ŞEVKET TANDOĞAN

ŞEVKET TANDOĞAN

ZULÜM VE ZÂLİM

İnsanlık tarihi boyunca nice zâlimler gelip geçmiş, acımasızca ve vahşice zulümler yapmışlardır. Gücü ve fırsatı eline geçiren gözü dönmüş bu zâlimler ve onların işbirlikçileri, hak hukuk tanımadan haksız bir şekilde hem de mazlumların gözyaşına aldırış etmeden küstahça işkenceler yapmışlardır. Bilinmelidir ki, şirk de büyük bir zulümdür

          Neronlar, Nemrutlar, Firavunlar ve benzeri ünlü zâlimler ve onlardan başka, her nerede ve hangi konumda olursa olsun haktan ve adaletten ayrılarak, başkalarının hak, hukuk ve namusuna tecavüz eden bütün haksızlar hepsi, yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını ve pâyidar olacaklarını sanmışlardır.

          Halbuki kâinatı kuşatan değişmez ilâhî adaletin denge kanunları, herkesi ve her şeyi ihtiva etmektedir. Hak yücedir, ondan üstün başka bir şey yoktur. Hak zincirlenip denize atılsa, zamanla zincirin halkaları çürür, hak olanca berraklığı ve safiyetiyle su yüzüne çıkar. Er veya geç ilâhî adalet güneş gibi tecelli eder. Hak layık olduğu mertebeye ulaşır.

          Zâlimlerin, haksızların ve zorbaların tüm silah güç ve imkânları onları sürekli ayakta tutmaya yetmez. Zulüm ile asla ve kat’a âbâd olunmaz. Küfürle ayakta kalınabilir, ama zulümle asla. Mazlumların gözyaşları sel olur, bir gün gelir zâlimler o selde boğulurlar. Hakkı çiğnenen ve ezilen mağdur insanın duası drekt Rabbine ulaşır.

          Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) “Mazlumun duasından sakının. Çünkü onun önünde hiçbir perde yoktur” (Müsned,Ahmed ibni hanbel) buyurmuştur. Zulme uğrayan, ezilmiş yüreği yanık insan kâfir de olsa ah edip inleyerek yalvarışına Allah (cc.) cevap verir. Zira onun önünde kabulünü engelleyecek bir perde yoktur. Kalp Allah’ın nazargâhıdır. Kalplerin sahibi o dur. Gadre uğramış masum kalbi kırana mutlaka ceza gelir.

          Ünlü muhaddis deylemî’nin naklettiğine göre, Hz.Peygamberimiz: (s.a.v.) “Zâlimler ve yardımcıları ateştedir” diğer bir hadiste de; “Kim zâlimle beraber yürürse aynı cürmü işlemiştir” buyurmuştur. Şu halde haksızlık ve zulüm yapanların yanında yer almak şöyle dursun, onların karşısında, mağdur kişilerle birlikte mücadele vermek gerekir. Mazlumu korumak, tutup kaldırmak, zulme “dur” demek bizim şiarımızdır.

          Nitekim istiklal şairimiz M.Akif Ersoy bunu şöyle der: 

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım…

Boğamazsın ki!

Hiç olmazsa yanımdan kovarım… 

Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım.

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. 

Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu.  

İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?

 

Merhum Mehmet Akif safahattaki başka bir şiirinde şöyle der:

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!  

Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!  

Tükürün Ehl-i salib’in o hayâsız yüzüne!  

Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!  

Medeniyet denilen maskara mahlûku görün;   

Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!  

Bu yazı toplam 1454 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.