Çubuk’ta Üç Kuşak Turşu Üretimi
Cubukta üç kuşaktır turşuculuk yapan aileler, turşu yapmanın püf noktalarını yeni nesile öğretiyor.
Üç kuşak turşu üretimi - ANKARA | izlesene.com
Dünyaca ünlü Çubuk turşuları hazırlanmaya başlanırken, turşunun sırrı nesilden nesile aktarılıyor. Adına festival düzenlenen Çubuk turşusunun vazgeçilmezleri arasında; başta salatalık olmak üzere kelek, domates, biber, sarımsak, ezme, acur, lahana ve yeşil domatese kadar farklı çeşitler bulunuyor.
Geçmişten bugüne anneden oğla, kaynanadan geline aktarılan Çubuk turşusu tarifi, bugün üniversiteli gençlere emanet ediliyor.
Kaynanasından öğrendiği turşu tarifini çocuklarına aktaran Saliha Taşkesti, turşuculuğun daha profesyonel yapılması için çocuğunun birisini gıda mühendisliği bölümüne gönderdiğini söyledi.
Çocuklarını turşuculuk yaparak okuttuğunu ve bugün her birinin önemli bir yere geldiğini kaydeden Taşkesti, bugün artık turşu işiyle çocuklarının uğraştığını ve kendisinin sadece denetlediğini ifade ederek, "Ben küçüklüğümden beri bu işle uğraşıyorum. Kayınpederim, kaynanam, görümcelerim, çocuklarım biz hep ailece turşuculuk yapıyoruz. Turşu üretip satarak çocuklarımızı okuttuk. Oğlumun birisi gıda mühendisi oldu ve artık turşu işiyle o ilgileniyor. Diğerleri ise inşaat mühendisi ve mimar oldu. Biri de henüz daha küçük liseye gidiyor. Hem turşu üretiminde çalıştılar hem de okudular. Çok şükür her sene satışımız artıyor. Gelenler çok memnun Türkiye’nin her tarafından gelerek turşu alıyorlar" diye konuştu.
Çubuk turşusunun en önemli sırrının doğal ve katkı maddesiz olması olduğunu vurgulayan Taşkesti, şunları söyledi:
"Önce salatalık sonra domates, biber, lahana, kelek, acur, havuç bütün sebzelerden turşu oluyor. Sırasıyla hepsinden turşu yapıyoruz. Önce salatalık tarladan geliyor eleniyor, iğneleniyor, yıkanıyor ve sonra kavanozlara veya bidonlara dolduruyor. Salatalık beklemez hemen turşu yapılması gerekiyor. Çünkü beklerse sert kütür kütür olmaz. Daha sonra üzerine turşu suyu, sarımsak, dereotu, defneyaprağı, acı biber, limon tuzu atarak bir gün dinlendiriyoruz ve ertesi gün ağzını kapatıyoruz. Turşu ağzı kapandıktan sonra 20 gün dinlenmesi lazım ve 20 günden sonra turşularımız yemeye hazır. Tuşunun tam kıvamına gelmesi için beklemesi gerekiyor."
Turşuluk malzemeyi kendilerinin yetiştirdiğini anlatan Taşkesti, "Çubuk turşusunda katkı maddesinin hiç olmaması ve tamamen doğal olması gerekiyor. Ürünler iyi yıkanmalı.
Mümkünse çeşme suyu kaynatılmalı ve soğutulduktan sonra kullanılmalı. Turşuya tat vermesi için bir diş sarımsak büyüklüğünde limon tuzu koyulmalıdır" ifadesini kullandı.
Turşu yapmaya 6-7 yaşında başladığını söyleyen Fatih Taşkesti ise anne ve babasının isteği üzerine gıda mühendisi olduğunu ve bundan dolayı da çok mutlu olduğunu belirtti.
Annesinin öğrettiği tarifi muhafaza ederek aynı titizlikle turşu üretimini sürdürdüğünü ifade eden Taşkesti, "Çubuk Tadım Turşularının hem gıda mühendisliğini yapıyorum hem de turşu üretimini gerçekleştiriyorum. Bu işe 6-7 yaşında başladım ve hem maddi olarak hem de manen bu işi cazip görerek anne ve babamın da desteği ile gıda mühendisliği bölümünü okudum. Annem kaynanasından nasıl öğrendiyse biz de aynı titizlikle devam ediyoruz. Bu nedenle de hem üretimimiz hem de satışımız her yıl artıyor" şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.