İnsanlık Onuru İman ile Korunur

 

              Göster Allahım bu millet kurtulur tek mucize

                      Bir utanmak hissi ver gaip hazinenden bize

                                                                Mehmed Akif Ersoy

      

                                                                                                                                        

İnsan kainatın merkezinde yer alan mükerrem/onurlu bir varlıktır. Güneş onun için doğuyor, yıldızlar gökkubbeyi onun için süslüyor. Yeryüzü ona döşek, gece örtü yapılmış. Gündüz çalışması, gece ise istirahati için ayrılmış.     

 

İnsan olarak yaratılmış olmak ve gerçekten insan  olabilmek bir üstünlük, bir ayrıcalıktır. Marifet, bu şeref ve üstünlüğün  farkında olarak Yaradanı tanımak ve şükür borcunu yerine getirmektir.

 

Kur"an"ın ifadesiyle kainatta her şey kendi diliyle Allah"a hamdederek O"nu tesbih etmektedir. Fakat biz onların tesbihini anlayamıyoruz:  “Yedi gök, yer ve bunlar içinde bulunanlar O"nu tesbih ederler. Alemde O"nu tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihini iyi anlamazsınız. Allah her şeyi bilendir  ve çok affedicidir.” (İsra 44)

 

Fakat insan  başka varlıklarda olmayan akıl nimetiyle şereflendirildiği, helal/haram kendisine bildirildiği halde Yaradanına isyan etmektedir. İsyanları (günahları) ve nisyanları(unutkanlıkları) onun kalbini perdelemiştir. 

“Ey Rabbimiz, hatalarımızdan ve unuttuklarımızdan dolayı bizi cezalandırma!” (Bakara 286)

“Kulları içinde çok azı O"na şükretmektedir.”(Sebe" 13) Çünkü “o çok zalim:( hırs ve ihtiras sahibi) ve çok cahil ( fayda ve zararını düşünemeyen)dir. (Ahzab 72)

 

Nefis veŞeytan çeşitli hileleriyle insanı aldatmakta, boş emel ve arzularla onu oyalamaktadır. Bu, ademoğlunun Hz. Adem"le başlayan serüvenidir: “ Şeytan onların gizli bırakılmış olan yerlerini açmak için onlara vesvese verdi. Ve "Rabbiniz size bu ağacı iki melek veya Cennette ebedi olmamanız için yasakladı" dedi. Ve onlara: "Ben size nasihat edenlerdenim" diye yeminler etti. Onları, gururlarını okşayarak aldattı. Ağaçtan tattıkları anda avret yerleri onlara açıldı. Rableri:"Ben sizi o ağaçtan nehyetmedim mi? Ve size şeytan apaçık düşmandır" demedim mi? Diye nida buyurdu. Onlar: “Ey Rabbimiz! Nefislerimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merahmet etmezsen ziyan edenlerden oluruz “dediler.” (A"raf 20-23)

 

O günkü şeytan bugün de daha sinsi hile ve metodlarla biz ademoğullarını aldatmaktadır. Aileyi yıkmak için haya ve mahremiyet duygularını aşındırmakta, “ben sizin çağdaş olmanız için çalışıyorum” diye de iyi niyet gösterisi yapmaktadır.

Oysa Allah Teala kullarını iffetli ve hayalı olmaya çağırmaktadır: “Mü"min erkeklere söyele ki; gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını muhafaza etsinler. Bu, onlar için temiz bir harekettir. Allah onların yaptıkları şeylerden haberdardır. Mü"min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar. Namuslarını korusunlar. Zinetlerinden görünen kısmı hariç, diğerlerini göstermesinler. Örtülerini başlarına çeksinler.” (Nur, 30-31)

 

İffeti korumak için evlenmek ibadet sayılmıştır. İbadet kulluk demektir. Allah"a kulluk demek olan ve mü"min için bir şeref ve mutluluk vesilesi olan evlilik Sünnet"e uygun olarak yapılmalı, düğünler  de mü"mine yakışmayan bir takım  batılı/batıl özentiler ve haramlar la  heder edilmemelidir..

Haya ve iffet gibi asil bir duygu, adi ve geçici bedeni zevklere feda edilebilir mi?

Nefse hoş gelen, zevkle yapılan nice işler vardır ki sonu pişmanlıktır, iki dünyada da hüsrandır.

 

                               Kimi vicdana dokundu kimi cism ü cana

                               Zevk namına ne yaptımsa hep peşiman oldum

                                

        Bazan bedenim bazan ruhum hoşlandı

      Günahların bana sadece pişmanlığı kaldı.

 

 

Bu yazı toplam 1148 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar