AMAN DİKKAT

 

                                          

 

 

(OYUN ÇOK AMA ÇOK BÜYÜK)

 

Suriye, İslam dünyasında sonun başlangıcıdır.

 

Önce Irak ve Afganistan işgal edildi.Ama bu yöntem çok masraflıydı.Arap baharına geçildi.Ülkeler karıştırıldı,yönetimler devrildi.Yeni yönetimler de istikrar getirmedi.

Demek ki gerçek amaç buymuş.Tüm İslam dünyasını istikrarsızlaştırmak,ordularını imha etmek,iç savaş çıkarmak ve İsrail’e boş bir meydan bırakmak.Güney Sudan’dan Diyarbakır’a kadar.Ya da Nil’den Fırat’a kadar.

 

Sırada kim var?Suriye,İran,Türkiye.

 

Peki Suudi Arabistan,Katar,BAE,Bahreyn?

 

Hayır onlar ABD ye lazım.Hepsi de krallık ama demokrasiye ihtiyaçları yok çünkü işbirlikçiler.ABD’nin onlarla işi İran’ın imhasından sonra biter.Dört kralın dördünü birden sallandırıverir.

 

Arabistan kralının sarayında 400 hizmetli var bir tanesi bile Arap değil hepsi İngiliz.(kaynak Hüsnü Mahalli)

 

Katar’ın ordusu yok savunması ABD’ye emanet.ABD nin en büyük üssü Katar’da.Şu meşhur El Cezire TV de.Hani “Suriye’de muhalifler Esadın askerlerini öldürdüler” diye haber geçip de haberi TV den “Esadın askerleri muhalifleri öldürdü” diye izledikten sonra “bunlar ne alçak adamlarmış”diyerek istifa eden muhabirleri vardı ya işte o TV kanalı.Yani Katar da çok kolay.Bahreyn ve BAE de aynı türden.

 

Hepsi de şeriatla yönetiliyor ama ABD onların nasıl yönettiğine değil kendi emirlerine uyup uymadıklarına bakıyor.Uymayanın sonu Saddam gibi oluyor.Binali,Kaddafi,Salih bunlardan.

 

Sırada Esad var.Unutmadan bizim muhafazakar basına da bir şeyler oluyor.Hep Esad derlerdi ama artık Esed demeye başladılar.Esed arslan demek ama onların ne demek istediklerini de anlayabilmiş değilim.Kılıçdaroğlu “Recep bey” derdi ya herhalde onun gibi bir şey olsa gerek.Hep eleştirdiğimiz kartel grubuna haksızlık mı yaptık acaba diyorum.

 

“Suriye farklı.”

 

Kim diyor?İlk önce ABD dışişleri bakanı dedi.Mrs.Hillary..

 

Tabi farklı.Mısır bitti,tahrir doldu,artık boşalmaz.Bir zamanlar yeniçerilerin “istemezuk” dediği gibi onlar artık kimseyi istemezler.O Tahrir de boşalmadığı müddetçe o Mısır da öylece kalır.Ne köy olur,ne kasaba.

 

Libya da bitti,kabileler iç savaşta.Nereden bileceğiz her gün kaç kişinin öldüğünü CNN bildirmezse?Kaddafi’nin kabilesinden otuzbin kişi hapishanelerde işkence görüyormuş,onların anası ana değil mi,onlar Müslüman değil mi?(Analar ağlamasın, teröristler de bizim kardeşimiz,kucaklaşalım diyen Nazlı Ilıcak’a duyurulur.)

 

Rusya dışişleri bakanı Pavlov bir açıklama yaptı.”Suriye halkı Esadı istemiyorsa gitmesine karşı değiliz,.ama Suriye’ye dış müdahaleye kesinlikle karşıyız”dedi.

 

Bizim muhafazakar basın da bir zamanların kartel medyası gibi bu haberi “Esad bir desteğini daha kaybetti”yada “Esad kimsesiz kaldı”diye vermiş.

 

Pavlov’un “Suriye halkı Esad’ı göndermez,halk onu destekliyor,sadece dış müdahale olursa düşebilir ona da biz asla müsaade etmeyeceğiz”demek istediğini bir çocuk bile anlar.Ama bizim muhafazakar basın anlayamamış.

 

Suriye’nin bir tane elçisi bile bulunduğu ülkede iltica talebinde bulunmamış.Esad’a ilk isyan elçiliklerden gelmesi lazım,çünkü en kolay isyanı onlar yapabilir.

 

Ordusundan bir tane bile üst düzey general kaçmamış.-Bizimkinden bile kaçtı hatırlayınız-Devlet erkanından hiç kimse muhalif kanada sığınmamış.Halkın ise büyük çoğunluğunun bu yaşanan çatışmaların ve çekişmelerin dışında olduğu sağlam kaynaklarca bildiriliyor.

 

Yani Suriye devleti halkının çoğunluğu ile bir bütün olarak dimdik ayakta.

 

Peki Türkiye’ye sığınanlar,muhalifler?

 

ABD savunma bakanı “Libya’da muhaliflere verdiğimiz uçaksavarların Suriye’de El Kaide’ nin eline geçmesinden endişe duyuyorum” diyor.

Rusya dışişleri bakanı da “Suriyeli muhaliflere silahlar Libya’dan geliyor” diyor.

Yani Afganistan’daki,Yemen’deki,Mısır’daki,Libya’daki El Kaide bugün Suriye’dedir.Herkes aynı şeyi söylüyor.

 

Peki başkaları? ABD,İngiliz,Fransız,İsrail ajanları Suriye’de cirit atıyor.Kaç ajan  olduğunu kimse bilmiyor.Yetmez mi bir ülkeyi karıştırmak,bir çok ülke vatandaşını yanına çekmek için? Kaldı ki bir de Kürtler var Suriye’de.Hani nüfus cüzdanları bile olmayan Kürtler.

 

Peki bizim Ortadoğu politikamız ne?

 

ABD Yemen’le,Tunus’la,Mısır’la meşgulken hatta biz o Arap baharının lehimize olacağını düşünürken “Komşularla sıfır sorun politikası”güdüyorduk.İyi de gidiyordu hani,vizeler falan kalkıyordu.Birden Libya’ya dış müdahale gerekince! Biz de müdahil oluverdik.

 

Fransa şiddetle karşı çıktı müdahaleye,biz de öyle.Görüldü ki ABD geri adım atmıyor ilk bombayı Fransa attı Libya’ya.Biz de vizeleri kaldırdığımız Kaddafi ile düşman oluverdik.

 

Suriye ile hala balayındayız.En önemli sorunumuz terör sorunu.Ama ABD terörün bitmesini istemiyor,Kandil’e gitmemizi de.Yani PKK’nın imha edilmesi işine gelmiyor.Çünkü Suriye ve İran Türkiye’nin desteği ile imha edildikten sonra sıra Türkiye’ye geleceğinden elinde tek koz PKK kalacak da ondan.

Türkiye’ye sığınanlar,Özgür Suriye Ordusu,hükümetin Esad’a bırak git çağrıları derken balayı da bitti ve Suriye il de düşman olduk.Artık provokasyonlar ve savaş an meselesi.

Genelkurmay başkanımız Kandil’e gitmek için “ABD ikna edilmeli” derken,Başbakanımız Kasımpaşalı “kimseden izin almayız” diyor.(Destici de paşamızın rızası dışında bunları açıklamış ise ayıp etmiş doğrusu)

 

Peki kim ikna edilir? Reddetmeyen kişi bilgilendirilir.Kabul etmeyen ikna edilir.Demek ki ABD Kandile gitmemizi istemiyor.

Nazlı hanım ABD de sizin gibi düşünüyor.”Kandil’e gidip PKK yı imha edince iş bitecek mi,onların tabanı Türkiye’de.Kucaklaşın” diyor.Tıpkı Nazlı Ilıcak gibi.Oysa o PKK Kandil’de durduğu müddetçe o kucaklaşma asla olmayacak.

 

ABD rahmetli Özal’a “senin sorunun terör,benim sorunum Irak,sen bana Irak konusunda yardım et ben de sana terör konusunda yardım edeyim” demişti.Biz Irak konusunda İncirlik’i açtık ama o terör çözülmedi.Oysa ABD Irak’ı işgal etmeden önce kuzey Irak’taki PKK gücünde İslamcı bir örgütü bir günde tamamen imha etmişti.Yani ABD iki yüzlülük yapmıştı.

 

Şimdi yine aynı şeyi söylüyor.Biz “PKK” diyoruz o “Suriye” diyor.Suriye de biz ABD ye yardım edersek o da PKK konusunda bize yardım eder diye düşünüyorsak yanılıyoruz.

 

Suriye’de rejim değişirse yeni rejimle daha iyi ilişkiler kurarız diyorsak yine yanılıyoruz.Çünkü muhtemelen Kürt bir lider tasarlanıyor.Onunla Suriye bölünmek ve kuzeyde ikinci bir kürt devleti oluşturulmak isteniyor.Yani ABD istiyor.

 

Mahir Kaynak hocam burada kurulacak kürt devletinin Türkiye’ye entegre edileceğini söylüyor.Yani federasyon gibi bir şey.Yapmayın hocam Barzani Yahudi olduğunu söylüyor.İsrail ile ilişkileri elli yılık bir yardımlaşmaya dayanıyor.Sizin dediğiniz olsa bile biz demokratik bir ülkeyiz.Yapılacak seçimde kendi meclisimize kaç vekil gönderebileceğimizi de hesapladınız mı?

 

Gerçek şu ki ABD bunları yapmak istiyor ama Suriye;Yemen,Mısır,Tunus,Libya gibi yalnız değil.Arkasında İran,Rusya ve Çin var.Ve şaka değil üçüncü dünya savaşı bile çıkabilir.

 

Madem ne olabileceğini konuşuyoruz.

 

Türkiye, Suriye ile savaşa girerse Rusya ve İran ile de savaşa hazır olmalıdır.Tabi İsrail’in ekmeğine ballı yağ sürerek.Çünkü pusuda kalacak ve zevkle seyredecek.Ortadoğuda bir İslam ordusu kalmayınca da Güney Sudan’da başlattığı işgali Diyarbakır’da tamamlayacak.Onlar buna Arz-ı Mevut diyorlar ve 2015 e kadar kendilerine verilmiş sözleri var.

 

Bunlar görünen, bilinen olaylar.Bir de manevi boyut var.

 

Bir evliya’ya on yıl önce yani 2002 de falan sormuşlar.

-Hocam üçüncü dünya savaşı ne zaman çıkacak? diye

-On yıl sonra demiş.

-Peki hangi ülkeler arasında olacak

-Türkiye ile Suriye arasında deyince soranlar “bu evliya falan değil” demişler.Takdir sizin.

 

Bir de hadisler var ahir zamana dair.

 

Melhame-i Kübra Amik ovasında olacak buyurmuş (ASM)(Melhame-i Kübra altınçağı başlatacak kıyamet savaşı)

 

Hadisler çok Türkçe’sini kısaca senaryo ile özetlersek (tabi bir senaryo Allahu Alem)

 

Suriye’ye dış müdahale olacak.Türkiye de Suriye’ye girecek.Havadan ABD,karadan Suud,Katar,Bahreyn.Kuveyt,BAE İran’a vuracak.Rusya da Türkiye’ye girecek ta Amik ovasına kadar gelecek.Amik ovasında çok büyük bir savaş olacak.O savaşı İslam ordusu kazanacak ve Rusları İstanbul’dan denize dökecek.O ordunun başında bulunan kişi Hz:Mehdi olacak ve Topkapı sarayından kutsal emanetleri aldığında “DECCAL çıktı” diyecek.Ve İsrail’i hedef göstererek Şam’a yürüyecek.Şam’da Hz.İsa AS inerek Hz Mehdi’ye yardım edecek ve Beytül Makdis’de DECCAL’i yok edecekler.

 

Hz Mehdi’nin kim olduğu,ordusunun hangi ordu olacağı ise kesin olarak belli değil.

Şu ordudur diyen alim de yok.Mehdi adayları ise çok ama o mehdi hala yok.Sadece hadislerde Afganistan’dan,İran’dan ve Yemen’den bazı orduların Hz.Mehdi’nin ordusuna katılacağı yer almaktadır.

 

Senaryoyu sorgularsak:

 

Suriye’ye dış müdahale olabilir mi? Olabilir.

Suudi Arabistan İran’a vurabilir mi? ABD’den 60 milyar dolarlık yeni silah aldı,vurabilir.

Rusya müdahil olabilir mi? Olabilir.

İsrail bu savaşın dışında kalabilir mi?Zaten dışında ve pusuda yatıyor.

Bazı alimler Deccalin Çin’in başına geçeceğini düşünüyor.

Ama İsrail’in başına geçecek diyen alimler daha fazla ve Deccal Yahudi olacağından daha mantıklı.

Çin müdahil olur mu? Olamaz çünkü işgal tecrübeleri yokken ilk tecrübelerini böyle büyük bir savaşta yaşamak istemezler.Dışarıdan destek verirler.Çin Yecüc Mecüc olabilir.

İkinci Süfyan konusunda alimler çok az açıklama yapmışlar.Ama Suud Kralı gibi gözüküyor.Çünkü hadis de “O süfyan müslümandır,Fırat’ı geçtiğinde kafir olur”buyuruyor (ASM)

            Tabii her şeyin doğrusunu ALLAH(C.C.) bilir.Rabbim hakkımızda her şeyin hayırlısını nasip etsin.AMİN.

Bu yazı toplam 3945 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum