@SADIK TÜRKMEN ~İnsana ve Yaşama Dair Herşey
Rasûllerin Hareket Metodu’nu Günümüzde ÖRNEK ALMA Denemesi-3
Rasûllerin Hareket Metodu’nu Günümüzde ÖRNEK ALMA Denemesi-3
(Çok önemli ve çok geniş çaplı bir araştırma yazısıdır, önceden yayınlanan 1 ve 2. yazımı okuduğunuzda daha iyi anlaşılacaktır).
EN ÖNEMLİ DÖRT ŞEY
1- HAYÂL
2- AMAÇ
3- BİLGİ
4- ÖRNEK OLMAK.
Kısaca bu dört önemli şeye değinip esas ilgi alanımız olan RASULLER’İN HAREKET METODU’nu (Kur’an’ın Yaşanmasını Kolaylaştırma Faaliyetlerini) “Asır Suresi Doğrultusunda, Kur’an Bütünlüğünde…” BİR SİSTEM OLARAK sizlere ve tüm bu konuda problemi olanların bilgisine sunmaya çalışacağım…
HAYÂL: Cennet’te olmayı hedefleyerek hayâl kurun. Ve kendinizi cennetteymiş gibi düşünün!
AMAÇ: Cennet’i kazanmak. Allah’ın takdir ve rızasını kazanmak. O’nun hitabına nail olanlardan olmak: “Kullarım arasına gir, cennetime gir!” (Fecr Suresinden)
BİLGİ: Allah’ın takdirini ve rızasını kazanmamızı sağlayacak, dolayısıyla Cennet’i kazanmamıza vesile olacak tek kaynak olan, Bilgi Kaynağımız Kur’an’ı Bir Ders Kitabı olarak algılamak ve kabul etmek…
ÖRNEK OLMAK: Gerekli bilgi donanımımız tamamlanmış ve sürekli Kur’an’dan bilgi akışını sağlıyorsunuz. Bir amacınız var ve o belli. Ve aynı zamanda öyle bir hayaliniz var ki, çok güçlü, olmazsa olmaz türünden ve kimsenin bu hayalinizi çalmasına izin vermeyeceksiniz. İnsandan ve cinden olan HAYÂL ÇALICI ve o sinsi vesvesecilere asla prim vermeyi düşünmüyorsunuz. Ne zaman ki hayalinizi unuttunuz işte o zaman kendinizi başkalarının hayalinin gerçekleşmesi için mücadele ediyor bulursunuz. Ve o gün bir bakarsınız ki, ateşten bir çukurun tam ortasındasınızdır. (Allah korusun… Onun için Kur’an’a yönelerek Allah’ın korumasına girme konusunda tavsiyeleşelim…)
Burada EDİSON ‘un gerçekten çok hoşuma giden ve beni motive eden ilginç bir deyimini sizlerle paylaşmama izin verin:
“Her şey HAZIR olarak BEKLEYEN insanlara gelir, onlar beklerken çok çalışırlar…” (Thomas A. EDİSON)
Ayrıca yeri gelmişken sizlerle bir hikayeyi de paylaşmak istiyorum. Bu hikaye bir DAVETÇİ’yi, yani bir HAYÂLİ olan, bir AMACA sahip olan, BİLGİ yüklü ve ÖRNEK OLMAYA HAZIR olan DAVETÇİ ‘nin neden zamanımızda şaşkına döndüğünü çok güzel ifade ettiğine inandığım bir hikaye:
Günü Yakalayın adlı kitabın yazarı Danny COX bir anısını aynı adı taşıyan kitabında şöyle anlatıyor:
// …Karım ve ben bir Afrika sabahında balonla geziyorduk. Balonumuz havada hafifçe süzülürken, altımızdan bir sürü halinde geçen Güney Afrika antiloplarına rastladık. Sürü bir anda durdu ve sanki yolunu şaşırmış gibi bir duruma geçti. Pilot rehberimize sürünün neden birdenbire durduğunu ve ne aradıklarını sorduk.
Rehberimiz, dünyanın çeşitli ülkelerinden milyonlarca insanı Afrika’ya çeken Güney Afrika antiloplarının aslında iyi bir öğrenci olmadıklarını söyledi. Antiloplar en küçük bir tehlike işareti karşısında şaşkınlığa düşüyorlardı. Çok kısa bir süre için çılgınlar gibi koşuyorlar. Sonra birden duruyorlardı. Durmalarının sebebi KOŞMAYA HANGİ NEDENLE BAŞLADIKLARINI UNUTMALARIYDI!
Yerel uzmanımıza göre Aslanlar, çok iyi bir öğrenciydi ve yaptıkları iş yalnızca Güney Afrika antilopları sürüsünü keyifle izlemek ve duracakları anı beklemekti. Sürü neden koştuğunu unuttuğu anlarda aslanların akşam yemeği zamanı geliyordu. Rehberimize göre, antilopların bellekleri o denli zayıftı ki, bazen unutup uyuyan bir aslana rastlıyorlardı. Aslan uyandığında ise kahvaltısı ayağına gelmiş oluyordu.
Antiloplar bana, planlarını takip etmedikleri için odak noktalarını ya da yönlerini kaybeden insanları hatırlattılar. Bu arkadaşlar bir zamanlar bir planları olduğunu hatırlarlar. Fakat bu planın ne olduğunu ve neden önemli olduğunu bir türlü çıkaramazlar. Planınızı uygulamaya başladığınızda, plan sizin, merkezi odağınız ve amacınız olmalıdır. Ancak böyle olursa tüm enerjiniz ve isteğiniz, çalışmanız hedefinize yönelmiş olur. Konu eylemdir / Harekete geçmedir:
“Bir şeyi harekete geçmeden çok istemek, bunaltı yaratır. Bunaltı ise, düş kırıklığına yol açar.” …//
Evet, hikaye yeterince ilginizi çekti sanırım. Şimşeklerinizin çaktığını ve birazcık da gülümsediğinizi hissedebiliyorum…
En önemli 4 şeyi bir başka örneklemeyle verecek olursak, yani iki örneklemeyle deseydik daha yerinde olurdu…
1- Başarının dört sihirli kelimesi, ilk kelime:
DÜŞÜNME: Sizi yönlendiren değerleri ve prensipleri düşünün.
İNANMA: Kendinize ve benimsemiş olduğunuz değerlere, prensiplere inanın.
HAYAL ETME: Yapacağınız işi hayal edin, bu işe benimsemiş olduğunuz değerler ve prensiplerle başaracağınıza inanarak yaklaşın.
CESARET: Hayalin gerçekleşmesi için cesaretle girişimde bulunun.
2- Karar alırken düşünmeniz ve takip etmeniz gereken dört ipucu:
* Önce sorunu çok iyi irdeleyin, ANLADIĞINIZDAN emin olun.
* En iyi sonuca ulaşacağınızı DÜŞÜNÜN.
* Sonucu, çözümü kafanızda HAYAL EDİN.
* CESARETLE girişimde bulunun.
En iyi kararlar hayali olarak aklınızda canlandırdıktan sonra aldığınız kararlardır.
Mesela bir iş kuracaksanız, bu bir Tekstil Mağazası olsun. (Ben geçmişte İhraç Fazlası Tekstil Ürünleri Satış Mağazası açmadan önce böyle yapmıştım) Ki hepimizin yapacağı gibi en önce bir semt ve o semtte bir dükkan buluruz.
Evet ben bir semtin en işlek yerinde bir dükkan bulduğumda; her şeyden önce camdan içeri bakıp; mağazamı dizayn ederdim. Kasa, tezgahlar, askılıklar için direkler, elemanlar vs. En ince ayrıntısına kadar hayal ederdim. Hayalimdeki iç dizayni o mağazada yakaladığıma inanırsam ona göre girişimde bulunurdum. Dükkanın biçimi güzel bir dizayne uygun değilse vazgeçerdim. Hatta 2-3 gün üst üste gidip dükkanı gözleyerek hayal ederdim…
Hayalini kurduğum düzenin, sistemin gerçekleşmesi için hemen girişimde bulunurdum. (Tavsiye edilen hayalperestlik değil, gerçekleştirmek üzere zihinde tasarımda bulunmaktır… HAYAL ETMEK)
Yani, hani bilirsiniz yine meşhur hikayelerdendir:
Edison lambayı bulma aşamasında 9.999 kez denemesine kadar herkes tarafından alaya alınıyormuş. Ama o hep lambayı bulan kişi olarak kendisini hayal ediyormuş. 10.000 inci denemesinde başarmış! Kendisine hayalperest diyenlerin durumunu düşünebiliyor musunuz? Ve onlara ne oldu dersiniz? Onlardan benim haberim yok! Ama EDİSON hala insanlığa olan bu hizmetinden dolayı yaşıyor!..
Uçağı, tekerleği, telgrafı, telefonu, bilgisayarı, arabayı ve motorunu bulanlar da aynı yöntem ile buluşlarını gerçekleştirdiler vs. Önce hayallerinde canlandırdılar, sonra ÖRNEK OLDULAR ve BAŞARDILAR!
Bir tavsiye: Sizin için ne ulaşılmaz, başarılmaz gibi geliyorsa, o ulaşılmazı parçalayın ve bölümlendirin… Aynen büyük bir gökdeleni inşa edecekmiş gibi. Bitmiş bir gökdelen gözümüzü korkutabilir! Ama bir gökdelen inşa edeceksek önce temelden başlamalıyız. Sonra birinci kat, sonra ikinci vs. Kat kat çıkarsak zor olanın kolay olduğunu görürüz. Sonra bir de HER İŞ EHLİNE göre KOLAYDIR… Mesela ben inşaat işinden anlamam. Ama bilgisayar dizgi işi benim işim. Nasıl ben bir gökdeleni inşa edene hayransam.. Bir inşaat mühendisi de beni bilgisayarda on parmak yazı yazarken gördüğünde hayran kalabiliyor… “Allah Allah! Bakmadan, hem de çok süratli bir biçimde böyle nasıl yazabiliyorsun!” Evet, aynen benim de “Aman ya Rabbi! Bu gökdeleni nasıl inşa etmişler!” dediğim gibi…
Bazen böyle hayran olmak ve kalmak iyidir. Buradan ilk yaratılışa gözleri çevirirsek. Sonra dünyaya gönderilişimize. Çocukluğumuza, gençliğimize, kadına, erkeğe, gökyüzüne, uçan kuşlara, uçaklara, dağlara, ovalara, bitkilere, havaya, suya…
Sonra yaşlılığa, en kötü çağa… İhtiyarlığa, ölüme sonra…
Öldükten sonra dirilmeye, parmak uçlarımızın bile tekrar yaratılacağına!
Depremlere, yanardağlara, volkanlara, her türlü doğal afetlere!
Diri diri toprağa gömülen kızlara, helvadan, taştan, topraktan, ağaçtan yapılmış tanrı (!) diye tapınılan putlara; Rasullerin kılı, ayak izi vb. şekillerde putlaştırılan nesnelere!..
Hz. Muhammed (sav) e yüklenilen vahye…
Onun lisanında OKUNAN = KUR’AN’A…
Ve İslam’a…
Ve İslam’ı bizim için seçen…
ALLAH ‘a…
Gözümüzle birlikte KALBİMİZİ çevirir ve açarsak; bu olmaz diye dev gibi görünen, bu zamanda hele Hz. Muhammed (sav) gibi Ümmetin Lideri aramızda değilken yeniden RASULLER’İN HAREKET METODU’nu nasıl EN GÜZEL ÖRNEK OLARAK ALABİLİRİZ? sorusuna karşılık bir tavsiye olarak: Hedeflerine Ulaşabilmen İçin Hedeflerini Bölümlendirebilirsin, diyebiliriz… Mesela o dev gibi görünen hedefini 5’e böl ve zaman ile sınırla.. (yıl, ay, gün, saat vs. gibi)
1- Acil Hedefler
2- İlk Hedefler
3- Ara Hedefler
4- Orta Hedefler
5- Nihai Hedefler
(Çok önemli ve çok geniş çaplı bir araştırma yazısıdır, devamı gelecek yazımda).
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.