Av.İbrahim TAŞKESTİ

Av.İbrahim TAŞKESTİ

Ülkemizde Sosyal Devlet Uygulamaları

 

Bir önceki yazımızda toplumun kendi ayakları üzerinde duramayan, yardıma muhtaç kesimlerinin değişik sosyal hizmet ve sosyal yardım araçlarıyla desteklenmesi politikalarını savunan ve uygulayan sosyal devlet anlayışından bahsetmiş, ülkemizin anayasasında da "sosyal devlet" niteliğine güçlü bir şekilde vurgu yapıldığını belirtmiştik.

Toplumun en duyarlı ve hassas noktasını oluşturan bu hizmetler bütünü ülkemizde toplumun yardıma muhtaç kesimlerine (dullarına, yetimlerine, yaşlılarına, engellilerine, kadınlarına, parçalanmış ailelere, suça sürüklenmiş, madde, alkol ve uyuşturucu müptelası halini almış kesimlerine…) hangi KURUMLAR tarafından hangi SOSYAL HİZMET VE SOSYAL YARDIM ARAÇLARI kullanılarak götürülmektedir.?

Gerçekten yoksul, yardıma muhtaç çocuk, yetim, engelli, yaşlı, kadın… kesimlerin tamamına devletin şefkatli eli uzanmakta mıdır.?

Bu soruların cevabını alabilmek için öncelikle ülkemizde “sosyal devlet” olmanın gereği bu hizmetlerle tamamen veya kısmen görevli bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarından bahsetmek istiyorum; Bu Kurumların en önemlileri;

Ø      Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Genel Sekreterliği ve Vakıfları,

Ø      Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü

Ø      Büyükşehir ve diğer Belediyeler

Ø      Özürlüler İdaresi Başkanlığı,

Ø      Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı,

Ø      Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü

Ø      Vakıflar Genel Müdürlüğü

Ø      İl Özel İdareleri

Ø      Kızılay

Ø      Sosyal Güvenlik Kurumları(yaşlı, özürlü, dul… aylıkları)

Ø      Sağlık Bakanlığı (Yeşil Kart uygulamaları)

Ø      Gönüllü Kuruluşlar ve Sivil Toplum Kuruluşları….ile burada ismini sayamadığımız  diğer bazı kamu kurumları .

            Yukarıda sayılan kurumların çalışma ve yardımlarına ek olarak devletin tarım, hayvancılık, balıkçılık… ile geçimini güç şartlarda sürdüren kesimlere doğrudan veya dolaylı destekleme politikalarını( toprak parası, mazot-gübre-tohum-yem teşvik paraları, fındık-pancar-tahıl… Destekleme alımları) dahil ettiğimizde yoksul ve yardıma muhtaç kesimlere milyarlarca dolarlık devasa bir bütçeyle hizmet götürüldüğü kolayca görülebilecektir.

 Devletin bu tür ve benzer hizmetleri tek bir yerel merkezden koordine etmek yerine Ankara merkezli birçok personelin görev yaptığı birden çok, dağınık devasa kamu kurumları ile yerine getirme lüksü var mıdır?

 Sayılan Kamu Kurum ve Kuruluşlarını incelediğimizde bir çoğunun benzer hizmetleri ayrı, ayrı; aralarında bir koordine olmaksızın yerine getirdikleri görülecektir.

Örneğin gönüllü kuruluşları ayrı değerlendirirsek, sayılan Kamu kuruluşlarının çoğu birbirinden habersiz gıda yardımı, ilaç yardımı, kömür yardımı, asker yardımı, eğitim yardımı, işsizlik yardımı.., ve benzeri adlarla vatandaşa yardım götürmektedirler. Aynı mahalle veya köyde bu yardımlardan habersiz, ve ya bu yardımları alabilmekten aciz ve ya ihtiyacı olduğu halde bu tür yardımları bir sürü belge düzenleyerek talep etmeyi onur meselesi yapan, talep etmekten çekinen bir çok vatandaş mevcut iken;

İhtiyacı olmadığı halde bu tür yardımları almayı kendisine meslek edinen bir çok kimse, ayrı ayrı kurumlardan aynı anda örneğin hem Çocuk Esirgeme Kurumundan, hem belediyeden, hem valilik ve kaymakamlıkların Fak-Fuk-Fon olarak bilinen bürolarından hem vakıflardan hem Kızılay…’dan yardım alabilmektedirler. Hatta bazı vatandaşlar ihtiyacı olmadığı halde veya ihtiyacından fazla almış olduğu gıda-odun-kömürü satışa çıkarmaktadır.! 

Maalesef yapılan bu yardımların tek merkezden koordine edilmemesi,

Vatandaş tarafından beyan edilen yanlış bilgiye dayalı yardım götürülmesi, gerçekçi bilgilerin anında görülmesini sağlayacak bilgi işlem altyapısının kurulmaması;

Benzer hizmetlerin devletin ayrı ayrı kurumları tarafından yerine getirilmesi nedeniyle gereksiz personel istihdamı,

Vatandaşa yardım götürme usulünün, hak etmediği halde aynı kişilerin birden çok yardım almasına fırsat vermesi, suiistimale açık olması;

Nedenleriyle hem gerçek yardıma muhtaç vatandaşlara ulaşılamamakta hem de bu iş için ayrılan devasa kaynaklar israf edilmektedir.

 Yazımıza bir sonraki yazımızda devam edeceğiz,inşallah...

 

Bu yazı toplam 982 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar