Şuayip Yaman Görünen Köy
TABELA İLE OLACAKSA !..
İlçemizdeki İnternet haber sitelerinde yayınlanan “Çubuklular Gözünüz Aydın! Askerlik Şubesi de Gidiyor” başlıklı yazıma aşağıdaki rumuzlarla asılsız, mesnetsiz, gerçek dışı, karalama dolu ve özellikle de cahilce yorumlar yazılmış, öncelikle bunlara cevap vermek istiyorum. Bu tür yorumlar ne ilk ne de son olacak…
Yukarıdaki başlıkla yayınlanan yazımın bir bölümünde;
“Görüldüğü gibi Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Çubuk’ta kurulması kesin değil!.. Her an elimizden kaçabilir!..
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi de arkası aranmazsa, siyasilerimizin basiretsizliği, sorumsuzluğu, vurdumduymazlığı ve cesaretsizliği yüzünden büyük bir ihtimalle elimizden göz göre göre gitmek üzere…” dedim.
Bunun neresinde karalama var, neresinde cahilce bir haber var..
Ama aşağıdaki yorumcular tarafından önyargılı bir şekilde algılandığı için,
çubuklu esnaflar rümuzlu vatandaş
27 Aralık 2010 Pazartesi 00:01’de yaptığı yorumda;
“nerde yaşıyon sayın yaman” diye başlayarak,
“sayın yazar üniversitenin ilk adımı atıldı sanırım haberin yok yazmışsında rastgele karalama amaçlı yazmışsın 20 gündür çubukta duymayan kalmadı rektörlük bile açıldı tabelası bile takıldı esenboğaya nerde yaşıyon sayın yaman yazmayın böyle cahil haberler halkımızın aklını karıştırmayın haberciliğe yakışan haberler yapın lütfen...”
Yine Yasemin rumuzlu yazar, “ şuayip bey çubukta yaşamıyor heralde olan bitenden haberi yok çünkü bu yazı yazıldığında üniversite çoktan çubuktaydı” gibi gerçeği yansıtmayan ve halkı aldatan, yanıltan yorumlar yazılmış…
Bu yorumları okuyunca inanır mısınız hayretler içinde kaldım.
Çubuklu esnaflar rumuzlu vatandaşın dediği gibi üniversitenin adımı nerede atıldı? Duymayan kalmamış, ben duymadım, siz duydunuz mu?
Yasemin rumuzlu yorumcunun dediği gibi üniversite Çubuk’un neresinde göreniniz, bileniniz var mı? Ben göremiyorum. Şayet Esenboğa mahallesindeki “Rektörlük” tabelasından bahsediliyorsa onu bilemem. O tabelayı biliyorum. Ama o tabelada da üniversitenin adı yok. Olup bitenden haberi olan kim acaba? Yasemin rumuzlu vatandaş bir zahmet gelip üniversitenin yerini gösterirse memnun olurum. Siz okuyucular da mutlu olursunuz herhalde…
Bu yorumları yazanlar “sadaka kültürü” ile geçinenler, bir başka ifade ile tüyü bitmedik yetimin hakkını yiyerek geçinen ve yan gelip yatanlar olmalı.. Çünkü başka birisi böyle yorumlar yapamaz. Asıl ayda yaşayanlar onlar, çünkü ekmek elden su gölden geçinip gidiyorlar, tuzları kuru herhalde!..
Yazılan yazılara tabii ki yorumlar yapılacak. Her okuyucunun okuduğu yazıyı yorumlama hakkı var. Ama isminizi açıklamadan birtakım rumuzların arkasına sığınarak insanlara iftira atıp, onları karalarsanız bu insanlığa sığmaz. Bunu yapmakla hem bu ilçeye ve hem de bu ülkeye ihanet etmiş olursunuz ki, bunun da vebali çok büyüktür. Madem o kadar gerçekçi ve dürüstsünüz neden isminizi saklıyorsunuz. Yoksa isminizden utanıyor musunuz? Allah aşkına kimin tetikçisi, kimin maşası veya kimin kalemşorusunuz?
“Çubuklu esnaflar” rumuzlu yorumcu veya yorumcular, öncelikle yazılarımı dikkatlice okusunlar!.. Üniversitenin Çubuk’ta kurulması ile ilgili birkaç yazım oldu. Zannedersem okumadınız. Okumuş olsaydınız adam gibi yorumlar yazardınız. Bir de yazıların başlığına lütfen dikkatlice bakın!.
“ÇUBUKLU ESNAFLAR” VE “YASEMİN” RUMUZLU YORUMCULAR, LÜTFEN BENİM GÖREMEDİĞİM ÜNİVERSİTENİN YERİNİ GÖSTERİN.. ULUSAL BASINI DA GETİRELİM. TÜM TÜRKİYE “YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ’NİN ÇUBUK’TAKİ YERİNİ GÖRSÜN!.. HEM BİZ VE HEM DE ÇUBUKLULAR MUTLU OLALIM. SİZLERİ DÖRT GÖZLE BEKLİYORUM. AMA GELMEYECEKSİNİZ BİLİYORUM. NE DEMİŞLER “ÇAMUR AT İZİ KALSIN”. Sizler de çamur atmaya devam edin. Sizleri yaptığınız iftiradan dolayı Allah’a havale ediyorum.
Sizler gibi ben de Çubuk’ta yaşıyorum. Ama sizler (birtakım yorumcular) ayda yaşıyorsunuz. Çubuk’ta yazılan veya yazılmayan tüm olaylardan haberdarım. Hatta çok önemli olayları da biliyorum. Ama infial yaratır diye yazmıyorum. Sizler gibi “yarına bayram var” gibi bakmıyorum. Olaylara ve gelişmelere gayet temkinli bakıyorum. Gerçek dışı hiçbir yazı yazmadım. Yazmam da..
34 yıllık meslek hayatımda hiçbir zaman ne bir kurumu ve ne de bir kişiyi insafsızca eleştirmedim, karalamadım. Çünkü devlet terbiyesi gördüm. Genelde eleştiriye dönük yazılar yazıyorum. Fakat çözümlerini de beraberinde sunuyorum. Yazılarımın hepside yapıcı eleştirilerdir. Bu nedenle kimseyi kırdığımı zannetmiyorum. Ha şunu da belirteyim, yazdığım yazılardan dolayı da bir kuruş almadım.
HER YERE TABELA ASALIM!..
Tabela ile sorunlar ortadan kalkıyorsa, bir yere tabela asmakla hizmet geliyorsa, o zaman Çubuk için istediğimiz hizmetlerle ilgili (örneğin fabrika, okul, sağlık ocağı, hastane, rehabilitasyon (iyileştirme) merkezi, market, süpermarket, hipermarket, çeşitli işyerleri, alt yapı gibi) onlarca, yüzlerce tabela yazalım ve her yere asalım.
Çubuk’ta işsizlik mi var? Elimize 100 adet tabela alalım ve her birine bir fabrika adı yazalım. Boş gördüğümüz her binaya asalım, arsa ve tarla önüne dikelim. O zaman ilçede işsizlik ortadan kalkar herhalde!..
50’li yaşlarda olanlar hatırlarlar, 70’li yıllarda iktidar ortağı bir parti birtakım il ve ilçelerde hayali fabrika temelleri atar diğeri de o temellerin atıldığı beton direkleri söküp Meclis önüne getirip koyarlar, teşhir ederlerdi…
“ÇUBUK ŞEFKAT EVİ” nin durumu da yukarıdaki örnekle benzerlik taşır.
Çubuk’ta 1996 yılında, arsası Çubuklu hayırsever Abidin Yılmaz tarafından bağışlanan ve 2007 yılında temeli atılan “Çubuk Şefkat Evi”nin de tabelası var.
Daha önceki Belediye Başkanları tarafından girişimde bulunulan ve derneği kurulan Çubuk Şefkat Evi’nin temeli atılmış ve bir katı çıkmış durumda.. Maalesef 2007 yılından beri atıl bir vaziyette duruyor. Oysa o tarihlerde Çubuk Şefkat Evi’nin yapımı ile ilgili olarak, Çubuklu işadamları, siyasiler ve hayırseverler birtakım taahhütlerde bulunmuşlardı. Demek ki sadece tabela asmakla olmuyor. Bir de icraat lazım..
REKTÖRLÜK BİNASI İLÇE MERKEZİNDE OLMALI…
Rektörlük binası ilçe merkezinde veya Çubuk’un Kuzey’inde olmalı. Ne kadar Kuzey’de olursa Çubuk için o kadar hayırlı ve yararlı olur. Hatta Yukarı Çavundur tarafında olursa daha iyi olur. Böylece oralara da üniversite bahanesiyle hizmet gider.
Şayet, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’ta kurulacaksa, Rektörlük binası da Çubuk’ta olmalı idi. Bunun için de şimdilik Gazi Üniversitesi Yerleşkesi biçilmiş kaftan..
Hatırlarsanız Gazi Yerleşkesi; Gazi Üniversitesi’ne önce fakültelerin gelmesi, sonra da üniversitenin kurulması için verildi. Bir başka ifade ile şartlı verildi.
Ne hazindir ki, 2005 yılından beri fakülteler gelmedi. Dolaysıyla üniversite de kurulmadı. Sadece 2 yıllık yüksek okullar geldi. Yaklaşık 370 dönümlük arazi de yaklaşık 3 bin öğrenci cirit atıyor. Yurt olmadığı için bunların çoğunluğu her gün Ankara’ya gidip geliyor. Dolaysıyla Çubuk’a ve Çubuk ekonomisine de hiç mi hiç faydaları yok.
Ayrıca Gazi Üniversitesi’ne, eski Atış Alanı’ndaki 1.324 dönüm ve yakınında da 180 dönümlük bir arazi daha kampus (yerleşke) olarak verildi. Bunlara ek olarak bu alanlarda binlerce dönüm bakir arazi var. Çoğu da hazine arazisi.. Bunlara rağmen arazi eksikliği çekilirse şahıs arazileri de istimlâk edilebilir. Çünkü bu arazilerin de değeri çok ucuz. Yeter ki siz üniversite yapmaya niyetli olun..
Hatta Çubuk’a üniversite gelecek diye Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan Üniversite’ye bağlı Fen Edebiyat Fakültesi’ni Polatlı’ya gönderdi. Buda kaçırdığımız bir fırsat..
Çubuk’un suyu mu çıktı da, Rektörlük binası Esenboğa Mahallesi’nde hizmete girdi. Çubuk’ta rektörlük tabelası asılacak yer yok mu? Bu da gösteriyor ki; Üniversite Esenboğa Mahallesi veya çevresinde kurulacak demektir. İnşallah oraya kurulmaz. Kurulursa da bir şey diyemeyiz.
İlçe Kaymakamı Meftun Dallı ve Belediye Başkanı Lokman Özden Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Çubuk merkezde kurulması için ellerinden geleni fazlası ile yapıyorlar. Üniversite kurulacak alanın ağaçlandırılmasından tutun da öğrencilerin kalacağı yurtların kurulmasına kadar..
Esenboğa ve çevresine kurulacak bir üniversitenin Çubuk ve Çubukluya hiçbir faydası olmaz. O zaman Çubuk bir mezra olur. Mahrumiyet bölgesi olur.
Neden mi?
Akyurt ilçesi Çubuk’a bağlı bir nahiye iken 1990 Mayıs’ında ilçe oldu. O zamana kadar bize bağlı olan fabrikalar hep Akyurt’a geçti. Bize ise 4 fabrika kaldı. Bunlar; Man Fabrikası, Yakupoğlu, Ülker’e bağı mama üretimi yapan Hero Şirketi, yine Ülker’e bağlı ve Ülker’in hammaddesini yapan Birlik Pazarlama Şirketi ve Nergis Mobilya.. Bunlar genelde vergi yönünden bize bağlı ve buralarda çalışan Çubukluların sayısı ise azınlıkta..
İlçe merkezinde ise hiç mi hiç fabrika yok. Ama ilçede 73 kahvehane ve 13 internet cafe var. Bir başka ifade ile üretici değil, tüketici işyerleri var.
Akyurt ise fabrika ağıyla örülmüş durumda; 232 küçüklü büyüklü işletme ve 92 adet de büyük ölçekli fabrika var. Akyurt’ta hemen herkesin işi olduğu gibi, bunların ekonomik ve sosyal imkânı daha iyi olan fabrikalara geçme gibi bir lüksleri varken, Çubuklu gençler işsiz, özellikle de askerden gelenler ve üniversite mezunları da..
Yine Esenboğa Havaalanı’nda geçtiğimiz yıl faaliyete geçen TGS şirketine alınan kaç Çubuk’lu işe başladı?
Esenboğa Mahallesi’ndeki eski belde belediyesi hizmet binasına “REKTÖRLÜK” tabelası asılmış, ama “ YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ’nin tabelası nerede, göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı? Üniversite çoktan Çubuk’taydı” diyenler kimi kandırıyor? Söyler misiniz, üniversitesiz, rektörlük tabelası ne işe yarar?
Başbakan’dan, bir bakandan veya bir başka yetkili ağızdan, “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’ta kurulacak” diye resmi bir açıklama geldi mi? Kısacası bu konuda henüz kesin bir açıklama yok.
Çubuk’a üniversite gelmesini en fazla isteyenlerden, üniversitenin Çubuk’a gelmesi için en fazla çaba harcayanlardan birisiyim. Birileri gibi tozpembe rüyalar görmüyorum. Birileri gibi köstek değil, desteğim. Çünkü birtakım çevrelerde, “Üniversite Çubuk’a gelirse ahlak bozulur” diyenler bile var. Bunları duyuyorsunuzdur.
100 bin kişilik ilçede sayıları çok az da olsa birkaç gazete çıkıyor. Birkaç da internet haber sitesi var. Buralarda yazı yazan sağduyulu birkaç kişi ellerinden geldiği kadar ilçenin sorunlarını dile getirip, çözümler üretirken, birkaç kendini bilmez de, çeşitli rumuzlar kullanarak onlara acımasızca saldırmakta, iftiralar atmakta, asılsız ve mesnetsiz yorumlar yapmakta, hakaret etmekte, onların şahsiyeti ile oynamakta ve hatta alay etmekte, bir başka ifade ile kişisel egolarını tatmin etmektedirler. Yazık, çok yazık!.. Bunlar ilçeye fazlasıyla zarar veriyorlar. Bunlar birilerine yağcılık için, birilerine yağdanlık için yapılıyor. Ama sonuçta ilçe zarar görüyor.
Yazılara yorum yazanlar Lütfen! Yorumlarınızda rumuz kullanmayın, birazcık cesaretiniz varsa gerçek isminizi kullanın… Bakalım o zaman da insanlar hakkında rast gele atıp-tutup, hakaret edebilecek misiniz? Birde yorumlarınız da imla kurallarına dikkat edin!. Çünkü güzel Türkçe’ mizin içine ediyorsunuz!..
Saygıdeğer Çubuklular; Çubuk’un tüm sorunları tabela ile çözülecekse, işimiz çok kolay, Çubuk’ta neler olur bir düşünün!.. İşsizler iş bulur, sağlık sorunlarımız çözülür, eğitimimiz dört dörtlük olur. Elektriğimiz kesilmez, suyumuz kesilmez. Ruhsat, numarataj ve imar işleri için Büyükşehir’e, araç muayenesi için Akyurt’a gitmeyiz, Alt yapımız dört dörtlük olur, yollarımız çamur ve pislikten kurtulur. Bu sorunları halletmek için (birileri gibi) sadece bir tabela yazıp bir yerlere asmak yetecek. Artık onun maddi külfetine de katılın lütfen!.. O kadar!.. Ne güzel değil mi?
Çubuk’ta birtakım kesim sadaka kültürü ile geçindiği müddetçe bu ilçenin hiçbir sorunu halledilmeyecek. Bunlar sayesinde iyi niyetli ve çalışkan insanlar da maalesef mağdur olacaktır. Çabaları da boşa gidecektir. Şimdi buradan bu zihniyete sahip insanlara sesleniyorum; Çıkartın artık o at gözlüklerini ve gerçekleri görün!.. İlçenin hakkını savunun, yoksa yarın çok geç olabilir.
ÜNİVERSİTE HENÜZ ÇUBUK’TA KURULMADI
Kimseyi aldatmayalım. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çubuk’ta henüz kurulmadı. Sadece kurulacak deniyor. Resmi bir kanıt yok. Bu arada bu üniversiteyi isteyen diğer ilçelerde boş durmuyor.
İlçede fitne-fesat, riya, dedikodu, çekememezlik kol geziyor. İnsanlar genelde fısıltı gazetesine itibar ediyor.
“Elimizden kaçarsa mucize olur dediğim” ve Çubuk İlçesinin olmazsa olmaz konumunda olan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi de elimizden kaçarsa ne yapabilirsiniz? Hiçbir şey yapamazsınız. Kader dersiniz ve kaderinize razı olursunuz. Bunun için hepimiz uyanık olmalıyız. İlçede yaşayan herkesin üniversiteye odaklanması gerekir. Bu da tarihi bir görev olmalıdır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.