Şuayip Yaman Görünen Köy
YÜRÜYÜŞ YOLU MU ÇÖPLÜK MÜ?
Mesleki Eğitim Merkezi ile Meliha-Hasan Ali Bostan Çubuk Fen Lisesi’ne giden şose yolun (fitness aletleri) arasında kalan “Yürüyüş Yolu” çöpten geçilmiyor.
Oysa ‘Yürüyüş Yolu’nun temizliği, işçiler tarafından her gün itinalı bir şekilde yapılıyor. Ama insanlıktan nasibini almamış yaratıklar da temizlenmiş yerleri inadına kirletmek için birbirleri ile yarışıyorlar. Kısacası birileri ilçeyi temizliyor, birileri de inadına kirletiyor...
Yürüyüş Yolu’nda spor yapanlarında en az temizlikçiler kadar titiz olması, izmaritleri ve ellerindeki çöpü bankların yanındaki çöp kovalarına atmaları bir insanlık görevi olmalıdır.
Yürüyüş Yolu üzerinde aynı zamanda sağlı-sollu oturma bankları var.
Her oturma bankının yanında çöp kovaları varken, duyarsız birileri tarafından çekirdek kabukları, sigara izmaritleri, bisküvi-kraker jelâtinleri sürekli yerlere atılıyor.
Yine birtakım insanlar burada spor yaparken, aynı anda da çekirdek çitliyor veya sigara içiyor. Kabuk ve izmaritini de spor yaptığı aletin altına atıyor. Nasıl spor yapmaksa?
Bu tür manzaralara neredeyse her gün rastlamak mümkün...
Kendilerini uyaran veya ikaz eden duyarlı vatandaşlara, “temizlik işçilerinin görevleri ne, dünyanın maaşını alıyorlar, temizlesinler” şeklinde cevap veriyor ve hatta hakaret edip, “size ne “ diyerek üzerlerine yürüyorlarmış..
Fitness aletlerinin altı veya çevresi bile çöpten geçilmiyor.
Çevredeki çöplere aldırış etmeden spor yapanlar var.
Dünyanın neresinde çöplerle kol kola spor yapılıyor.
Üstelik Yürüyüş Yolu’nun hemen yanında ilçenin ‘aynası’ olan Ankara Bulvarı var. herkesin gözü burada...
İşin ilginç yanı Belediye görevlileri de her gün buradan geçiyor. Ama araçla geçtikleri için görmüyorlar, sadece çevrelerine bakınıyorlar.
İlçe bürokratlarının da ‘Yürüyüş Yolu’nda zaman zaman spor yaptığını görüyorum. Yürüyüş Yolu’nun temizliği konusunda yetkilileri neden uyarmazlar? Buna bir anlam veremiyorum...
Temizlik, insan ve toplum için çok önemlidir. Bu bakımdan her birey çevre temizliği konusunda çok dikkatli ve titiz olmalı, bunu bir görev bilmelidir...
Oysa ‘Yürüyüş Yolu’ bin bir meşakkatle Yerleşke’den kopartılmıştı. Şayet buraya sahip çıkılmayacak ve gerekli koruma ve bakım önlemleri alınmayacaksa tekrar Yerleşke’nin sınırları içerisine dâhil edilmesinde yarar var...
Hiç değilse Yıldırım Beyazıt Üniversitesi yetkilileri sahip çıkar.
Çözüm:
İlçe zabıta ekipleri, zaman zaman zahmet edip, araçtan inip çevreye bir baksalar ve hatta Kabahatler Kanunu’na göre yere çöp ve izmarit atanlara 30-40 lira cezai bir müeyyide uygulasalar, kıyamet mi kopar? Bir daha yerlere çöp ve izmarit atarlar mı?
Çünkü Belediye ve zabıta ekiplerinin yaptığı uyarılar şimdiye kadar hep kulak arkası edilmiştir. O halde duyarsız vatandaşların anladığı dilden konuşmak lazım...
Bakalım cezai müeyyide ile karşılaşan vatandaşlar yerlere bir daha çöp ve izmarit atabilecekler mi?
İlçemizde ise artık başka bir çözüm yolu kalmadı. Tek yol kaldı o da cezai müeyyide uygulamak...
Üstelik kurallara uyan sağduyulu vatandaşlarla kurallara uymayanlar arasında bir fark olması da gerekmez mi?
Bu tür uygulamaları yapan il ve ilçelerimiz var...
Örneğin bir ilçemizde; belediye çevreyi kirletenlere yönelik yeni bir çalışma başlatıyor.
Belediyece görevlendirilen 4 kişilik sivil ekip, yerlere tükürenlere, izmarit ve çöp atanları tespit edip 30 lira ceza kesiyor.
Zabıta Müdürlüğü bünyesinde kurulan sivil ekiplerle, şehrin işlek caddeleri tek tek dolaşılarak, çevre kontrol denetimleri yapıyor. Sivil giyimli zabıta ekipleri, yerlere tüküren, sigara izmariti ve çöp atanları tek tek tespit ediyor.
Belediye sınırları içerisinde bulunan ve vatandaşların sıklıkla kullandığı cadde ve bölgelerde dolaşan 4 kişilik ekipler, yere çöp ve izmarit atanlarla; yere tükürenleri tespit ederek Kabahatler Kanunu’na göre çevreyi kirletmek maddesinden cezai işlem uyguluyorlar.
Üniformalı ekiplerle de temas halinde olan sivil zabıtalar, karşılaştıkları olaylar hakkında da bilgilendirmede bulunuyor. Yere çöp, sigara izmariti atan ve tüküren kişilere Kabahatler Kanunu gereğince 30 lira para cezası uygulanıyor. Kısa süre önce başlayan uygulama ile şuana kadar çok sayıda kişiye çevreyi kirletmekten dolayı yüklü miktarda ceza kesildi.
4 kişiden oluşan sivil çevre kontrol ekibi vatandaşların şikâyetleri doğrultusunda belediye yetkilileri tarafından kurulmuş.
Başlattıkları bu çalışmayla çevreyi sahip çıkmak ve daha güzel, daha temiz bir ilçe oluşturmayı amaçladıklarını kaydeden yetkililer, "Vatandaşlarımızın şikâyetleri doğrultusunda oluşan çevre kontrol ekibimizle yerlere tükürerek insan sağlığını tehdit eden kişi ya da kişilere engel olmaya çalışıyoruz" şeklinde ifadelerde bulunuyorlar.
Ayrıca, tespit edilen kişilere kanunların kendilerine verdiği yetkilere dayanarak Kabahatler Kanunu’na göre cezai işlem uyguladıklarını vurgulayan yetkililer, vatandaşların yere tüküren ve çöp atan kişi ya da kişileri ... numaralı telefonları arayarak ihbar edebileceklerini de dile getiriyorlar”
Ne güzel bir uygulama değil mi?
Çubuk Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nde de böyle bir uygulama yapılsa dünyanın sonu mu olur?
Yaşam kalitesinin bozulmasını istemeyen bir insan, çevre kirliliğini yaratan unsurlardan uzak durur. Bu da insan hayatının akışını etkileyen önemli bir unsurdur. Yaratılan çevre kirliliğinden dolayı, gerilen insan yaşamı, hep daha temiz ortamlara ihtiyaç duyar.
Tabi bu ortamı en güzel yaratacak olan yine insanlardır.
Tabii ki ilçemizde de duyarlı insanlar yok değil. Ama sayıları çok az...
Çevre kirliliği hassasiyet ve duyarlılık gösterilmesi gereken bir konudur. Doğal çevre bilinciyle, daha temiz bir ortamın sağlanması, düzenli ve sürekli yapılan kontrollerle daha iyi sağlanır.
Bu konuda eğitim ve bilinçlendirme ön safhada tutulursa dengeler daha iyi korunur. İyi korunmayan bir çevrede yaşamak, kırılan veya kaybolan oyuncağına ağlayan bir çocuğun hüznüne konan bulanık bir gözyaşına benzer. Bu bulanık gözyaşını daha çok bilinçsizlik ve eğitimsizlikten kaynaklanan kültür yaratır.
Bir kültürde sağlığı tehdit eden bütün sorunlar, ben varım duyumuyla yarısı çözülmüş olur. Birde buna bütün insanların ben varım duyumu eklenirse çevre kirliliği sorunu tamamen çözülür.
Çubuk halkının da temiz ve güzel bir çevre de yaşamak hakkı yok mu?
Sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamak çubuklular için çok lüks mü olur?
Ne diyeyim; Bir zamanların cennet ilçesini cehenneme çevirenler ile hala bunların her yaptığına alkış tutanlar utansın...
Sonuç:
Ev ve okul dışında yaşadığımız çevrenin temizliğine de dikkat etmeliyiz. Cadde, sokakları, park ve bahçeleri, ormanları piknik yerlerini temiz tutmak, kirletenleri uyarmak hepimizin görevidir.
Bilmeliyiz ki,
Çevreyi kirletenleri uyarmalı ve bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için gayret göstermeliyiz. Bunu yaparken nezaket kurallarına dikkat etmeli, karşıdaki kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz.
Aynı zamanda kendimiz de çevre konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda insanlara örnek olmalıyız.
Kısaca sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşamak için çevremizi temiz tutmalıyız. Bunun için çevre temizliğine hem kendimiz uymalı hem de başkalarını bu konuda uyarmalıyız.
Temiz bir toplumda yaşamak hepimizin hakkı olmalı. Temiz bir toplumu oluşturmak için önce herkes kendi dükkânının ve evinin önünü süpürmelidir.
''Temiz bir dünya temiz bir çevre'' hem kendimiz için, hem de bizden sonra gelecek nesiller için çok önemlidir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.