Tarık Sezai Karatepe

Tarık Sezai Karatepe

“Özel Kuvvetler”

-Seher vakti yola düşenlerin hikayesidir bu –

Öyle halkı kin ve düşmanlığa sevk eden değil. Hele şehirleri hınç denizinde boğan, yerin yedi kat altına çapraz sorgu kuran, yok ettiğinin naaşı başında timsah gözyaşları döken hiç değil.

Bilmediği diyarlara yalınayak koşan bizden “Özel Kuvvetler”siniz.

………………………….

Haçlı"nın bağrından sökün ettiniz. Manş"ı geçip Frenk diyarında, “Zorluklar aşılmak için!” dediniz, dosta düşmana…

Alpler"den, Aliya"nın Ülkesi"ne baktınız, uzun uzun… Olimpos Dağı"nda sahte ilahlara meydan okudunuz.

Eski Kıta, utançla karışık bir imrenmeyle uğurladı, sizi. İpsala karşıladı, beş yüz yıllık selamla. Üzümü damıtıp şarap sıkan adamların arasından sıyrılıp Silivri"ye kavuştu konvoyunuz.

Kırklareli, Tekirdağ geride kalmıştı. Artık ne kırk kaldı, ne yedi, ne üç… Ölgün bakışlı sarhoş bedenler apışıp kaldılar, bir anda!

“Bunların zoru ne?”

“Filistin"e, Gazze"ye yolculuk…!”

“İngiliz mi, ne var aralarında!”

“Onlar bizden Müslüman!”

“……………..?!”

Eyüp bağrına bastı, Ensari kucakladı, Fatih az öteden nemli gözlerle bakakaldı. Fetih sürüyordu, döneceklerdi ve Roma yakındı.

Kocaeli"nde heyecan doruktaydı. Nasıl olmasın ki! En çok, işçi kentler anlardı; emeği, özgürlüğü, alın terini, göz nurunu…

Fabrikalar kampanayı çalarken bir elinde levye, diğeri yumruk olmuş; işgali izlemişti, renkli ekranın ardından.

Sakarya kırk yıldır alışıktı, bu an"a. Yeşili Filistin, beyazı Gazze idi, Sakarya"nın. Sevgi sel oldu, Kutlu Yolcular"ı karşıladı, Kutlu Kent!

Düzce"nin bir adı Kafkas! Tanıdık bir dava idi, Düzce"yi Dağıstan"dan koparan,Bolu"yu Ahıska"dan…!

Ankara bir an olsun kaldırıp başını; yönetmelikten, tüzükten, KHK"dan, adam markajından… cılız bir ses verdi hürriyet aşığına!

Konya, Altı Eylül"ü hatırlar; yirmi dokuz sene evvelki! Meram, Ramallah olmuş, Karatay, Cenin… Bir de Selçuklu"dan gelir, Gazze kardeş kent çağrısı!

Adana, göç alır. Beladan kaçan, töreden kaçan, kandan kaçan yüz binler, sığınır varoşlara.

Sessizce alır yol Osmaniye"ye, bir daha en gür sesle!

………………………..

Şehre hakim olan ses, çığırtkanın tekidir:

“Onlar bizi arkadan vurdu. Şimdi tutup, yardım mı edelim Filistin"e?”

“Seni beni arkadan vuran, Şerif Hüseyin"in artıkları. Ya on üç milyonun günahı?

Demezler mi adama? Irak"ta, Afganistan"da… gelecek yıl yazılacak tarih kitapları:

“Türkiye, bomba yüklü Coni uçaklarına yakıt ikmali yaptırdı. Havalandı ölüm makinaları, Konya"dan, Adana"dan…

İndi tepesine Celalabad"ın, Kerbela"nın, Bağdat"ın…!

Tecavüzcü geldi, bebek katili geldi, esrarcı geldi. Bastı necis ayaklarıyla Peygamberler Diyarı"na! Mekke Şerif"inin üç beş bin adamını, doksan yıl dilinize doladınız.

Ya milyonların sessiz kalarak onayladığı mel"anete ne demeli!

İşte sana beş asırlık bir ayrılık daha!

Şerri hayra çevir. Başarsın bu kez, uzanan kardeş eli!”

………………………….

Antep, acılı kent! Bölüşür ekmeğini, bölüşür gözyaşını, bölüşür geleceğini, ortak kaderini, çaresiz kederini…

Kilis, Hama"nın öz gardaşı. Şam"ın on beş asırlık sırdaşı. Yolcular iki nefeslik bir soluklanmayla kalkarlar, oradan.

Düşerler, Selahaddin"in toprağına. Kale gibidir Selahaddin. Bedeniyle burada, ruhuyla burada… Selam sana Kudüs Fatihi! Selam esenlik yurduna!

Hama"dan dumanlar yükselir, sene Seksen İki"den. Nusayri bir vahşettir. "Topla ve yok et!" Esad"ın mesleğidir.

Küllerinden doğan bir kenttir Hama. Adı lanetle anılır, Baaşçı diktatörün. Irkçı, ırkçıdır. Dili farklı, rengi rengarenk olsa da…

Asimilenin öbür adı, Ürdün. Suret-i haktan görünüp, milyon Filistinliyi üç kuruşa mahkum eden Şerif Hüseyin"in neslinden Şerif Hüseyin.

Hedef saptırıp adam aldatan, o da yetmedi adam eksilten Şerif(! )

Gitti bu dünyadan, lakin bir adı kaldı, ihanetle yazılan…

Akabe"ye varınca konvoy, bir telaş alır Mısır"ın Ramsesi"ni. Açık oy gizli tasnifle sandıkları patlatan(!), oyalar Telaviv"in aşkına, merhem taşıyan konvoyu.

Benna, Kutub, Udeh… şehitlerle beraber.

Nasır, Sedat, Mübarek… Şaronlarla beraber.

…………………….

Sivaslı Orhan"la, Sadık!

Bugün yarın, buluşacaksınız Gazze"yle!

Sakın, “Yardıma geldik!” demeyin. Olsa olsa yardım alınır, güç alınır, Gazze"den. Bedeni engelli, yüreği engel tanımayan, başı arşa değen Yasin"in çocuklarından.

Elektrik yok, su yok, gaz yok, ilaç yok, sargı bezi yok, sabun yok, çarşı yok, pazar yok…..

Direniş var, özgürlük var, onur var, haykırış var, sabır var, şehadet var, cennet var……

Bu yazı toplam 2182 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.