Şuayip Yaman       Görünen Köy

Şuayip Yaman Görünen Köy

ÇUBUK ÇAYI’NIN DÜNÜ BUGÜNÜ VE YARINI...

Bir zamanlar ilçeye hayat veren Çubuk Çayı’ da kurudu.

 

Bir zamanlar şarıl şarıl akarken, sularında ördek ve kazlar yüzerken, hatta biriken sularda gençler yüzüp, balık tutarken, şimdilerde kurudu.  

-0.png

Ve hatta şarıl şarıl akan Çubuk Çayı’nın kenarlarında kendiliğinden oluşan ve bir akvaryum gibi alttan damlacıklar çıkartan kaynak suları oluşurdu. İnsanlar buradan avuçlarıyla veya  eğilerek ağızlarıyla kana kana su içerlerdi.

-0001.jpg

-001.png-01.png1.jpeg2.jpeg

3-012.jpg

Şimdilerde Çubuk 2 Barajı’ndan artık eskisi gibi şarıl şarıl sular akmıyor.

 

        Islah Çalışmaları Çubuk Çayı’na Zarar Veriyor

 

Son yıllarda Çubuk Çayı’nda ıslah çalışmaları başladı. Çayın yan cepheleri ile tabanı hızla betonlaştırılmaya başlandı. Hadi yan cephelerini anladık, bu suretle taşkınlıklar önlenebilir. Ama Çay’ın alt tabanının betonlaşmasını bir türlü anlayamadık. Anlayan varsa beri gelsin...

 

Çay’ın tabanı oynak toprak, ne demiri var, ne de bağlantısı, ham toprağa beton dökülüyor; atılan betonun hasırı yok, demiri yok. Su betonun üzerinden yalayarak gider, betonu zamanla götürür. Böyle bir uygulama hangi akla hizmettir.

 

Çay yatağı tabanının betonla kaplanması, asla iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Bir defa çay yatağındaki börtü böcek ölecektir.

7-004.jpg8-004.jpg9-001.jpg

Çubuk Çayı tabanında oluşmuş sazlıklar, otluklar bir zamanlar güzel bir görüntü oluşturuyordu. Çirkin bulanlar, sazlıklardan, maytaplardan, kurbağa seslerinden rahatsız olanlar da olabilir. Çubuklu vatandaşlar bir zamanlar, Birinci ve İkinci Su Depoları’nın olduğu yerlere ‘Kurbağa Restoran’ adını takmışlardı.

3-012.jpg

Yeterince su akıntısı olmadığı için, sivrisinek yuvası olarak değerlendirenler de çıkacaktır. Bunun da çaresi vardı. İlaçlama yapılabilir.  

6-002.jpg

dscn0813.jpg

Sıcak Yaz aylarında Çay’dan yeterince su akmamaktadır. Eskiden ayda bir de olsa Baraj’ın suyu bırakılırdı. Siyasilerin yanlış icraatları yüzünden şimdilerde o da hayal oldu.

 

Ancak Kış aylarında sürekli akan, bahar aylarında ise adeta küçük bir nehri andıran Çubuk Çayı, başlı başına bir hayat kaynağı idi. Şimdilerde hayal oldu.

Dönemsel değil, yıllık seyrini göz önünde tutmak gerekir. Mevcut beton setlerden akıp gittiğini sanacağımız su, acaba kaç kilometrekarelik bir alanı etki altına alacaktır? 

Atatürk Parkı’ndaki sedirlerin, çınarların ve diğer ağaçların köklerinin çay yatağından sızan su ile hayatta kaldığını düşünmek bile bize bir fikir verebilir. Çubuk merkezde yıllardır faaliyet gösteren su kuyuları sondajlar var. Buralardaki su çekildiğinde nasıl bir jeolojik etki bırakacaktır, ilgililere sormak, onların  da bu konuda kafa yormaları gerekir. 

Üniversitelerin ilgili birimleri özellikle de akademisyenler çay tabanının betonla kaplanmasına ne diyorlar acaba? İlçemizde yüksek okulları bulunan Gazi Üniversitesi, bütün dünyada belli bir kariyeri olan ODTÜ ve BİLKENT’in ilgili bilimlerinin görüşlerini almak çok mu zor? Çubuk Çayı küçük bir araştırmaya değmeyecek kadar önemsiz midir? 

Çubuk Çayını “ıslah” fikri, Çubuk çayını yok etmiştir ve etmeye devam edecektir. İnsan elinin doğaya verebilecekleri elbette vardır. Ama insan elinin doğaya verdiği zarar, parayla pulla asla ölçülemez. 

Çubuk 2 Barajı;

  • Çubuk Çayı üzerinde, içme suyu temini amacı ile 1961-1964 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.

  • Toprak dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 1.100.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 61,00 m'dir. Normal su kotunda göl hacmi 24,60 hm³, normal su kotunda gölalanı 1,20 km²' dir.

  • Barajın çevresinde, çam ve akasya ağaçlarıyla yeşillendirilmiş piknik ve gezinti alanları mevcuttur. Ankaralıların en çok rağbet ettikleri günübirlik gezinti yerlerindendir. Bir zamanlar yılda 38 hm³ içme ve kullanma suyu sağlamakta idi. Şimdi bunlar hayal oldu.

Yüzyıllar öncesinde İlçemizde, insanların yerleşiminde Çubuk Çayı en önemli unsur olmuştur.

Yakın geçmişe kadar Çubuk Çayı bu bölgede;

  • Temiz çevre,

  • Doğal denge,

  • Yer altı sularının beslenmesi,

  • Ördek, kaz gibi evcil hayvanların yaşam konularında bedelsiz ve sürekli katkı sağlamaya devam ederken;

  • Ne yazık ki 1997 yılında bölge insanının ayrılmaz bir parçası olan Çubuk Çayı’nın suyu, çelik borularla hapsedilerek Çubuk Çayı yatağı ve dolaysıyla bölge insanı suya hasret bırakıldı..

Sonuçta bunların doğal sonucu olarak Çubuk 2 Barajı göl havzası da hızla kuruma    ya başladı.

Barajı besleyen derelerde su kalmaz ise havzasında da su kalmaz ve yatağı kurumaya başlar 

Baraj havzasında yakın bir zamana kadar balık tutulabilen alanlarda geniş düzlükler meydana gelmiş ve Baraj hızla (toprakla)  doluyor.

Baraj çevresinde yaşayan köylüler kuruyan arazide kabak, kavun ve karpuz yetiştiriyor. Hatta bu ekim 4-5 yıldır devam ediyor. Yani Barajın üstünde kalan havza yaklaşık 2 km. uzunluğundaki havza 5 yıl öncesinden kurumuştu.

Barajın suyunun bitmekte olduğunu, suların küf koktuğunu ve Çubuk’ta susuz günlerin başlayacağını, bu nedenle artezyen kuyuları kurulmasını ifade eden yazılarımı hatırlarsınız. Bu tür yazıları Adem Tuğluca döneminden beri zaman zaman yazdım. Hatta bazı örümcek kafalı yaratıklar o yazılarımla alay etmişler, benimle dalga geçmişlerdi. Şimdi onlar kimlerle dalga geçecekler? Oysa su ile dalga geçilmez. Ben de geçmeyeceğim. Çünkü “su hayattır”.

Baraj ve barajı besleyen derelerin son durumunu görmek için Anadolu Ajansı Muhabiri Hüseyin Yiğiner ve Ressam Basri Uluğ ile Manastır (Yazlıca) Köyü’nün içinden Çubuk 2 Barajı’nın başlangıç noktasına indik. Yüksekçe bir yere aracı park ettik. Bundan sonra yolumuza yürüyerek devam ettik.   

Gördüğümüz manzara korkunçtu. Bir zamanlar tepelerin ucuna kadar suyla dolu olan havza adeta çölleşmişti. Sadece Sele Köyü’nden gelen çay bir ark şeklinde akıyordu.

Havza da su ve balık yerine kavun, karpuz ve kabak tarlası vardı. Baraj’ın boğaz kısmına kadar olan yaklaşık 2 km. araziyi yürüyerek geçtik ve boğaza ulaştık. Ortalarda bir yerde yavru balıklar gördük. Kuruyan arazinin diğer taraflarında yabani ısırgan otları, kurumuş ağaçlar ve sorumsuz yaratıklar tarafından rast gele atılan araba lastikleri, pet şişeler vardı.

Yıllardır gezip dolaştığımız ve insanların balık avladıkları Baraj’ın şimdi kuruduğunu görmek doğaseverler için çok üzücü bir olaydır herhalde..

Bu yaşıma geldim, barajı bu şekilde hiç görmemiştim. Bir barajın ilk defa bu şekilde kuruduğunu gördüm. Keşke görmez olsaydım.

Gökçek, “Çubukluları Susuz Bırakmam”

Büyükşehir’den (ASKİ) sevindirici ve teselli edici bir haber; “Ben Çubukluları susuz bırakmam” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, Kavşakkaya Barajı'ndan Çubuk 2 Barajı'na borularla su getirmek için çalışmaları başlattı. Kavşakkaya Barajı’ndan Ovacık Mahallesi’ne döşenen borularla su basılacak. Bu su buradan da Çubuk Barajı’na cazibe ( akarsu) yolu ile gidecekmiş. Bu sevindirici bir haberdi. 

Hani bir atasözü vardır;

 
"Allah gariban kulunu sevindirmek istediğinde önce eşeğini kaybettirir sonra da buldururmuş." Bizim ki de işte öyle bir şey olacak.


 

İlçemize 30 km uzaklıkta Özlüce Köyü mevkiinde Ova Çayı üzerinde, içme suyu üretmek

    amacıyla 2005-2007 yılları arasında inşa edilmiş Kavşakkaya Barajı kurulmuştu.

 

Kavşakkaya Barajı;

 

  • Toprak gövde dolgu tipi olan Kavşakkaya Barajı’nın gövde hacmi 90 milyon m3, akarsu yatağından yüksekliği 95,00 m., normal su kotunda göl hacmi 64,00 hm3, normal su kotunda göl alanı 2,98 km2'dir. Baraj yıllık 100 hm3'lük içme suyu sağlamaktadır.

 

  • Kavşakkaya Barajı’ndan, Kurtboğazı Barajı’na 23 km’lik bir boru hattı bulunmaktadır. Kavşakkaya Barajı 23 kilometre uzağındaki Kurtboğazı Barajı’nı besleyen depo görevi görecektir.

 

  • Baraj suyunun çelik boruyla Kurtboğazı Baraj gölüne boşaltılacak, Kurtboğazı Havzası’na su aktarılacak noktada ASKİ' nin ihtiyaçları için 6 megawatt gücünde Hidroelektrik Santralı yapılması planlanıyor.

 

Çubuk Ovası’na hayat veren Çubuk Çayı, Meki ve Ova Çayı ile ilgili yazılar Çubuk Platformu Dergisi’nin 2005 yılı Kasım-Aralık sayısında yayımlandı. O günlerde konu çeşitli platformlarda gündeme getirilerek, bu gün yaşamakta olduğumuz olumsuzluklara o günlerde dikkat çektik.

Ancak siyasiler ve bölge halkı diğer sorunlarda olduğu gibi bu soruna da kayıtsız ve ilgisiz kaldı.

O gün işaret ettiğimiz muhtemel olumsuzluklar maalesef bugün yaşanır hale geldi.

Bu suretle doğal denge bozuldu. Yer altı suyu kurudu, çevre kirliliği ve dere yatağında mikroplar oluştu, sivrisinek arttı, bölgedeki ağaçlar ve kuyular kurudu, sulu tarım yok oldu.

Susuz hayat olur mu? Neden bu bölge insanları olarak sesimiz çıkmıyor? Bize ait olan kaynaklarımıza, hem de en temel yaşam kaynağımız olan akarsularımıza hep birlikte sahip çıkmalıyız. Demokratik yollarla hakkımızı aramalıyız. 

Bir barajın ömrü 50, bilemediniz 60 yıldır. Önümüzdeki yıllarda yoğun yağış olmazsa Çubuk 2 Barajı’ da ömrünü tamamlamak üzeredir.


Sonuç:

  • Çubuk Barajı’nın suyunu çelik borularla Pursaklara veriyorduk. Su sıkıntı nedeniyle bir ay yakın kestik ve vermedik. Ama iki aydır veriyoruz.

 

  • Kavşakkaya Barajı’nın suyunu çelik borularla Kurtboğazı Barajı’na verdik.

 

  • Melikşah Termal Suyu, Büyük Anadolu Oteli’ne verildi. Son olarak da Özlüce Termal Suyu’nu ASKİ’ye kaptırdık, şimdilerde ise almaya uğraşıyoruz. Bir başka ifade ile elimizi verdik, kolumuzu kurtaramıyoruz.

 

Özlüce (Meki), Yiğitli (İğbek), Yılmaz (Martın), Durhasan köylerinin arazisini besleyen Meki ve Ova çayı kurudu.  Bu köylerde sulu tarım öldü. 

İlçe ve köylerinde düne kadar yapılan sulu tarım yerini, sera ve örtü altı tarıma bıraktı. Ve buralarda damlama su kullanılıyor.

İlçede su sıkıntısı had safhada, bunun için elimizdeki Çubuk 2 Barajı ve Kavşakkaya Barajı Çubuk sınırları içerisinde ve Çubuk Halkının malı.. Bu çaylardan öncelikli kullanma hakkımız olduğu halde, ne hazindir ki bunlardan yeteri kadar yararlanamıyoruz. Bunları tekrar almalıyız. Ama hangi zihniyet alacak? Kim kafa yoracak?

İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar ve insanlık var oldukça, gerek yerleşiminde ve gerekse  sosyal hayatında insanların ayrılmaz bir parçası akarsulardır. Bilim adamları ilerideki savaşların “su savaşları” olacağını iddia ediyorlar. 

Doğal olarak yerleşim bölgelerindeki su, dağ, taş, orman ve arazi bu bölge insanının kendi malı ve kaynağı olmuştur.

Çubukluları susuz bırakmam diyen Büyükşehir Belediyesi şimdilerde Kavşakkaya’dan çelik borularla Ovacık istikametinden su getiriyor. Bu borular Aşağı Çavundur Mahallesi mezarlığı üzerinden geçirilerek Tahtayazı köyü yolu üzerindeki arıtmaya pompalanıyor.  

 

            Büyükşehir İçin Öncelik Pursaklar mı?

 

Ak Parti Pursaklar İlçe Kongresi’nde konuşan Gökçek, Pursaklar’da zaman zaman yaşanan su sıkıntısının Çubuk-2 Barajı ile Kavşakkaya Barajı arasında yapımı devam eden çift yönlü isale hattı ile biteceğini belirtti.

 

Son zamanlarda kuraklık nedeniyle Çubuk-2 Barajı’nda yeterli su kalmadığı için zaman zaman su sıkıntısı yaşandığını kaydeden Başkan Gökçek, sözlerine şöyle devam etti:“Çubuk-2 Barajı’nda 22 milyon metreküp yetmiyor, kuraklık olduğu zaman su sıkıntısı başlıyor. Bunun için de bir isale hattı yapıyoruz. Kavşakkaya’dan Çubuk Barajı’na gelen 8 kilometrelik özel bir hat.

 

Kavşakkaya’da su olduğu zaman Çubuk-2 Barajı’na aktarıyor. Bazen de Allah yağmur veriyor, 22 milyon metreküp su, Çubuk Barajı’na doluyor, su boşa gidiyor. Dolduğu zaman da ters istikamete gönderecek bir hat yaptık, dünyada belki ilk defa iki taraflı çalışan bir hat. Pursaklar’ın su sıkıntısını da Çubuk’la birlikte ortadan kaldırmış olacağız. Allah izin verirse 1-2 aya bitecek.”

 

Başkan Gökçek, “Kavşakkaya’dan Çubuk-2 Barajı’na çekilen boru hattı iki taraflı çalışacak”

 

Çubuk 2 Barajı ve Kavşakkaya Barajı arasında birbirlerine su sağlayacak 14 kilometre uzunluğundaki isale hattının yapımı tamamlandı.

Başkanı Gökçek, dünyada ilk defa iki taraflı çalışacak bir isale hattını Başkent’e kazandırdıklarını belirterek, “Kavşakkaya Barajı’ndan Çubuk-2 Barajı’na uzanan 14 kilometrelik hattımızı tamamladık. Böylece Kavşakkaya Barajı’ndan Çubuk-2 Barajı’na kısa süre içerisinde destek suyunu vereceğiz. Bu sayede de Çubuk ilçesinin su sorunu kalmayacak” dedi.


Geçtiğimiz yıl Çubuk ilçesinde 24 kilometre içme suyu hattı ve sondaj çalışması yapıldığını hatırlatan Başkan Gökçek, iki barajı birbirine bağlayan isale hattı ile ilgili olarak, “İshale hattı üzerinde 6 kilometrelik 1000 mm çapında, 8 kilometrelik de 800 mm çapında düktil boru döşendi. Toplamda 14 kilometre olan ishale hattıyla Kavşakkaya Barajı ile Çubuk-2 Barajı’nı birbirine bağlamış olduk.

Öncelikli olarak Çubuk-2 Barajı’nın Kavşakkaya Barajı’ndan verilecek su ile beslenilmesi hedeflenirken, hattın teknik özelliği sayesinde de Çubuk-2 Barajı’nın dolu olması halinde bu Baraj’dan Kavşakkaya Barajı’na su aktarımı yapılabilecek.

Yani suyu iki istikamete de aktarabilecek bir hat yaptık. Böylece, dünyada belki ilk defa iki taraflı çalışan bir isale hattını da Başkentimiz kazandırmış olduk.”

Proje ile Çubuk İlçesi’nin uzun süreli su ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra Pursaklar’ın da destekleneceğini ifade Başkan Gökçek, “Çubuk-2 Barajı’na gelen su, buradan da 1400’lük bir isale hattı ile Pursaklar’a bağlanacak.

Bu kaynaktan nüfusu hızla büyüyen Pursaklar da faydalanmış olacak.
Başta Çubuk ilçesinin ihtiyacını karşılayacak olan 14 kilometrelik hattan Pursaklar ilçesine de su sağlanabilecek. Projede; 1 adet pompa istasyonu, 5000 metreküplük de 1 adet depo mevcut. Kavşakkaya Barajı’ndan alınan su 200 metre yüksekliğe pompalar vasıtası ile basılacak. 200 metre yükseklik aşıldıktan sonra Çubuk-2 barajına dökülecek. Aynı şekilde ihtiyaç olduğunda işlemin tersi gerçekleştirilecek. Pompalar tersine çalıştırılarak Çubuk 2 Barajı’ndan Kavşakkaya’ya su aktarılabilecek.”

Geçte olsa, İnşallah bu çalışmalar bir an önce biter ve gerçek olur.

Burada sormak lazım Büyükşehir kimin suyunu kime getiriyor? Su sıkıntısı şimdi mi akıllarına  geldi? Ankara ve Pursaklar’ın su sıkıntısı olmasaydı Çubuk halkı için böyle bir çalışma başlatılır mıydı?

 

Çubuk Çayı’nın Köprübaşı ayağındaki bir levha da “Çubuk Çayı İlçemizin en kıymetli değeridir, onu kirletmeyiniz” yazıyor.

dscn0586.jpg

Yaşar Kardeşler Market’in önündeki çelik köprünün yanında ise “Lütfen Çay’a çöp atmayınız” diye yazıyor. Ama maalesef Çay’a çöp atılıyor. Belediye yetkilileri de seyrediyor.

dscn0789.jpg

Çubuk Çayı’nın altını betonlaştırın, tabiri caizse börtü böceğin ölmesine sebep olun ondan sonra da insanları ikaz edin. Var mı böyle bir şey... Siz önce ilçenin değerlerine sahip çıkın... Çubuk Çayı mı kaldı?

 

        Islah çalışmalarında Porsuk Çayı’ndan ilham alınabilirdi...

 

Eskişehir’deki Porsuk Çayı’ndan hiç mi ders almadınız? Belediye yetkilileri birtakım çalışmalar için sürekli seyahat ediyor. Bir de Eskişehir’e gitseler ya... Biraz ilham alırlar.

 

Kentpark Eskişehir Bot Seferleri




 

Porsuk Çayı, Adalar Eskişehir - 02



 

Porsuk Çayı, Adalar Eskişehir - 03

 

Eskişehir’in son zamanlarda yaşadığı büyük değişimden Porsuk Çayı da etkilendi. Kısa süre öncesine kadar birçok atığın atıldığı Porsuk yapılan başarılı ıslah çalışmalarının ardından yerli halkın ve turistlerin tercih ettiği en önemli gezi alternatifleri arasında yerini almış durumda.

Porsuk etrafında konumlanan birçok cafe, fast -food restoranı ve eğlence mekânı bölgenin çok hareketli bir yer olmasını sağlamaktadır. Bahar ve yaz aylarında Porsuk üzerinde yapılan bot ve gondol turları ise bölgeye çok farklı bir hava yaşatmaktadır. Amsterdam Kanalları’nda görmeye alıştığımız botlar ve Venedik Gondolları’nı anımsatan gondol turları şehre son derece modern ve turistik bir hava katar.

Eskişehir’e güzel bir görüntü ve hava katan Porsuk Çayı ve Adalar, en güzel, en görkemli, en ilgi çekici ve hareketli bölgelerinin başında yer alıyor.

 

Mezopotamya için Fırat ve Dicle ne demekse, Eskişehir için de Porsuk Çayı da neredeyse o demektir.. Avrupa’daki çoğu nehir/dere vb. daha güzel, temiz tutulmuş bir doğa harikası.

 

Gürültüden bunalmışsanız, kafa dinleyeyim diyorsanız, çiğdem eşliğinde çimlerin üzerinde keyif yapabileceğiniz güzel manzaralı harika bir yer.

 

Eskişehir’in sembolü çimenlerde keyif yapabileceğiniz, huzurlu, yürüyüş için ideal, cafeler ve kitapeviyle Avrupa havası yaratan bir yer ve ayrıca Dünyada sadece 2 tane olan kanal geçiş  sistemine hayran kalırsınız.

 

Çevresindeki otellerde konaklama imkânının yanı sıra; otel pencerelerinin çoğunda Porsuk Çayı’nın dinlendirici manzarası vardır. Sabah uyandığınızda pencereye yönelip bu eşsiz manzara karşısında kendinize gelebilirsiniz. Ardından yeşillikler arasında güzel bir yürüyüş yapıp botlarla ve gondollarla Porsuk Çayı’nı doyasıya gezebilirsiniz. Birçok kolaylıkla karşılaşacağınız bu uzun Çay sizi dinlendirmeye ve huzuru yaşatmaya hazır. Tatilinize Eskişehir Anadolu Havalimanı ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

 

Son yıllarda hızla turistik bir değer haline getirilmiştir. İki barajı besleyen bu çay aynı zamanda bölgenin ekonomik faktörleri arasında da güçlü bir konuma sahiptir.

 

Çubuk Çayı’nda da, Porsuk Çayı’nda olduğu gibi neden dev bir proje hayata geçirilmesin?

 

Başkan Dr. Acehan, “Çubuk’u tarım, hayvancılık ve turizm konusunda cazibe merkezi yapacağım” diyordu.

 

“Lafla peynir gemisi yürümüyor.”

 

Başkan, önce Çubuk Çayı’ndan başlasın da görelim bakalım...

 

İlçemizde doğup-büyüyen ve biyoloji dalında eğitim ve öğretim gören Prof. Dr. İlhami Tüzün gibi bir hemşerimiz var. Üstelik bu kardeşimiz Başkan Acehan’ın da arkadaşıdır. Oldu bittiye getirilen Çubuk Çayı’nın Islah çalışmalarında bu değerli kardeşimizin engin görüşlerinden pekâlâ faydalanılabilinirdi. Ama olmadı...

Prof. Dr. İlhami Tüzün halen Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanıdır.

Doktorasını İngiltere’nin Essex Üniversitesi’nde yapan Prof. Dr. İlhami Tüzün’ ün verdiği dersler arasında; Çevre Biyolojisi, Tatlı Su Ekolojisi, İçme Suyu Kalitesi, Ekolojide Veri Analiz Yöntemleri, Alg Biyoteknolojisi, Göllerde Su Kalite Problemleri yer almaktadır.

Bu bilim adamımıza bölümüyle ilgili olarak ilçemizde bir konferans verdirilebilir.

Bir zamanlar Çubuk’ta dün her şey çok güzeldi... Bugün, dünün özlemini çekerek yaşıyoruz. Yarın ise bu zihniyetle gidersek, “suya hasret bir ilçe olacağız”

 

O zaman da; “Su akar, Çubuklular bakar...” diyeceğiz...

 

Çubuklular, değerlerinize ne zaman sahip çıkacaksınız?  Balık kavağa çıkınca mı?

 

 

 


 

Bu yazı toplam 18394 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum