YEMEKTE MİYİZ?
YEMEKTE MİYİZ?
Daha önce Amerika ve bir çok Avrupa ülkesinde yayınlanan ve rekorlar kıran bir program. Farklı bir format, beş tane birbirini tanımayan yarışmacının her gün birbirini evinde yaptığı yemeklerle ağırlaması ve eleştirilmesi. Tutan bir program ve diğer kanallarında birbirini izleyerek benzerlerini ekranlara taşıdığı bir yarışma. Katılanların tek amacı yarışmanın sonundaki ödül ya da popüler olabilme hayali. Buraya kadar tamam. Ya sonrası.
Sonrası, işte eleştirilecek konular burada başlıyor. Birileri bu işten rant sağlarken bizlere en önemlisi hayatı yeni tanımaya çalışan çocuklarımıza ne kadar kötü örnek olduklarının farkındalar mı acaba? Birkaç kez izledim bende bu programı, ama en çok çevremden duyduklarımla daha iyi anladım ki bu program ne bizim inançlarımızla, ne de kültürümüzle bağdaşıyor. Bir kere Allah"ın verdiği nimetlere saygısızlığı görüyorum, her yapılana bir bahane ve nimete dil uzatma var. Yok bunun tuzu eksik, yok bunun yağı fazla, yok az pişmiş vs. ama bir kez şükreden görmedim. İzlediğim kadarı ile. Yarışmacıların arkalarından birbirlerinin dedikodularını yapmaları, inançlarımızla ve insani ilişkilerle bağdaşmaması sebebi ile, çok fazla tahammül edebileceğimi düşünmediğim için sürekli bir izleyicisi olmadım.
Gelelim kültürümüzle bağdaşmamasına, ne kadar batıya özenti bir toplum olmuşuz, biz suyu su bardağından içerken, bu programda kadehlerle içildiğini görüyorum, biz evimize ayakkabı ile asla girmezken, bu programda hiç ayakkabısını çıkarıp evde temiz bir terlikle dolaşan görmedim. Yeni bir model ve kültür oluşturuluyor sanki. Bizim kültürümüzde evde ayakkabı ile dolaşmanın olmadığını ve temizliğin imandan geldiğini bir kez daha hatırlatma gereği duydum nedense.
Biz israfın ve nankörlüğün yanlış olduğunu bilen ve yaşayan bir toplum olarak bu ve benzeri programlarda ne buluyoruz da bu kadar reyting alıyor anlamıyorum. Yine uyuşturuluyoruz. Yine öz değerlerimizi rafa kaldırmışçasına, kendimize yeni kültürler var ediyoruz. Yanlış yapıyoruz. Çok uzakda değil, yanıbaşımızda komşularımız aç yatarken, insanlarımız pazarlardan artakalanları toplayıp evinde bir tencere yemek kaynatabilme derdinde iken, bazı belediyelerin veya valiliklerin yaptığı 20-30 liralık yardım kuyruklarında insanlarımız ezilme tehlikesi geçirirken, o programlarda izledikleri yemeklerin tadını, adını bile bilmeyen binlerce insanımız varken, çocukların özenerek ve belki de asla yiyemeyecekleri yemekleri bir camın arkasından izleyip, anne bundan bize de yapsana dediğinde o annenin veya babanın durumuna düşen binlerce insan varken ben böyle programlar izlemek istemiyorum. Biraz daha uzağa gittiğimizde özellikle Afrikada açlıktan ölen bebekleri, insanların sefaletini düşündükçe üzüntüm biraz daha artıyor. Bize hiçbir şey katmadığı gibi götürdüklerini düşündükçe, daha faydalı, özümüzü bozmayan, şükretmeyi unutturmayan, eğiten, öğreten bir çok seçeneğim olduğunu biliyorum. Hatta çocuklarımla oturup çizgi film izlemeyi çok daha eğlenceli buluyorum. Ve verilen nimetlere olan saygımdan tüm yarışmacıların yaptığı yemeklere ama sadece yemeklere on puan veriyorum.