Şuayip Yaman Görünen Köy
“TARIMSAL SİT ALANI’NIN BELİRLENMESİNDE ÇİFTE STANDART...
Çubuk Ovası’nda potansiyeli yüksek Yazır-Otonomi (eski Serum Çiftliği) arasındaki araziler dururken, tarımsal potansiyeli düşün Ömercik-Saracalar arasındaki araziler birilerine menfaat ve rant sağlamak için “Tarımsal Sit Alanı “ ilan edildi.
Ömercik, Akkuzulu, Sünlü, Güldarpı (Ankara Bulvarı’nın Doğu’sunda kalan araziler), Taşpınar, Cücük, Balıkhisar ve Saracalar güzergâhında kalan ova köyleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından “Tarımsal Sit Alanı” ilan edildi.
Tarım Alanları Rant Alanı Oldu...
Yetkililer tarafından hem “Türkiye de tarımsal alanları hızla geriliyor. Gayrimenkul rantının öne çıkması, tarım arazilerinin gerilemesine yol açıyor” deniliyor. Hem de “Tarımsal Sit Alanı” olacak araziler ne hikmetse kapsam dışı bırakılıyor.
İlçemizde de bu durum söz konusu..
Çubuk Ovası 20 km uzunluğunda ve 15 km. genişliğindedir.
Çubuk bir zamanlar buğday ambarı idi. Çiftçinin durumu iyi değil.. Şimdilerde de ne ekeceğini şaşırıyor; Buğday mı ekecek, arpa mı ekecek, fiğ mi ekecek!.. Mazot 4,5 TL. Benzin 5,5 TL. Olmuş. Çiftçi kaldırdığı mahsul ancak mazot parsını bile karşılamıyor. Ama çiftçi boş durmayayım diye ekiyor. Yani bedavaya kürek çekiyor...
Ama zenginlerin gemilerine mazot 1,5 TL.’nin altında.. “Kötü koku yapıyor” diye ilçede hayvancılık bitirildi. Oysa o koku paranın kokusu idi...
İlçede Ova Köyleri iki etapta toplanmıştır.
Bunlardan birincisi Çubuk Ankara Yolu’nun solunda kalan Ömercik, Akkuzulu, Sünlü, Taşpınar, Cücük, Balıkhisar ve Saracalar güzergahında kalan ova köyleri..
İkincisi ise Çubuk-Ankara Yolu’nun sağında kalan Yazır, Güldarpı, Melikşah, Esenboğa, Dumlupınar, Otonomi güzergâhında kalan ova köyleridir.
1.362 Km. yüz ölçüme ve büyük bir ovaya sahip olan Çubuk İlçesi 23 Temmuz 2004 tarihi itibariyle sonra bir gece yarısı apar topar çıkartılan “Pergel Kanunu” ile “Metropol İlçe” oldu.
Köyleri mahalle yaptılar. Müteahhitlere de gelin buraya beton atın dediler. Çiftçiyi, besiciyi bitirdiler.
Şimdi de belirli bir araziyi Tarımsal Sit Alanı yaparak, birilerine peşkeş çekmeye çalışıyorlar.
En önemlisi de koskoca Ova kentini “Konut Bölgesi” ilan ettiler...
Tarımsal vasfı biten arazileri şimdilerde Tarımsal Sit Alanı ilan etmeye çalışıyorlar. Kimi kandırıyorlar?
Önünden 7 m. Genişliğindeki yolun önündeki arsaya 4.
12 m. genişliğinde ki yolun önündeki arsaya 5 kat müsaadesi verildi.
Oysa daha dün heyelan bölgesi diye Ankara güzergâhımızın değiştiği Pursaklar yolu üzerinde bugün 10-13 katlı inşaatlar yükselirken, Çubuk ilçesindeki arsa sahipleri cezalandırıldı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tarım alanlarındaki yapılaşmaların önüne geçmek için bir takım kararlar alındı...
Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımını önlemek için hayata geçecek olan ‘Büyük Ova Projesi’yle 184 tarımsal potansiyeli yüksek ova, tarımsal sit alanı ilan edilecek.
Bu karara göre ilçemiz; Ömercik Mahallesi’den başlayarak Akkuzulu, Güldarpı (Çubuk-Ankara Yolu’nun sol tarafı), Cücük, Büğdüz, Taşpınar, Balıkhisar, Saracalar mahallelerini kapsayan ve Çubuk Ovası olarak adlandırılan bölge tarımsal sit alanı ilan edildi. Bundan böyle burada yapılaşmaya izin verilmeyecek.
Çubuk İlçesi 23 Temmuz 2004 tarihinden sonra “Konut Bölgesi” ilan edilmişti. Konut bölgesinde nasıl sit alanı olur? Üstelik burada hak adalet ve eşitlik ilkesine de aykırı bir durum söz konusu...
Oysa asıl Tarımsal Sit Alanı olacak arazi Çubuk Yıldırım Beyazıt Külliyesi’nin çevresindeki Yazır, Güldarpı, Esenboğa, Melikşah, Kızılca, Dumlupınar güzergâhındaki arazidir.
Ama buraları sit alanın yapamazlar. Çünkü bu arazilerin çoğu, milletvekili, bürokrat ve yakınlarına ait.. Fakir-fukaranın, garip-gurebanın ebeveyninden kalan 3-5 dönümlük arazisine dokunmak var iken zenginin yatırım için aldığı araziye dokunmak mümkün mü?
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin kurulduğu alan (Saray, Yenice, Melikşah ve Dumlupınar ) Ankara Savaşı’nın yapıldığı yerlerdir. Bu yüzden bu arazinin de Tarihi ve kültürel vasfından dolayı “Tarihi Sit Alanı” olması gerekirdi. Ama siyasilerimiz bunu hiç düşünemedi.
Buralar kahverengi (humuslu, verimli) topraklara sahiptir.
Malazgirt Ovası Tarihi Sit Alanı ilan edilirken, Ankara Savaşı’na sahne olan Çubuk Ovası neden tarihi sit alanı ilan edilmez?
Çünkü Ankara’da deniz bitmiştir. Çubuk’ta okyanus vardır.
Bu nedenle bugün Üniversite’nin kurulduğu alan birkaç yıl önce Üniversite’nin kurulma aşamasında Ankaralı bürokratlar ve siyasiler tarafından ucuza (15-20 liradan satın alınarak .
kapatıldı.)
Üniversite’nin bu alanda kurulmasına karar verildikten sonra da buraların m2. ve dönüm fiyatları 5-10 katına çıktı.
Çubuk Ovası’nda ayırım yapılıyor...
Aynı ova üzerinde, çeşitli nedenlerle arazi vasfını kaybetmekte olan bir başka ifade ile verimini kaybetmekte olan arazilerin Tarımsal Sit Alanı ilan edilmesi ile verimi yüksek olan “bereketli” arazilerin ise kapsam dışında bırakılması nasıl izah edilebilir? Burada bir adaletsizlik yok mudur?
Tarımsal Sit Alanı olarak ilan edilen arazilerde;
- Verimliliği azaltan ‘Beton Santrali’ne nasıl izin verilir?
- Nasıl çok katlı inşaatların yapıldığı “Orta Yoğunlukta Gelişme Konut Alanı” ilan edilir.
- 1/5000 ve 1/1000’likleri nasıl yapılır?
- Tarımsal Sit Alanı ilan edilen yerler nasıl “Konut Bölgesi” ilan edilir?
Bazı Çevrelerce Yanlı Yorumlar Yapılıyor...
Tamam, birilerine göre iyi bir karar, geç kalınmış bir karar...
Hani ne derler, “bekâra karı boşaması kolaydır”. Çünkü bu yorumları yapanların buralarda arazisi yok, bunlar birilerinin tetikçisi, yağcısı, yağdanlığı ve dalkavuğu...). Bu yüzden ilerisini düşünecekleri çoluk-çocuk ve torunları da yok.
Bu kararın yıllar önce alınması gerekirdi.
Çünkü ilçemiz 1362 km.2’ye yayılan bir ova idi. Şimdilerde bundan bir eser kalmadı. Şöyle ki;
- Eskiden bu araziler en fazla 1, 3,5 kişinin üzerinde iken şimdilerde arazi sahiplerinin ölümü nedeniyle 10, 30,50,100 200 kişinin hissedarlığında (ortaklığında) görülüyor.
- Peki, mirasçı sayıları hızla artan arazi sahipleri nasıl tarım yapacak? Birisi sebze ekelim, Birisi buğday ekelim, diğeri fiğ ekelim, bir diğeri arpa ekelim diyecek. Ya da nohut ekelim, mısır, pancar ekelim diyecek. Bu nedenle hissedarlar arasında anlaşmazlık (uyuşmazlık) çıkacak. İzaleyi şüyu davası ile arazi birileri tarafından toplanacak/toplattırılacak ucuza birilerinin eline geçecek, sonra da “Tarımsal Sit Alanı” vasfı kaldıralar, birilerinin rant alanı olacak. Aynen yeşil alanlarda olduğu gibi...
- Sonra bu arazilerin verimi çok azaldı. Bu arazilerden eskiden bire 40-50 ve hatta 60 verim alınırken şimdilerde bire 10 bile alınmıyor. Üstelik araziyi neyle süreceksiniz mazot olmuş 4,5 lira. Çiftçi borcu için traktörü satıyor. Bu durumda araziyi neyle sürecek? Karasaban veya pullukla mı? Bunları da nerede bulacak?
- Ova’nın 4/3’ü betonlaştı. İş işten geçti. Bu kararı daha önce alacaktınız. Bundan sonra alacağınız kararlar rantçılara yarar. Siz verimli arazileri konut alanı yapın, birilerine rant kapısı açın sonra da kir fukaranın çok ortaklı arazisini tarımsal Sit Alanı” ilan edin. Bu hak, adalet ve eşitlik ilkesine aykırı değil mi?
- Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin kurulduğu 3.500 dönümlük arazi de daha düne kadar (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi yapılana kadar) birinci derece tarım arazisi
idi. Burada dünyanın en kaliteli ‘Kunduru Buğdayı’ (makarnalık buğday) ekilirdi.
Üniversite Külliyesi’nin çevresinde Esenboğa, Dumlupınar, Kızılca, Melikşah, Yenice mahalleleri hala tarım arazileri ile dolu.. Buralar neden tarım arazisi ilan edilmedi?
Neden mi?
Bu arazilerin çoğu şimdilerde dışarıdan gelen yatırımcıların (birilerine göre yabancıların) elinde.. Bunu bizzat Belediye Başkanı Dr. Acehan bir basın toplantısında, “Esenboğa arazilerinin çoğu (yüzde 90’ı) yabancıların elinde” demişti.
Meali yöredeki 3-5 eşraftan başka kimsede arazi kalmadı.
Esenboğa ve yöresinde üniversite kurulacağı haberinin yayılması üzerine bu arazilerin çoğu Ankara’daki birtakım siyasiler, bürokratlar ve yatırımcılar tarafından m2. 20-30 liradan kapışıldı. Şimdilerde sadece birkaç ailenin tarlaları duruyor. Yarın bunlar da mirasçıların uyuşmamsı üzerine satılabilir...
Ömercik’ten, Saracalar’a kadar olan arazinin “Tarımsal Sit Alanı ” ilan edilmesinin ardından Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Külliyesi’nin çevresindeki arazi ve arsa fiyatları zamanla üçe, beşe katlanacak. Hatta şimdiden artmaya başladı bile; Üniversite çevresindeki tarlaların şimdilerde m2. birim fiyatları 80-200-, arsalar ise 400-500 lira arasında değişiyor.
Buradaki emlakçiler ve bölgede arsa ve arazisi olanlar şimdilerde bayram yapıyorlar.
Ankaralılar ve çevre il ve ilçe vatandaşları da buraya yatırım yapmak için sıradalar. Üstelik çeşitli milletvekili ve bürokratlarında buralarda arsa ve tarla yatırımları var. İktidar bunlarla kötü olmak ister mi?
Ama Çubukluları ikna etmek kolay.. Çubukluların kafalarına vurun ellerinden ekmeklerini, pardon arazilerini alın...
Bakanlığın ülke genelindeki tarımsal sit alanlarını yeniden belirlemesi üzerine Ankara'da 7 ovadaki bazı bölümlerin tarımsal sit alanı olarak düzenlendiği açıklandı.
Bu adaların bazılarında daha önceki imar planlarında 1/500’likler, bazılarında da 1/1000’likleri yapılmıştı. Buralar Gelişme (çok katlı) Toplu Konut Alanı.. Bunlar kazanılmış haktır. Bunları nasıl ortadan kaldırırsınız?
Türkiye genelinde 49 ilden 141 ovanın tarımsal sit alanı ilan edilerek Resmi Gazete'de yayımlandı.. Bu karara göre;
- Ömercik Mahallesinden başlayarak Güldarpı, Cücük, Güldarpı, Taşpınar, Büğdüz, Balıkhisar, Saracalar mahallelerini kapsayan ve Çubuk Ovası olarak adlandırılan bölgede bundan sonra yapılaşmaya izin verilmeyecek.
- Verimli arazilerin tarım için kullanılması sağlanacak. Bu tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamayacak. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla tarımsal amaçlı yapılar, Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler için tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izin verilebilecek.
Oysa Tarımsal Sit Alanı olarak ilan edilen güzergâhtaki arazilerde verimlilik oranı çok az. Birde buralardaki arazi sahiplerinin çoğu Çubuk eşrafından oluşuyor. Birde buradaki arazilerin ortakları giderek çoğalıyor. Bu nedenle buraları ele geçirmesi çok kolay. Burada bir hisseyi aldığınızda diğerlerini ele geçirmeniz kolaylaşır.
Bu arazileri Tarımsal Sit Alanı ilan edenler, mademki bu arazilerde tarımdan başka bir şey yapılmayacak; Buradaki “izaleyi” şüyu davalarının da açılmasını engelleyebilir misiniz?
Ayrıca bu arazilerin ortakları çok olduğuna göre bu arazilerde hangi tarımın yapılacağına kim karar verecek? Örneğin arsa mirasçılarından birisi ekin, diğeri pancar, bir diğeri patates, bir değeri sebze yetiştirmek isterse bunların hangisinin ekimine veya dikimine kim karar verecek?
Asıl verimli olan arazi Yazır’dan başlayıp şimdilerde Otonomi’nin kurulduğu arazi idi. Fakat tarım bakanlığının burayı Tarımsal Sit Alanı ilan etmesi mümkün değildi. Çünkü buralardaki arazilerin sahipleri hem maddiyat olara ve hem de siyasi olarak çok güçlüler...
Başkan Dr. Tuncay Acehan, Tarımsal Sit alanında arazisi olanları uyardı...
Tarımsal Sit Alanı kararını olumlu bulan Çubuk Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan, vatandaşların bu bölgede arazi alır, satarken bu konuya duyarlı olmaları ve buna göre işlem yapmaları uyarısında bulunarak, “Alınan bu kararla tarımsal alanlarda yapılaşma ve imara açma işlemleri zorlaştırıldı. Tarımsal alanlarımızı korumak açısından önemli bir karar olduğunu düşünüyorum. Çünkü geleceğin en önemli sektörü tarımdır.' demiş.
Bu arazilere daha önceden konut yapanlar ayrıcalıklı mı oluyor? Çünkü aynı ada’da hem tarım arazisi ve hem de arsa ve konut var. Bunlar iptal edilecek mi?
Birtakım vatandaşlarda; Geç alınmış bir karar, Ova’nın bir tarafı değil, her tarafı tarımsal sit alanı olmalı. İlerde her şey bulunur. Ama toprağı bulamazsın. Sadece buralar değil diğer verimli arazileri olan Ağılcık’tan, başlayıp Yazır, Güldarpı, Esenboğa, Melikşah, Dumlupınar güzergâhı da sit alanı olmalı, yapılaşma tepelerde olmalı” şeklinde ifadelerde bulunuyorlar.
Evet, bu yorumlara katılmamak mümkün değil. Ama yapılan adaletsizliğe de katılmamak mümkün değil...
Neden mi? Çünkü Ağılcık’tan, Esenboğa ve Dumlupınar’a ve hatta eski Serum Çiftliği’nin olduğu arazi yani şimdiki Otonomi’ye kadar olan arazi siyasetçilerin, zengin bürokrat ve yatırımcıların eline geçti. Hadi gelinde buraları sit alanı ilan edin. Garibanın elinden son dilim ekmeğini de kolayca alırsınız. Ama zenginin elinden nasıl alacaksınız?
O zaman ilçeyi 23 Temmuz 2004 tarihinden sonra ilçenin bir ova olduğunu bile bile “Konut Bölgesi” ilan edenler, büyük bir vebal altında kalmış olmuyorlar mı? Tarımsal potansiyeli yüksek arazilerin zengin siyasetçi ve bürokratların eline geçince mi akılları başlarına geldi?
Vatandaş, “Başkan o zaman Tarımsal Sit Alanı ilan edilen ve 20-30 hissedarı olan arazilerde nasıl ortak veya ayrı ayrı tarım yapılacağını da bir açıklasa da biz de ona göre tarım yapsak” diyor.
Haydi buyurun Başkan!..
Belediye Bir Taraftan da İmar Yapıyor...
Çubuk Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Metin geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada Esenboğa, Dumlupınar, ve Güldarpı olmak üzere 3 mahallede imar planının tamamlandığını, 15 mahallede imar planın kesinleştiğini ve 5 mahallede ise askı ve onay sürecinin devam ettiğini söylemiş..
Metin, imar çalışmalarının tamamlanmasıyla Belediye gelirlerinde büyük bir artış olacağını, imar çalışmalarıyla ilgili bugüne kadar 600 bin liralık yatırım yaptıklarını, 400 bin lira daha kaynak ayıracaklarını ifade ediyor...
Başkan Yardımcısı Zeki Metin, "...Esenboğa, Dumlupınar ve Güldarpı mahalleleri ile Melikşah,Kızılca, Akkuzulu, Gökçedere, Kargın, Taşpınar, Yazır, Ömercik, Aşağı Çavundur, Ağılcık, Sünlü, Yenice ve Kutuören mahallelerimizde imar planı tamamlanarak kesinleşti.
Gümüşyayla ve İkipınar imar planları onay aşamasında..
...En kısa sürede bu çalışmalarımız da sonuçlanacak. Özellikle yeni mahallelerimizde yapılan imar çalışması ile birlikte vatandaşlarımız gönlüne göre ev veya iş yeri yaptırabilecekler. Bu sayede de bu bölgelerde kaçak yapılaşmanın ve çarpık yapılaşmanın da önüne geçilmiş olacak." Diyor.
Bu çalışmaların çoğu Üniversite Külliyesi’nin çevresindeki arazilerdir.
Bu acelecilik neden acaba? Burada kimlere hizmet ediliyor? İlçenin Kuzey’inde; örneğin Kösrelik, Avcıova veya Yıldırım Evci de böyle bir imar çalışmasına neden ağırlık verilmiyor?
Neden mi? Çünkü ilçenin Kuzey’i gelişirse Çubuk gelişir? Oysa bu zihniyet ilçenin gelişmesini istemiyorlar da ondan...
İlçe merkezinde yaptıkları gelişigüzel imar çalışmaları ile ilçedeki arsa sahiplerini birbirine düşüren, ilçeyi hava alamaz bir duruma getiren Belediye yetkililerinin önceliği varsa yoksa ilçenin Güney’inde...
Yetkililere ve etkililere buradan sormak istiyorum. Metropol İlçe olmamız itibariyle yukarıdaki mahallelerdeki imar çalışmalarının geç de olsa yapılması sevindirici.. Ama bu çalışmalar hak, adalet ve eşitlik ilkesine göre yapılsa daha iyi olmaz mıydı?
Bu bölgelerde tarımsal sit alanı olabilecek araziler yok mu? Bu ayrımı hangi kıstasa göre yaptınız? Bu bölgedeki arazilerinde tarımsal sit alanı olması edilmesi için çabalarınız oldu mu?
Daha önce Çubuk Merkez mahallede bulunan 1/1000 ve 1/5000’likleri daha önceleri yapılan ve çok katlı olarak düşünülen ‘Orta Yoğunlukta Gelişme Konut Alanları’nın durumu ne olacak? Buraları cezalandırmaya devam edecek misiniz? Buralardaki arazi sahiplerinin mağduriyeti nasıl önleyeceksiniz? Sonuçta, bunların vebalinden, bedduasından nasıl kurtulacaksınız? Çünkü buradaki arazi sahipleri de burada tarım yapmak istiyordu?
Hatta sağduyulu birileri, burada hissedarı (mirasçısı) olduğu arazileri çok fahiş fiyatlara bile her türlü baskıya rağmen “Genel Ev” patroniçelerine satmamış, Genel evin Çubuk’a gelmesini engellemişlerdi. Birileri bu arazileri Tarımsal Sit Alanı yaparak bu insanları mükâfatlandırdı mı? Ya da neden satmadınız? Diye cezalandırdı mı?
Siz Belediye olarak ne yaptınız? O insanlara buradaki yasal haklarını bile kullandırtmadınız. Ama onlar, çocuklarına ve torunlarına bir “ata yadigârı” bırakmak istiyorlardı. Ama sizler bunu da engellediniz? Bu yetmiyormuş gibi, bir de bu arazileri “Tarımsal Sit Alanı” ilan ettirdiniz? Kısacası bu arazi sahiplerine Ata topraklarından kibarca çıkıp gidin diyorsunuz?
Sizleri Allah’a havale ediyorum. Nasıl biliyorsa öyle yapsın...
Buradan yetkililere sesleniyorum...
Köyden mahalle olan birtakım yerleşim yerlerinde imar çalışmalarına hız verilirken, İlçe merkezinde bulunan ve hatta 1/1000 ve 1/5000’ ligleri bile yapılan, çok katlı ‘Orta Yoğunlukta Gelişme Konut Alanları’nın imarı ne olacak? Oralar zamanla birilerine peşkeş mi çekilecek?
Hak adalet ve eşitlik ilkesine göre çalışması gereken Belediye yetkilileri adamına göre mi imar çalışması yapıyor?
Esenboğa’daki Üniversite Külliyesi’nin Arazisi de “Tarım Arazisi” idi...
Üniversite’nin kurulduğu Esenboğa ve çevresini kapsayan yaklaşık 3500 dönümlük arazi, 2011 yılından önce tarım arazisi idi.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Üniversite Çubuk’ta kurulacak” dedikten sonra, Hem Çubuk Platformu Yönetim Kurulu üyesi ve hem de bir gazeteci olarak Üniversite’nin Bağındaş mevkiinde ve hatta daha Kuzey’de bir bölgede (Yukarı Çavundur veya Ovacık güzergâhında” kurulması için mücadele etmiştim. Ama olmadı.
Rantçılarla mücadele edemedik, Belediye yetkililerinden de bir destek alamadık.
Yakında ilçenin Kuzeyi’nde vergilerini ödeyemedikleri için satılık köyler ortaya çıkacak. Bekleyip göreceğiz. (Züğürt Ağa filmini izleyenleriniz hatırlayacaktır. Orada “Satılık Haraptar Köy” levhası vardı...
Üniversite Çubuk’un Kuzey’inde olsaydı. Şimdi ilçemiz uçuyordu. Ama olmadı.
Eyyy Çubuklular şimdilerde Üniversite ilçemizin sınırları içerisinde.. Ama yarın Üniversite ve çevresindeki mahalleler zula da bekleyen Pursaklar’a geçerse hiç şaşırmayın!
O zaman Çubuk mücavir alanı Yazır Yolu ile sınırlı kalacak. Çubuk Mahrumiyet Bölgesi olacak.. (daha önce de yazmıştım)
Öngörülerimde şimdiye kadar hiç yanılmadım. Ne yazıktır ki hep haklı çıktım. Yine haklı çıkacağım. Keşke haklı çıkmasaydım. Bekleyip göreceğiz.
Ömercik’den başlayıp (Akkuzulu dahil), Güldarpı (Ankara Bulvarı’nın sol tarafında kalan araziler), Cücük, Taşpınar, Balıkhisar ve Saracalar’a kadar ki arazinin Tarımsal Sit alanı ilan edilmesinin arkasında art niyet var.
Buradaki amaç “üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.” Çünkü bu arazilerin çoğu ilçe eşrafına iat. Çoğunun da en az 20 hissedarı var. Çünkü asıl sahipleri vefat ettiği için, bunların çocukları veya torunları hissedar olarak görünüyor.
Bu arazilerin bazılarında parselasyonlar yapıldı, dolaysıyla evler yapıldı.
Diğerlerinin bazılarında buğday, fiğ ekiliyor. Fakat eskisi gibi ürün alınamıyor. Çoğu da icarcıya veriliyor. Ürün rekoltesi (yıllık ürün) ise çok düşük.
İcarcılar, “bırakın kar etmeyi, mazot parasını bile çıkartamıyoruz” diyorlar.
Hissedarı olduğu araziyi tek başına ekip, biçemeyen vatandaş, hissesine düşen 4-5 dönümlük araziye karşılık 250 lira icar alıyor. Bu reva mı? Arazisinin yeri belli olsa da o araziyi kendisi ekip biçse, arazisine ağaç dikse daha iyi olmaz mı? Belediye bu tür arazilerde neden böyle bir çalışma yapmıyor? Amacı bağcıyı dövmek mi?
“Bu güzergâhta kimse arazisini satmasın”
Ömercik-Saracalar Güzergâhı, Esenboğa Havaalanı koridorunda yer alıyor. Bu koridor zamanla genişleyebilir. Bu uzak ihtimal ama olabilirde...
Şimdilerde bu güzergâhtaki arazilerin değeri beşte bir veya onda bir oranında düşecek.
Bu araziler birileri tarafından birilerine toplattırılacak.
Dolaysıyla zenginler burayı ucuza kapatacaklar. Bu arazilerin tamamının el değiştirmesi sonucu “Tarımsal Sit Alanı” vasfı kaldırılacak. Bu suretle birileri burada köşe olacak...
Burada arazisi olanlar da bulurlarsa buralarda hizmetkarlık, kapıcılık yapacaklar. Tabii ki iş bulurlarsa.. Ve ellerine bir saz alıp, “kendim ettim, kendim buldun türküsünü söyleyecek. Bu günler yakın..
Tarımsal sit alanı olarak ilan edilen araziler, tamamen satıldıktan, yeni sahipleri tarafından ya Esenboğa Havaalanı’na çok yüksek fiyatla satılacak?
Ya da burada ilerisi için bir büyük proje var. Zamanla burada çok katlı inşaatlar yükselecek!..
Çünkü Ankara’da deniz bitti. Çubuk’ta okyanus var.
‘Tarımsal Sit Alanı’ hak, adalet ve eşitlik kavramına aykırı...
Asıl Tarımsal Sit Alanı “ olacak yerin; Yazır, Güldarpı, Esenboğa, Yenice, Kızılca, Dumlupınar güzergâhının olması gerekirdi.
İmarlı tapularını alan Melikşahlılar Başkan Dr. Acehan’a teşekkür ettiler. Peki, arazisi Tarımsal Sit alanı ilan edilenler Başkan’a ne diye teşekkür edecek?
Çubuk'a bağlı Melikşah Mahallesi’nde yapılan imar çalışması sonrası 800 hak sahibi vatandaşa arsa tapuları düzenlenen törenle dağıtıldı.
Çubuk Belediyesi tarafından Melikşah Mahallesi’nde yapılan Mahalle yerleşim ve gelişim imar çalışmaları geçtiğimiz günlerde tamamlandı.
Toplam 56 hektar alanda yapılan imar uygulaması sonucu bölge yapılaşmaya uygun hale getirilirken, 800 tapu Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan ve beraberindekiler tarafından hak sahiplerine dağıtıldı.
Başkan Dr. Acehan konuşmasında göreve geldiklerinde ilk işlerinin mali disiplini sağlamak ve para ödenmediği için durdurulan imar çalışmalarının yeniden başlatılması olduğunu belirterek, Melikşah Mahallesinin ardından önümüzdeki günlerde Güldarpı, Kızılca, Dumlupınar ve Esenboğa mahallelerinde tapuların dağıtılacağını belirtti.
Yaptıkları imar çalışmalarında kimsenin kimseye hakkının geçmemesi için büyük hassasiyet gösterdiklerini vurgulayan Başkan Dr. Tuncay Acehan, şu bilgileri aktarmış:
"Melikşah sakinleri uzun süredir bu günü bekliyordu. Arkadaşlarımız büyük bir gayret sonucu Mahallenin tapularını hazırladılar. Yapılan imar çalışması sonucunda vatandaşlarımızın bazı ufak tefek yerlerde memnun olmayacağı durumlar olabilir. Hak geçmemesi için inanılmaz bir şekilde hassasiyet gösterdik. Arzumuz, vatandaşlarımızın resmi tapularıyla ruhsatlı inşaat yapmaları ya da arazilerini farklı şekilde değerlendirmelerini sağlamaktı."
Melikşah Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı da kısa sürede mahallerinin imar sorununun çözümlenmesinden dolayı Acehan'a teşekkür etmiş.
Ama Başkan birilerini sevindirirken birilerinin de çocuklarının ve torunlarının geleceği ile oynamış olmuyor mu? Bu insanlar çocuklarına ve torunlarına ne bırakacaklar?
SONUÇ:
Tarımsal potansiyeli yüksek ovaların Tarımsal Sit Alanı ilan edilmesi gerekirken;
Tarımsal potansiyeli çok düşük araziler Tarımsal Sit Alanı ilan edilmiştir. Burada büyük bir “art niyet ve ayrımcılık” vardır.
Burada gerekçe nedir?
Tarımsal Sit Alanı olarak ilan edilen araziler daha önce de tarım arazisi idi. Ve hatta oralara 1/1000’lik ve 1/5000’likler yapılmıştı. Ayrıca çok katlı “Genişletilmiş Konut Arazisi” ilan edilmişti.
Ayrıca bu arazilerin çevresinde siteler ve meskenler vardır.
Şimdilerde birileri kafalarına göre araziler almış, oraları imara açmışlar ve birilerine rant sağlamışlardır.
Bir arazinin tarımsal sit alanı edilmesindeki kriterler;
- Toprak yapısı,
- İklim
- Su yapısıdır.
Bu kriterler dikkate alındığında asıl Tarımsal Sit Alanı olacak ova arazisi; Yazır-Otonomi arasındaki ova arazisi olması gerekirdi.
Tarım Bakanlığı yetkilileri hangi kriterleri ortaya koyuyorlar ki bir ovanın bir tarafı sit alanı, diğer tarafı da kapsam dışı bırakılıp birilerine rant kapısı açılıyor?
“Birileri ağlarken birileri gülmez”
Yazır’dan Otonomiye kadar uzanman tarım arazilerinin sahipleri paralarına para katarken, Ömercik’ten Saracalar’a kadar arazilerin sahipleri ise çok büyük zararlara uğramışlardır.
Başkan veya yetkililer bunun vebalinin altından nasıl kalkacaklar?
“Hak geçmemesi için inanılmaz bir şekilde hassasiyet gösterdik” diyen Başkan Dr. Acehan, Ömercik’ten başlayıp, Saracalar da sona eren alanın Tarımsal Sit Alanı olarak ilan edilmesi sonucu, burada arazisi olan vatandaşların mağduriyetlerini nasıl önleyecek?
Belediye yetkilileri Tarım Bakanlığı’nın aldığı karara itiraz etmeyeceklerini ve hatta bu karara ilçe merkezinde yer alan 1/1000’likler ve 1/5000’liklerin de kapsam içinde olduğunu ifade ediyorlar...
Belediye yetkilileri yaptıkları açıklamalarla, Tarım Bakanlığı’nın ilçenin bazı kesimlerindeki “Tarımsal Sit Alanı” kararını desteklemiş ve bu karara itiraz etmeyeceklerini ifade etmişlerdir...
Belediye yetkililerinin bu tutumu mağdurları daha mağdur, kazananların da kazancının 3’e, 5’e katlanmasına olanak sağlayacaktır...
Tarım Bakanlığı’nın bu kararı geç alınmış bir karardır.
Oysa Çubuk Ovası’nın tamamının yıllar önce “Tarımsal Sit Alanı” ilan edilmesi gerekirdi.
Bakanlık bir tarafı tamamen mağdur ederken bir tarafa da yüksek bir menfaat sağlamıştır. Bu kararın acilen düzeltilmesi, mağdur edilen tarafın zararlarını giderilmesi gerekir.
Bakanlığın bu kararı aynı zamanda “Hak, adalet ve eşitlik ilkesine” de aykırıdır...
İlçedeki tarımsal potansiyeli düşük arazilerin “Tarımsal Sit Alanı” ilan edilmesi ve bu kararın desteklenmesi,
Tarımsal potansiyeli yüksek arazilerin ise bu kapsam dışında tutulması konusunda; Tarım Bakanlığı ve İlçe Belediye Başkanlığı yetkilileri vicdanen müsterih mi?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.