Tarık Sezai Karatepe

Tarık Sezai Karatepe

Ölüm havadan geldi!

Ölüm havadan geldi! Cana kana doymayan bir güruhun elinde, çapraz ateşe tutulan bir halktır Kürtler. Yerden marksist kin, gökten faşist nefret diş bilemekte, akıl almaz katliamlara imza atmaktadır. Legal illegal kıskaç Kürtleri hedef alıyor bir asırdır. Seküler dünyaya direnen mustaz’af bir halk olmaları yetiyor da artıyor. Meydanları dolduran milyonların: “Fedake ebi ve ümmi ya Resulallah!” haykırışları Diyarbakır’dan dünyaya bir kutlu mesajdır aslında. “Ne yapsak, ne etsek çeviremiyoruz bunları. İçimizden örgüt bile çıkarıyoruz, kamplaşalım diye, olmuyor, olmuyor… 94’te Kuşkonar’ı, Koşağı’yı, 2011’de Uludere’yi kana boyadık. “Üçüncü yoldan vazgeçmeyiz; ne Ankara’nın sağında, ne Kandil’in solundayız; biz biz olacağız!” diyorlar hep bir ağızdan. “Gün yüzü göstermediniz. Versek terörist, vermesek işbirlikçiyiz. Öyle de sevmiyorsunuz bizi, böyle de! En yeni bombaları, dakikada binler boşaltan şarjörleri yolladınız üzerimize. Ama biz Dağkapı’da asılan adamın torunlarıyız. Yılmayız sizden!” “Şimdi yeni sürüm oyunlar oynanıyor üstümüze. ‘Sizin bir tuzağınız varsa Allah’ın da bir tuzağı vardır. Allah’ın tuzağı daha hayırlıdır.’ Sınırları değiştirip üstümüze atacakmışsınız. Musul’u Kerkük’ü… Lozan’da verdiğiniz gibi. Ne önemi var, biz ümmetiz, tanımadık sizi tanımayacağız. Katrilyon kaçıran petrol hortumcusuna dokunmuyorsunuz. Gazetesi var çünkü, televizyonu var, radyosu var, Bilderberg’de ustaları var. Ama biz, eşek sırtında yüz litre taşıyıp üç kuruş kazanınca ‘Ne malum terörist olmadıkları!’ deyip seriverdiniz 38 civanımızı. Ne malum benzini telaviv’den, emri pentagon’dan almadığınız? Sormak değil mi hakkımız!” Bugün yeni bir yüzle karşı karşıya dünya. Mursi’den Meşal’e… onurlu bir duruşu selamlıyor insanlık. “Ayağa kalk, ben senin cumhurbaşkanınım!” sesine hasretti mikrofanlar. Ne önemi var sınırların? Şırnak ile Kahire, eridi bir potada. Yeter ki necis eller sıkılmasın, bir masaya oturulmasın Sisi yandaşıyla. Aihm tazminata mahkum etti, emri veren elleri. “Sen karar verdin, sen uyguladın, sen gizledin!” dedi. Sen de Aihm’e de ki: “Ben o parayı Ankara’dan alacağım. Ama harcamayacağım bir kuruşunu. Mindanao’ya göndereceğim, sel altındaki. Biltaci’nin şehit kızı adına Esma Vakfı kuracağım Şırnak’ta. Yeni bin yıla umutla girecek dünya."

Bu yazı toplam 11219 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum