Dyt. Kübra NOKTA
SUSUZLUK DEYİP GEÇME!
YORGUNLUK, BAŞ AĞRISI, KONSANTRASYON EKSİKLİĞİ, AÇLIK HİSSİ VE DAHA FAZLASIYLA KARŞILAŞABİLİRSİNİZ…
Sıcak yaz günlerinde birçok insandan duyduğumuz şikayetler aynı. Halsizlik, yorgunluk hissi, enerji düşüklüğü ve özellikle nedensiz baş ağrıları şu günlerde daha da artmış durumda. Peki bunların altında yatan neden ne olabilir? Çözüm mümkün mü?
Dünyaya geldiğimiz ilk ana birkaç saniyeliğine dönecek olursak, bir bebeğin bedenindeki su oranının % 80’lerde olduğunu söyleyebiliriz. Yetişkin bir bireyin vücudunun ise yaklaşık olarak % 60’ı sudan oluşmaktadır. Görüldüğü üzere bedenimizin bileşiminde suyun oranı oldukça fazladır. Dolayısıyla su, tahmin ettiğinizden çok daha önemli bir ögedir. Eksikliğinde belki de susuzluktan olacağını düşünmeyeceğiniz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Bireyler özellikle sıcaklığın fazla olduğu şu günlerde baş ağrısından oldukça dertli. Öğle saatlerinde güneşin altında dışarda sık bulunmak ya da stresli günler geçirmek akla gelen ilk nedenler olsa da yapılan araştırmalara göre kişi, vücudun su ihtiyacını karşılayamadığında baş ağrısıyla karşılaşabiliyor. Sıcak havalarda daha çok ter yoluyla kaybettiğimiz suyun eksikliğini bol su tüketerek kapatmak önem taşıyor.
Bunun yanı sıra suyu az tükettiğimizde diz ağrılarıyla karşılaşmamız da çok uzak değildir. Son yıllarda gençlerde de görülmeye başlayan dizlerde sıvı eksikliği zaman zaman ağrılara yol açabilir. Bu ağrılara sahip hastalar, yeterli su içtiklerinde ağrılarında azalma olduğunu söylüyor.
Yaz aylarında ders çalışmak durumunda olan öğrencilerin genel sorunlarından biri adaptasyon bozukluğudur. Peki bu durumu meydana getiren nedenlerden birinin de bireyin susuz kalması olduğunu biliyor muydunuz?
Susuzluk kişide kronikleştiğinde yani yaygın hale geldiğinde kişi susuzluğunun farkında olmamaya başlar. Bu durum onda açlık hissi yaratabilir. Aç olmadığı halde besinlere yöneltebilir ve gereksiz kalori alımına yol açabilir. Çoğu obez bireylerde diyet tedavisi uygulanırken özellikle yeterli su alımına dikkat ederek ve acıkma hissi geldiğinde bunu su içip bastırarak kilo kaybında kişiyi sevindirici sonuçlar elde edilmektedir.
Normal bir bireyin günlük içmesi gereken su miktarı yaklaşık olarak 2 litredir. Bu genellemeyi sık sık duysanız da bazı kişilerin daha az suyla, bazılarınınsa 2 litreden daha fazla suyla ideal tüketimi sağladığı unutulmamalıdır. Çünkü herkesin vücut yapısı, sahip olduğu hastalık durumları, yaşam şekli ve standartları, bulunduğu yerin iklim koşulları farklıdır. Bu da kişiden kişiye su alım miktarının değişkenlik göstermesine yol açar.
Peki siz sizin için gerekli olan suyu tüketip tüketmediğinizi nasıl anlayacaksınız? Herkeste uygulanabilen ve bizi yanıltmayan bir yöntem olan, kişinin idrar rengine bakmak sizi yönlendirecektir. İdrar rengi sağlıklı bir bireyde yeterli su içildiğinde beyaz/ şeffaf olur. Eğer renk sarımtırak, sarı, turuncu benzeriyse ihtiyacınız olan su alınmamış demektir ve daha fazla su içilmelidir. Bu yöntem ile herkes günlük içtiği suyun bireye yetip yetmediğini çok kolay öğrenebilir.
Susuzluk deyip geçmeyin. Su, belki de hiç ummadığınız bir kurtarıcıdır. Susuz kalmayın, suyun size kattıklarının farkına varın. Sağlıklı ve keyifli günler dilerim…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.