Tarık Sezai Karatepe
Pekin, Bitmeyen Kin!
Pekin, Bitmeyen Kin!
Doru, şaha kalktıkça canlanır hatıralar. Gözleri alev alevdir küheylanın. Bir taze başlangıçtır, Talastan kalan.
Sınır Tanımayan Özgürlük, yetişir imdada Yesribden, Kufeden, Kandahardan Bir aydın buluşmasıdır, bin yıllara selam.
Çin, şaşırır neye uğradığına. Beyazlar giymiş bir Ziyad Salihtir, fersah fersah öteden gelen. Tiril tiril, apak, yakışmamıştır bir faniye üzerindeki kadar!
Bir cenk coşkusudur. Kumral ile sarı, badem ile çekik Bagaturun öcünde birleşmiş, Tüenin çağrısı cevap bulmuştur.
İlim Çinde bile olsa alınız! fermanı, medeniyetler kurmuşken Tebrizde, Bağdatta Bu kez mühür vurmalıdır, Asyanın Kalbine.
Beden dili, ses diline galiptir artık.
Bir Abbasi rüzgarıdır, sıra dağlar aşıp vahalar geçen. Hılful Fuduldür mazluma koşan, Faziletliler Dayanışmasıdır Kutlu Önderden kalan.
Yeryüzü haklarıdır, işte bu an!
Candır, ırkını sormayan. Nerde varsa bir zulüm, hesapsız yürüyendir. Karlukun çağrısı yerde kalır mı? Kao sürer atını, zor kurtarır canını.
Sura dek sürecek Fars, Türk, Arap, Kürt, Çerkez, Peştun canların kardeşliği Buharada külliyat, Kaşgarda lügat olur.
Uluğ Bey, o ruhla kurar rasathanesini. Marsa yolculuktur hayalleri süsleyen.
Yesevi, bir bitmeyen senfonidir. Onu anlatır, Onu dinletir taş yüreklere Yusuf Has Haciptir, hikmet ırmağına dalan.
Bir kolyedir yeryüzü. Kurtubada Elhamra, Pay-i Tahtta Ayasofya, Dimeşkte Ümeyye, Semerkandda bir ulu çınardır göklere erişen.
..
Siner sinsi düşman, su uyur . Kesilir fetih haberleri. Bir milattır Karlofça Knezler birleşip de Urallara yerleşirken Pekin de, incileri sökmektedir kolyeden bir bir
Asya rüyası, Haçlı-Budist kabusuna dönmüştür buralarda. Haberci bekler halklar, Fetihten kalan. Gelmez ulak; duyulmaz sesi, Al-i Osmanın.
Garip işler bırakmaz yakasını. Sıradanlaşmıştır. Kanayan bir yaradır Anadolu. Paris görmüş üçlü, hayran hayran bakar postallara, kanunlara Ramsesten kalan.
Çiğnenirken adalet, Belgradda, Zagrebde Düşer derdine ecnebinin,Tanzimatla, Islahatla
Canına okur Meclisin, adı çıkmıştır bir kere, Gavur Aşığı! Reşitin
..
Sarıkamışı Karlara Gömen Adam, alır soluğu buralarda. Eker fitnenin tohumunu, filizlenir ayrı-gayrı, boy verir ırkçılık en kabasından
Meğer bir vazife adamıymış bizimki. Germenden nişan!
Ansızın kırılır kapılar, söner ocaklar, Uygurda, Duşanbede Gelsin de kurtarsın sizi Yavuz, Kanuni !
Kırk Dokuzda basar düğmeye öldürücü darbe. Maodur gayya yarışında geri durmayan. El verir Nemrut, İbrahimin Yurdundan.
Huzura açılan eller, selama yürüyen ayaklar kesilir çaprazından.
On binlerle İffet Anası, Düşerse namus kalesi, uğrarsa Komün hilesi Yaşamak haram! sedasıyla takar iki parmağını gırtlağına; erer Sümeyyenin Yurduna, kavuşur Asiyenin huzuruna!
Dokuz çeşidi, Çin işkencesinin; yıldırmadı Yasir soyluları. Alfabesi alınır elinden, lakin yürek diline gücü yeter mi beşerin!
Hayber! Kavuşsun ellerin, Urumçiden Karaçiye Kurulsun yeni dünya Ulaşsın müjde Kutlu Elçiye!
.
Çingeneye idam ipini çektirirler! galat-ı meşhuru bir kez daha tahakkuk ediyor, nişanlıyordu İşkencenin Kalbinde müstekbiri.
Nasıl ki, dün yanlışlarla doluydu(!) Irkın en iyisi, zalime muti olandı(!)
Gaflet bu kadardı!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.